Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Devletlerde sömürgeleştirme dönemi.


Antimodes52

Öne çıkan mesajlar

Bugün tarih hocamla aramda bir tartışma geçti, tartışmanın sonunda tezimi gayet iyi kanıtlarla sunmama rağmen kabul etmedi, "dediklerin doğru ama başka yol olmalı kabul edemem dediklerini" diyerek tartışmayı bitirdi. Sizinle paylaşmak istiyorum. Adım adım gitmeye çalışacağım rahat rahat anlatayım diye.
1-)Avrupa devletleri orta çağ boyunca feodal sistemdeydiler.
2-)Feodal sistem yüzünden avrupa devletlerinin hazineleri yoktu.
3-)Feodal sistem sonrasında sanayi devrimiyle seri üretime geçildi.
4-)Sanayi devrimi demek kapitalist sistemin başlangıcı demekti.
5-)Kapitalist sistem adı üstünde olduğu gibi bir "kapital"i baz alıyordu, yani başlangıçta paraya ihtiyaç vardı.
6-)İkinci maddenin tekrarı: Avrupa devletlerinin hazinesi yoktu.
7-)Buna sonuç olarak bir sürü ülke kolonileştirildi.
Tez: Dünya ülkelerinin sağlıklı bir biçimde yeni kapitalist düzene ayak uydurması için sömürgeleştirme dönemi bir seçenekten çok bir zorunluluk mudur? Geçilmesi gereken doğal bir dönem olabilir mi?
Tarih hocasına bunu sorduğumda tezime kesinlikle karşı çıktı, daha insancıl yollara başvurulabilirdi dedi, ancak göremiyorum bu nasıl oldu, istisna olarak İtalya var ancak İtalya papalık gibi bir otoriteye sahipti vs. vs. gibi bir çok avantaja sahipti, bunun dışında da çok çok kanlı dönemler geçirmeden bu sisteme sömürgeleştirmeye gitmeden geçmiş bir ülke göremiyorum.
Yorumlarınızı alayım.[signature][hline]Gods&Slaves
Msn Space
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kapitalist ekonomide sömürgeleştirme tek ve son çaredir. Kimi zaman ABD gibi bizzat işgallerle, kimi zaman da Fransa gibi iktidarı ele geçirmekle sömürgeler elde ediliyor. Kapitalizm var olduğu sürece bu olay devam edecek çünkü gözünü kar hırsı büyümüş sermayedarların karı kendi ülke sınırları içinde bellidir, daha fazla artamaz.[signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış;
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

O sömürgeleştirme daha değişik yollarla uygulanmalıydı bence. Avrupa sömürgeleştirdiği heryeri yokederek Kalkınabildi. Mesela Amerikada Milyonlarca yerli Cezayirde yüzbinlerce arap katledildi. Ve ele geçirilen halkların kültürleri dilleri, kısaca kendilerini bir ulus olarak görebilecekleri ne varsa yokedildi. Mesela Hawai, Cezayir, Okyanuslarda ki bilimum ada. Bence Kalkınma kültürleri yokederek değil, onlara sahip olarak daha iyi olabilirdi. Hoşgörü Sistemi Yani...[signature][hline]Acıların Patisiyim...
Siz Bana Bakmayın, KendiKendime Post Kasıyorum....

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

somurgelestirme para icin degil kaynak icin yapilir .

ne gibi ?

sunun gibi . baldiri ciplak bir ulkeden altin vs disinda para edecek bir sey elde edemezsin ama ordan hammaddeyi alip ulkene getirip isleyip ticari deger katar satarsin ya da bu kaynaklarla sanayini gelistirmeye devam edersin .

bu bakimdan kapital elde etmelerinin degil ama dunyanin geri kalanindan daha hizli kapital elde etmenin araci olmustur .

kisaca kapitalizm icin somurmeye gerek yoktur .

[Bu mesaj huun tarafından 07 Ekim 2005 22:10 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Öncelikle tez eksik. Feodalleşmeden "Hoppaaa" diye kapitalist düzene geçilmedi. Arada merkantilist dönem var ve asıl sömürgeleşmenin azılısı bu merkantilist dönemde gerçekleşti.

Merkantilistler, dünyadaki servetin sınırlı olduğuna inanır ve servet onlara göre altın-gümüş gibi değerli metalle ölçülür. Siz zengin olmak için başkasının payını çalmak zorundasınızdır. O bakımdan merkantilistler, ihracatlarını arttırıp ithalatlarını kısarak ülkelerine altın ve gümüş para veya altın-gümüş metalleri akıtmaya ve bunları biriktirip zengin olmaya çalışırlar. Merkantilizm tümüyle ülke bazlıdır, asla "gözünü kar hırsı bürümüş" sermayeciler yoktur.

Avrupada kıymetli metal üretimi çok düşük seviyede olduğu için, coğrafi keşiflerle beraber altın ve gümüşün bulunduğu yerler Merkantilistlerin ilgisini çekmiş, Avrupa ülkeleri zenginleşmek için buralara yönlenmiştir. Bunun sonucu da, "pasta"daki paylarını arttırmak isteyen ülkelerin çoğunlukla silahlı müdahale ile hammadde ve altın-gümüş kaynaklarına el koymasıdır. Kısaca sömürgeciliğin kaynağı, merkantilizm politikasını benimsemiş ve rakiplerine fark atmaya çalışan devletlerdir, kapitalistler değil. Bu devletler de başta İspanya, Portekiz, İngiltere ve Hollanda'dır, diğer devletler de bu devletleri izleyerek sömürgeleşme hareketlerine girişmiştir.

Kapitalizmin aslı da, yine bu Merkantilizm sırasında çok kar etme peşinde olan Hollandalılara dayanır. Ortaçağ avrupasında, genelde benimsenen ticaret usulü, yüksek değerde malları az olarak satmaktı. Bunun sakıncaları, bu malların taşınması sırasındaki güvenlik problemleri, ticaret hacminin sınırlı sayıdaki alıcı yüzünden daralması ve üretim kapasitesinin sınırlı olmasıydı. Hollandalılar bir cinlik yaparak, denklemi tersine çevirmeyi denediler, çok yüksek miktarlarda düşük kaliteli mal (yünlü dokuma, özellikçe çorap) üretip bunları satmayı denediler. Kumarları tuttu, geliri düşük insanlar bile bunları aldığı için, Hollandalılar "sürümden" kazandılar, bunun sonucu olarak da belli sayıda işçiyi çok saat çalıştırıp yüksek miktarda üretim yaparak yüksek kar elde etme yöntemini benimsediler. Gördüğünüz gibi kapitalizmin köklerinin de sömürgecilikle bir alakası yok, tamamen nasıl daha fazla kar ederiz arayışına girilmesi sonucu kendiliğinden ortaya çıkan bir olgu.

Şimdi gelelim sorunun esasına, sömürgeleştirme olmasa ne olurdu diye... Sömürgeleştirme olmadan, Avrupa üzerinde atılım yaptığı kıymetli metalleri ve hammaddeyi böyle ucuz ve kolay elde edemezdi. Genelde yaptıkları şey askeri güç uygulayarak bunları ele geçirmekti çünkü. Bu durumda, eskiden olduğu gibi gelişimleri tamamen Doğudan gelen mallara bağlı olurdu ve Avrupa kıtası, lokomotifin ardından gelen katarlar gibi Doğunun ardından gelmek zorunda kalırdı. Avrupada belirli bir döneme kadar üretilen kılıç ve askeri araç-gerecin taa Romalılardan kalma demir-çelik-bronz gibi metaller eritilerek yapıldığını söylersem sanırım durumun vahimliğini anlarsınız.

Bence Antimodesin tezi yerinde, Avrupa sömürgeleşme hareketleri olmadan bu kadar hızlı kalkınamaz, ekonomik büyüme için gerekli olan sermayeyi bu kadar hızlı toplayamazdı. Ama tezin yola çıkış noktaları yanlış ve/veya eksik, eğer dönemin Avrupa tarihini ve ekonomik akımlarını (bahsettiğim merkantilizm gibi) daha yakından incelerse daha sağlam temellere dayanan bir tezi tarih hocasına sunup duman attırabilir.

Saygılarımla,[signature][hline]Working for the weekend...
Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bak biraz klasik, ama barışla halkı savaşla olduğundan çok daha fazla yolarsın.mesela Osmanlı Filistini 400 yıl boyunca sadece bir çavuş ve dört jandarma ile idare etti. Şu anda bütün edski Osmanlı Toprakları Osmanlıyı sevgiyle anarken, Eski sömürgeler nefretle anıyor. Ayrıca şu anki terör olaylarının çoğunu üreten kişiler bu sömürgelerden çıkan kişilerdir. Örnek verirsek arap ülkeleri...[signature][hline]Acıların Patisiyim...
Siz Bana Bakmayın, KendiKendime Post Kasıyorum....

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ayrıca yanlış olan bir iki nokta daha var.

Kapitalist sistem adı üzerinde Sermayeye ihtiyaç duyar eyvallah. Sermayeyle yatırım yapar, daha çok kazanır, daha çok sermaye sağlar, daha çok yatırım yapar ve böylece büyür.

