Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

bu heykel de ne ola


forgiver

Öne çıkan mesajlar



http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2005/agustos/16/kronikmedya.html

Donat, söz konusu yazısına şöyle başlamış:"Malatya'da iki heykel var. Biri Atatürk heykeli. Hürriyet Parkı (eski İnönü Parkı) ile Orduevi'nin bulunduğu yerde. Diğeri İsmet İnönü'nün heykeli. Belediyenin önünde." Bizi burada ilgilendiren Atatürk heykeli. Bu heykel hakkındaki bilgileri de Donat'tan alalım.


Bugüne kadar Malatya'ya yolumuz düşmedi. Birkaç güzel davet de aldık ama bir türlü kısmet olmadı...

Şimdi bakıyoruz (ve düşünüyoruz) da, yanlış yapmışız doğrusu. Giderek canlanan bu şehrimizi de gezmeli, görmeli, tanımalıymışız..

Şimdi durduk yerde bu sonuca nasıl, neye bakarak (ve düşünerek) mi vardık?

Tabii ki Yavuz Donat'ın (Sabah) geçenlerde köşesinde ("yarım sayfasında" demek daha doğru olur herhalde!) yayımladığı fotoğrafı gördükten sonra.

Donat, söz konusu yazısına şöyle başlamış:

"Malatya'da iki heykel var. Biri Atatürk heykeli. Hürriyet Parkı (eski İnönü Parkı) ile Orduevi'nin bulunduğu yerde. Diğeri İsmet İnönü'nün heykeli. Belediyenin önünde."

Bizi burada ilgilendiren Atatürk heykeli. Bu heykel hakkındaki bilgileri de Donat'tan alalım:

"Atatürk heykelinde bir de 'genç' var. Gencin elinde bayrak. Atatürk, elini gencin omzuna koymuş. Bu heykelde genç 'çıplak'. Ancak 'önü' yaprakla kapatılmış."

Evet, Malatya'ya gitmesek de görmesek de, bu "genç" heykelini bizde sayfada yer alan fotoğraftan olduğu gibi temaşa edebiliyoruz.

İşte zaten bize "Bugüne kadar ne büyük yanlış yapmışız da Malatya'ya gitmemişiz!" dedirten de bu "genç" heykeli...

Önümüzde duran bu "Atatürk ve Genç" heykeli gerçekten inanılmaz bir şey... Sadece "sanatsal" açıdan değil; çünkü biliyorsunuz, Türkiye'yi baştan sona donatan heykellerin çok büyük bölümü bu açıdan "inanılmaz" (yani yapılamaz-dikilemez, anlamında) nitelikte olduğu için işin bu faslını uzatmaya gerek yok.

Malatya şehir merkezinde Hürriyet Parkı'nı süsleyen "Atatürk ve Genç" heykelini "bambaşka" yapan özelliği "Genç"in tasarlanışında ve geçirdiği "evrim"de...

Yavuz Donat (bu kez!) hayırlı bir iş yapmış ve başta Recai Kutan olmak üzere bazı üçüncü kuşak Malatyalılardan "Atatürk ve Genç" heykelinin tarihini öğrenmiş.

İnanılmaz bir hikaye... İnanılmaz olduğu kadar da "öğretici" bir hikaye... Özellikle de "Türkiye Cumhuriyeti Tarihi"ni daha yakından tanıyabilmek açısından çok öğretici....

Sözü yine Donat'a bırakalım:

"İlk yapıldığında heykeldeki gencin önü 'açıkmış.' Yaşlı Malatyalılar anlattılar. Malatyalı kadınlar, meydandan geçerken heykele bakıp, şöyle derlermiş:

-Uy anaaa. Bu da ne böyle? Ayıp ayıp... Edep yeri görünüyo... Anaaa... Giyicek don mu bulamamış?.. Vay başımıza gelenler.

Yine yaşlı Malatyalılar anlattılar:

-Heykeldeki gencin önü daha sonra hükümet kararıyla yaprakla örtüldü."

İşin bu son faslına ilişkin olarak Donat ile Recai Kutan arasında geçen soru/cevabın bir bölümü de şöyle:

"- Ne oldu? / - Kırdılar. / -Neyi kırdular? / -Şeyi işte canım. / - Heykeli mi? / - Hayır hayır... Heykele kimse elini sürmedi... Gencin önünü kırdılar. / - Erkeklik organını mı? / - Bana söyletme şimdi... Maalesef öyle oldu... Onu kırdılar. / -Neden? / - Gelip geçen kadınlar görüyordu... Vış, bu da ne böyle diye tepki gösteriyorlardı. / - Kim kırdı? / - Kıranlar bulunamadı. / - Sonra? / -Sonra hükümet karar aldı... Heykelin önü büyük bir yaprakla kapatıldı."

Söyleyin şimdi, bundan güzel bir hikaye olur mu? Böyle güzel bir hikaye olur da, ülkenin mizahçıları buna (bir zamanlar Sovyetler Birliği'ndeki muhalif mizahçıların yaptığı gibi) kayıtsız kalabilir mi?

"Atatürk ve Genç" heykelinin 1950 öncesi yapılıp dikildiğini de hatırlattıktan sonra gelelim işin tahliline:

Bize sorarsanız, bu heykelin tarihinin bir mizahçı eliyle hikayeleştirilip "1000 Temel Eser" arasına sokularak öğrencilerimizin hizmetine sunulmasında büyük yarar vardır, deriz. Büyük yarar vardır, çünkü Cumhuriyet'in 60 yıl öncesinin Malatyasında başlatmış olduğu "rönesans"ı bu hikayeden daha iyi hiçbir eser açıklamayamaz.

Düşünebiliyor musunuz, sen kalk 60 yıl öncesinin Malatyasının meydanına "Davut"tan esinlenmiş (!) çirkin mi çirkin bir çıplak genç heykeli yerleştir!

Bu 'rönesans" girişimi ne tür bir amaç taşıyordu acaba? Meydandan gelip geçen Malatyalıların "Haa evet, rejim gerçekten değişmiş!" diye haykırmalarını sağlamak mı? "Cumhuriyet"in basit bir tarifinin sunulması mı? Yoksa, Malatyalılar ne kadar "Vış" ya da "Uy anaaa!" da dese, onlara "Canınız isterse, bundan sonra şartlar böyle!" mesajını vermek için mi?

Madem lafı uzattık, o halde bu heykelle ilgili önerimizi de söyleyelim:

Kaldırın bu heykeli bir an önce... Baştan ayağa (çizme) giyinik bir halde duran Atatürk'ün yanından çekin alın o 'önü" bir yaprakla kapatılmış çıplak "Cumhuriyet Genci"ni...

Yanlış anlaşılmasın aman; Michelangelo'nun "Davut"una tabii ki evet, ama bu tatsız tuzsuz "Genç"e t
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Evet yazıyı okudum bana da baya bi saçma geldi. Dediğin gibi gidip ya o "genç" heykeli kaldıracaklar, ya da onun yerine giyinmiş haldeki "genç" heykeli konulacak.
Altına da Atatürk' ün sözlerinden biri yazılır, o zaman bi anlam kazanır...[signature][hline]Janitschar Family LL
P.S.T.

[Bu mesaj Janitschar tarafından 17 Ağustos 2005 18:40 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...