Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

yücel aşkına sahip çıkmak cumhuriyete sahip çıkmaktır, lol


forgiver

Öne çıkan mesajlar

said:
Rahan, 22 Ekim 2005 17:10 tarihinde demiş ki:
önceki sayfalarda bi link vermiştim galiba bakan olmamış pek. başlangıcını c/p yapayım.

Van olayının kronolojisi

Gurbet GÖKÇE

VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde tıbbi cihaz alımıyla ilgili iddialar üzerine açılan soruşturma kapsamında, Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın’ın tutuklanmasına kadar varan olaylar şöyle gelişti:

25 MİLYON DOLARLIK İHALE Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne tıbbi cihaz alımına ilişkin, 1998’de 25 milyon dolarlık ihale yapıldı. O zaman rektör daha sonra yaşamını yitiren Prof.Dr. Cengiz Andiç’ti

EXIMBANK KREDİSİ SAĞLANDI Radyoloji, radyasyon, onkoloji başta olmak üzere diğer bölümlere tıbbi cihaz alımı için Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın garantisiyle Amerikan Eximbank’tan 25 milyon dolar kredi sağlandı. İhaleyi İspanyol Expansion S.A. şirketi kazandı. Şirket 2006’ya kadar cihazları teslim ettikçe parasını alacaktı.

SORUŞTURMAYI KENDİ AÇTIRDI 1999 ‘da Rektör seçilen Prof. Aşkın, üniversitede laiklik karşıtı gruplarla mücadele başlattı. Aşkın, kendi döneminden önce yapılan ihaleyle ilgili usulsüzlük iddialarının hedefi olunca, 2002’de soruşturma başlattı.

MÜFETTİŞLER SUÇ BULAMADI Aşkın’ın YÖK’e bilgi vermesi üzerine Maliye Bakanlığı müfettişleri Van’da inceleme yaptı. Soruşturma sonunda Aşkın’a yönelik suç unsuru bulunamadı.
...
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/3416343.asp?gid=69

bu patırtı adam solcu diye çıkmıyor. bunu da siz anlayın azcık.

said:
-Nae, 22 Ekim 2005 15:34 tarihinde demiş ki:
Danıştay'a soruşturma izni vermeyen rektör, suçlanan kişiyi dekan yapmış


Çıkar amaçlı suç örgütü kurup, ihaleye fesat karıştırmaktan tutuklanan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'la ilgili yeni iddialar gündeme geldi. Alınan bilgilere göre, üniversitedeki bir ihale yolsuzluğuna adı karışan görevliler hakkında Danıştay 2. Dairesi'nin açtığı soruşturmaya izin vermeyen rektör, olayda yolsuzlukla suçlanan profesörü de dekan yaptı. Danıştay 2. Dairesi, soruşturma talebinin reddedilmesi üzerine, dosyayı Van Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Mahkemenin, soruşturması sürerken, yolsuzluğa adı karışan Prof. Dr. Mansur Kamacı Tıp Fakültesi dekanı oldu. Olay, 2001'de üniversitenin Tıp Fakültesi Nevroloji Ana Bilim Dalı'na bağlı Diyaliz ünitesi için 2 bin 190 adet bikarbonat solüsyonu alımı ihalesiyle başladı. İddialar üzerine Danıştay 2. Dairesi Başkanlığı, 2547 sayılı kanunun 53. maddesine istinaden ihaleyi incelemeye aldı. Fakültenin İhale ve Satınalma Komisyonu Başkanı Mansur Kamacı, komisyon üyeleri Halis Aksoy, İdris Şahin, E. Recep Özman, Çetin Kotan, Mustafa Bahar, H. Avni Şahin, Mahmut Dinçer ve Kemal Kuşman hakkında soruşturma yapmak isteyen Danıştay'a rektör engel oldu. 2. Daire'nin 2004/55 No'lu kararında, aynı ürünü daha ucuza satmak isteyen firmanın tercih edilmediği, yüzde 300 fazla ödeme yapıldığı belirtiliyor.

Kararda ihale sırasında alımına karar verilen Ren-med marka solüsyon yerine Bikardi marka solüsyonu teslim aldığı da vurgulanıyor. Danıştay'ın suçlama ile ilgili soruşturma talebine, Üniversite Rektörlüğü Yetkili Kurulu'nca soruşturmanın meni' yönünde karar verildiği aktarılıyor. Danıştay 2. Dairesi de 16 Ocak 2004'te yetkili kurulun kararını bozarak, eylemlerine uyan TCK'nın 240. maddesi uyarınca Van Asliye Ceza Mahkemesi'ne sevkine oybirliği ile karar veriyor.