Fakat kapitalizm yayılmaya başladığında hiçbir "koloni"den sermaye alınmadı ki, çoktan hepsi yolunmuş birer tavuktu. Koloniler kapitalist devletlere ucuz hammadde ve ucuz iş gücü, bunun yanında beleş pazar sağladıkları için önemliydi. Kapitalizm egemen olduğunda Avrupa devletleri zaten çoktan hazinelerini doldurmuş, büyük miktarlarda üretim peşindeydi, sermaye birikimi zaten sağlanmıştı.[signature][hline]Working for the weekend...
Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Söylemek istediğimi örnekleyeyim biraz o zaman:
İngiltere afrika'ya gidip köle topluyor, sonra oradan çıkıp amerikaya gidiyor, burda köleleri satıyor karşılığında pamuk alıyor, sonra ingiltereye dönüp bu pamuğu işliyor.
Şimdi bu adam 3 kez kâr ediyor bedavadan.
Buna sermaye biriktirmekten başka ne denir? Bu ve bunun gibi olaylarla oluştu kapitalizmin ilk kapitali:)[signature][hline]Gods&Slaves
Msn Space
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben de sana diyorum ki zamanlama hatan var. İngiltere değil Hollanda yaptı ve yaptıkları ilk şey kendi işçilerini daha çok çalıştırıp ücretleri yükseltmemekti.

İkinci olarak İngilterenin yaptığı ticarettir, sermaye biriktirmek için "üretim" gerekir. Sermaye, yatırıma dönüşüp üretimi arttıkmadıkça "sermaye" olmaz, "kar" olabilir ancak. İngiltere köleleri üretmiyor. Pamuğu da satın alıyor.

Bak ben sana sistemi anlatayım şimdi. İngiltere pamuklu dokumadan malı götürmek istiyor. İlk başta İngiliz donanması, askerleri yükler sefere gider. Pamuk olan yerler ele geçirilir. Afrikadan köleler ucuz işgücü için getirilir. Çalıştırılır. Kölelere verilmeyen para başka alanlarda yatırıma kullanılacağı için sermaye "daha verimli" kullanılmış olur. Pamuk hasatı yapılır. Bölge İngiliz kontrolünde olduğu için İngiliz gemilerine yüklenir, İngiltere'ye getirilir. Burada kurulmuş fabrikalarda işlenir. Dağıtımı yapılır, satılır. Fabrika, zaten kapitalizmin kalesi bir olgudur çünkü verimliliği çok yüksektir, sermaye birikimi esas buradan sağlanır.

İşin içine biraz Marx katarsak, kapitalist bu fabrikada işçileri çalıştırır ve ücret öder. Ama her ek çalışma saati, işçinin ücretine birebir yansımaz. Diyelim işçi 1 saat çalışırsa 10 sent alsın. Kapitalist, yaptığı anlaşmayla, 2 saat çalıştırdığı işçiye 17 sent öder, üç saat çalıştırır 21 sent öder, bu böyle çalıştırdığı son saati beleşe getirene kadar sürer. Böylece aradaki farkı sermaye birikimi olarak cebe atar. Buna da işçinin sömürülmesi denir.

Normal olarak bakarsak da, sermayeci, fabrikasını çalıştırıp belli bir kar eder (illa işçiyi sömürdüğünü varsaymıyoruz), bu karın belli bir kısmını fabrikayı işler durumda tutmak için ayırır. Eğer gelecekte daha çok kar edebileceğini öngörüyorsa, yine karından bir kısmını fabrikayı büyütmek, verimliliği arttırmak, vs için yatırıma ayırır. Bu yatırımlar meyva verirse, üretim ve dolayısıyla kar artar. Artan kardan yine pay ayırır, fabrikayı biraz daha büyütür, vs vs şeklinde gider bu denklem. Yatırım yapıldıkça ve şartlar bozulmadıkça sermaye birikimi ve ekonominin gelişmesi devam eder.[signature][hline]Working for the weekend...
Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DERS 2: Sömürgeleşme Akımları ve Sermaye Birikimi

Şimdi, sana sermayenin nasıl biriktiğini anlattım. Şimdi, bu birikimi işler durumda tutmak için gereken şeyleri anlatayım, sömürge lazım tezine destek olayım...

Birincisi, sermayenin durmadan birikmesi için, kapitalistin ticaret hacimim ve karlarının büyüyeceğine inanması gerekir. Eğer malını kimse almıyorsa, fabrikayı büyütüp sermaye stokunu arttırmasına gerek olur mu? Olmaz. Aksine, işler kötüyse sermaye stoku yatırım olmadığı için daralır (kimse malını almıyorsa üretimi yavaşlatır sonra da durdurursun haliyle).

Hiç ekonomi bilmediğiniz varsayıyorum ve basitten alıyorum. Bu kritik üretim durdurma sorunu nereden başlayabilir? En kolay cevap talebin kesilmesi. Talep niye kesilir? Bir çok neden olabilir, ama en kolay fiyatların yükselmesi diyebiliriz. Malın fiyatı durduk yere yükselmez. Ya insanlar maldan çok talep ediyordur (ama biz demin öyle olmadığını varsaydık), ya da senin girdilerinin fiyatı yükselmiştir (günümüzde petrol fiyatlarının yükselmesi gibi) bunun sonucunda ürettiğinin ürününü fiyatına zam yapmak zorunda kalmışsındır.

Bu herifler neden sömürgelerde ucuz işçi- ucuz hammadde peşinde koşuyor sanırım açıklayabiliriz. Eğer işçilere veya hammaddeye ödediği para artarsa, sattığı malın parasını arttırmak veya aynı fiyata satıp karından vazgeçmek zorunda. İki türlü de karı azalacağı için, kapitalist yatırımları azaltır, fabrikasını büyütmez, aksine küçültebilir. Bu durum da ekonomik büyümeyi durdurur, sermaye birikimi azalır veya durup ters yönde gider (sermaye stoku azalır). Bunu engellemek için, kapitalist sistem daima ucuz iş gücünü ve ucuz hammaddeyi sağlamak ve ürettiği malları kolayca satabileceği hazır pazarlar arar.

Sömürgenin bu hazır pazar fonksiyonu da çok önemlidir. Neden? Çünkü diyelim senin ürettiğin malın fiyatı yükseldi ve sen İngilizsin. Fransızlar çottadanak gelip kendi mallarını düşük fiyatlardan satabiliyorlarsa, seni piyasadan silerler. Ama eğer mallarını sattığın yer senin sömürgense, senin kontrolüne olduğu için Fransızlar öyle ellerini kollarını sallayarak gelemezler, sen fiyatlar yükselse de malını satmaya devam edebilirsin.

Kısaca sömürgenin kapitalist sistemdeki önemini görüyoruz. Beleşe pazar + Ucuz işgücü ve hammadde. Kapitalistin ekmeğinin tereyağı ve balı kısacası.

Soracaklarınız varsa bekliyorum, ders bu kadar, dağılabilirsiniz.[signature][hline]Working for the weekend...
Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.

[Bu mesaj Cafein tarafından 07 Ekim 2005 23:20 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Geç kaldın mezun oldum Haziranda :D

Amma velakin üniversiteyi bitirdiğimin haftası (istanbul üniversitesi İngilizce İktisat) KPSS(Kamu Personeli Seçme Sınavı)'ye girdim. Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu hedeflediğim için de deliler gibi çalıştım, bir de seviyorum iktisat denen naneyi.

En son Hesap Uzmanları Sınavı'na da girmeye hak kazanıp ona çalışıp girdim geçen hafta, muhtemelen 2004 Aralıktan beri aynı konuları 10-13 kere çalışmışımdır sınavlar sağolsun(Finaller dahil 2005te 3 tanesi büyük sınav 9 tanesi final 12 sınava girmişim bak). Daha 12 Kasımda bir sınavım daha var, kafamda saç kalmadı... Üniversitede öğretim görevlisi olmayı da düşünmedim değil, artık her şeyi öğrendim ezberledim, biri "iktisat" dedi mi "Allaaaah" diye olaya dalıyorum.
Lazımsa birine yardımcı olurum, bu aralar bilgi ishaliyim gördüğünüz gibi bari yarasın birilerinin işine.[signature][hline]Working for the weekend...
Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sanırım bu sayede ingilterenin bir sermayeyi kurduktan sonra neden bir anda köleliğe karşı çıkıp engellemek için elinden geldiğini de açıklıyor: Bu sayede piyasada onlar kralken diğer ülkelerle ortaya çıkabilecek bir rekabet durumunu ortadan kaldırıyorlardı.
Tabii el altından hala Mısır'da köle çalıştırıyordu bu da çakallıklarını gösterir.[signature][hline]Gods&Slaves
Msn Space
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Antimodes52, 07 Ekim 2005 21:46 tarihinde demiş ki:

Tez: Dünya ülkelerinin sağlıklı bir biçimde yeni kapitalist düzene ayak uydurması için sömürgeleştirme dönemi bir seçenekten çok bir zorunluluk mudur? Geçilmesi gereken doğal bir dönem olabilir mi?

Yorumlarınızı alayım.


Bence gayet guzel noktolara deginmisin fakat sunu soylemek istedim bu yazdiklarin tez degil, odevinde aciklayacagin sorular olmus. Tezin kesin cumlelerle yazilmasi lazim. "mudur ?" yerinde "dur." koyarsan tez olurlar ve bu sekilde hocana soyle katilabilirim bunun somut tezlerle desteklemen gerekir odevin ne kadar bilmiyorum ama 10-20 sayfalik bir odevdede o somut tezlere erisemezsin, eger odevin boyle biseyse daha kucuk bir "case study" al ve onun uzerinde calis.

Kolay gelsin[signature][hline]Playing the king in my kingdom!!!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...