Raquin Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 forumlarda 'parazit' ve 'ekinokok' gibi kelimeleri aradım ama bulamadım . daha köpeği alamadığm icin danısacak veteriner de bilemiyorum bilen varsa cevaplarsa sevinirim . soru : köpek alıcam (husky) . köpeklerde ekinokok veya kist hastalıgı diye bir hastalık olduğunu duydum . bu hastalık köpekte öldürücü olduğu gibi insanlara da bulasıomus ! :o bunun için parazit asıları oldugunu ogrendım ama yine aşı olan bir arkadasmn köpegnn basına geldi . ben nasıl onlem almalıyım ? bu hastalık nasıl bulasır gercekten oldurur mu ? soruyorum cunku bir pet sitesinde cok kotu bir fotograf gordum . kopeğin kalbine herlesen parazit 10cm i gecmisti . ben köpeğime boyle birsey olmasını istemiyorum lutfen bilgilerinizi paylasın veya link ile yonlendrnz ... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Zegna Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 asisi var yaplir merak etme , belli bir periyod icerisinde tekrar yaptiriyorsun asiyi. ayrica kopegin asi olamicak kadar kucuk gelirse , serum verirler garanti olsun diye. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Zegna Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 kist hidatik'in dışında yine ekinokok cinsine bağli e.alveolaris türünün larvasina ise alveolar kist denir. bu parazitin taşıyıcıları kemiriciler, çesitli memeliler ve insandir. bu etkenin yaşam döngüsü ise genellikle yabani hayvanlar ve tarla fareleri arasında olur. yol açtığı hastalık diğer yönleriyle kist hidatik'in neden oldugu hastalığa benzerdir. teşhis, köpek kili üzerinde veya dışkısında parazitimsi segmentlerin bulunması ile yapılır. kist hidatik'ten korunmak için petlerinize çiğ veya az pişmis et vermekten çekinmeli ve veteriner hekiminizin belirleyeceği bir paraziter mücadele programını takip etmelisiniz. kist hidatikle mücadele programı, ya 4 ayda bir dışkı muayenesi ya da mevcut paraziti dökmek amacıyla paraziquantel etken maddesini içeren antiparaziter ilaçların kullanılmasi şeklinde olur. etken insanlara sindirin yoluyla bulaştığı için aldığımız gıdaların temiz olmasına dikkat etmemiz korunmak için yeterli olmaktadır. kopegi alincada veterinerin tablet vericek zaten , mamasiyla beraber yediricen onu gerektigi zaman , parazit varsa dokmek icin. cok merklanma bence , asil korkacagin sey kanli ishal yavruda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Zegna Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 türkiye yüksek ihtisas eğitim ve araştirma hastanesi gastroenteroloji cerrahi kliniği kist hidatik hazırlayan: doç. dr. cüneyt kayaalp nedir ? hayvanlardan bulaşan parazitik bir hastalıktır önemi nedir ? türkiyede iç anadolu ve doğu anadoluda daha sık olmak üzere hemen her bölgemizde görülmektedir. ülkemiz kist hidatik hastalığı görülme sıklığı bakımından dünya genelinde ilk sıralarda bulunmaktadır. hastalık tam olarak kontrol altına alınamadığından insan sağlığı için büyük bir risk oluşturmaktadır. ayrıca milyarca liralık ekonomik kayıp meydana getirmektedir. kaynaği nedir ? bu parazitin esas kaynağı kedi, köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. ancak, esas kaynak sıklıkla köpeklerdir. parazit köpeklerin ince barsaklarında yaşar ancak köpeğin kendisinde hastalık oluşturmaz. hastalık köpek dışkısı ile atılan yumurtalar ile insana bulaşır. nasil bulaşir? köpek dışkısı ile atılan yumurtalar çok dayanıklıdır, toprakta ve soğukta bir yıl kadar canlı kalabilirler. dışkıyla atılan yumurtalar hayvanların ayakları, arazi eğimi, rüzgar ve yağmurla yayılırlar. insan bu yumurtaları çiğ tüketilen ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerden ayrıca kirli içme sularından alırlar. insandan başka koyun, keçi, sığır ve manda gibi otla beslenen hayvanlarda yumurtaları alarak hastalanırlar. alınan bu yumurtalar barsaklarda açılarak barsak duvarını geçer, kan ve lenf yoluyla öncelik sırasıyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yerleşerek kist formunda yaşamlarını sürdürürler. köpeklere nereden gelir? türkiye&de mezbahaların büyük bir kısmı dere, ırmak gibi akarsu kenarlarında bulunmakta ve bunlarında çevrelerinde başıboş köpekler dolaşmaktadır. ayrıca mezbahalarda yakma fırınlarının bulunmaması nedeniyle kistli organlar tam olarak imha edilememektedir. mezbaha çevresine atılan bu organlar ya köpekler tarafından yenilmekte yada akarsu ile daha uzaklara taşınarak bu hastalığın yayılmasına yol açmaktadır. bu kistleri içeren hayvan etleri ve sakatatlarının, kedi köpek vb ana konakçılar tarafından yenmesiyle onların barsaklarında olgunlaşırlar. belirli aralıklarla yumurtlayarak enfeksiyon zinciri bir kısır döngüye dönüştürür. köpeğin kili kist yapar mi? ülkemizde kist hidatiğin, köpek ve kedi tüylerinin direkt olarak karaciğer ve akciğere gidip yapışması sonucunda oluştuğu şeklindeki yaygın bir yanlış inanış vardır. aslında kıllar kist yapmaz. kist, yumurtaların insan vücuduna girmesiyle oluşur. kıllarda burada yardımcı bir rol alırlar. köpeğin anüsü çevresinde bulunan yumurtaları köpeğin buralarını yalaması ve daha sonrada diğer yerlerini yalamasıyla kıllarına bulaşır. bu üzerine yumurtaların bulaştığı kıllarında insanlar tarafından yutulmasıyla kist hidatik insanlara geçmiş olur. eğer köpek temizse ve kist yumurtası yoksa bu köpeğin kıllarının insanın saçından farkı yoktur. nasil korunulur ? 1. halkın bilgi ve kültür seviyesinin arttırılması, temizlik kurallarına uyulması insanların temizlik eğitimine önem verilmeli, ayrıca medya ve yazılı basın tarafından halkın bu hastalıklar konusunda sürekli veya periyodik olarak bilgilendirilmesi sağlanmalıdır. etken insanlara sindirin yoluyla bulaştığı için aldığımız gıdaların temiz olmasına dikkat etmemiz gerekir. kirli gıdaları aldığımız taktirde veya temizlik kurallarına yeterince uymadığımızda köpek ile temasımız olmasa da kist hidatik yakalanmak mümkündür. kontrolsüz sebzecilik bu konuda önemli bir risk faktörü oluşturabilir. eğer bir lokantada veya evde et kesilen bıçaklar ile sebze meyvede doğranıyorsa ve önce kesilen etler kistle bulaşmış ise daha sonra doğranan sebze ve meyvaların insanlar tarafından yenmesi ile de kist hidatiği alabilirsiniz. piknik alanlarında ellerin toprakla teması sonrası ellerin yıkanmadan ağıza götürülmesi, yemek yenmesi, toprağın temiz olduğu düşüncesi ve toprakla yakın temasın hiçbir zarar vermeyeceği ön yargısı sizi kist hidatik yapabilir. bir mesire yerinde, bir kır lokantasında, bir orman alanı veya çocuk bahçesinde çocuklarımız yerlerde koşup yuvarlandığında, bu alanların kist yumurtaları ile bulaşık olabileceğini asla unutmamalıyız. daha önce köpek dışkıları ile kirletilmiş bu alanlarda oynayan çocuklar bu parazit yumurtalarını alabilirler. parazit yumurtası ile bulaşık dışkılar, yağmur suları veya rüzgâr vasıtası ile su kanallarına ve derelere ulaşmakta, bu sularda yüzen insanlara bulaşabilmektedir. özellikle; kırsal kesimde üstü açık su kaynaklarından su temini, kanalizasyon sularına yakın yerlerde sebze tarımı yapılması, halkımızın maydanoz, nane, roka gibi çiğ yenilen bazı sebzeleri sofralarından eksik etmemeleri, özellikle bu tip yiyecekleri ev dışındaki lokanta vb. yerlerde yemeleri, kist hidatiğin alınmasında en az köpeklerin neden olduğu kadar etkilidir. elverişsiz sosyo-ekonomik koşullar nedeniyle güvenli olmayan içme ve kullanma sularının kullanılması ile de bu kistlerin yumurtaları kolayca alınabilir. 2. kaçak ve kontrolsüz hayvan kesimlerinin önlenmesi. sağlıksız koşullarda yapılan hayvan kesimi hastalığın yayılmasında köpeklerden çok daha fazla etkilidir. bizim ülkemizde kist hidatiğin büyük bir sorun olmasının nedenlerinden birisi de özellikle kurban bayramlarında kontrolsuz yapılan kesimlerdir. gerek kırsal kesim, gerekse kentlerde maalesef halkımız bu konuya yeterli önemi vermemekte, kesim sonunda sakadatları yok etmek yerine, rastgele ortada bırakmakta ve başıboş köpeklerin hastalıklı sakadatlarla beslenmesine yol açmaktadır. bu nedenle, kurban kesimi için belediyelerce özel kesim yerleri hazırlanmalı ve kesimler veteriner gözetiminde yapılmalıdır. kurbanların rastgele sokaklarda, yol kenarında kesilmesi yerine, bir çukur açarak kesmek, sakadatları rastgele atmamak, gerekirse üstüne kireç atmak gerekmektedir. kendin pişir kendin ye olarak tanımlanan lokantalarda sıkı denetim yapılarak kaçak et kesimi engellenmelidir. mezbahalarda kontrol altında tutulmalı ve hastalıklı organların mezbahaların etrafına gelişi güzel atılması önlenmeli, teşhis edilen hastalıklı organlar sahipsiz köpeklerin ulaşamayacağı şekilde usulüne uygun olarak imha edilmeli ve mezbahalara yakma fırınlarının sağlanmalıdır. 