Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Animeye Karşı Ön Yargı


bugr4

Öne çıkan mesajlar

Anime izlemiyorum ama çizgi romanla benzer diye düşünüyorum. Ortalama bir okur aşina olduğu çizgiden farklı çizgide okumakta zorlanıyor. İşte comics ve manga çizgi romanın fastfoodu, alışıp oburca tüketiyorsun. Çocukken anime izlememiş, manga okumamış birinin adapte olması nispeten daha zor.

Yalnız manga sadece popüler mangalardan ibaret değil. Manga eğer shonen, shojo, josei'den ibaret olsaydı bir tane kitabı bile baştan sona okuyamazdım ki bayağı çizgi roman okuyan ve farklı türlerde okuyan biriyim. Oysa Urosawa, Mizuki, Taniguchi gibi çizerlerin kitaplarını bayağı beğeniyorum. Dolayısıyla bu üretim tarzında aslında yeniliğe açık olan herkes zevkine göre bir şey bulabilir. Anime serileri izlememek ama Miyazaki izlemek gibi.

Anime bugün alt kültürden çıkıp küresel kültürün parçası olmuş bir şey, biraz Kpop gibi. Bu saatten sonra zaten iyi-kötü kıstası sanatsal çerçeveden çıkıyor.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

açık görüşlülükle fast forwardlayıp geçmeyi pek bağdaştıramadım doğrusu, dialogun ortasında fast forwardlayınca zaten hikaye kötürüm kalır. gene romance subplot için de öyle, bütün bu yapımlar sonuçta bir bütün. çocukken yemekten sevmediğim haşlanmış sebzeleri kenara ayırmam gibi. aşçı yemeği bir bütün haliyle pişirmiş, beğenip beğenmemek tümünü ayrı ama “sadece etini yiyeyim” yaklaşımı vizyon ve estetik duygusunun gelişimine gene fayda sağlamaz.

senin arkadaşların gibi sadece anime izleyen burada yoktur sanıyorum da anime izlemeyi katiyen reddeden bol. o tehlikede olan insanlar futbol ve türk dizisinde kalanlar genelde ülkemizde, onlarla iletişim kuramasam da olur.

eldar ben anime’in ne olduğunu bilerek 20 yaşına doğru başladım, öncesinde türk tvlerinde ne gördüysem ama bilinçli değildi. manga daha sonraları. yoksa bütün çocukluğum batı çizgiromanı ve çizgifilmi ezici ağırlıkta. geçiş bence gayet kolay ilgi çeken birkaç yapımla, hayır artık asla batılı işe bakmıyorum diye birşeye de hacet yok zaten. ama comice cartoona ok, anime manga ters diyorsa biri yeterince bakmamıştır bunu gayet net söyleyebilirim, kısıtlayıcı önyargı.

zorla güzellik olmaz ama genelleme ile kötüleyince o zaman bağnaz cehalet oluyor işte. o yanlış.

ille dub isteyip, dubsız izlemeyenler de acayip mesela. kulağıma hoş gelmeyen dilleri bile orijinal sesiyle altyazılı izliyorum. yapanlar workşng as intended öyle yapmış. aşırı tırmalarsa (portekizce biraz böyle geliyor bana maalesef, alışamadım) hiç izlemem.

Sam tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

1 saat önce, Sam dedi ki:

açık görüşlülükle fast forwardlayıp geçmeyi pek bağdaştıramadım doğrusu, dialogun ortasında fast forwardlayınca zaten hikaye kötürüm kalır. gene romance subplot için de öyle, bütün bu yapımlar sonuçta bir bütün. çocukken yemekten sevmediğim haşlanmış sebzeleri kenara ayırmam gibi. aşçı yemeği bir bütün haliyle pişirmiş, beğenip beğenmemek tümünü ayrı ama “sadece etini yiyeyim” yaklaşımı vizyon ve estetik duygusunun gelişimine gene fayda sağlamaz.

Bu fast forward yapan ve bir de x1.5 gibi hızlarda film seyredenleri hiç anlamıyorum. Film seyretmek benim için tamamının tadını çıkararak yapılması gereken bir keyiftir. Keyif almıyorsam seyretmem zaten. 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

4 saat önce, Sam dedi ki:

açık görüşlülükle fast forwardlayıp geçmeyi pek bağdaştıramadım doğrusu, dialogun ortasında fast forwardlayınca zaten hikaye kötürüm kalır. gene romance subplot için de öyle, bütün bu yapımlar sonuçta bir bütün. çocukken yemekten sevmediğim haşlanmış sebzeleri kenara ayırmam gibi. aşçı yemeği bir bütün haliyle pişirmiş, beğenip beğenmemek tümünü ayrı ama “sadece etini yiyeyim” yaklaşımı vizyon ve estetik duygusunun gelişimine gene fayda sağlamaz.

 

 aşçılar okulu gayet güzel örnek, ileri sarınca, hatta sadece yemek yapmalı sahneleri izleyince, ben gayet eğleniyorum, hikaye kötürüm kalsa nolcak, sence aşçılar okulundaki dandik subplotlar nasi bı katkı sağlayacak kültürel gelişime? 