Gelişmeler üzerine Van Asliye Ceza Mahkemesi'nde, söz konusu kişiler hakkında Görevi kötüye kullanma' suçundan dava açılıyor. Hazırlık evrakını inceleyen Cumhuriyet Savcısı Ali Nevzat Açıkgöz'ün 26 Ekim 2004'te tamamladığı inceleme dosyasında ihaleye fesat karıştıranlar hakkında şu bilgilere yer veriliyor: "İhale Komisyonu tarafından 2001 yılı içinde bikarbonat solüsyonu alımı için 3 ihale yapılmış. 8 Haziran 2001 tarihli ihalede Ren Medikal (ana firma) 4 milyon 650 bin TL teklif vermişken, Ada Medikal (ana firmanın bayii)'den 5 milyon 850 bin TL'ye 500 takım solüsyon alınmıştır. 24 Ağustos 2001 tarihinde yapılan ihalede ise aynı solüsyon aynı komisyon tarafından aynı firmaya yüzde 237 daha fazla fiyat (13 milyon 900 bin TL) vererek alınmış. 14 Eylül 2001 tarihli ihalede ise yine aynı firma tarafından alınmış. Bu ihalede Ren Medikal 14 milyon TL'ye alınan solüsyonlar için 4 milyon 650 bin TL teklif verilmiş. Bu teklife rağmen solüsyonların yüzde 300'den fazla fiyatla alındığı" yazılıyor. Yapılan alımın ilgililerce izah edilemediğinin altının çizildiği dosyada, komisyon başkanı ve üyeleri hakkında dava açıldığı dile getiriliyor. Savcı ise sanıkların mesnet görevi kötüye kullanma suçundan eylemlerine uyan TCK'nın 240. maddesi uyarınca tek tek cezalandırılması yönünde görüş belirtiyor.

Van Asliye Ceza Mahkemesi hazırlık soruşturması sırasında alt görevlerde yer alan ve kişileri koruyan Rektör Aşkın, daha sonra bazılarının makamlarını yükseltmiş. Soruşturma sa
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bugünkü Milliyet'de Melih Aşık'ın köşesinden..

said:
Üniversite rektörlerinin Van olayı karşısındaki tepkisi ve öfkesi "Yargıyı etkileme", "Yargı bağımsızlığına müdahale" gibi başlıklarla eleştiriliyor.
Acaba rektörlerin tepkisi gerçekten yargıya müdahale midir?
Hukukçu Turgut Kazan diyor ki:
- Ben rektörün neyle suçlandığını bilmiyorum, dosyasını bilmiyorum, yargılama sürecini tartışmıyorum. Ama tutuklamayı tartışırım. Tutuklama koşulu var mı, yok mu tartışırım. Rektör'ün evi kendisi yurtdışındayken basıldı. Arandı. Deliller toplandı. Kaçacak adam yurda dönmezdi. Delilleri karartma ihtimali derseniz, deliller toplandığına göre o ihtimal de ortadan kalktı. O yüzden tutuklama kararını duyunca dehşete kapıldım. Rektör'ün götürülüş şekli ayrı bir skandaldı...
Turgut Kazan ekliyor:
- Mahkemeler aynı zamanda kişilerin güvenliği ve insanların onuru için gereklidir. Bir rektör bu şekilde tutuklanıyorsa bu ülkede kimsenin güvenliği yok demektir...
Söz yargı kararını tartışmaktan açılınca... Gelin de sormayın:
İstanbul İdare Mahkemesi, Ermeni konferansını yasakladığı zaman o karar tartışılmadı mı? Başbakan kararı eleştirmedi mi? O karar çiğnenip toplantı yapılmadı mı?
Telekom ihalesi şu anda yargı sürecinde ama Başbakan açık açık kararın bozulmasına karşı mahkemeyi etkileyecek beyanlarda bulunmuyor mu?
* * *
Bugün iktidarda bulunanlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde görevliyken haklarında ihaleye fesat karıştırmaktan onlarca dava açılmıştı. Hiçbirine kelepçe takılmadı. Hiçbiri mahkemeye bu şekilde götürülmedi.
Belediye ekibi daha sonra iktidara geldi, aralarında kimileri milletvekili oldu... Dokunulmazlık zırhına girdiler. Neden dokunulmazlıkları kaldırmadıkları sorulduğunda:
- Yargıya güvenmiyoruz, demeye başladılar...
Ama yargı onların istediği kararları verdiğinde pekâlâ güveniyor ve yargıya saygı istiyorlar.
Yargı, demokrasi, hukuk mukuk... Bu kavramları herkesin işine geldiği gibi yorumlama hakkı var mı?
[signature][hline]King Kong gelse de dans etse.. | nedanko...
Nostalji Mp3 : Ace Of Base - All That She Wants | arşiv***********
Yukardaki linkler bir süre çalışmayacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu da Can Dündar'dan..

