Mike Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 Sen gittin gideli 2 ay olmuştu.. 2 ay, bana bir asır gibi gelirken güneşin odamı aydınlatırken vüdumu ısıttığını hissettim.. Hissetim, sana bir daha dokunmanın imkansız olduğunu vücüduma jilet darbeleri vururken anladım.. Anladım, sonsuza kadar sürer dediğimiz aşkın ne kadar çabuk bittiğini, insanların ne kadar çabuk değişebileceğini öğrendim.. Öğrendim, sensiz yaşamanın aslında yaşamak değil ızdırap olduğunu ve hayata lanet etmemeye çalıştım.. Çalıştım, seni unutmaya ne kadar zavallı bir çocuk durumundayken güçlü biri gibi görünmeye çalışırken aslında ne kadar güçsüz biri olduğumu çözdüm.. Çözdüm, insanların şu dünyada ne kadar kalleş ve duygusuz olabileceğini, beni denizin ortasında tek kürekle bırakan insanların insan olmadığını kavradım.. Kavradım, sensiz hayat bana haram.. gidiyorum.. gidiyorum buralardan.. Bana kalan tek hatırana.. kalbime hançer saplayarak gidiyorum.. Gittim ama.. hala seni seviyorum.. gecenin 3 ü kafama hadi bişiler yaziim dedim 2-3 dakkada yazdım kötü olmuş olabilir affola hislerimi dile getirdim sadece..[signature][hline] i own j00 bLogger Mike Çarşı duvara karşı Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Elros Mesaj tarihi: Eylül 17, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 17, 2005 Kendi gerçeklerimizle, dünyanın gerçeklerini birleştirmeden yaşamak zaten hepimize haram. İkisinde de uca gidenleri gördüm. Ne Kendi gerçeklerinde yaşayanlar ne inandıkları gibi sonsuz olabiliyorlardı, ne de dünyanın gerçeklerinin farkına varıp umudu bırakanlar bir gün daha yaşayabiliyorlar... "Artık düşündüğümüz şeyleri doldurmak için klasik sembolleri sürekli kullanmak caizmiş, gerekli veya gereksiz olsun. Sembolizm kullananlar napsın?"[signature][hline]Her zaman saf sandığımız güneş doğarken bazen bizi kirletmemek uzaklaşır... Her uzaklaştığında yediğimiz darbeler saf olmayan bir ışıkla bizleri aydınlatır... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar