Soulbringer Mesaj tarihi: Haziran 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 22, 2003 Antikacı Oturuyorduk gene böyle bir kasım akşamı Muratın ulusta ki antika dükkanında..Ben Fırat,Berk, oturmuş ;Murat ın bize anlattıklarını dinliyorduk.Murat ayağa kalktı o kütüphaneyi andıran antika dükkanın kitaplık bölümüne doğru yürümeye başladı.Bizler şaşkınca ardından baktık.Fırat ve Berk kendi halinde sohbet ediyorlardı.Murat ın gidip gelmemesi herkesi birazda olsun tedirgin kılmıştı.Fırat doğruldu oturduğu yerden Murat a bakmak icin o karanlık köhne ve yılların antikalarının sanki tek düze anılarının dizili olduğu kütüphaneye doğru yürümeye başladı.Ardından aynı şekilde baktık.Sonra Berk de ardından gitti.Tek başıma kalakaldım giden gelmiyor gibi birşey oluyordu diye düşünürken.İçeri çok güzel takım elbiseli bir bay ve bir bayan girdi.Bayan geride durarak baya yol verdi.Adam Murat ın arabasının arkasına durdugunu ve cıkamadıgını söyledi bana.Daha sonra bende yardım amaçlı çıktım ve arabanın yanına kadar gittim.Baya bir süre araba yanında sohbet ettik.Bayan Avukat adam ise Mimar mış.Hemen aşağı sokakta bir yakınlarına gelmişler.Neden gri giyiyorsunuz dediğimde tıpkı hayatımız gibi çok uyumlu bir çift görünümü vermek icin dedi.İnce bir sırıtışla onları ugurladım.Tekrar Antika dukkanına dondum.Antika dukkanı derin bir sessizliklikle sanki kendini kapamış bir halde idi.Ayaklarım geri geri gitmesine karşın içeri doğru kendimi sıkıca ittim.DIşarısı buz gibi ve hafif hafif kar serpiştirmesi ayaklarımı az da olsa iceri girme konusunda ikna etmişti.Kutuphaneye doğru uzanan o soğuk ve adlandırılımaz karanlıktaki holü geçtikten sonra kütüphaneye geldim.Kütüphanede adeta bu sessizliği onaylar gibi sakindi.Bazı kitap yığıntıları arasında demir bir döküm gördüm yere doğru sabitlenmiş eni bir metre boyu bir metre bir döküm.Yaklaştıkca bazı boğuk doluşan ve odayı iyice karartan sesler duyuyordum.Ama yaklaştığımda bu Fıratın sesi idi.Herşeyi denedim o lanet kapak icin herseyi! ''Sakin ol evlat al su ic'' ''teşekkürler''suyu içti üniversite öğrencisi tekrar polise baktı ve devam etti titrek ses tonu ile. Dışarı cıktım yagan kara ve esen o dondurucu soguga aldırmaksızın kosturdum.Sonunda bir bekci buldum.Bekçiden yardım istedim.O da saolsun benimle kapağın yanına geldi ama o da acamadi ne denediysek o lanet kapak acılmadı!Sonra.... ''Bak evlat iyi değilsen biraz dinlen?'' ''Hayır dinleyin.'' ''peki'' Sonra o kapak yarım saat sonra gelen ekip tarafından açıldı.İçeride bir mahsen ve orda sere serpe yatan arkadaşlarım ve tanımadığım bir genç daha vardı.Hepsi havasızlıktan ölmüştü.Tanrım şaka gibi idi.Kim neden bir mahseni havasız kılsın ki anlamıyorum..Anlamıyorum.. ''Teşekkürler evlat artık gidebilirsin'' ''İyi geceler'' AYnen bunları anlattım işte böyle böyle... Ya Ustadım peki o genç kimmiş neyin nesiymiş? Hic bir fikrim yok neyse artık geç oldu yatalım yarın finallerim var. Haklısın..İyi geceler..... İyi geceler.[hline]†Tanrıdan önce karanlık vardı....† Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar