Sabrina Mesaj tarihi: Kasım 29, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 29, 2005 ..ve yürümeye devam ettim uçsuz bucaksız çorak çölde, aylarca yürüdüğümü hatırlıyorum zihnim elverdiğince. Birşeyler ters, güneş artık eskisi gibi değil, kırmızı sanki.Haddinden fazla yakıyor gibi.Belki de bulutların kalmayışındandır, sadece kurşuni bulut kümeleri görüyorum bazen. Sonunda geldim galiba, ama olamaz..Kısa hayatımın tek amacı olan bu yaşayan şehri bulmaktı, burası bir harabe.İnsanı eksik buranın; dünyanın tamamında olduğu gibi.. .. Şehre koştum, belki yanlış yere geldim umuduyla.Hayır burasıydı..O "yaşayan tek şehir" sadece bir hikaye miydi? Hayatımda bi arada gördüğüm insan sayısı 10'u geçmeyecek miydi tekrar..Sırt çantamı bir tarafa salladım, oturdum ve dev bir duvara yaslandım, başımı da yasladım.. Binlerce yıl yaşamış insan, hep bir koşturmaca içindeymiş..Hep daha ileri gitmişler, ta ki inançlarını sorgularken yitip gidene kadar.Sonra düğmelere basılmış, patlamış "kutsal" silahlar..Ardından göklerde bulut kalmamış; dünya artık bir çöl olmuş, denizler kaynamış..Binlerce yıl birlikte yaşadığımız ve inandığımız değerler de yitip gitmiş.. Amaçlar ve hayaller yok artık, boş bir yaşam bekliyor zar zor dünyaya gelecek sayılı kişiyi.Rahat yaşamak için çabalamaya gerek yok; çünkü hayatınızı devam ettirebileceğiniz insan bile yok.. Sıcak ve kupkuru kırmızı hava sanki hiç terketmeyecek artık; insanın ölümcül bir mirası olarak görülecek.Belki de lanet ediyorum bu zamanda yaşadığıma; artık devletler uluslar yok çünkü.Sadece orada burada kalan bir avuç insan yaşamak için biraradalar.. .. Gözlerimi kapadım, kızıl güneş göz kapaklarımı deliyordu geçiyordu..Nefes almanın bile zor olduğu bir dünya; sessizliğe gömülmüş bir dünya.Bu dünyada yaşamak mı yoksa yaşamamak mı diye düşündüm.. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, zaman kavramı da yok artık.Belki de günlerce oturdum oracıkta çorak havada.Bütün dünyanın böyle olduğunu biliyordum, artık bir şeyden umudum yoktu. Kısa hayatımı sorguladım, neye inandım niye inandım, neyin uğraşını verdim..Sadece mutlu olmaktı amaç galiba.Öyleyse hiçbir zaman ulaşamadım.Affet beni benliğim.. ..ve ardından artık açamadığım gözlerim bir ışık daha görmeye başladı..Ama bu ışık yakmıyordu..Uzaktan, gökten görüyordum onu..Belki de ebedi huzur orada olmalıydı, bu olmasa bile bir hiç olarak toz ve küllere dönüşmeyi de hakederdi alçak insanoğlu.. Artık uyanmamalıydım.. Pulvis et umbra sumus.. [signature][hline]Why can't you see that I try; Every tear I shed, is for you? ----------------------------------- PATİCİK FM [Bu mesaj Sabrina tarafından 29 Kasım 2005 11:42 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Misafir Guest Mesaj tarihi: Kasım 29, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 29, 2005 bunu hep düşünmüşümdür...Bigün olcak ama biz görebilirmiyiz bilmiyorum ve nedenini bilmiyorum ama sanki bi parçam bunun olmasını istiyo tekrar söylüyorum nedenini bilmiyorum...Belki de dünyadaki sorunların tek çözümü budur.[signature][hline]Penthesilea, 20 Kasım 2005 23:19 tarihinde demiş ki: Basörtüsü kafayi, türban beyni örter. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ayayekokocambo Mesaj tarihi: Kasım 29, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 29, 2005 ANEKSPOR[signature][hline]"bir katilin,bir hırsızın başbakan olduğu bir cumhuriyette,dürüst kişilerin yerinin ya mezar,ya cezaevi olduğunu anlayabilmek zor bir şey olmasa gerek"-Fidel Castro Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Misafir Guest Mesaj tarihi: Kasım 29, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 29, 2005 ok[signature][hline]Penthesilea, 20 Kasım 2005 23:19 tarihinde demiş ki: Basörtüsü kafayi, türban beyni örter. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar