Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Paticik Kütüphanesi (Kitap Tavsiyelerimiz)


horacegoesskiing

Öne çıkan mesajlar

ghald vinas solamnus fistandantilus reborndan sonra olabilicek en kötü kitaptır zaten sen niye okudun ki onu :p
yazıyım gelmişken bikaç aydır derslerden dolayı kitap okumuyordum ama felsefe ödewi sayesinde aristo ile ilgili 2-3 kitap okduum isimlerini hatırlamıyorum zaten çoğu kesit olarak anlatıodu. şu "90 dakikada X" (x=felsefecinin adı) tarzında bi sürü kitap war onları tavsiye ederim kısa ama özlü bilgiler weriyor filozoflar hakkında.
hmm bayram sayesinde en son
Richard Awlinson - Waterdeep (Avatar Trilogy 3th Book) i okudum.
Bu 3 lemeyi kesinlikle tavsiye ediyorum. Mümkünse ingilizce okuyun bana mümkün olmadı.. yine de güzel tabi türkçesi de. ama kıl oldum adamlara 6 ayda çewirdiler 1 kitabı.[hline]Güçlü ve şanslı olanlar genellikle yalnız olanlardır... -Xar
Baturaabi 8 Eylül 2003 Saat 22.21 de demiş ki :
Ya resmen Kamp kuruyollaw ya..

Bir çöpümüz var diye heryerin çöp kokmasına karşıyım ben de...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
MaD, 19 November 2003 21:09 tarihinde demiş ki:
John Reuer Ronald Tolkien- Silmarillion

john ronald reuer tolkien bu. yanlış bilgilendirmemek lazım :p[hline]Güçlü ve şanslı olanlar genellikle yalnız olanlardır... -Xar
Baturaabi 8 Eylül 2003 Saat 22.21 de demiş ki :
Ya resmen Kamp kuruyollaw ya..

Bir çöpümüz var diye heryerin çöp kokmasına karşıyım ben de...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
hired_gun, 16 November 2003 19:49 tarihinde demiş ki:
Bariz bir patavatsizlik olacak ama ...
http://pimpsare.us/up/files/hiredlib.jpg
seçin , beğenin , sorun , anlatiyim :D[hline]Vanity is my favourite sin¹
¹kibir en sevdiğim günahtır ...1...2...3

[Bu mesaj hired_gun tarafından 16 November 2003 20:04 tarihinde değiştirilmiştir]


Vay Ölüm Kapısı Serisinden 2 kitap gördüm orda
Ejderha Kanadı ve Elf Yıldızı.

Death Gate Cycle Oldukca iyi bir fantastik romandır arkadaşlar. Margareth Weis ve Tracy Hickmanın gerçekten olağanüstü bir eseridir. Konusu; halkından ve geleneklerinden zorunluluklar sebebiyle süre gelmiş nefretleri ve tabuları Bambaşka bir dünya
ve düzen içinde aşan 2 insanüstü varlık arasında geçiyor. Karşılarına Çıkan zorlukları, birbirlerine düşman olmalarına rağmen ancak birliklte aşabildilerini anlatıyor. Çok iyi karakter anlatımları güzel tasvirler bulundurur.
Kesinlikle tavsiye ederim okumamış arkadaşlara.[hline]Tek bir Desen, ikiye ayrılmış
Kırıldığı için daha da güçlü
- Marit
-------------------------
Son= Başlangıçtır!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

David Eddings-Althalus'un Dönüşümü

Klasik David Eddings diyeyim siz anlayın. Diğer serilerinde ne varsa ne eksik ne fazla bu kitap da var. Tek farkı kitabın bir tuğla ile eş değer hacme sahip olması. Tek başına bir üçleme:)

Eğlencelik olarak çok iyi.... Hayranları,sevenleri kaçırmasın...[hline]Gitar,Kadın,Para.......Sorusu olan??
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Riftwar Legacy : The Betrayal ve The Assassins - Raymond E.Feist

Gediksavaşları (Büyücü) serisini okuyan varsa o serinin devamı olan Krondor Serisini kesinlikle okumalılar. Bence hikaye ve karakterler çok iyi kurgulanmış.[hline]5

[Bu mesaj Oky tarafından 05 December 2003 05:08 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Vay canına okuyan genclık :)
Semerkant-Amin Maalouf
Kıtabı Izmırden ayrılmadan once okumustum o yuzden elımde degıl ve yazarın soyadı harf kaymalarına ugramıs olabılır ama kıtap okuyacaksanız bu kıtabı okumanızı sıddetle tavsıye edıyorum okuduktan sonra dıger kıtaplarınıda okuyacagınızdan emınım...[hline]Magic.Yes,I know you think you know what it is,and how it works.You don't.You are an ignored fool,just like all the others.

Khelben 'Blackstaff' Arunsun
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ermeni Sorunu - Kıbrıs Dosyası - yazarlarını unuttum kusuruma kalmayın...
ulus ara iliş :D hep oku hep oku çok oku..
bide bi önceki ark, yahu o biznas insanının ideoljik yapısı fln, nasıl bir kitap, yzarı nereli öncelikle, hangi ülke basımı ilk olarak bir söyleyebilirmisin, ona göre alıcam kardiş....[hline]Design is not a life! I'm not a designer. So, am i mydonose? .::. mydonose® :hrr:
Ben:Büyücü abartma bu güzel patikada başımıza ne gelebilirki?..
DM: Dragonmax üstünde bir geçit açıldı
Ben:Höyk!?
DM: Dragonmax kafana ejderha zıçtı öldün...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Thermopolia
Hellenlerin Perslere karşı olan olağan üstü mücadeleyi anlatıyor kitap.Thermopoliada 300 Spartalının nasıl 1,5 milyon Persliyi öldürdüğünü anlatıyor...

Kitabın kahramanı gerçek bir Hellen olmasına rağmen sonra ailesi öldürülünce hırsız oluyor, sonrada Spartaya asker olmaya giderken hırsızlık yüzünden ellerinden çivileniyor.Asker olup öcünü alma umududa sönünce kendini ölüme terkeden kölemiz Apollo tarafından tekrar canlandırılıyor...

"Bu eller bir kılıcı tutamıyabilir ancak bir oku gerebilir..."
"Size bu borcumu nasıl ödeyebilirim?"
"Bana bir iyilik borçlusun..."

300 Spartalı arasından tek kurtulan budur.Anlaşılamayan üstünde subay zırhı olmasına rağmen kafasında köle kasketi olmasıdır.Ölü olarak bulunur ancak Apollo onu tekrar canlandırır ve bildiği herşeyi Pers Imparatoruna anlatır.Anlatmayı tamamladığı anda ise ölür.

Quotes :
"Bu dökülen göz yaşlarım Leonidas, güneşin altında göreceğiniz son göz yaşlarıdır."

Persleri öven bir ticaretçi Perslerin okları o kadar sık attığını söyler ki güneşin yüzünü kapadığını söyler.
Diekenes "Öyleyse bizde gölgede savaşırız."

Günümüzde hala Thermopoliada duran ve ordan geçerken Alexander The Great'inde saygı duruşunda bulunduğu Sparta Kralı Leonidas'ın anıtı...

"Ey yolcu, git Hellenlilere söyle ; burda onlar için canını vermiş bizler yatıyoruz..."

Süperdir tavsiye ederim.[hline]I am the light that shall lead you to darkness.
The time for honouring yourself will soon be at an end...

ICQ


[Bu mesaj Alexi_Septimus tarafından 18 December 2003 17:37 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

A. Huxley: Brave New World
Kitap alternatif bir gelecekte geçiyor. Bütün herkesin "mutlu" olduğu, soma ( bir nevi uyuşturucu ) kullanımının teşvik edildiği. İnsanların genetik mühendisliğinin yardımıyla doğmadan fiziki ve zihinsel özelliklerinin "koşullandırıldığı" Evliliğin ve doğal doğumun yasaklanıp eş değişimi ve toplu sex gibi kavramların prim yaptığı bir dünya. Tek kelimeyle bir başyapıt diyorum. Huxley'nin 1932 yılında bütün bunları yazmış olması ayrıca hayranlık uyandırıcı. Tavsiye edilir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şurada Paul Auster'ın New York Üçlemesinin ilk iki kitabı için demiştim ki; "Özetle güzel ikisi de, yalnız pek kafa dağıtmak için okunacak türden değil; okurdan da biraz özveri bekliyor Paul. Üçüncüyü de okuduğumda yazarım buraya."

Ancak üçüncü kitap olan Kilitli Odayı geçtiğimiz haftasonu okuduktan sonra yukarıda söylediklerimin hafif kaldığına karar vermiş bulunuyorum; özellikle "biraz" özveri bekleme kısmında. Böyle bir kurgu ve bağlantı beklemiyordum açıkçası, ilk iki kitabı çok beğenmiş olmam ve böyle birşeye belli belirsiz hazırlıklı olmam bile kurtaramadı beni şoktan, şimdi ilk ikisini uzun süre ara vermiş olduğum için tekrar okuyup değerlendireceğim.

Üçlemeye yeni başlayacak olan arkadaşlara önerim üç kitabı üstüste, birer gün arayla okumaları. Sonrasında bana pmden teşekkür edebilirsiniz. ;]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Shafique Keshavjee - Kral, Bilge ve Soytarı (Dinler Turnuvası)

Keshavjee, Kenya doğumlu bir protestan rahibi. Dinler tarihi konusundaki çalışmalarıyla tanınan Mircea Eliade hakkında bir doktora tezi hazırlamış. Aynı zamanda Lozan'da bulunan bir dinler arası iletişim kurumunun sunucularından. Yazar hakkında başka bir bilgim yok, bundan sonrası benim yorumum.

Roman, tanıtımnda da göreceğiniz gibi bir masal havasında yazılmış. Açıkçası konu için bir ütopya denebilir; büyük dinler arasında kavgasız gürültüsüz, önyargılardan arınmış bir tartışma ve iletişim imkanı yaratılırsa doğurabileceği sonuçlar üzerine bir deneme;
Ruhani bir arayışa giren ve krallığına bir din seçmek isteyen bir kralın düzenlediği Dinler Turnuvasına katılan altı "yarışmacı"nın (bir Müslüman, bir Hıristiyan, bir Musevi, bir Hindu, bir Budist, ve bir de Ateist) amacı, kendi inançlarını krala ve ülkesinin insanlarına en iyi şekilde tanıtmak ve kendi inançlarını benimsemelerini sağlamak.

Yazarın Protestan rahibi olması, tüm dinlere neredeyse eşit uzaklıkta kalmasına engel olmamış gibi, en azından bir misyonerlik havası sezilmiyor kitapta. Tabii ki -bence- tam olarak objektiflik mümkün olamasa da, yoğun bir hoşgörü ve tarafsızlık çabası hakim.

Sadece dinlerin değil, mantıksal temellere dayanan ideolojilerin bile genellikle hoşgörüyle tartışılamadığı günümüzde, çoğumuzun okumasında fayda olduğuna inandığım bir roman.
Ayrıca tüm büyük dinlere yüzeysel olarak da olsa değindiği ve tarafsız -romanın örgüsü dışında, kendi ağızlarından- tanıtımlarını yaptığı için, bence en azından genel bilgi sahibi olunması gereken bir konuda da yardımcı oluyor.

Öneririm.

[Bu mesaj Nefr tarafından 22 December 2003 16:30 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Gabriel Garcia Marquez (*) - Kırmızı Pazartesi

Yüzyıllık Yalnızlık'ın Nobel ödüllü yazarı Marquez'in kendi deyişiyle "en iyi" romanı. Ben en iyi kısmında kendisine katılmıyor olsam da, tavsiye etmekte tereddüt etmeyeceğim bir roman olduğunu söyleyebiilrim.

Tüm kasabanın gerçekleşmesinden saatler önce bile kim tarafından, nerede ve ne zaman işleneceğini tüm detaylarıyla bildiği bir cinayetin bir türlü önüne geçilememesini neredeyse polisiye bir dille anlatıyor roman. Okurken, cinayete adım adım yaklaştıkça ve olayın engellenmesini önleyen tesadüfler üstüste geldikçe ister istemez roman kahramanına acıyorsunuz. Neredeyse tüm kasaba, hatta katiller bile cinayete engel olmak istiyor, fakat sonucu değiştirmeyi kimse başaramıyor.

Keyifle okunacak ilginç bir kitap kısaca.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Umberto Eco - Baudolino

"Zeki ve dile kabiliyeti olan bir oğlan çocuğu Baudolino. Onu yaratan ve beş dili ana dili kadar iyi konuşan Umberto Eco’ya benziyor. Amerika’da bu ay yayına giren kitabın kahramanı Baudolino, Eco’nun aklına 1960’lı yıllarda takılmış. "Bu sihirli palyaço sonunda Baudolino adlı romanımda hayat buldu," sözleriyle kahramanına duyduğu tutkuyu ifade eden Eco, Baudolino’ya "yalancı" denilemeyeceğini, yalancıların şimdiki zaman ve geçmiş hakkında yalan söylediklerini halbuki Baudolino’nun gelecek hakkında yalan söylediğini, bu açıdan ancak öngören bir dahi olabileceğini savunuyor.
(Milliyet gazetesinden...)"


Imparator Friedrich ile tesadüfen karşılaşan ve karşısındakinin kim olduğunu bilmeksizin, bir iki kuruş para koparmak için sıradan yalanlarından birini söyleyerek, hem imparatorun, hem de kendisinin hayatını değiştiren küçük bir köylü çocuğu Baudolino. Bu küçük çocuk, olaydan yarım yüzyıl sonra, artık amacı ve yaşama isteği onu terketmişken, yine tesadüfen karşılaştığı ünlü bir tarihçiye hayatını anlatmaya karar veriyor, ve Baudolino'nun hikayesi başlıyor.

Eco bu romanda, ne zaman yalan, ne zaman doğru söylediğini kendisi bile anlamakta zorlanan birinin ağzından, tarihsel "gerçek"leri anlatıyor. Bunu yaparken yararlandığı kaynaklar; Latin mitlerinden, Antik Yunan mitolojisine, Incil ve Kur'an'a, hatta çoğu zaman Doğu'nun efsanevi Binbir Gece Masallarına (son okuduğum kitap olmasa da, yeri gelmişken tavsiye etmek isterim; ben AFAnın derlemesini okumuştum seneler önce, hala var mıdır bilmiyorum ama iyiydi) uzanıyor; öyle ki keyifli bir mitolojik kargaşa hakim oluyor kitaba bir süre sonra. Bir yandan da Gülün Adı'nda da yaptığı gibi, ruhban sınıfının ve tanrıbilim uzmanlarının, içerisinde kaybolmuş göründükleri bitmek bilmez teolojik tartışmaları, bunların genellikle komik başlangıçlarını, aynı zamanda bu insanların söylevlerine taban tabana aykırı olan dünyevi hırslarını ve çekişmelerini alaya alıyor.

Ben romanı tatlı bir masal gibi okudum. Beyninizi boş bırakmasa da, okurken çok fazla yoğunlaşmanızı gerektirmiyor kitap.

Yalnız başlamadan önce yanınızda bir iki şişe kırmızı şarap olmasını öneririm; bir ara sırf bu yüzden ara vermem gerekti kitabı okumaya, dayanılmaz hale gelebiliyor yokluğu =]

Konuyla ilgili ek öneriler; Wladimir Bartol - Alamut, Harold Lamb - Hayyam
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sevgili arkideşler. şimdi buraya bakıp da lan adam hiç kitap okumamış mı bu aralar deyip şaşırmayın. okudum tabii okudum da buraya yazamayacak kadar üşendim. hepsi geliyor efendim.

Raymond E. Feist-Krondor'da İhanet *****

Gediksavaşlarının devamı. efendim artık pug ve tomas aşmış karakterler oldukları elminster kıvamına geldikleri içün kitapta pek yerleri yok. fakat buna yer açacak kurgu tatmin edici nitelikte diil. fena kitap diil okunabilinir. kısa hikaye uzatılmış havası hakim.

Raymond E. Feist-Kiralık Katiller*****

Baya dandik. Artık Pug'ın oğluyla filan takılıyoruz. Pis Dragonlance gibi oluyo yavaş yavaş. Kısacık bi campaign uzamış da uzamış uzamış da uzamış. Yani Riftwars3 ile kıyaslandığında 40 sayfalık olucak bişi aslında. Rezil.

İhsan Oktay Anar-Puslu Kıtalar Atlası *****

Ahanda! AHANDA! Ne diyorum size bakın. AHANDA! budur abicim olay. Fantastik kurgu diyorum bak. Türkçe diyorum. Türk yazar. Atmosfer eski Osmanlı dönemi. Yav hiçbişi anlatmak istemiyorum kitapla alakalı ama o kadar ustaca kurgulanmış o kadar incelikle işlenmiş ki... Bambaşka bir kitap. Yeni birşey. Yapılmamış birşey. Masalsı. Fantazi okuyucularının da... edebi eser okuyucularının da... ehm. ilgisini çekecek bir kitap. Kesinlikle okunulmalı.

Oğuz Atay-Tutunamayanlar *****

Evet malesef yeni okumuş bulunuyorum bu kült eseri. Tek bir kelime kullanmak gerekirse: Önemli. İki kelime ve bir bağlaç hakkımız varsa: Önemli ve güzel.

Bu kitabın yazılmış olması sevinilesi bir olay. Bu kitabın yayınlanmış olması ise umut verici. Fakat baştan söyleyeyim her okuyucu için değil ve kızmayınız, gri maddesi iyi çalışanların, iki dostu ile güzel muhabbet eden geri kalanı ile takılanların, bakışarak anlaşanların, yaptığı espriler kırk kişi içinde bile anlaşılmadığı için üzülenlerin çok keyif alacağı belki buruk bir gülümseme ile okuyacağı ÇOK NADİDE bir eser. Biz varız dedirten, açlıktan ağzı kokan sanatçılar, pis bekar evlerinde rezil denilen hayatı yaşayan bekar beyinler bunları atlatmış ve değişime uğramış lümpen beyinlerin biz tutunamayanların hikayesi aynı zamanda hasbel kader tutunmuş olanlar için de...[hline] To resist change is folly.
To direct change is unlikely.
To co-operate with change is an act of intelligence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...