said:
Van'da üniversite davası yeni değil; 100 yıllık... 19. yüzyıl sonunda Van, Osmanlı'nın modernleşme laboratuvarıydı.
Türklerin ve Kürtlerin bir arada yaşadığı, ihtilalci Ermeni örgütlerinin cirit attığı, Protestan misyoner ağının çalıştığı, 6 emperyalist devletin konsolosluk açtığı Van, bugünkü Türkiye'yi andırıyordu.
Molla Sait işte bu kozmopolit laboratuvara gelmiş ve burada Vali Tahir Paşa'nın kurduğu muhteşem kütüphaneye kapanmıştı.
Orada okuduklarından ve çevrede gördüklerinden Batı'nın her alanda üstünlüğü ele almasına karşın İslamiyetin gerilediğini anlamıştı.
Tek çare görüyordu:
Van'a İslami bilimlerle fen bilimlerinin birlikte okutulacağı bir üniversite kurmak...
Bu amaçla İstanbul'a gelip saraya dilekçe vermiş, hatta Van Gölü kenarında üniversitenin temelini atmış ancak savaş patlayınca projesini yarım bırakmıştı.
Sonra Ankara'ya gelip yeni Millet Meclisi'ne aynı öneriyi yaptı, yine sonuç alamadı.
* * *
Ardından projeyi Cumhuriyet devraldı.
Atatürk, ölmeden önce yaptığı son Meclis açış konuşmasında, "Van Gölü sahillerinin en güzel yerinde üniversitesiyle modern bir kültür şehri oluşturmak için harekete geçilmesini" vasiyet etmişti.
Bu vasiyetin yerine getirilmesi yaklaşık yarım asır aldı.
Van'a herkesin düşlediği üniversiteyi kurmak, ancak Atatürk'ün doğumunun 100. yılında, yani 1981'de mümkün olabildi.
* * *
Van Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın durumu şu anda yargıya intikal etmiş adli bir vaka gibi görünse de muhakkak olan bir şey var:
Bu, bir yolsuzluk davası değil.
Van'da 100 yıllık bir dava görülüyor.
Her demeçte, her jestte bu eski hesaplaşmanın izleri görülüyor.
Rektör'ün tutuklanması da rektörlerin Van çıkarması da Başbakan'ın açıklaması da o hesaplaşmanın günümüze yansımaları...
Cumhuriyet'in "Vasiyet savaşları" manşeti haksız değil.
Bu eski hesabın içine üniversiteyi siyasallaştırma kavgası da katılıyor.
YÖK'ün Başbakanlık Müsteşarı'nın intihal davasını birden tekrar gündeme getirmesi de intikam kokuyor.
Son dönem iyiden iyiye gündelik politikaya bulaşmış görünen yargı da bu kavgadan payına düşeni alıyor.
O yüzden Başbakan'ın "Herkes işine baksın" yaklaşımına hak vermek de mümkün değil.
İş öyle bir noktaya getirildi ki bundan sonra Van, artık "herkesin işi..."
* * *
Bu inatlaşma hem Van'a hem üniversiteye zarar veriyor.
Çare, aslında bu 100 yıllık düşün içinde var:
Üniversitenin gündelik siyasetten arındırılıp bilimle baş başa bırakılması ve Batı'nın üstünlüğü karşısında gerileyen toprakların yarasına deva bulmak için çareler üretmeye koyulması...
Ne adına yapılırsa yapılsın, üniversiteye müdahale, bu ideale zarar vermektedir.


Güzel demişler..[signature][hline]King Kong gelse de dans etse.. | nedanko...
Nostalji Mp3 : Ace Of Base - All That She Wants | arşiv***********
Yukardaki linkler bir süre çalışmayacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@forgiver: iyi de bu yazılanlar yeni iddialar, benim bahsettiğim,adamın ilk suçlandığı zaman olan 25 mil$ lık ihaleyle alakası yok.[signature][hline]Try Reality!
the invisibile and the non-existent look very much alike!


[Bu mesaj Rahan tarafından 22 Ekim 2005 17:21 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç ın demeci

said:
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç ve üniversite rektörlerinin Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın ile ilgili devam eden yargı sürecini etki altına almaya yönelik açıklamalarına yargının en tepesindeki isimden tepki geldi. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç "Yargıyı etkileme, yönlendirme ve baskı altına alma çabalarını kaygıyla izliyoruz" dedi.
Kılıç, Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada "Durum ne olursa olsun gerçekten normal sürecinde devam etmekte olan bir yargı süreci bulunmaktadır. Bir soruşturma kapsamında rektör tutuklanmıştır. O kişinin suçlu veya suçsuz olduğu konusunda kimsenin şu aşamada birşey söylemesi mümkün değildir. Ancak mahkeme kanunların verdiği yetkiye dayanarak tedbir olarak tutuklama kararı vermiştir. Bu tutuklama kararı o kişinin suçlu veya suçsuz olduğu konusunda kesin kanaat vermez" şeklinde konuştu.

YÖK'Ü KAYGIYLA İZLİYORUZ

Anayasa ve yasalar karşısında herkesin eşit durumda olduğunu ifade eden Kılıç, "Hukuk devleti olan Türkiye'de hiç kimsenin ve hiçbir kurumun ve kişinin Anayasa ve yasalar karşısında üstünlüğü ve ayrıcalığı olamaz. Yargıyı etkileme, yönlendirme ve baskı altına alma girişimlerini kaygı ile izliyoruz. Bu gelişmeler yargı adına tehlikeli buluyorum" diye konuştu.

Teziç'in Anayasa Hukukçusu olduğunu hatırlatan Kılıç, "YÖK'ün başında hukukçu kimliği ile tanınan Teziç'in YÖK Başkanı olarak hukuk adına tavır alması gerekirdi. Yıllarca Anayasa Hukuku okutan Erdoğan Teziç'in okuttuğu insanlardır bu kararı veren hakim ve savcılar. Teziç'in anlattığı yargı bağımsızlığı ilkeleri doğrultusunda hakim ve savcı arkadaşlarımızın gerekli kararları verdiklerini unutmamalıyız. Bu rektör suçsuz da olabilir" dedi.

Bu arada rektörün, tutuklanması sırasındaki görüntülerin doğru olmadığını belirten Kılıç, "Rektörün götürülüş şeklini çirkin buluyorum. Düzeyli bir şekilde ve rektöre yakışır şekilde götürmek lazımdı" diye konuştu. Öte yandan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç ile üniversite rektörlerinin yargıyı baskı altına almaya yönelik çabalarına Yargıtay'ın sessiz kalması ise dikkat çekici bulundu.

HERKES YARGIYA GÜVENMELİ

Kılıç, YÖK'ün açıklamasında yer alan "Rektöre sahip çıkmak Cumhuriyet'e sahip çıkmaktır" sözlerini ima ederek, "Çeşitli düşüncelerin ve mülahazaların arkasına gizlenerek yargıya taarruzda bulunmayı doğru bulmuyorum. Rektör hakındaki yargılama süreci devam etmektedir. Yargı en doğru kararı verecektir. Yargıya herkesin güvenmesi lazım. Suçluysa rektör de olsa ceza alacaktır. Suçlu olduğu ispatlanırsa, rektör denilerek ceza verilmemesi düşünülemez" diye konuştu.

http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2005/ekim/21/g01.html[signature][hline]be the vanquisher, to forgive
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Rahan, 22 Ekim 2005 17:20 tarihinde demiş ki:
@forgiver: iyi de bu yazılanlar yeni iddialar, benim bahsettiğim,adamın ilk suçlandığı zaman olan 25 mil$ lık ihaleyle alakası yok.


