Soulbringer Mesaj tarihi: Ekim 2, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 2, 2003 ''İlk divan hazırlanıyordu''Diye başladı söze melek vekili.İblis vekili ise öylece sarımsı gözlerini gözlerine dikmiş dinliyordu.''Kutlamalar Tanrının zirvesi olarak adlandırıldığı çok şa-şalı (öksürür devam eder) bir tören salonunda hazırlıklar yapılmış bir halde tüm gerçek yaratılış nur taşıyanlarının doldurduğu bir salonda Tanrı bekleniyordu.Büyük bir uğultu ardında grilerin tonunun tüm renk bütünlerine eş göz alıcıklıkta içeri ilk giren o anki adı ile eşsizliklerin nuru girdi.''İblis vekili hafifçe sırıttı melekte bir an sırıttı ve kendini toparlayıp konuya devam etti.''Daha sonra ardında tüm görüntüleri aşan olarak tabir edilen büyük Yaratıcı...Girdi.Tüm divandaki nurlar bir anda saygıya ve hükme olan bağlılıklarını dile getirdiler.Yaratıcı olağan duygular ve his bağlarını bir örgüde salon a dağıtırken bir nurdan olan soru sordu.Bizi buraya kadar çağrılma sebebimizi varlığınızın iktidari ile onurlandırırken bazı duyumlara göre yeni bir amaç için asırları aşan bir anlaşma yapılıcağı bildirildi.Bu doğru mu? Yaratıcının ışıltısının ardında bir ince tını da kahkaha hissedildi ve örgü hisleri dağılırken salon Yaratıcının hoş tınısal sesi anlaşılır bir hal almaya başlar şekilde dinleyenleri kendine bağlamasına yol açtı.Şöyle diyordu yaratıcı ;Konu çok açık yanımda gördüğünüz Şaşalı olan gri hükmü olan yaratılışa nur sahibi aslında benim oda ben...Salonda bir karışıklık ve anlaşmazlık alıp başını yürürken boş bir sessizlik oldu ve yaratıcı bir kez daha baktığı hissedilince susuldu.Konuşmasına devam etti.Yarattıklarıma düşen kaos ve günahkarlığın çoğalıp bilince girmemesi için gidiyorum divandan ama sizler kaldığınız anlaşmaya uygun şekilde''Melek vekili acı ile kasıldı ensesinde bir sıcaklık ardından bir bağırış duydu. --Tuh rezil!Ne diyorsun sen yaratıcıya! Melek ve İblis öylece yaşlı kadına baktılar.Yaşlı kadın bir elinde çanta sıkı pıkı giyinmiş sinirden gözleri balık gözü gibi baygın bir bakar halde iğrenç çıyanları andırıcak bir ses tonunda konuşuyordu.İblis hafifce boynundan yakaladı.Hareketsiz kalan kadın yavaş yavaş boğultu ve ses tınıları karışık birşeyler fısıldar gibi hali vardı.Melek ne olup bittiğini anlamak için iblisle bakıştı.İblis de ;''Bak çok konuşuyor ya boynunu kırıcam ozaman biz götürmeliyiz değil mi posasını.''Melek sözünü kesti.''O posa değil ruhu!VE onu bırak artık ölücek!''İblis kadını yere bıraktı sertçe.Kadın iblisin gözlerindeki parıltıyı seçmiş olucakki orda binlerce kez hatmeder halde dualar sayıklıyordu.İblis kadın a baktı.''Versiyonları eski korumalar bayan''Göz kırptı.Melek çekiştire çekiştire oldukları yerden doğruca Kızılay olarak anılan yere doğru yürümeye başladılar.İblis öylece meleğe baktı.''Hikayenin devamı derken bir kez daha aynı daha az önce gördüğü gibi o kız karşısında ona bakıyordu ve yine öylece dona kaldı.Sustu.Melek bön bir bakışla iblis e bakarken... (Devamedicek)[hline]§Tanrıdan önce karanlık vardı...§ What if God was one of us Just a slob like one of us Just a stranger on the bus Trying to make His way home .................................................... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar