Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Albert Einstein ve hayatı


Finrod

Öne çıkan mesajlar

Alman asıllı ABD'li fizikçi. Dindar olmayan Yahudi bir ailenin çocuğu olarak 1879 yılında doğdu. Albert Einstein, yüzyılımızın önemli isimlerinden birisi hiç şüphesiz. Onu, ilk defa Galile tarafından dile getirilen fakat kendisinin geliştirdiği İzafiyet Teorisi, ayrıca madde-enerji ilişkisini veren ünlü (E=mc2) denklemi ve 1922'de Nobel Ödülü almasını sağlayan fotoelektrik etki üzerindeki çalışmalarıyla tanıyoruz. Atom bombasını buldu fakat hiç bir ülkeye uygulanmasını istemedi. 1946'da Atom Bilginleri Uyanıklık komitesi başkanı oldu ve ölümüne kadar Nükleer Silahlara karşı çıktı.

Einstein, sadece iyi bir fizikçi ve matematikçi değildi, matematiği, fizikte iyi kullanabilme kabiliyetine de sahipti. Evren'i en azından mekanik anlamda iyi anlayabilen başarılı bir sentezciydi.

Kimine göre bir keman virtüyözüydü aynı zamanda. Annesi ona, küçükken keman dersleri aldırmıştı ve müziği seviyordu. Yakından tanıyanlara göre ise bir virtüyöz olamadı ancak, amatörler arasında da hatırı sayılır bir yeri vardı.

Batı'nın kendi kriterleri açısından 20. yüzyılın önemli düşünürlerinden birisi olarak kabul ettiği Einstein, aslında felsefi meselelerle çok erken yaşlarda ilgilenmeye başlamıştır. Bunda kısmen, evlerinde kiracı olarak kalan Max Talmey adlı bir öğrencinin payı olduğunu söyler.

Küçük Einstein henüz 13 yaşındayken, Leibniz'in bazı metinlerini ve Kant'ın Saf Aklın Tenkidi'ni, Talmey ile birlikte okuyup tartışmıştır. Daha sonra, madde ve enerji arasındaki eşdeğerlik ilkesine dair notlarında, ünlü Alman filozofu Leibniz'den de bahsedecektir.

Einstein, Kuantum Mekaniği'ni içine pek sindiremiyordu ve bugün bu konuda bazılarından tenkit almaya devam etmektedir. Aslında Kuantum Mekaniği'ne cephe alması (1926), belirsizliği kabullenememesinden dolayıdır.

Heisenberg belirsizlik, Born da probabilite (olasılık) prensibini geliştirdiğinde, sadece determinizm değil, şartlı determinizm de bundan yara almıştı. Halbuki Einstein'a göre, Evren'deki işleyiş, belli ilke ve prensiplere, yani bir düzene göre olmalıydı.

Ünlü "Tanrı zar atmaz!" sözünü de bu yüzden söylemişti. Aynı şekilde, olayları karmaşık yollarla açıklamak isteyenlere, "Tanrı titizdir ama kötü niyetli değildir" diyordu.

"Neden beni hiç kimse anlamıyor, ama herkes beni seviyor?" Bir söyleşiden 12 Mart 1944

"Relativite kuramım başarıyla kanıtlanırsa Almanya benim bir Alman olduğumu iddia edecek, Fransa ise dünya vatandaşı olduğumu açıklayacaktır. Kuramım gerçek dışı çıktığında ise, Fransa bir Alman olduğumu söyleyecek, Almanya ise bir Yahudi olduğumu açıklayacaktır." Fransız Felsefe Cemiyeti'ne konferansından 6 Nisan 1922.

"Ben gelecek için hiç bir endişe duymadım. O yeterince hızlı geliyor." Aforizma Einstein Arşivi 1944-45

"Fiziği relativite ilkesine sokmak fikrini rastgele bulmama teşekkürler, siz (ve diğerleri) benim bilimsel yeteneklerimi beni rahatsız edecek kadar çok abartıyorsunuz." Arnold Sommerfeld'e mektup 14 Ocak 1908

"Bir insan için olguları öğrenmek o kadar önemli değildir. Bunun için bir yüksek okula gerçekten ihtiyacı yoktur. Bunları kitaplardan öğrenebilir. Bir yüksek bilimler okulundaki eğitimin değeri bir çok gerçeği öğrenmek değil, kitaplardan öğrenilemeyecek bir şeyi düşünmek için aklı eğitmektir." Thomas Edison'un 'yüksek eğitim gereksizdir' fikri üzerine 1921

"Güvenlik ulusal silahlanmada görüldüğü sürece hiç bir ülke savaşta zafer getireceğine inandığı herhangi bir silahtan vazgeçmez. Bana göre, güvenlik ancak tüm ulusal askeri savunmaların terk edilmesiyle kazanılabilir." Jacques Hadamard'a mektup

"Savaş kazanıldı ama barış değil." New York'ta 5. Nobel Yıldönümü yemeğindeki demeç

"Müzik için bir tutku olduğu gibi, anlamak için de bir tutku vardır. Bu tutku daha ziyade çocuklarda görülür, fakat yaşın ilerlemesiyle çoğunda kaybolur. Bu olmaksızın, ne matematik ne de bilimler olurdu. Bende her zaman mevcut olan bu tutku asla azalmadı."

"Konfor ve mutluluk, benim için asla ulaşılması gereken amaçlar olmadı. Mal sahibi olma, aldatıcı vitrin başarıları ve lüks hayat, ilk gençlik döneminden bu yana bana küçümsenmeye ve hor görülmeye lâyık şeyler gibi geldi. Hatta ahlâkın bu en alt derecesini zevk düşkünü sefihlerin ideali olarak adlandırıyorum."

"Hayat her zaman bir birşey olmaktır, asla mevcut olmak değil."

"Kozmik dini tecrübe, derin bir bilimsel araştırma sırasında birden beliren en soylu, en güçlü şeydir. Kendi çabalarını ve yeteneğini anlamayan, bilimsel düşüncede hiçbirşeyin kendiliğinden oluşmayacağını görmeyen kişi, bilimsel bir eseri doğurabilecek tek şey durumundaki doğrudan pratik hayatın gücü olan his gücünü değerlendirmesini de bilemez."

"Dinin gerçeği benim için, insanın kendisini bir başka insanın yerine koyabilmesi, onun sevinciyle sevinip, onun üzüntüsüyle kederlenmesidir."

"Emredici ahlâk, insanlığın en kıymetli geleneğidir. Ahlâki davranış, basitçe, hayatın belli zevklerine sırt dönmenin emredilmesine dayanmaz. Daha ziyade, bütün insanlar için daha mutlu bir kader olarak kabul
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

harbi hastasıyım bu adamın
neden bu kadar zeki ya :)
biide oktay sinanoğlu var oda çok
değerli bi bilim adamıdır
kitabını okumanızı tavsiye ederim arkadaşlar...[signature][hline]Viski gibi asil,konyak gibi sıcak,şampanya gibi özel,şarap gibi tutkulu,kokteyl gibi muhteşem ol...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Einstein'in savaş yanlısı olduğunu düşünemiyorum. Herhalde tek basşına Dünya'yı ele geçirirdi. :-P[signature][hline]I love you but, i love your butt.
Suark, 09 Aralık 2004 20:21 tarihinde demiş ki:
Nedendir bilinmez birden kafana osurma isteği geldi içimden.

Keremcan'ın banına hayır kampanyasına destek için tıklayın!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 yıl sonra ...
  • 3 hafta sonra ...
×
  • Yeni Oluştur...