yargı kararıyla mı bu suçlamadan aklandı
yoksa gazete yazarlarının demeçleri sayesinde mi?[signature][hline]be the vanquisher, to forgive
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Oruç tutmayan bir insanın bu sebeple öldürüldüğü bir üniversiteye gelen ve anlaşıldığı kadarıyla bu üniversiteyi adam eden bir rektörden bahsediyoruz.Ne yaptıysa yapsın sırf bu sebepten bu adam saygıyı hak etmez mi?
Akp'nin ne yaptığı başında beri belli geçen sene lise son daydım ve yaşananları anlatıyım.
Yıllardır okulumuzun müdürü olan adam apar topar atıldı yerine yeni müdür geldi.Bizim okulda ülker ürünleri satılmazdı adamın yaptığı ilk iş ülker ürünleri getirmek oldu .2 ci iş de yatılıların kız ve erkeklerin bir çalıştığı etüd salonunu ayırmak oldu.Bunlar büyük olaylar değil ama adamın zihniyetini anlamanızı sağlar heralde.Sonra acaba bu olay sırf bizim okuldamı diye merak ettim annemde öğretmen ve bildiğim kadarıyla tüm okullara bu tür müdürler atandı.Askeriye'den , yargıya , muhalefet partisinden , cumhurbaşkanına kadar hepsi akp'nin her yere adamlarını yerleştirdiğini söylüyor.Siz bu kadar kuruma ki bunlar ülkenin en önemlileri inanmıyorsanız bu ülkede durmayın.Bu düpedüz torpildir . Konu akp değil yücel aşkın olayıdır diyorsunuz . AKp yi eleştirmenin yeri burası değil diyorsunuz ama Yücel Aşkın olayı akp'nin izlediği politika ve misyonuyla ilgilidir yoksa yücel aşkının işlediği suçlarla ilgili değil.

[Bu mesaj elm tarafından 22 Ekim 2005 17:26 tarihinde değiştirilmiştir]

[Bu mesaj elm tarafından 22 Ekim 2005 17:27 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
elm, 22 Ekim 2005 17:25 tarihinde demiş ki:
Oruç tutmayan bir insanın bu sebeple öldürüldüğü bir üniversiteye gelen ve anlaşıldığı kadarıyla bu üniversiteyi adam eden bir rektörden bahsediyoruz.Ne yaptıysa yapsın sırf bu sebepten bu adam saygıyı hak etmez mi?
Akp'nin ne yaptığı başında beri belli geçen sene lise son daydım ve yaşananları anlatıyım.
Yıllardır okulumuzun müdürü olan adam apar topar atıldı yerine yeni müdür geldi.Bizim okulda ülker ürünleri satılmazdı adamın yaptığı ilk iş ülker ürünleri getirmek oldu .


ne hakla satılmıyor?[signature][hline]be the vanquisher, to forgive
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Niye olayı çarpıtıyorsun bu kantinin yaptığı bir anlaşmadır eti daha çok para vermiştir benim ürümlerimi sat demiştir simdi sende bana o zaman da ülker daha çok para vermiştir deme cünkü 10 yıldır böyle olan bir şey yeni müdür gelince mi ülker akıllanıp ürünlerini getirtmeye başladı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
forgiver, 22 Ekim 2005 17:24 tarihinde demiş ki:
yargı kararıyla mı bu suçlamadan aklandı
yoksa gazete yazarlarının demeçleri sayesinde mi?
kim aklanmış suçlamadan? ne zaman aklandı?
sana ilk yapılan suçlamalarla ilgili bilgi veriyorum dahası ne anlamadım?

adamın solcu olmasıyla ilgili değil bu patırtı demeye çalışıyorum işte, ortada abuk şeyler var ki bişilerden şüphe ediyoruz.[signature][hline]Try Reality!
the invisibile and the non-existent look very much alike!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
elm, 22 Ekim 2005 17:31 tarihinde demiş ki:
Tamam tek cümleyi çektin onu tartışalım kantinlerin mali yönetimi ülker - eti mücadelesi offf.
Adam seçme özgürlügü olsun diye getirmiyor onu dinci marka diye getiriyor .


