Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türkçe hakkında bir yazı


pekaziz

Öne çıkan mesajlar

Aslında konu dışına koyacaktım fakat hem bir edebi yazı niteliği taşıması hem de benim hislerimi-umutlarımı taşıması sonucu buraya koymayı uygun gördüm.

AB KAPISINDA SIKIŞAN TÜRKÇE

Aynı bir ulusun üyeleri, aralarında, aynı bir dil aracılığıyla, ulusal dil aracılığıyla anlaşırlar. Bunun içindir ki, tarihte, bir ulusu yıkmak istemiş olan fatihler, galip devletin dilini ona kabul ettirmeye çalışmışlardır. Dil bakımından özümleme, böyle ulusal bir baskı içindedir. Eski Rus çarları, sömürgeleştirdikleri küçük halklara karşı bu yolu kullanıyorlardı. Fransız sömürgecileri, Kuzey Afrika'da aynı şeyi yaptılar ve bugün de ABD aynı yolla halkları bölmeye devam ediyor. Ama bir halka, dil zorla kabul ettirilemez: bir halkın kabul edebileceği tek dil, kendi ana dilidir.
Geçmişte toprakları üzerinde tek dil kavramını ortaya atan ve bunu da başaran sömürge devletleri, günü geldiğinde, icat ettikleri bu silahın namlusunun, kendilerine çevrilmiş olduğunu gördüler. Aynı dili konuşan sömürülen sınıflar, bu sayede, bağımsızlıkları uğruna savaşımda bir araya gelebilmişlerdir. Dilin, ulus olma aşamasındaki önemi ve amacı insanlık karşıtı olan her nesne gibi sonradan insanlığın hizmetine girmesi de onun ilerici karakteri hakkında çok bilgilendirici bir deneyimdir.
Dil, yüzlerce yıllık bir tecrübe ve bilgi birikimden sonra ortaya çıkar, durduk yere oluşmaz. Dolayısıyla varolan bir dile üç beş yeni kelime ve sanatsal-bilimsel anlam eklemek yeni bir dilin oluşumuna yeterli değildir, olsa olsa bir arada yaşayan halkları parçalamak, sömürgecilere hizmet etmek misyonunu üstlenmek demektir.

Tüm bu bilgilerden sonra AB kapısına bağlanmış olan Türkiye'nin ve Türkçe'nin durumu bize oldukça tanıdık gelmektedir. Geçmişte sömürülen uluslara ve devletlere yapılan her türlü insanlık dışı muameleye artık bizlere yapılmaktadır. 'Çağdaş Batı Uygarlığı' başlığı altında dikte edilen her bir yasa, geçmişte: 'Ulusal Kurtuluş Savaşı', 'Kadın-Erkek Eşitliği', 'Laik ve Çağdaş (eski ve gerçek anlamıyla) Toplum' vb. gibi her türlü ilerici atılıma önayak olmuş bir ülke ve ulus olarak bizleri derinden yaralamakta, kendimize olan güveni sarsmaktadır.
Fakat gerek bilgisizlikten, gerekse geçmişteki hataların günümüze yansımasından, artık Türkçe'deki yozlaşmalar, görmezden gelinmeye, kimi zamanda haklı bulunarak savunulmaya başlandı. Ve bu yozlaşma ve bozulmalar günlük yaşamda öylesine yer edindi ki, biraz dikkat etmedikten sonra, fark edilmesi oldukça zor, fakat keşfedildiğinde insanı korkutan birer mit haline dönüştü.

Bu yozlaşmalara güdümlü medyada oldukça sık rastlıyoruz, fakat bizleri asıl üzen kendini ileri sayan bazı aydınların(!) yazılarında, politikacıların konuşmalarında ve en kötüsü de, eğitim kurumları olan, başta üniversiteler ve diğer seviyede eğitim merkezlerinde yapılan hatalar ve en yüksek seviyeye ulaşmış disiplinsiz bir dil altyapısı oluyor.

