caferi Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 17, 2005 Uzak diyarlardan devşirildiler. Tam bir Türk İslâm terbiyesi ile yetiştirildiler. Kendilerini padişahın kulları bildiler, bu kullukla övündüler. Güç, kuvvet onlarda ete kemiğe bürünmüştü. Demir pençelerindeki zağlı palanın karşısında cihanı üç asır titrettiler... Ahmet Şimşirgil Konyalı Fakih Mevlânâ Kara Rüstem bir gün Kazasker Çandarlı Hayreddin Paşa'nın yanına geldi ve: "Efendi! Bunca sultanlık malını niçin zayi edersiniz? " diye söylendi. Kazasker: Ne malı zayi ettim? diye sordu. Kara Rüstem : "İş bu gâziler ki, gazadan çıkarırlar. Cenab-ı Hakk'ın emriyle beşte biri hünkârındır." Hayreddin Paşa bu durumu Sultan Murad-ı Hüdavendigâr'a bildirdi. Gâzi Hünkar: "Eğer Cenab-ı Hakk'ın emri ise şimdiden sonra alın" diyerek ferman etti. Bundan sonra Gâzi Evrenos Bey'e ve Lala Şahin'e, akınlarda elde edilen esirlerden beşte birini padişah adına almaları emredildi. Dua ile Çocukları seçmek üzere de akıncı kadıları tayin edildi. Bu yolla toplanan pek çok çocuk, Murad Han'ın huzuruna getirildi. Çandarlı Hayreddin Paşa: "Bunları Türk'e verelim. Hem Müslüman olsunlar, hem Türkçe öğrensinler, yeniçeri (yeni asker) olsunlar" dedi. Alimler de "Cenab-ı Hak yüzlerini ak ve parlak, bazularını sağlam, kılıçlarını keskin ve oklarını tiz eylesin. Kendilerini daima muzaffer kılsın, din-i celil-i İslâm'ın hadimi eylesin" diyerek dua ettiler. İşte bu olayla başladı yeniçerilerin serüveni... Sonrası gerçekten müthiş oldu. Ocak teşkilâtı kısa sürede mükemmel bir şekilde sistemleştirildi. Devşirme kanunu çıkarıldı. Devşirme memurları tayin olundukları mıntıkalarda her bir kadılığı gezerek kırk haneden bir oğlan hesabı üzere yeniçeri namzedi gençleri seçerlerdi. Çocukların 7-10 yaşları arasında olmasına dikkat edilirdi. Terbiyesi noksan olacağından anası-babası ölmüş çocuk alınmazdı; köy sığırtmacının oğlu seçilmezdi; çünkü aç gözlü ve ahlaksız olabilirdi. Şımarık olacağından ve aileye çok üzüntü vereceğinden, tek oğlu olanın çocuğu da alınmazdı. Kel, fodul ve köse olanlar devşirilmezdi; diğer çocukların alay ve eğlencelerine konu olabileceklerinden... Ahmak olmasın Sanat sahibi olanlar alınmazdı; ulufe için zahmet çekmez endişesiyle... Türkçe bilen alınmazdı, açılmış ve söz dinlemez düşüncesiyle. Çok uzun olanlar alınmazdı, ahmak olabilirlerdi... Kısa olanlar seçilmezdi; fitne çıkarabilirler endişesiyle. . . Asil soylu, sıhhatli, gürbüz ve mütenasip vücutlu çocuklar devşirilirlerdi. Alınan çocuğun köyü, kazası, sancağı, baba ve anası ile sipahisinin isimleri, doğum tarihi, çocuğun eşkali en ince ayrıntısına kadar kaydedilirdi. Eşkal defteri denilen bu defterler iki nüsha olarak tanzim edilir, biri devşirme memurunda durur, diğeri çocukları sevkeden sürücüye verilirdi. Devşirilen çocuklar sürü denilen yüzer, yüz-ellişer kişilik guruplar halinde sürücülerle muhafızların nezaretleri altında hükümet merkezine sevk olunurlardı. Devlet merkezine geldiklerinde derhal sünnet edilirler, iki üç gün istirahatten sonra sağ ellerinin şehadet parmaklarını kaldırarak kelime-i şehadet getirirler ve Müslüman olurlardı. Yeniçeri ağasının teftişinden geçen çocukların yakışıklı olanları saray ve en gürbüzleri Bostancı ocağı için ayrılır, diğerleri Anadolu ve Rumeli'deki aileler yanına geçici bir süre için bırakılırlardı. Kanuna göre Rumeli'den devşirilenler Anadolu ağasına, Anadolu'dan toplananlar ise Rumeli ağasına verilerek o mıntıka köylüleri arasında taksim edilirdi. Her sene Anadolu ve Rumeli ağaları tarafından gönderilen kethüdalar, aileler yanındaki çocukları yoklamaya tabi tutarlar, durumları hakkında bilgi sahibi olurlardı. Ziraatçi askerler Bu uygulama ile devşirme oğlanları bir taraftan