3. köpeklerin korunması ve tedavisi köpeklere hastalıklı sığır ve koyun artıkları verilmemeli, sahipli köpeklerin periyodik kontrolleri ve koruyucu ilaçlamaları düzenli olarak yapılmalıdır. kedi ve köpeklere kist içeren et ve sakadatların verilmesi, sağlam etlerinde iyice pişirilerek verilmesi, düzenli olarak veteriner kontroluyla parazit mücadelelerinin yapılması sağlanırsa bu zincir kırılır ve toplumda kist hidatik hastalığı sorun olmaktan çıkar. evcil ve sokak köpeklerinin dışkılarının çevrede gelişigüzel atılı olarak bırakılması da, hastalığın yayılmasında önemli bir faktördür. çevresel açıdan bakıldığında da hiç te hoş olmayan bu durum, sağlık açısından da önemlidir. köpeğini sokağa veya bahçeye çıkaran kişiler, yanında mutlaka naylon torba bulundurmalı ve köpek sahipleri hayvanlarının dışkıları ile sokağı kirletmelerine izin vermemelidir. köpekler düzenli olarak veteriner kontrolüne götürülmeli kontrolleri ve gerekirse tedavileri yaptırılmalıdır. başıboş köpeklerde kontrol altında tutulmalıdır. başıboş köpeklerle mücadele edilmesi ve onların aşılarının ve parazit tedavilerinin belediyeler ve gönüllü kuruluşlarca sağlanmalıdır. en büyük risk gurubunu parazit mücadelesi yapılmadan serbest dolaşıma bırakılmış, bahçede, çiftlikte veya köyde beslenen köpeklerle teması olan ve koyun, keçi, inek vb hayvancılıkla uğraşan kişiler oluşturmaktadır. ancak, bu önlemler alınmadıkça hiç kimsenin bu hastalıktan uzak durmasının mümkün olmadığının herkesçe bilinerek, bu mücadelede herkesin elinden geleni yapması gerekmektedir. ne şikayet yapar? bu kistlerin içi sıvı dolu olup nohut büyüklüğünden çocuk başı büyüklüğüne kadar değişik boyutlarda olabilir. hastalığın başlarında kistin küçük olduğu dönemlerde uzun yıllar boyunca hiçbir şikayet yapmayabilir. fakat kist büyüdükçe; bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu baskıya göre belirtiler ortaya çıkar. kistler en sık karaciğer ve akciğerler'de görülürler. nadiren dalak, karın zarı (periton), böbrek, kemik, göz yuvası, beyin, kalp ve yumurtalıklara da yerleşebilir. karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirti görülür. akciğer tutulumunda; solunum sıkıntısı, öksürük, ağızdan kan gelmesi ve göğüs ağrısı olabilir. . diğer organ ve sistem tutulumlarında da bu bölgelere ait tablolar ortaya çıkar. örneğin kafa içi tutulumlarda; baş ağrısı, kusma, şuur kayıpları görülebilir. kalp tutulumunda kalp ritm bozuklukları, enfarktüs bulguları, hatta kalp duvarında yırtılma olabilir. kemik tutulumlarında kırıklar olabilir. kist patladığında allerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. akciğerdeki kistin patlamasıyla ağızdan kist sıvısı gelebilir ve bu durum boğulmalara neden olabilir. teşhis metodlari : teşhis, hastanın şikayetleri, muayene bulguları, röntgen bulguları ve kan tahlillşeri ile konur. radyolojik olarak kistik oluşumların ultrason ve tomografi ile ayrıntılı değerlendirilmesi yapılabilir. bu parazite karşı serumda oluşan antikorlara bakılır. klinik ve radyolojik bulgularla kist hidatik şüphesi oluşan hastalarda serolojik yöntemlere sıklıkla başvurulur. serolojinin testin hassasiyeti karaciğer tutulumunda %80-100, akciğer tutulumunda %50-56, diğer organ tutulumlarında %25-56 dır. serolojik yöntemler olarak indirek hemaglütinasyon, lateks aglütinasyonu, indirek floresan antikor testi ve enzim immuno assay kullanılabilir. tedavi : kireçleşmiş kistlerde tedavi yapılmaksızın takip önerilir. bunlar dışındaki kistlerin tedavi edilmesi gereklidir. ulaşılabilecek bölgelerdeki kistler için ilk tercih edilecek tedavi cerrahi müdahale veya iğne ile boşaltmadır. ulaşılamayan bölgelerdeki kistlerde, çoklu organ tutulumlarında, çok küçük kistlerde veya cerrahiye ve iğne ile boşaltmaya genel durumu nedeniyle müsait olmayan hastalarda ilaç tedavisi kullanılabilir [ Mesaj 14 Şubat 2006, Salı - 12:40 tarihinde, Zegna tarafından güncellenmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Raquin Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2006 cok cok tesekkurler ... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar