King_Tiger Mesaj tarihi: Eylül 13, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 13, 2005 II. Dünya Savaşı sonlarında Nazi Almanyası'nı kesin yenilgiye uğratacak son saldırıyı görüşmek üzere; ABD başkanı Franklin D. Roosevelt, İngiltere Başbakanı Winston Churchill ve SSCB lideri Josef Stalin'in katılımıyla Ukrayna SSC'deki (bugün Ukrayna) Yalta kentinde düzenlenen konferans (4-11 Şubat 1945). Almanya'nın ABD, İngiltere, Fransa ve SSCB'nin denetimindeki işgal bölgelerine ayrılması; daha önceki görüşmelerde karara bağlanmıştı. Konferansta halkın temel gereksinimlerini sağlamak dışında, Almanya'ya karşı hiçbir yükümlülüğün söz konusu olmayacağı konusunda görüş birliğine varılarak; Alman savaş sanayisinin dağıtılması ve önde gelen savaş suçlularının, uluslararası bir mahkemede yargılanmaları kararlaştırıldı. Ayrıca savaş tazminatları için bir komisyonun kurulması konusunda görüş birliği sağlandı. Ele alınan bir başka konu da savaşta yenilgiye uğrayan yada Müttefik kuvvetlerince kurtarılan ülkelerdeki siyasal yapının düzenlenmesiydi. Bu konuda "bütün demokratik unsurları temsil edecek geniş tabanlı geçici yönetimlerin kurulması ve en kısa sürede serbest seçimler sonucunda, halkın iradesini temsil edecek hükümetlerin oluşturulması" ilkesi benimsendi. Ama Polonya'yı kimin temsil edeceği konusunda da görüş ayrılıkları ortaya çıktı. ABD ve İngiltere, Polonya'nın gerçek temsilcisi olarak gördükleri Londra'daki sürgün hükümetiyle ilişki kurarken; SSCB, komünistlerin denetiminde bulunan Lublin'deki Polonya Ulusal Kurtuluş Komitesi'ni (PKWN) destekliyordu. Taraflar arasında görüş birliğine varılamayınca; bu iki grubun geçici bir hükümet kurmak için işbirliği yapmaları istendi. Polonya'nın gelecekteki sınırları konusunda ise herhangi bir sonuca ulaşılamadı. Uzakdoğu ile ilgili görüşmelerde Almanya'nın yenilgisinden iki yada üç ay sonra Japonya'ya karşı savaşa girmesi karşılığında, SSCB'nin Rus-Japon Savaşı'nda (1904-1905) kaybettiği toprakları geri almasını öngören bir gizli protokol imzalandı. Protokolde Dış Moğolistan'ın bağımsızlığının tanınması da öngörülmüştü. Konferansın bir başka önemli sonucu da Stalin'in, Çin ile bir dostluk ve işbirliği antlaşması imzalamayı kabul etmesi oldu. Konferansa katılan liderler, bir süre önce hazırlanmış olan Birleşmiş Milletler Antlaşması'nda pürüz oluşturan Güvenlik Konseyi'ndeki oylama sistemi ve SSCB'yi oluşturan cumhuriyetlerin üyeliği konularını çözüme bağladılar. SSCB, bu uzlaşma sonucunda 16 Sovyet cumhuriyetinin BM Genel Kurulu'nda temsil edilmesi isteğinden vazgeçti. Kamuoyuna 1946'da açıklanan konferans kararları, ABD'de sert eleştirilere yol açtı. Roosevelt'e yöneltilen suçlamalar arasında, Dışişleri Bakanlığı'ndaki Sovyet yanlısı gruplardan etkilendiği ve konferans sırasında sağlığının bozukluğu nedeniyle yerinde kararlar alacak durumda olmadığı gibi iddialar da bulunuyordu. 1949'da Çin'de komünistlerin iktidara gelmesi de Yalta Konferansı'nın sonuçlarına bağlandı. Ama sonradan tarihçilerin araştırmaları ve konferansa katılanların tanıklıkları, bu suçlamaların asılsız olduğunu ortaya koydu. Ana Britannica, 32. cilt Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
King_Tiger Mesaj tarihi: Eylül 13, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 13, 2005 Stalin, üç büyükler arasındaki görüşmenin ille de Sovyet topraklarında yapılmasında ısrar ediyor. Bir defa uçaktan korkuyor ve Sovyet halklarının babasını bir hava yolculuğunun tehlikeleriyle karşı karşıya bırakmak istemiyor. Sonra büyükler arasında en büyüğün kendisi olduğunu göstermek istiyor. Önceki yıl Tahran'a gitmeye; istemeyerek razı olmuştu. Kazanılmakta olan zafer, burnunu daha da büyütmüştür. Yeni fermanında tereddüde hiç yer yok:"Ya siz bana gelirsiniz yada bu konferans yapılmaz." Roosevelt, o derece hasta ki bir yarı dünya turu demek olan bu yolculuk, onun için katlanılmaz bir işkence halini alacaktır. Evet, Mareşal Stalin'in hiç olmazsa bu yolun yarısını göze alması için Roosevelt, yüklendiği sorumluluğu ve sağlık durumunu öne sürerek pekala diretebilirdi. Ne var ki Roosevelt, boyun eğmiş ve ikinci derece bir rol oynayan Churchill'in yapacağı bir şey kalmamıştı. Roosevelt'in düşünceleri de ilginç. Churchill'e "Hiç değilse bir şeyden eminim: Stalin, emperyalist değildir" diyor ve Churchill'in siyasetini beğenmiyor:"Dört yüz yıldır fütuhat, sizin iliklerinize işlemiş. Eline