ülker dinci marka değil
bisküvi ve çikolata üreten bir firmanın markası
amblajdaki arapça yazılar dini bilgi içermiyoriürünün içersinde ne olduğu yazıyor.[signature][hline]be the vanquisher, to forgive
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ne ilan edicem? ortada bişiler var diyoruz, şüphe ediyoruz. ne zaman adam suçsuzdur dedim??

said:
forgiver, 22 Ekim 2005 17:26 tarihinde demiş ki:
ne hakla satılmıyor?
liberal ekonominin getirdiği haklarla. "kim namaz kılıyo kim namaz kılmıyo" diye çizelge tutan şirketi ben de seçmezdim.[signature][hline]Try Reality!
the invisibile and the non-existent look very much alike!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ahahah artik dayanamicam gulecem kusura bakmayin .

sevgili elm ,

zamaninda uludag universitesi kantininde uludag gazoz ve uludag coladan baska asitli icecek satilmazdi . neden mi ? rektorun karisi uludag gazozlarinin bilmem kacta kacina sahip dedilerdi . sonra rektor gitti yenisi geldi rahat rahat coca cola pepsi icmeye basladik .

nereye geldik burdan ?

hic bir yere .

not : soylediklerimde ciddiyim . 96 yillari civari okuyanlar varsa bilir uludag universitesinin o gunlerini .

bi de kantin demisim komik olmusum . universite kampusu diyecektim .

[Bu mesaj huun tarafından 22 Ekim 2005 17:36 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
elm, 22 Ekim 2005 17:31 tarihinde demiş ki:
Tamam tek cümleyi çektin onu tartışalım kantinlerin mali yönetimi ülker - eti mücadelesi offf.
Adam seçme özgürlügü olsun diye getirmiyor onu dinci marka diye getiriyor .

arkadaşım dinci marka getirse nolur getirmsee nolur
sen adamın ürününü yiyosun noluyo ki.
saan bi zararı yok, eti olsa nolcak sanki..[signature][hline]Night Elf - Druid lvl 17 ( Kulak )
daha yeni başladım ezmeyin =)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Rahan, 22 Ekim 2005 17:34 tarihinde demiş ki:
ne ilan edicem? ortada bişiler var diyoruz, şüphe ediyoruz. ne zaman adam suçsuzdur dedim??

said:
forgiver, 22 Ekim 2005 17:26 tarihinde demiş ki:
ne hakla satılmıyor?
liberal ekonominin getirdiği haklarla. "kim namaz kılıyo kim namaz kılmıyo" diye çizelge tutan şirketi ben de seçmezdim.

Eh bu çizelge sonucunda namaz kılmayanların işten çıkarıldığınıda biliyosundur alavere dalavere ile.. :)[signature][hline]King Kong gelse de dans etse.. | nedanko...
Nostalji Mp3 : Ace Of Base - All That She Wants | arşiv***********
Yukardaki linkler bir süre çalışmayacaktır.


[Bu mesaj MartinLGore tarafından 22 Ekim 2005 17:37 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@huun; erbak meşrubat ki o uludağ'ı yapanlar, anlaşma yapıyorlar satıcılarla başka şirketlerin içeceklerini satmasınlar diye. bursa'da bir çok fast food çu da gördüm o olayı.[signature][hline]Try Reality!
the invisibile and the non-existent look very much alike!


[Bu mesaj Rahan tarafından 22 Ekim 2005 17:41 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Rahan, 22 Ekim 2005 17:34 tarihinde demiş ki:
ne ilan edicem? ortada bişiler var diyoruz, şüphe ediyoruz. ne zaman adam suçsuzdur dedim??

said:
forgiver, 22 Ekim 2005 17:26 tarihinde demiş ki:
ne hakla satılmıyor?
liberal ekonominin getirdiği haklarla. "kim namaz kılıyo kim namaz kılmıyo" diye çizelge tutan şirketi ben de seçmezdim.


walla ben ülker ürünlerini alırken kimse namaz kılımuyusun diye sormuyor
liberal ekonomi içindeki liberal tüketiciler neden göz ardı ediliyor
kıtlık mı varki tek bir markaya bağımlı kalsın tüketici[signature][hline]be the vanquisher, to forgive
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
MartinLGore, 22 Ekim 2005 17:36 tarihinde demiş ki:
Eh bu çizelge sonucunda namaz kılmayanların işten çıkarıldığınıda biliyosundur alavere dalavere ile.. :)
onu bilmiyorum öyle bişi diyemem. sadece çizelge yapıldığını biliyorum.[signature][hline]Try Reality!
the invisibile and the non-existent look very much alike!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben okulumuzun müdürünün sebepsiz yere atılması ve yerine akpnin torpille kendi adamını getirmesinden bahsettim.Hükemetin kadrolaşma politikasını gösterdim . Siz ülker iyi markadır gofretleri süper tarzı şeyler diyorsunuz anlaşılamadım galiba.

[Bu mesaj elm tarafından 22 Ekim 2005 17:39 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...