Talihsiz Serüvenler Dizisi

[MartinLGore]

Ühühühü ağlamak istiyorum sayın seyirciler.

Bugün tam bir şansızlık günü.

En başından alayım, ilk önce dün gece başıma bu geldi. Ardından sabah 5 gibi uyudum. Sabah saat 7'de kalktım. Babamla birlikte evden çıktım. Onun işyeri okmeydanında ben esentepe'ye gideceğim.Okmeydanına kadar kestirdim, sonra içerisi serin olan arabadan inip işe gidesim gelmedi. Hem zaten biraz da erkendi, araba da kestiriyim dedim.

Babam ofisine çıktı, uyanınca anahtarı getir öyle git dedi.Kestirmeye başladım, bi 30 dk sonra kan ter içinde uyandım. Açık Otopark, güneşi alıyor. Eh arabada durmuş tabii klimada çalışmıyor içerisi resmen hamam ter içindeyim. Tam motoru çalıştırıp klimayı açacaktım ki, bir flashback yaşadım..

"Yıllar yıllar önce bir genç yine böyle bir sıcakta arabayı çalıştırıp klimayı açmıştı içeride uyurken..Derken bir an babası çıkageldi. Boşu boşuna çalışan araba yüzünden tartıştılar, oğlanda inat gitti full depo doldururdu arabayı. Benzin yakıyosa al sana benzin demek için. Tabii bu inat ona pahalıya patlamıştı."

Neyse efendim bu flashback'den sonra zaten maddi yönden zor geçirilen şu dönem yüzünden klimayı açmaktan vazgeçtim. Fakat dayanılacak gibi değil, içerisi resmen hamam. Bende arabayı bir süre çalıştırdım, kapattım, çalıştırdım, kapattım felan fistan derken..

Arkası Yarın....

deermişim, ortamı gerermişim..

Neyse işte içerisi serinlemişti. O sırada da ön koltuktan kalkıp arka koltuğa uzanmaya geçtim. Geçerken otopark görevlisi ile şöyle bi 5 sn göz göze geldim. Kıl kıl bakmıştı, heralde araba bi çalışıp bir duruyor, adamın teki arkaya felan geçiyor, doğal bişi değil tabii..

Tam arka koltuğa gittikten bir 5 dk sonra Peder Hose arabaya geldi. Meğerse otopark görevlisi olan adam kıllanmış, kayıtlardan plakadan ofisin numarasından bizim pederi aramış..

Eh peder'de damlamış tabii..Neyse baktım rahat rahat uyumak haram bize, çıktım arabadan. Allah'tan klimayı çalıştırdığım an gelmedi diye sevindim..Neyse beraber yürüyoruz, taksi gördüm tam atlıcaktım ki, vazgeçtim. Biliyo bu dönem biraz ipin ucunu kaçırdım parasal yönden, Hafif göçtüm. "Oh paran bol tabii bin taksiye, bin." felan diye laf geçireceğinden korktum. Yürüdüm otobüse bindim..Yarı zombie halde otobüse bindim fakat o da ne? Pantolonumda 10 cm kadar sarı bir leke. Nerden bulaştı nasıl bulaştı falan diye düşünüyodum. Neyse dedim, uğrar bir supermarkete alırım bi kosla oxi action temizlerim dedim. Böyle gezilmez dedim..

Otobüs Mecidiyeköy'e girdiği anda acı bir fren koydu şoför. Allah'tan sıkı tutunuyodum uçmadım, ama ayaktakilerin yarısı yerlere uçtu. Düşmemek için üstüme asılanlar mı dersin, yoksa yerlerden bacaklarını toplayanlar mı dersin, kan gövdeyi götürüyordu, parça pinçik olmuştu. (yuh o kadar değil tabii, ilk cümleden sonrası sallamasyon)

Neyse ki kaza maza olmadı, ama şöför ile önüne çıkan arabanın sürücüsü hararetli bir tartışmaya girdi. Otobüs tam mecidiyeköy'ün ortasında durdu, hani o 4 yol ağzında, trafik felç..Neyse millet indi falan bende indim. Mecidiyeköy'e gelmişken şu oxi action işini halledeyim dedim.. Girdim Gima'ya oxi action arıyorum. Bulamadım temizlik reyonunda, oradan geçmekte olan görevli bir bayanı çevirdim, oxi action ne tarafta dedim.

Reyonu eliyle işaret ettikten sonra o yöne baktım, tam suratına doğru geri dönüyordum ki (şurası mı demek için), orada olmadığını gördüm. Bi anda kaybolmuştu. Komik oldu bayağı. Mal gibi hissettim kendimi..Neyse koca reyon bakıyorum bakıyorum bulamıyorum. Acaba dedim yanlış mı anladım, görevli aramaya koyulurken o bayan dejavu gibi tekrar oradan geçiyordu. Tekrar sordum, bulamadım dedim. Reyona daha da yaklaşarak küçük bir alanı işaret etti.Allah allah , 3 kere bakmıştım reyona nası göremedim dedim içimden. Tam gösterdikten yine 2 sn sonra teşekkür etmek için geri dönüyordum ki yine kayboldu kız. Arka reyondan sesi geliyordu ama. Birilerine bişi anlatıyo. İşi bu heralde..

Neyse o küçük alana tekrar baktım. Ya zaten topu topu 8-10 çeşit(farklı) ürün var, toplamda da 40-50 çeşit ürün vardır tahmini o gösterdiği alanda. Bakıyorum bakıyorum bulamıyorum. Delirmek üzereyim. Hem uykusuzluk , hem dünden beri bu kadar yaşanan sinir stress beyinde tam bir kaos yarattı.Ya dedim heralde delirdim ben, nasıl göremem, indiriyorum domestosları diğer temizlik aletlerini. Acaba arkaya mı kaçmış diye. İndirdikçe indirdim yere yok anasını satıyım. Reyonda ellemediğim ürün kalmamıştı..O an öyle bi bağırasım geldi ki içimden zor tuttum. Neyse gittim et reyonundan bir görevli kaptım. Hocam sabahtan beri oxi action arıyorum bir yardımcı olsana dedim. Orada görevli yok mu, dedi. Var, gösterdi ama bulamıyorum. Bir yardım eder misin dedim. Adam geldi eliyle koymuş gibi buldu. Ama başka bir reyonda tabii..

Neyse, sinirlenme martin sinirlenme martin diye diye kasaya yönlendim. Bir şeyi başarmanın verdiği mutlulukla marketten dışarı çıktım..Otobüs duraklarına geri yürüdüm elimde sanki bir şampiyonlar ligi kupası taş

[forgiver]

piskopat bir ruh halline soktu yazın beni
geçmiş olsun, rahatlamaya çalış biraz

bu arada bu hikayenin telif haklarını koslaya sat, reklam filmi hazırlasınlar :)[signature][hline]be the vanquisher, to forgive

[Bu mesaj forgiver tarafından 20 Haziran 2005 14:21 tarihinde değiştirilmiştir]

[Grimwolf]

Gizli reklam:D
vallaha geçmiş olsun da öyle bir detaylı anlatmışsınki kendi başıma gelmiş gibi oldum eheh[signature][hline]Barbar Conan:Barbarizm, insanlığın doğal durumudur, medeniyetse doğal dışı. Bu, geçici bir durumdur ve barbarizm, önünde sonunda her zaman kazanacaktır...

[MartinLGore]

*!Kosla'dan aldığı yeşil paraları saymaya koyulur*[signature][hline]King Kong gelsede dans etse..
Nostalji Mp3 : MFO- Ali Desidero | arşiv******