İngilizce 'force'kelimesini, kullanımı sırasında baş harfini yazarak 'fe' yerine 'ef' olarak okunması, hiçbir dilde 'iks' şeklinde bir telaffuza sahip olmamasına rağmen x işaretinin böyle seslendirilmesi, 'j'ye 'cey' veya 'ke'ye 'kiy'denmesi, hatta daha da ileri giderek Türkçe'yi düzgün konuşmanın önemi vurguladıktan sonra ingilizce 'okey', 'yes' kelimelerini söyleyen öğretmenler, öylesine sıradan ve günlük yaşamın bir parçası haline geldi ki, kimileri bunların aslen Türkçe'ye ait olduğu safsatalarını bile yaymaya çalışıyor.

Artık Türkçe'yi, Türkçe'nin kendi kökeninden değil, sömürdüğü -ve hala sömürmekte olduğu- bir çok ulus sebebiyle sözde dünya dili haline gelmiş ingilizceden kaynak alarak konuşmaya başladık. Ülke, kişi, kurum vb. adları Türkçe'de okundukları gibi yazmak yerine, yazıldıkları dildeki haliyle yazmak çok yaygın olarak yapılan bir hata. Fakat burada da ABD ve AB'ye duyulan övgüden dolayıdır ki, bu dediğimiz hata yalnızca bu ülkelerin dillerindeki kelimelere yönelik yapılıyor. Aslında onlara göre bu bir hata değil övgü bile sayılabilir.

Yoksa 'Washington'a 'Vaşingtın' dedikten sonra 'Al Jazeere' televizyon kanalına 'El Cezire' derler miydiler? Tüm bu konulardaki karışıklıklara Atatürk, 'Nutuk' isimli eserinde çözüm getirmişti. İşte sorun da burada ortaya çıkmaktadır: Türkçe'yi Atatürk önderliğinde başarılmış Kemalist Devrim'i kılavuz alarak mı konuşacağız, yoksa o gelişmiş denilen batı uygarlıklarını mı? Hakim sınıf bu soruya çoktan yanıt vermiş vaziyette, asıl önemli olan bizim vereceğimiz yanıt. Gelecekte yer alacağımız konum buna göre belirlenecek.

Bundan dolayıdır ki -gerçek anlamda- sanattan, siyasetten, insanı duygulardan uzaklaştırılan, başta gençlik olmak üzere tüm halkımızın aydınlatılması gerekiyor. Ve burada da yine durumun vahametini kavramış olan bizlere büyük işler düşüyor. Bir kişiyi dahi bu konularda bilinçlendirmek ve doğru rotaya sokabilmek, gelecekte inşa edeceğimiz mutlu bir Türkiye'nin temelini hazırlamakla aynı anlama geliyor.

[Bu mesaj pekaziz tarafından 05 Eylül 2005 22:31 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dil yozlaşır, dil gelişir ama asla eskiyip yok olmaz benim kanımca. Çünkü dili kullanan günlük konuşan ağızlar değildir. Onlar hayatı konuşur, yazar/anlatır/öğretir kimseler dili dil yapar, süsünü takar. O yüzden yazıya kısmen katılıp kısmen katılmıyorum ama haklılık payı çok yüksek.



Sayfa üstündeki yazı ve yazının içeriği kara mizah gibi oldu, paylaşayım dedim ayrıca...
Şansıma bu düştü =)[signature][hline]Türkiye'nin en geniş anime arşivi için;
Binlerce CD ve yüzlerce DVD tutan arşiv için;

Mail: [email protected]
MSN: [email protected]

Takaslık ve satılık...

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kymophobia'a hak veriyorum aslında. Eninde sonunda "edebi" eser denen olaylarda bizim savunduğumuz dil hiç yozlaştırılmadan kullanılıyor. Ama halk dilinde bunlara pek rastlanmıyor. Ki rastlanması da zor çünkü "halk" kavramı var işte.

Yazının sonu en doğrusu ama bu bilinci alabileceklere aşılayıp, iki kulvarda da belki istenene ulaşılabilir.[signature][hline]Follower Of Cyric,Prince Of Lies;Blog
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...