sheref Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 bu yazı belli bir kültür düzeyini geçmiş, bilinçli patiler tarafından okunup, belli bir bilinci yansıtan yorumlarla cevaplanmalıdır. Biraz uzuncadır, fakat sürükleyicidir. Alıntı'dır, Alındığı yer link ile yazının sonuda belirtilmiştir. Yeri tamamen konu dışıdır, edebi bir yazı değildir. Caddebostan Operasyonu Yıllardır televoleler ve medya üzerinden elit donuna maruz kalıp; buna duydukları tepki üzerinden "muhafazakar dinamikleri" besleyen "avam" kitleler (bkz: akp); ilk defa elit'lere kendi donlarını gösterme fırsatı buldular... caddebostan plajı operasyonu'ndan sözediyoruz... neden "operasyon" dediğim yazının sonunda daha bir netleşecek. hep beraber düşünelim : hayatlarını "islamcılık" üzerine kurup, kitlelere bu kavram üzerinden kendilerini pazarlayanların; ab yolunda "hristiyan demokrat" kulübüne girmeye çalışması ile, "avam"'ın caddebostan plajı'ndan denize donla girmesi arasında bir bağ var mı acaba? ya da; mine kırıkkanat gibilerin hiç bir zaman hakkında kalem oynatmayacağı; laikliği "don çizgisini gösterme özgürlüğü"nden öte algılayamayacak "felan oldum yani" neslinin bilinçli teşhirciliği ile; caddebostan'da "jogging" yaparken; köpeğine yaptığı aylık masraftan daha az paraya çalışan "avam"ın donunun altındakini görünce rahatsız olanların "istanbul elden gidiyor" feryatları arasında bir ilinti kurabilir miyiz? "avam'ın donu" ile "elitin donu" arasındaki bu modernite uçurumu aynı zamanda ülkemizin sırat köprüsü mü? bütün bu görsel kakafoni içerisinde akla zarar daha onlarca soru üretebiliriz. tanga ile türban arasına gerilen bir sosyal dokunun çok farklı yerlerinden yırtılması ve bu soruların yırtık dondan çıkar gibi çıkması doğal. böyle bir ortamda "islamcı" başbakanlar yahudi bankerlerle hemhal olurken; mustafa kemal'in üniformasını taşıyanların; abd'yi "stratejik müttefik", ab'yi de "devlet politikası" ilan etmesine de şaşırmamak lazım. sonuçta onlar; caddebostan'da donla denize girip, "muhafazakar demokrat" partilere oy verenlerle; beşiktaş'ta; kıçının arasındaki tangayı göstere göstere yürüyüp, şeriat gelmesin diye "sosyal demokrat" partilere oy verenlerin oluşturduğu; kafası boşaltılmış bir millet'in üst yapıları. bu üst yapıların millet'i ve devlet'i geleceğe taşıyacak bağımsız ve özgün politikalar üretememesi ve kulvarlar açamaması, bunu başkalarının yapmadığı anlamına gelmiyor. hem de öyle kulvarlar ki; baktığınızda şeytana ayakkabısını ters giydirecek cinsten yöntemler geliştirdiklerini görüyoruz. "caddebostan plajı" manevrası buna güzel bir örnek. manevrası diyoruz çünkü derinlerde; istanbul'a yönelik çok kapsamlı planın ince ayrıntılarından birini içeriyor. diyeceksiniz ki; "avam-elit donu" ikileminin istanbul'u türkiye'den ayrıştırma projesi ile ne alakası var? "büyük proje adamı" kadir topbaş'ın; nostaljik sloganlarla ilan panolarından (billboardlar) duyurduğu "caddebostan plajı" projesinde gözlerden kaçan iki ayrıntı mevcut : 1) plaj projesi için kullanılan reklamdaki görsel imge, normalde bir plaj sahnesinde görülebilecek mayolu kadın-erkek ikilisini değil, boş bir şezlongu içeriyor. böyle bir projeyi duyuracak reklamın görsel duyurusuna mayolu bir erkek ve özellikle kadın imgesinin konulmaması; plajı, muhafazakar kesimin ilgi alanı dışına çıkmaktan koruyor. vurgunun altını bir kere daha çizelim : ilgi alanına sokuyor demiyoruz...ilgi alanının dışına çıkmaktan koruyor. daha da önemlisi; 2) caddebostan plajı ile ilgili reklam panoları; bilinçli olarak; istanbul'un varoşlarında da yoğun olarak kullanılıyor. normalde bırakın denize girmeyi; şehrin merkezine bile kırk yılda bir inen kitlelerin bulunduğu semtlere; "caddebostan plajı" panosu asmak için en kalitelisinden toplum mühendisi, yani istihbaratçi olmak lazım. hem de; hedeflediğinizi toplumu uzun vadeli dönüştürmeyi hedefleyen bir gücün istihbaratçisi. normalde kendi sosyal mekanlarında yaşayan ve yüksek ulaşım giderleri; yüksek giriş bedelleri (menü