sanki bir ben

[pulkas]

sanki bir ben, zoraki olarak istemeyen
sanki bir ben, zamanla cebelleşemeyen
sanki bir ben, insanlara dur demek istemeyen
sanki bir diğeri yoksa hala ben mi

sanki zaman yok ama kum saatleri hep doğruyu gösterir
sanki zaman yok sabır insana usanmayı öğretir
sanki zaman yok şizofreni bir hastalık değildir
sanki zaman var ama yok olması içimden gelir

sanki bir hiç gibi kenarda beklemek usandırdı gibi
sanki bir kelebek gibi özgür olma bilinci sardı her yerimi
sanki bir insan ve sadece insan gibi
sanki bir diğeri, düşünülürse olsa olsa hiç biri

sanki hayat karmaşık bir an dierine benzemeli
sanki hayat zor inan bunu anlamak bile zor
sanki hayat yoktu ama biz vardık
sanki hayat bir ve diğeri hayatın ihaneti


zaman tasarruflu olmayı gerektirir ki anın tutkusu bunu engellemeye kalkarsa anın karşıladığı durum ile insan düşünmeye ve sömürmeye başlar kaynakları tükenmek bilmeyen bu dünya denilen kazanın içinde pişen yemekten kimisi biraz baharatlı sever ve yer kimisi boş bir ekmeğe tamah eder kimisi sadece ve sadece onun bunun artığını didikler ki belkide en şanslıları onlardır, artıklardaki çeşitlilik ile zamanı durdurmaktır belki amaçları belkide bu çeşitlilikte ayrımsamaktır gerçekle hayal olanı ve olmayanı olana kıyasla daha az değerli saymayı ve kimseye tamahkar olmamayı ki belki bu sebepten artıklardaki çeşitlilik kimseye yetmez gibi dursada doyurur belki bir çok aç ve bitap olanı...

[Villians]

Bu iki cümleye bayıldım...
sanki zaman yok sabır insana usanmayı öğretir
sanki zaman yok şizofreni bir hastalık değildir

Ellerine sağlık
irdelenecek o kadar çok konu var ki...