ziraatle uğraşarak üretime katkıda bulunur diğer yandan da Türkçeyi, Türk-İslâm adetlerini ve geleneklerini öğrenirlerdi. Üç-beş yıl sonra yeniçeri ağasının arzı ve Divan-ı Hümayûn'da alınan kararla merkeze getirilirlerdi. Eşkal defterine bakılarak tekrar kontrolden geçen devşirme oğlanları acemi ocağına kaydedilirdi. Acemi ocağı kışlasında 7-8 sene eğitim ve talim gören; ayrıca cami, mescid, medrese, köprü, hastahane inşaatlarında ve gemilerde çalışan neferler ilimce yetişir, vücutça gelişirlerdi. Sıkı disiplin Zamanı geldiğinde ise çıkma veya kapuya çıkma denilen usulle yeniçeri ocağına kabul edilirlerdi. Yeniçerilerin belli başlı en mühim nizamları şunlardı: -Kumandan ve zabitleri birlikten yetişme bile olsa şartsız itaat. -Cümlesinin bir vücut gibi müttefik, kışla ve karargahlarıyla aynı yerde bulunmak. -Depdebe ve tantana gibi askerlik ve mertliğe yakışmayan şeylerden sakınmak. -İslamiyetin emirlerini eksiksiz yerine getirip nehiylerinden sakınmak. -Haklarında verilecek katil ve idam cezalarının muayyen maddelere hasredilmesi. -Ocaktaki rütbe ve terfilerinin kıdem sırasıyla yapılması. -Yeniçerilerin kendi zabitlerinden başkası tarafından tekdir ve cezalandırı Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 her devletin alit bir askeri vardır tarohe damgasını vurmuş osmanlınınkı ıse yeniçerilerdir pek cok ozel vasıfları vardır donem askerınde olmıyan ama en onemlı vasıflarından bırı savas alanında her sılahı kullanabılmelerıdır kanımca gerek ateşli silahlar olsun gerek kılıç olsun bellı bır tarıhe akdar donemın dunyasında en etkılı bırlıklerdı Osmanlı arıstokratık degılde mılıtarıst bır develt oldugundan halıyle asker sınıfı soyluların yerını alıyordu gerek saygı gerek nufuz bakımından yenıcerılerde bu ayrıcalıkları ılk kesfettıklerınden sonra gıttıkce şanslarını zorladılar ılk 2. bayezıt e karşı ayaklandılar ve yavuz sultan selım ın tahta gecmesıne yardım ettıler yanı cocuk ılk orda agladı cocuk dıyorum cunkı cocukları bılırsınız aılelerın gozbebeklerıdır cok sevılırler ve cogu kısıden daha cok kıyak gecılır cocuklara cocuklar ılk agladıkalrında aıle susturmak ıcın herseyı yapar cocukta elınde boyle bır guc oldugunu anlayınca her fırsatta ısteklerını yaptırmak ıcın aglar ve aılede emcburen boyun eger veya pataklar cocugu osmanlıda ıse baba padısah cocugundan daha gucsuz oldugu ıcın her agladıgında mecburen ısteklerı kabul etmek zorunda kaldı yenıcerı yenı keşfettıgı gucunu her yerde kullanmaya başladı yonetıme karıştı hatta sırf ıkramıye almak ıcın padişah degiştirdikleri bile oldu ılerdede turklerın tarıhte kurdugu her kurulus gıbı yenıcerı ocagıda yozlaşmaya başladı askerlıkle alakası olmıyan adamlar gırdı torpıl ruşvet ıle sırf maaş gunlerınde ocaga ugrayanlar bıle vardı katı egıtımlerı gıttı ve onun yerıne dangu dungul ılk cagdan kalma egıtım geldı yenıcerı sayısı arttı ama kalıte dustu tımar sıstemı bozuldugundan eyalet askerlerının sayısıda hızla dusunce savasın yuku bu egıtımsız yenıcerılere kaldı bu sebepten dolayı osmanlı bırsuru savası kaybettı ılk genc osman yenıcerı ocagını kaldırmak ıstedı ama onu tarumar ettıler 2.mahmut donemıne kadar yenıcerılere karsı cıkan butun devlet adamalrı ve padişahlar tarumar edıldı en son 2. mahmut ocaktan kendıne sagdık elemanalrı aldı gerı kalanını bır gece suprız bır sekılde bombaladı kı ocaga atılan her topta halk sevınc cıglıkları atıyordu cunkı yenıcerılerın kendılerıne yaptıkalrı zalımlıkten bıkmıslardı bu olaya Vaka-i hayriye yanı hayırlı olay denır[signature][hline]God's In His Heaven, All's Right With The World. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LonelyWolf Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Genç Osman'dı galiba yen çeri ocağını kaldırmaya ilk teşebbüs eden. ve tarihede öldürülen ilk padişah olarak geçmiştir. Yedi kule zindanlarına kadar atın arkasına bağlayıp getirmişler. Orada da binbir türlü işkenceden sonra asmışlar...[signature][hline]Can düşer, gül düşer, baş düşer ama Bayrak düşmez...-Şeyh Şamil Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mandoo Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 attıkları tokatla ses getiren yeniçeriler bilek gücü olarakta batıyı etkilemişlerdir..[signature][hline]Mavi, 02 Ağustos 2005 19:42 tarihinde demiş ki: Ağustos. Hem doğum tarihim bu mevsimde. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nestor Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Yeniceriler zırh olarak ne giymekte kesin olarak bilen varmı Çünkü Bir ingiliz tarihçi ki önemli bir yazar yenicerilerin zırh kulanmazmış ve miğfer olarak bezden yapılmış bir şapka giydiği yazmaktaydı Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mandoo Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 zincir örme zırh olabilir ama emin değilim..o uzun şapkalarıda savaş sırasında kullandıklarından emin değilim..[signature][hline]Mavi, 02 Ağustos 2005 19:42 tarihinde demiş ki: Ağustos. Hem doğum tarihim bu mevsimde. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LonelyWolf Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 ehehee. osmanlı devleti'nin padişahlarını öldürecek güçteki adamlar anadan doğma dolaşsa ne yazar?[signature][hline]Can düşer, gül düşer, baş düşer ama Bayrak düşmez...-Şeyh Şamil Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
caferi Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Zırh olarak hafif zincir zırhı içlerine giyerlermiş. Üstüne giydikleri uzun ceket aslında keçeden. Keçeyi ıslatıp iyi sıkıştırdığınızda son derece sert oluyor. Bu da hem hafif hemde sert bir zırh oluyor. Kalkanları çelikten değildi. Yuvarlak bir zelik bir platformun üstüne keçeden yapılma bir iple spiral şekilde kalkanın üstüne sarıp sıkıştırıyorlarmış. Hem hafif hem de gelen darbelerin şokunu azalttığı için tercih edilen bir kalkan çeşidiymiş. Silah olarak her bi haltı kullanıyorlar :) ama en çok tercihleri Pala. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
lancelotdulac Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 18, 2005 Başlangıç ve yükselişte başarılı, savaştan savaşa koşan adamlardı.Ama duraklama ve çöküş ile birlikte vatanın elden gitmesine en büyük sebebiyet veren öğe de yeniçerilerdir.[signature][hline]Dünya'nın en büyük menejerlik oyunu Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2005 bu arada savas alanında gıymıyolar o sapkaları savas alanında her bırı bır legolas kesılıyor (merdıvenelrden kalkanla kaymıyolar tabı veya ankara savasında hıcbırı fıl ı oldurup hortumundan kaykay yapmadı :P) ama ok varsa okla ok yoksa palayla kılıcımı kırıldı yerdekı taşla taşımı bıttı meşhur osmanlı tokadıyla tokatladıgı adamdan aldıgı sılahla fılan her şekılde dovuşuyor o yuzden yenıcerı sayısı başalrda cok az ve elıt bırlıkler yanı ve sırf padişahın etrafında veya komutanın etrafında bulunuyorlar zaten gorevlerı on saflarda savasmak degıl padişahı korumak elıt unıteler yanı[signature][hline]God's In His Heaven, All's Right With The World. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BigBang Mesaj tarihi: Ağustos 21, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 21, 2005 Aklıma geldide yazıveriim dedim; Mohaç Savaşında Osmanlı Padişahını öldürmeye yeminli 28 ağır zırhlı şövalye den sadece 3 tanesi yeniçeri saflarını aşabiliyor o 3 tanesiyle de Kanuni bizzat ilgileniyor, bu sıradada yaralanıp gazi oluyor (bir ok zırhıyı yırtıp sıyırıyor) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar