Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türklerin buluşları


Daimon

Öne çıkan mesajlar

Celik falan var ilk adam gibi işliyen belkide "bulan" türklermiş.

Tekerlek komik ama =) tekerleği türkler bulduda (ki öle olsa bile) herkez onlardan görüp yapmadı amerikadada afrikadada avrupadada tekerlek kullanıldı cok kasış gibi değil zaten muhtemelen herkez buldu tekerleği.

Banyo urartulara dayanır bizim bulduğumuzu sanmıyorum,
silahları ne demek ya? m16'yı bizmi bulduk? yada butun dunyaya bizmi mızrak yapmayı öğrettik o ne demek öle,
Balistik atışları evet ama top atışı cok geniş bi kavram.

Ayrıca celik ve pastırma baya sağlem şeyler ne bileyim silah falan diye ucmaya gerek yok.

Ayrıca daha modern başarılara bakmak guncel tarihe yoğunlaşmak daha mantıklı takılmıyalım geçmişte.[signature][hline]Beş Hececiler
64K RAM SYSTEM 38911 BASIC BYTES FREE
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Adamın bırı ayakkabının topuk kısmına fan yerlestırerek ayaklarının yaz sıcagında serın kalmasını saglamıs.Tv de haberlerde ızlemıstım 1-2 hafta once. Hatta patent almayı dusunuyodu :)[signature][hline]Eğer sen kendi kaderini cizebilecek kadar güçlü değilsen başkaları senin kaderini cizecektir ve sen buna karşı gelemeyeksin......
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ohooo

Çilingir Sofrası
Mayoya dönüştürlebilen don[Beyaz olanından]
Mıcırlı yollar
vs..

*Verebileceğimizin en iyisi..*[signature][hline]For every action,there's an equal and an opposite reaction..
[b]MSN:[email protected][b]

[b][b]Frostman, 24 Ağustos 2005 01:20 tarihinde demiş ki:

Arkadaslar ben evden server kurdum ama cok dandık oldu.
[/b]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Arşiv cd 'min birinde çıktı. Daha önce yazılmışmı bakmadım. Paylaşayım dedim..

Bizim tarihte hicbir sey icat etmemis oldugumuzu soylemek hem ayip hem gunahtir.

Biz az sey icat etmedik tarihte. Istanbul'a ilk elektrigi vaktiyle Satie Sirketi getirdi.Uzak semtlerde elektrik alan tek-tuk evlere her ay tahsildar gondermeyi gereksiz buldugu icin, bu evlere birer kumbara koymustu. Yirmi dort saatte bir kumbaraya, o devrin halk dilinde "manda gozu" denilen, nal kadar yirmi besligi attin mi, elektrik kendiliginden yanardi. Yilda birkac kez de Satie Sirketi'nin adamlari bu evleri dolasarak kumbaralari acar, paralari alirdi. Icerenkoy'deki bir evin kumbarasindan hic bir sey cikmiyordu. Sirket ozel arastirmalarla evin elektrik kullandigini saptamisti. Ancak kumbaraya hic bir sey atmadan nasil calistiriyordu elektrigi, onu cozememisti. Sonunda ev sahibini sirkete cagirdilar:

- Hileni bize acikla, sana bedava elektrik verelim. Yalniz bu ustun bulus ortaliga yayilmasin, dediler.

Ev sahibi gulumseyerek anlatti; gazoz siselerinin kapaklarina su doldurarak bunlari buzdolabinda donduruyor, sonra da yuvarlak buzlari yirmi beslik niyetine elektrik kumbarasina atiyordu. Buzlar mekanizmayi calistiriyor, arkasindan eriyip aktigi icin, hic bir iz birakmiyordu. Elektrik fiziginde Edison'dan sonra en buyuk ve en yararli kesif boylece bize ait oluyordu. Satie Sirketi, bu buyuk mucidi odullendirerek, ona elektrigi bedava verdi ve kumbaralarin yapisini degistirdi.

* * *

Eski havagazi saatlerini ters calistirmak icin bisiklet pompasiyla, gaz borularina hava basmak da, yine bize ait ozel bir bulustur. Kac metrekup havagazi harcamissan, bisiklet pompasiyla ters yonde hava bastin mi, saatin yazdigi rakamlar geriye dogru silinir. Bu bulusun da sahibi, dalginlikla gereginden fazla hava basarak, havagazi sirketinden alacakli ciktigi icin enselenmisti. Adi bu yuzden unlu mucitler tarihine gecemedi.

Musluklari su saatinin yazamayacagi kadar az acip, iplik iplik akan sulari yirmi dort saatte kovalara doldurmak da, yine o devrin ilginc buluslarindandi.

Bir sure elektrik saatlerinin rakamlarini miknatisla geriye cevirmek de epey denenmis, o nedenle saatlerin rakam gosteren mekanizmasi, miknatisin oyununa gelmesin diye, kursundan yapilmaya baslanmisti. Butun bunlar hep bizim yaratici beyinselligimizin urunleridir.

* * *

Son yillarda ise daha ince buluslara yonelinmistir. Ornegin disariya gidecek iscilerin saglik muayenesinde saglam raporu almalarini saglamak icin, mikroskop kontrolunden gecmis findik buyuklugundeki temiz kakalar bes liradan kiraya verilmektedir. Cis siselerinin kirasi iki bucuk, tansiyon dusurucu sarimsakli su ise tutturabildiginedir. Tababetteki bu asamalar o kadar ust duzeydedir ki, henuz dunyamiza mal olamamistir.

Kirmizi biberin icine kiremit tozu karistirmak, kuru uzumle harmanlanmis kucuk keci boku ihrac etmek, zeytinyagi yerine kellik yapan parafini dayanmak hep yerli buluslardir. Viski siselerinden enjeksiyonla viskiyi cekip yerine cay suyu doldurmak, disaridan ithal edilen ayakkabilarin sol teklerini Izmir, sag teklerini Istanbul gumrugune getirterek, sonra da kimsenin sahip cikmadigi bu yuzlerce tek ayakkabiyi ihalelerde ucuza kapatip, arkasindan birlestirerek piyasaya surmek tarihsel ve anitsal zeka mucizelerimiz arasindadir.

Bize ozgu fikir ozgurlugu yasakli demokrasimiz bile, bu tur bir bulusun sonucudur.

Kim demis ki biz tarihte hic bir sey icat etmedik? Bunu iddia etmek hem ayip, hem gunahtir...

Çetin ALTAN

(Yirmi yil once, 1978 yilinda yazilmis bir yazi "Zurnada Pesrev Olmaz" dan)[signature][hline]King Kong gelse de dans etse.. | nedanko...
Nostalji Mp3 : Ace Of Base - All That She Wants | arşiv***********
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Keloglan, 29 Ağustos 2005 17:59 tarihinde demiş ki:
1956 yılında Ankara'da doğan Adnan Oktar, Türkiyenin önemli fikir adamlarından biridir. Milli ve manevi değerlerine son derece bağlı olan ve inandığı mukaddes değerleri diğer insanlara anlatmayı insani bir görev olarak kabul eden Adnan Oktar, fikri mücadelesine 1979 yılında, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeki eğitimi sırasında başlamıştır. Üniversite dönemi boyunca, çevresine hakim olan materyalist felsefe ve ideolojilerin çarpıklıkları hakkında, onları savunanlardan daha fazla bilgi ve yorum sahibi olacak kadar detaylı araştırmalar yapmıştır. Bu bilgi birikiminin sonucunda ise, milli ve manevi değerlerimizi tehdit eden, bölücü ideolojinin temellerini oluşturan Darwinizm ve evrim teorisinin ülkemize ve dünyaya getirdiği zararlar ve bu teorinin modern bilim karşısındaki yenilgisi ile ilgili eserler hazırlamıştır. New Scientist Dergisi'nin 22 Nisan 2000 tarihli sayısındaki ifade ile evrim teorisinin yanlışlığının ve yaratılış gerçeğinin anlatılması konusunda Sayın Oktar "uluslararası bir kahraman" haline gelmiştir. Yazar ayrıca dünya tarihi ve siyaseti üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle Siyonizm ve Masonluk hakkında da kitaplar yazmıştır. Bu eserlerin yanısıra Kuran ahlakını ve imani konuları anlatan eserleriyle birlikte yazar, 200'ü aşkın kitabın sahibidir.
Cavit Yalçın müstear ismini de kullanan Adnan Oktar, eserlerinin büyük bir bölümünü Harun Yahya müstear ismiyle yayınlamıştır. Bu müstear ismi, inkarcı düşünceye karşı mücadele eden iki Peygamberin hatıralarına hürmeten isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden oluşturulmuştur..
Yazar tarafından kitapların kapağında Resulullah'ın mührünün kullanılmış olmasının sembolik anlamı ise, kitapların içeriği ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-ı Kerim'in Allah'ın son kitabı ve son sözü, Peygamberimizin de hatem-ül enbiya olmasını remzetmektedir. Yazar da, yayınladığı tüm çalışmalarında, Kuran'ı ve Resulullah'ın sünnetini kendine rehber edinerek, inkarcı düşünce sistemlerinin tüm temel iddialarını tek tek çürütmeyi ve dine karşı itirazlarını tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'ın mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duası olarak kullanılmıştır.
Yazarın tüm çalışmalarındaki ortak hedef, insanlara Kuran'ın tebliğini ulaştırmak ve böylelikle onları Allah'ın varlığı, birliği ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde düşünmeye sevk etmek ve bazı önemli konuları hatırlatmaktır.
Harun Yahya'nın eserleri Hindistan'dan Amerika'ya, İngiltere'den Endonezya'ya, Polonya'dan Bosna'ya, İspanya'ya ve Brezilya'ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde beğeniyle okunmaktadır. İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boşnakça, Uygurca, Endonezyaca gibi hemen her dile çevrilen eserler yurtdışında geniş bir okuyucu kitlesi tarafından takip edilmektedir.
bu ne be? ne alakası var bunun buluşla konuyla alakasız şeyler yazmayın
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Syn, 27 Ağustos 2005 18:52 tarihinde demiş ki:
Ohooo

Çilingir Sofrası
Mayoya dönüştürlebilen don[Beyaz olanından]
Mıcırlı yollar
vs..

*Verebileceğimizin en iyisi..*


BAna mıcırlı yoll demeeeee bmw ile spin atmıştım :D[signature][hline]fastreload, 02 Temmuz 2005 01:21 tarihinde demiş ki:
hocam bindiğin dalı kesiyosun çükünü keserim senin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aslında olanak olsa bizimde bilimadamlarımız neyin var yane.ciddi ciddi un yapmıs doktorlarımız falan(yani bu doktorların kendilerine gore icatları tedavi sekilleri falanda var)


NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE :) diyelim....[signature][hline] Hayatta yalnızca 2 kişiye güvenirim biri ben diğeri sen değilsin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...