imkan geçmiş bir milletin, başkalarına ait topraklara el koymayabileceğini sizin aklınız almıyor. Ama tarihte yeni bir devir açılmıştır; siz de bu gelişmeye ayak uydurmaya çalışmalısınız." Şunu da söylüyor:"Bir yandan insanları köleleştirmek isteyen Faşizm ile mücadele edelim; bir yandan da sömürge halklarına hürriyetlerinin verilmesine karşı çıkalım; işte bunu kabul edemem. Yeni barış düzeni, hiçbir dikta idaresinin devamına göz yummayacaktır..." Stalin'in ise bir başka ortağa hiç niyeti yok:"Fransa, Almanya ile işbirliği yapmıştır" diyor. "Fransa'nın çektiği acı, Belçika ve Hollanda'nın çektikleri yanında hafif kalır. Şu anda savaşa katkıları ise topu topu 8 tümen çıkardıklarına göre; 9 tümen veren Yugoslavya'dan ve 11 tümen veren Polonya'dan daha azdır" diyor. "Ama İngilizlerle Amerikalılar, ille de Fransa'ya Almanya'da bir yer ayırmak istiyorlarsa; kendi aralarında sıkışıp yer açabilirler" diye ilave ediyor. E. Schumacher, İkinci Dünya Harbi Tarihi İbrahim Artuç, İkinci Dünya Savaşı[signature][hline]Ordumuz Türk Birliğinin, Türk Kudret ve Kabiliyetinin, Türk Vatanseverliğinin Çelikleşmiş İfadesidir. Kemal Atatürk Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Eylül 13, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 13, 2005 C/P yarışınıza bulasmak ıstemesemde ve 2. dunya savasının sızın gıbıelr yuzunden artık kabak tadı verdıgını dusunmeye baslasamda hatta hıtlerın odasındakı sıneklerı öldurme taktıklerıne ve churchill in buckhingamda gobegını 3 defa sagdan sola 5 defa aşagıdan yukarıya kaşımasına kadar dıdının dıdısına gırıp kusucak noktaya getırdıysenızde adamı yalta konferansıyla ılgılı bısey eklemeden edemıycem ------------------------------------------------------------ dunya sıyasetının en mızahı resımlerınden bırıdır bu bızım acımızdan solda Winston Churchıll 1.50 boyunda premature dogmuş eciş bucuş bir tip ortada Franklın Roosvelt koturum ve alkolık aynı zamanda hayatı krıtık durumda hastalıgı yuzunden sagda ise Joseph Stalın 2 metre boyunda pos bıyıklı yıkılmaz duvar gıbı bır adam aynı zamanda dunynın gordugu en sapık dıktatorlerden bırı bu 3 lu ayakta yanyana dursa komedıyı analrdınız ama teknık aksaklıklar yuzunden ayakta yanyana gelemıyorlar eheh ıkı ldıerde nefret ettıklerı ve zorakı oalrak muttefık oldukalrı stalınden 45cm kısa stalın utanmasa aşada havalar nasıl dıcek[signature][hline]"If your enemy has a choleric temper, seek to anger him." Roy Mustang Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
pekaziz Mesaj tarihi: Eylül 13, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 13, 2005 İlk yazı nispeten objektif sayılabilir (Ana Britannica böyle olmasa da), ama ikincisi hakikaten güldürdü beni. Hele şu cümleye bittim: said: Kazanılmakta olan zafer, (Stalin'in) burnunu daha da büyütmüştür. Ehe zafer kazanan birinin sevinmesinden daha doğal birşey olabilir mi? Bu cümle yerine 'kahrolsun Stalin!' konsa yazarları daha samimi bulurdum kendi açımdan :D[signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış; Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
King_Tiger Mesaj tarihi: Eylül 14, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 14, 2005 said: Viktor, 13 Eylül 2005 20:25 tarihinde demiş ki: C/P yarışınıza bulasmak ıstemesemde ve 2. dunya savasının sızın gıbıelr yuzunden artık kabak tadı verdıgını dusunmeye baslasamda hatta Birincisi benim kaynaklarım, internette yok. Yani ben C/P yapmıyorum. Kaynaklarım, piyasada kolay kolay bulunamayacak eski tarihli kitaplardır. Beğenmiyorsan yazdığım yazıları okumazsın. Kimse sana yazılarımı silah zoruyla okutmuyor. Sağa sola saldırarak forumda prim yapmaya çalışma huyundan da vazgeç artık. Çünkü her geçen gün daha komik durumlara düşüyorsun. Gerçi reklamın iyisi kötüsü olmaz diyorsan o senin bileceğin iş. Tarih bölümünün alan yetkilisi de sen değilsin ayrıca. Açtığım konularda kurallara aykırı bir durum varsa Alan yetkilisi, gereğini yapar zaten. Dediğim gibi ukala tavırların hiç hoşuma gitmiyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cafein Mesaj tarihi: Eylül 14, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 14, 2005 Lütfen kişisel tartışmaları uzatmayalım, bir tartışma girişimi ve bir cevap yeterli, aksi takdirde mesajları silmek veya konuyu kilitlemek zorunda kalabilirim, tadında bırakalım. Saygılarımla, Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar