BlueStar Mesaj tarihi: Şubat 20, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 20, 2006 baktım ki olucak gibi değil, bu sitede edebiyat açılmaz bende myspace imé yazayım orda asılı kalsın dedim yazı ve şiirlerim.. buyrun ister space te yerden yere vurun ister burda vurun.. http://spaces.msn.com/brilliantfrog/blog/cns!397cf0dc1d8600d6!290.entry Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BlueStar Mesaj tarihi: Şubat 21, 2006 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2006 bilmem sizin başınıza hiç gelir mi.. belki de en kusursuz yaptığınız işe, büyük bir hevesle tam girişecekken, ilk adımda aklınıza birşey takılıverir.. ilk başta pek önemsemezsiniz ne de olsa geçicidir, bir bulut kadar.. sonrasında işe koyulur.. damla damla terler dökmeye başlarsınız, emeğinizin verimli olması için uzun bir soluk alıp kısa kısa koşarsınız.ve ikinci adımda tam aklınız uzun bir vadiden ibaret olmuşken bulutlar tekrar belirir, kaybolan gün ışığının ardından yağmur çiseler, derken kar, derken fırtına.. bir anda göremez olursunuz, bir âmâ kadar.. yere eğilir çamurların arasında alın terlerinizi karış karış ararsınız.. gece olur, soğuk ve tam anlamıyla zifiri karanlık iliklerinize kadar işlemiştir. dua edersiniz, evet inanmasanız bile dua edersiniz.. o içinizi ısıtan güneşe muhtaçsınızdır. daha doğrusu aklınız muhtaçtır. yüreğiniz; somut ve soyut bütün varlıklarını çoktan vadinin çamurunda defalarca yitirmiştir. bu sebepten sadece aklınız güneşe muhtaçtır. üçüncü ve son adımda siz farkında olmadan, batıdan acı bir güneş doğar. doğması lazımdır ki bu evrenin zorunlu gebeliğinin tekerrürüdür. yatağınıza uzanıp başınızı koyduğunuzda herşeyi kavrarsınız dualarınızın gerçekleşmiş olması bile artık sizi mutlu edemez, çünkü ne gözleriniz artık net görebilir ne de üzerinizdeki çamur kolay kolay silinebilir..bilmem sizin başınıza hiç gelir mi.. f.c. [ Mesaj 21 Şubat 2006, Salı - 19:39 tarihinde, BlueStar tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BlueStar Mesaj tarihi: Şubat 26, 2006 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 26, 2006 taksimdeyiz, seni son kez öpeceğim ve ardına bakmadan gitmeni dileyeceğim sen, kısalarak gideceksin cüzdanımdan çıkaracağım resmi sana vereceğim giderken kalbimi de götüreceksin.. hatalarımdan kaçarken bir dünyayı ikiye bölüp hatalarımla gideceksin.. taksimdeyiz, sadece dudaklarına yaklasmak isterken beni tutup sımsıkı saracaksın ve o anda gözlerin bulutları kıskandıracak onlarda uzun uzun ağlayacaklar.. tutacağım seni... o minik, ben kokan ellerinden. sen, kısalarak gideceksin. ben dönüp bakacağım hatta kısa bir süre düşünüp peşinden koşup önünü keseceğim.. sen yine başını sallayıp gideksin.. oracıkta çırılçıplak yere yığılacağım.. görevliler ayıltacak beni cebime üç beş kuruş koyup evime yollıyacaklar ben kağıda kaleme sarılıp yazacağım ümitsizce, bir solukta buraya kadar geleceğim birden, altı seferdir çalan telefona doğru küfürler saydırarak gideceğim ahizeden gelen ses, senin sesin olacak yada gaipten sesler duyduğumu düşünüp kendime bir tokat atacağım.. ve reankarnasyona inanacağım. (bu yazıyı bir anda yazdım, fakat en kısa zamanda cok daha düzenli bir hale getireceğim.., yanlışlarım varsa affola) f.c Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar