Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kırılma Noktası


ZaugnaKhaldun

Öne çıkan mesajlar

SiyahKahve Linki

1 yıla yaklaşıyor yazılalı, yazarken en çok zevk aldığım hikayelerden biri oldu.



"Senin ve senin oyunlarının canı cehenneme" diye bağırdı İlker sevgilisinin arkasından, kapıyı çarpıp çıkarken. Dikkat etmeden ayağına geçirdi ayakkabılarını, koşar adım uzaklaştı evden. Ev ile arasına yeterince mesafe koyduktan sonra durarak bağladı ayakkabılarını. Kafasında o geceye dair bir plan vardı, büyük ihtimalle daha önce olduğu gibi olacak, sevgilisinden uzak Tuğçe'ye yakın bir gece geçirecekti. Tuğçe... Bu ilişkisinden önce de hayatında olmuştu Tuğçe, muhtemelen bundan sonrakinde de olacaktı. Garip bir ilişkiydi onların ki. Yalnız yaşardı Tuğçe, iyi bir üniversitede akademisyenlik yapıyordu. Pek güzel olduğu söylenemezdi aslında, Kendisinin bildiği kadarıyla hiç erkek arkadaşı olmamıştı. Galiba bu yüzden, kendisini eğitimine vermişti. Bir yerden telafi etmesi gerektiğini düşünüyordu çünkü. Bir şekilde kendisini iyi hissetmesini sağlayacak bir özelliğe sahip olması gerektiğini. Başkaları için bu muhteşem fizikler, gıptayla bakılan kız arkadaşları olmuştu belki. Ama onun için öyle değildi, onun için dersleri çok daha önemliydi. Ya da en azından o öyle olduğunu düşünüyordu. Bilinçaltındakiler bambaşkaydı. Ama bulmuştu birini işte, fiziği de muhteşemdi Tuğçe'in bulduğu kişinin. Bir eksiklik vardı ama sadece, İlker'in sadece fiziğini kullanabiliyordu Tuğçe. Geri kalanlar ona yasaklanmış bölgeydi. Gerçi İlker'de de fizik dışında pek bir şey bulması mümkün değildi. Belki de bu yüzden, kaderine razı oldu. Her seferinde, İlker'e kapıyı açtı, derdini dinledi, bedenini sundu. İlker sorunlarından arınırken o da cinsel ihtiyaçlarını giderdi. Ertesi sabah yaptıkları takastan memnun iki tüccar gibi kendi yollarına gittiler.

Bir yandan da garip bir ses konuşup duruyordu İlker'in içinde. Kızı yeteri kadar kullandığını, bu kadar acı çektirmenin yeterli olduğunu ve artık durması gerektiğini söylüyordu. Haklıydı aslında o ses, yıllar boyunca kapısına dayanmıştı Tuğçe'nin. Bir kez olsun da itirazla karşılaşmamıştı. Kızda, kendisinin uzun zaman önce kaybettiği o saflığın izlerini görüyordu, ve bildiği bir şey varsa o da kendisinin bu saflığı yok etmekte olduğuydu. Bu sefer gitmemeye karar verdi, boşaltmayacaktı acısını. Gördüğü ilk büfeye girdi, iki tane ucuz şarap kaptı kendine. Bir pislik olduğu kadar bir ayyaş olduğunu da düşündü. Düzelirdi elbet bir gün, ama o günü kendisinin görebileceğine dair şüpheleri vardı. Oturduğu semtin en büyük niyetinden faydalanmaya karar verdi, sahil kenarına yürüdü. Saat çok geç değildi aslında ama o an itibariyle bankların hepsi ona hizmet ediyordu. İlk şişenin mantarını çıkardı, dikti kafasına. Düşünce yoktu o anda, sadece alkol...İlk şişeyi ikincisi takip etti, kafalar güzeldi. Cüzdanını kontrol etti, prezervatifi yanındaydı...

Kapısında patlayan yumrukların sesiyle irkildi Tuğçe. Çalıştığı masada uyuyakalmıştı, tek bildiği saatin oldukça geç olduğuydu. Tahmin edebildiği ise kapıda kim olduğu...Kapı deliğinden bakınca tahmininde yanılmadığının belirtisi olan bir iç çekiş koyuverdi. Kilidi çekip kapıyı açtı. Suratını inceleyen bir insan onun bu işten artık usandığını rahatlıkla söyleyebilirdi. Daha da dikkatle inceleyen birisi ise, bir yerlerde bir şefkat pırıltısının var olduğunu... "Yine mi sen İlker" dedi. "Ne zamana kadar... ". İlker'in yüzündeki damarlar iyice belirginleşti, patlamaya hazır bir volkana benziyorlardı. "Ne demek 'Yine mi sen!'. Muhtaçsın kızım sen bana, aklında tut bunu. Şimdi geç yatak odasına!"

Duraksadı Tuğçe. Aslında çok alışık olduğu bir sahneydi bu. Zaman zaman, daha "merhaba" demeden soymaya çalışırdı İlker onu. Bugün farklıydı ama. "Ben mi muhtacım sana? İyi düşün bir kez bunu, düşünürken aynaya bakmayı da ihmal etme. Benim yanıma gelirken bir an olsun bile bana sığınıyor olabileceğini düşünmedin mi? Kendi ayakların üzerinde durmak yerine benim içime boşalttın bütün dertlerini, ve mutlu bir şekilde çıkıp gittin bu evden. Defol git şimdi, sürekli kaçtığın hayatla yüzleş. Sevgilinle konuş, acı çek, ve lütfen, büyü artık.". Kapıyı suratına kapattı.

Sahildeydi, içiyordu.

[ Mesaj 03 Mayıs 2007, Perşembe - 12:07 tarihinde, ZaugnaKhaldun tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
  • 2 hafta sonra ...
×
×
  • Yeni Oluştur...