fiyatları, bilet fiyatları, v.s.) sayesinde fazla karışmadan ve birbirleri ile ana arterler dışında karşılaşmadan ; ( biri klimalı arabasında trafikte, diğeri klimasız tıkış pıkış otobüste yolda) fazla etkileşime girmeden yaşayanlar; "caddebostan plajları"nda kafa kafaya geldiler. ve bu kafa kafaya gelişin lokal olarak kalmayıp; toplumsal dönüşüm misyonuna hizmet etmesi için medya gerekli noktalarda görevini üstlendi. "kıçındaki tangayı" göstermeyi modernlik; "avam donu" görmeyi anti-modernlik olarak algılayanların feryadı kapladı bir anda ortalığı. bu gürültü arasında toplumsal bilinçaltında ve en önemlisi elitlerin bilinçaltında çok önemli bir "sempati odağı" oluşturuldu. eskiden "istanbul çok kalabalık, pasaportla girilsin" cümlesine, sırf tayyip erdoğan söylüyor diye veya olayın mantıksızlığı üzerinden karşı çıkacak olanların artık bu cümleye "sempatisi" daha da arttı. kısacası; "ipini koparan istanbul'a geliyor" tezi; ip don g
Chemical Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 eeh saçmalıyorum gene. boşverin beni. [Bu mesaj Chemical tarafından 29 Ağustos 2005 07:00 tarihinde değiştirilmiştir]
Antimodes52 Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Yazar güzel bir noktadan yola çıkmış olsa bile yazısını fazla abartmış. Tayyip Erdoğan'ın plaj projesini istanbul'a pasaport olayını desteklemek amaçlı yaptığı konusunda gerçeklik payı olabilir, yine de plajın açılmasındaki tek sebebin bu olduğunu hiç zannetmiyorum. Onu da geçtim anlatımında okuyana isyankar bir hava katmak için olayları fazlasıyla abartarak anlatmış, zenginin fakirin donundan utandığı, fakirin zenginin donuna çullandığı yok, kimsenin de fakirin donu geriliktir, modernlik değildir, elitin donu modernliktir, laikliktir de demiyor. Ancak şu da herkesin itiraf edebileceği bir gerçektir ki, Caddebostan Plajı'nda donla giren insanların hali medeniyet dışı, iğrenç bir şey. Bunun sebebi onların fakir, bizlerim daha bir iyi durumda olmamız değil. Sebebi donla denize girilmesi ve o beyaz donların ıslanmayla beraber bir güzel transparan olarak altında ne varsa göstermesidir. Hiç bir şey siyah-beyaz değildir yani bu kadar kolay değil etrafınızda olan biteni analiz edip 1 sayfalık bir yazıya dökmek. İktidar işi o kadar basit değil. İstanbul pasaport olsun diyorum olmuyor bari plaj açayım da şuraya bütün fakirleri toplıyım da elit kesim tiskinsin de üstüne projem tutar gibi bir mantaliteyle hareket etmez kimse. Onlarca faktör vardır o plajın açılmasında belki biri böyledir, belki de değildir.[signature][hline]Gods&Slaves Msn Space
sheref Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 @Antimodes52 yazara tamami ile katıldığımı söylemiyorum, fakat sadece katıldığım yerleri keserek yazsaydım tam manasını veremezdi bu yazı. Bende bu konu hakkımda görüşlerimi birazcık dile getireyim. Caddebostan'da oturanlar gayet iyi bilirlerki, eskiden her daim ailelerin gezdiği, köpeklerini gezdirdiği, gençlerin migrostan bira alıp kızlı erkekli takıldığı, mini etekli bir kızın rahatça gezebileceği, cadde kültürünün yaşandığı, kaliteli bir muhitti. şimdilerde ise caddebostan'ın caddesi bir kenara atıldı, bostan niyetine ortasına ediyorlar... Herkese laf atan görgüsüz tipler, tinerciler, donla denize girenler, karpuz nasıl hayvanca yenebilir dersleri verenler, sokak ortasında don değiştirenler, öküzler.... artık insanlar rahatça balkonlarında oturamaz oldu... bu arada caddebostan'da oturmuyorum fakat ben bile rahatsızlığını Avrupa yakasından duyabiliyorum....[signature][hline]album|pati sözlük|Lominadze|news| blog|mail/msn|Founder of AAL'05| ***
riglous Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 cumleleri igne deliginden gecirmis. ancak bu isin boyle olacagi ongorulebilirdi. yalniz bana gore yanildigi tek nokta var bu isin sonunda ist. pasaport daha cok destek gormeyecek. farkli siniflarin oldugu yerlerde iki grubun catismasi sonucu (ki bu donem 1990lar oluyo), iki grubun birbiriyle etkilesimi cikar. turkiye'de de bu boyle olacak muhtemelen derken, olmaya basladi. nasil avrupa'da bir donem "sanat sanat icindir" vs. "sanat tatmin icindir" catismasi yasandiysa bunu her yonuyle ulkemizde de yasayacagiz. buna cok guzel ornek akm'nin onunde bulusan ama daha akm'ye hic girmemis insanlar toplulugu. dahasi iceride yapilanlardan en ufak bi haberi olmamasi. izlese bile anlayamayacak olmasi (bi kac cumleyle aciklamaya calistim, hemen ben de bulusuyorum ama hic akm'ye girmedim diye ustunuze alinmayasiniz diye). umarim guzel sonuclar dogurur... pardon eklemeyi unutmusum. bu is pasaportu desteklemez cunku sonuc muhtemelen iki kulturun (arabesk ve modern) sebtezi olacaktir. bu da tabii ki kendi alanlarinda guclu olanlarin antipatisini ceker ama genelde catismanin sona ermesini saglar. (su an pop muzik bunun cok guzel ornegi.)[signature][hline]Tulahr [Bu mesaj riglous tarafından 29 Ağustos 2005 08:36 tarihinde değiştirilmiştir]
sheref Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Sentezlenerek oluşmasını beklediğimiz bu helenist kültürün oluşma şartları için yeterince iç içe girişlik ve medeniyet alışverişinin şart olduğunu düşündüğümüzde; Medeni kesim ve İstanbulda Köylü gibi yaşıyan kesimin tek alışverişinin, karşılıklı nefret, antipati ve düşmanlıkdan öteye gidebildiğini göremiyorum. İstanbul Köylüsü mahallesinde don ile gezen birini linç etmeye hazır beklerken, medeniyetin uğradığı yerlerde, insanların gözleri önünde don değiştirmekten hiç çekinmez, kendi ailesinden yada mahallesinden birine gelecek bir lafta döner bıçağı ile cinayet işlemeye hazırken, gittiği medeni yerlerde kadına kıza laf atmaktanda geriye kalmaz. Modern insanlar bu durumdan rahatsızlık duydukları için nefret ile bakarken, istanbul köylüsü ise modern insanı kavat ve zengin olarak görerek aynı antipatiyi içerisinde besler. Ne bu köylüleri istanbuldan kovabiliriz, nede modern insanları başka bir yere gönderebiliriz, bence özellikle taşralara yoğun şekilde reklam yaparak caddebostanı Bostan haline getirmenin hiç bir manası yoktu... Caddebostan sadece küçük bir örnek, nasıl ki etiler'e otobüse atlıyıp gelen ve muhiti rahatsız eden istanbul köylüleri semtten hızla uzaklaştırılıyorsa caddebostanda da bu yapılmalı, onlara bedavadan apaçilik yapabilecekleri, gettoluğun her halini sergileyebilecekleri bir makan verilmemeli...[signature][hline]album|pati sözlük|Lominadze|news| blog|mail/msn|Founder of AAL'05| ***
Nefr Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Abartılmış olduğu ortada haliyle, ama yine de güzel bir yazı. Yalnız topicte dile getirilmiş olan, bu durumun "sentez"e yol açacağı tezine katılmıyorum ben; yazıdaki bakış açısı daha gerçekçi görünüyor bana. Birbirinden rahatsız olan iki topluluğu mecburen bir araya getirirseniz rahatsızlığı arttırırsınız, karşılıklı hoşgörü yaratmanın yolu bu değildir. En basitinden bir kaç hafta önce yine bu forumlarda açılan topici hatırlayın bu konuyla ilgili. Çoğumuz toplumun -yazarın hoş ve yerinde ifadesiyle- "felan oldum yani" kesimine dahil olmasak da, çok daha makul yaklaşabiliyor olsak da, toplumsal sorunlara daha duyarlı olsak da, ciddi bir rahatsızlık yaşadığımız ortadaydı.
KaMoNJuK Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Bazı şeyleri sorun haline getiren aslında toplum oluyor sonrada bazı kesimlere vuruluyor . Fazla şişirmeden halletsek olaylara hep kolay yönden baksak sonra sacma sapan tartışmalarla cok fazla zaman akıp gidiyor .[signature][hline]Mandoo, 23 Ağustos 2005 16:29 tarihinde demiş ki: bir trip vardır ya..ulan berber acaba değdiriyormu diye kıllanır insan bir an...
Dogbert Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2005 said: Nefr, 29 Ağustos 2005 14:24 tarihinde demiş ki: Birbirinden rahatsız olan iki topluluğu mecburen bir araya getirirseniz rahatsızlığı arttırırsınız, karşılıklı hoşgörü yaratmanın yolu bu değildir [signature][hline]Işık öldü karanlıkta, Ay söndü bulutların ardında Ve ölümcül gece çöktü Orta-Dünya'nın Topraklarına...
Öne çıkan mesajlar