Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

In Melancholy


Graveyard

Öne çıkan mesajlar

Bir zamanlar beni deil ama çoğu kişiye hitap edebilecek kısa bir yazı

[spo1=Şimdi sen bir özür borçlusun]ŞİMDİ SEN BİR ÖZÜR BORÇLSUN

Kayan her yıldızda onu dilemedim mi ben? Sevdiğim her şeyde onu önüne koymadım mı? Hep kıyaslamadım mı ikisini? Hep onu daha çok sevmedim mi? Yalnızken bir resmine bile sarılamazken sabaha kadar onu düşündüğüm gecelerde , sabah olunca onu görebilmek için uykuya dalıp , tekrar geceye kadar boğuşmadı mı kendimle? Ve gece tekrar başa sarmadım mı?
İlk gördüğüm anı unutmamaya çalışıyorum , ilk kızarışı, ilk aşk sözcüklerini , ilk delilikleri -deliliklerle dolu ömürde- , ilk dokunuşu , ilk acıyı bile unutmamaya çalışıyorum. Geriye baktığımda güzelliklerin içinde boğulurken onunla kendime gelmek için , yoksa dayanamaz geri dönerim sana. Ama başkasının kollarından koparamam seni. Gücüm yok artık. Son nefesimi sana tekrar gel demek için soğuk bir gecede yerdeki hala seni seviyorum yazan satırın yanında , elimde ucuz şarapla senin odanın sıcacık görüntüsünde , senin kahkahalarını seyrederken yitirdim.
Bazen kızıyorum kendime , acılarla sahteliklerle dolu ömürde neden büyüttün böle bile aşkı içinde diye. Öyle büyüdü ki bu içimde bazen taşıyamıyor , volkan gibi patlıyor dışarı. Sonra tüm gözyaşları birden söndürüyor volkanı. Geride kuru bir yol , kaybolan güzellikler ve gözyaşının devam ettiği dakikalar var. Aslında sırf bunun için bile ağlamaya değer. Değerleri kaybetmeden önce anlamak için birkaç gözyaşı kaybetmek yetmiyor. Değer verdiğin insanların gözündeki değerini öğrenince değer verdiğine mi , yoksa değerine mi ağlayacağım derken bir ton gözyaşı dökülüyor. Sanıyorsun ki içindekilerin dışa vurumu bu gözyaşları. Aslında onlar içindeki güzelliklerin dışarıya bıraktığı pisliklerdir. Onlarla beraber bütün acı hatıralarda gidiyor ve sen güzelliklerinle yaşamaya devam ediyorsun ve o güzellikler içinde pislikleri üretmeye devam ediyor. Kendinle savaşın yetmiyormuş gibi birde onu her gördüğünde küçücük bir gülümsemeyle tutuşan alevin izlerini yenilerken eridiğin dakikalarla savaşmak , ölüme yakın , gerçeklerden uzakta , kocaman dünyada kendinle bir başına , içindeki sevginin ağırlığını unutmuş tek başına kavramaya çalışıyorsun sırtına hayatın bu acımasız rengini.
Sonra tekrar yalnızlığına döndüğünde bir oraya bir buraya vuruyorsun kendini , gördüğün her an , yaşadığın her dakika hatırlatmaya yetiyor acıları , kıvranıp duruyorsun , kalbin sıkışıyor , belki de ölümünün bunun sonu olacağını düşünüyorsun. Sonra korkup elindeki bıçağı bir kenara bırakıyorsun. Hiçbir kötülük görmediğin tek yer aynanın karşısı aslında. Çünkü orda sadece sen varsın. Sen ve saflığın içindeki muhteşem bir sevgi. Uykuya dalamıyorsun. Çünkü orada da kurtulamayacağını biliyorsun yalanlarından ama bir çare dalıyorsun uykuya. O hırçınlık gitmiş sıcacık yatağında bitmesi beklenen hatıraların tam ortasındaki sen , istediğin sevgiye sarılır gibi sarılıyorsun bir ucuna.
Sonra hep uyuyorsun. Uyanınca büyük sevginin içinde küçük tanecikli nefretler görüyorsun ve tekrar uyuyorsun o nefretlerin sevgini ele geçireceğinden korktuğun için. Dileklerin başlattığı bu acı kayan her yıldızda biraz daha büyüyecek ve yıldızlar kaybolana dek devam edecek. Ama beklide hayatın bir özür borçlu olduğu sen , bir gün kayan yıldızların arasında bulacaksın mutluluğu yada kayan her yıldız aynı sonu yaşatacak sana. Sonunda sende kayan yıldızlar arasında yerini alıp aynı insanlar için kayacaksın , aynı sonda daha büyük bir nefretle..[/spo][signature][hline]My mind is happy...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...