Karnın toksa, ama önüne tabak yemek geldiyse, hiç olmadı etini yersin lan ziyan olmasın diye, uygun analoji ?

 

 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

1 saat önce, DoGMeaT dedi ki:

 aşçılar okulu gayet güzel örnek, ileri sarınca, hatta sadece yemek yapmalı sahneleri izleyince, ben gayet eğleniyorum, hikaye kötürüm kalsa nolcak, sence aşçılar okulundaki dandik subplotlar nasi bı katkı sağlayacak kültürel gelişime? 

Karnın toksa, ama önüne tabak yemek geldiyse, hiç olmadı etini yersin lan ziyan olmasın diye, uygun analoji ?

 

 

Eğlenmezsin demedim ama komutan da demiş, bir bütün bu deneyimler. Karnın toksa neden yemeğe oturdun, annemizin hadi yemeğe diye çağırdığı yaşta değiliz çünkü, kendimiz istediğimiz zaman istediğimizi yemekte hürüz. Yarım kalırsa günah da değil, az-çok ne sevdiğimizi de biliyoruz.

valla herşeyi çeşit çeşit izlememizi salık veren sendin ilk, çeşidini ayırıp sadece bir tarafını ayırmakla çeşit izlenmiş olmuyor pek zaten. Vücuda girince kemik gelişimini mi güçlendirir onun endikasyon listesi yok bende ama eksik deneyim olduğu bir gerçek. Dediğim gibi zorla güzellik olmaz ancak “dediğimi yapın ama yaptığımı yapmayın” şeklinde çelişkili bir tavsiye oluyor.

180dklık türk dizisi de değil, 20dklık bölüm sonuçta, tahayyül edemedim tahammülsüzlüğü. Keyfin bilir tabii ki, benimki de hiç başlamamak genelde, nadiren droplarım.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hayır abi çok fazla varsayimda bulunuyorsun, misal benim çocukça bulduğum öğeleri içeren bir anime izleyip sevmem, o ögelere alışıp birden beğenmeye basliyacagim yahut artık gözüme batmayacagi anlamına gelmez, daha anlamlı çıkarım, o animedeki diğer öğelerin, begenmedigim tarafları baskilayabildigidir.

Hayat hep moda mod değil, annen çağırmadan da yemek yediğin, sofraya oturduğun davet olur, yahut katılmam gereken bı event olur, gidersin, önüne tabak gelir, aç olmasan da kurcalarsin,yine güzel analoji. 

aşçılar okulu özelinde, yemek - gastronmi kısımları çok ilgimi çekiyor, aşçı adamın ilgisini çekmese şaşiririm, ama özellikle çocuksu öğeler batıyor, hızla sarıyorum, bir bütün olarak tecrübeyi tam anlamıyla yaşayamıyorumdur belki, ama bence büyük kaybım yok keza bı edebi değeri YOK, sen de savunmassin heralde olacağının, bence muhteşem bir örnek konuştuğumuz konu için, sadece yemek sahneleri izleyince anime bana göre 10/10, saçma sapan geri kalan kısımları, duruma göre 1 yahut 0 cekiyor, izleyene çok bı katkısı yoktur, oldukça sığ.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bir ornek daha buldum, misal legend of galactic heroes izliyorum, 100 bolume yaklaştık, animede meta mevzular, politika, savaş, tarih vb, çok ince, nuansli , derin, ilgi çekici.

 

Ama ne zaman 2 insan bı odaya girip her hangi bir konuda diyalog kursa, o nuanslar bir anda kayboluyor, herkes bir archetype a bürünüyor ve abartılı, gerçeklikten uzak şeyler oluyor, ne hakkında olursa olsun, 2 arkadaş, sevgili, yahut diplomat-basbakan arasındaki diyaloglar hep komediye varacak absurtlukte. 

Bu 80-90li yıllardan kalma olduğu için mi oluyor, yoksa medium un bir kisitlamasi mi bilecek kadar animeci değilim, atlayarak da izliyemem, çok character based çünkü, ama sonuçta 20 dakkalik bölümün, iyi bir bölümde 5 dakkasi, kötü bir bölümde tüm 20 dakkasi " ya bu ne be çocuk şeysi gibi, bitse de gitsek" dedirtiyor.

 

Ama sonra baltalı bölüm geliyor arkadan mozart çalıyor fln yine izliyorum ?

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@DoGMeaT e iyi de HERŞEY böyle? %100’ünü “hah bunu adeta ben kendim için yazmışım” diyebileceğim film, dizi, kitap, oyun vs neredeyse yok. son derece azdır. %95 ihtimal sevdiğim kısımlar için sevmediğim kısımları da tolere ederim. hatta yaşadığımız hayat böyle zaten. sonra çok battıysa gidip eleştiriyorum işte sevmediğim kısımları, fast forwardlamak böyle “oyunu oynamak istemeyenler için story modu yaptık” gibi birşey. souma’da sadece yemek kısımlarını izlemek de yemek pişirme kanalı açmak gibi birşey, abim bazen yanımda açıyor böyle onun hatırına tahammül ediyorum lol.

yani evinde otururken nasıl bir davet veya event oluyor istemeden katılmak zorunda kaldığın anlamadım o örneği. biri bana seyrettiriyorsa zaten skipleyemem. gerge, bone geldi mesela toradora izleyelim dediler, acayip baydığı halde geçin forwardlayın filan demedim yani, davetin adabına aykırı olur. ama yarım kaldı öyle, sonra da devam etmedim. oturup synopsis okurum sadece ne olduğunu merak edip gerisini kesinlikle izlemek istemiyorsam ama çok nadiren, seyretmekten hiç hoşlanmayıp devam etmeye değer mi emin olmak istediğim uzun seriler için.

house mesela, romance kısımları berbat, sadece hastalık kısımları süper ama gene de fast forwardlamadan izledim ki animelerin %90’ından kat kat uzun dakika toplamı olarak. gülü seven dikenine katlanıyor, dikensiz gül daha çok hoşuma gidebilir ama aynı gül olmaz, başka birşeye dönmüş olur o noktada. ben şeftali kabuğunu filan soyanları da anlamıyorum benzer şekilde. ‘edebi değer’ deyince eğlence sektörünün ezici çoğunluğunda böyle birşey yok zaten, özel bir arayışım varsa gider ona göre bakarım.

logh dialoguna bitse de gitsek deyip sonra mozartlı meleede rahatlamak da.. neyse yorum yapmayayım, bambaşka görüşümüz.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

komutan’ın dediğinden şimdi aklıma geldi mesela, nomadland’i ödüle boğdular ama inanılmaz sıkıcı görünüyor ve bütün film birşey olmadığı yönünde de tonla izleyici yorumu gördüm. mcdormand’ın geçen ödüllü filmini de kuzenin daveti gereği izleyip acayip bayılmıştım. izlemeyeceğim o yüzden birisi ille seyretmek istemezse benimle. fransız soslu birşey ısmarlayıp sosunu kenara ittirmek gibi, ısmarlamıyorum baştan. ?

neyse seni de o şekil memnun ediyorsa senin bileceğin, benim esas dediğim “herşeyi izleyin” tavsiyenle çelişmesi. bayık auteur filmi izlemiyorum en baştan fflemeyeceğime şahsen, kaybım olmuyor. o deneyimi bütünüyle almamışsam, comfort alanımın dışına çıkmamışsam zaten esprisi kalmıyor, kapamışım reseptörleri.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Herhangi bi filmi, diziyi begenmeyip yarim birakmayi anliyorum, baslamissindir sevmemissindir birakirsin. Ama fastforward etmek cok ukalaca geliyor ya, “gec gec bunlari biliyoruz, sadede gel” demek gibi biriyle konusurken. Tahammul edemiyorsan izlemezsin abi, bölük pörçük sirf surasi beni ilgilendiriyor diye dizi/film/anime mi izlenir. 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

6 saat önce, Oce4n dedi ki:

ileri sarmayı desteklerim ya. hele animelerde malum "filler" dediğimiz bölümler var. sırf laf olsun diye diye boş boş geçen sahneler filan. 

Bende ileri sarıyorum bazı sahneleri nadiren de olsa. Sırf bakışmadan ibaret ilan sahneler var.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

6 saat önce, neutrino dedi ki:

Herhangi bi filmi, diziyi begenmeyip yarim birakmayi anliyorum, baslamissindir sevmemissindir birakirsin. Ama fastforward etmek cok ukalaca geliyor ya, “gec gec bunlari biliyoruz, sadede gel” demek gibi biriyle konusurken. Tahammul edemiyorsan izlemezsin abi, bölük pörçük sirf surasi beni ilgilendiriyor diye dizi/film/anime mi izlenir. 

İzlenir. Gayette anlattım örneklerle, kendi keyfinizin kahyası olun abi, senarist yönetmen vs evliya değil kanlı canlı adam, aşçılar okulunda zıplaya zıplaya gectigim yerler, edebi bir eser değil, zerre eksikliğini hissetmem. Başka örnekler de bulurum

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

9 saat önce, Sam dedi ki:

neyse seni de o şekil memnun ediyorsa senin bileceğin, benim esas dediğim “herşeyi izleyin” tavsiyenle çelişmesi. bayık auteur filmi izlemiyorum en baştan fflemeyeceğime şahsen, kaybım olmuyor. o deneyimi bütünüyle almamışsam, comfort alanımın dışına çıkmamışsam zaten esprisi kalmıyor, kapamışım reseptörleri

Ben çelişkiyi göremiyorum, anlattığım gibi animede sevmediğim öğeler var, ama kendimi kısıtlama gereği de görmüyorum, aradan sevdiğim kısımları alıyorum, koca genreyi göz ardı edebilirim misal, ama yapmıyorum, kendime hitap eden kısımlarını yakalamaya çalışıyorum, sonuçta herşeyi izlemeye çalışıyorum ?

 

abi yemek analojisi seviyorum ;

Gidip patlıcan sevmeyen adama patlıcan kebabı sipariş et demem, ama karışık kebapta patlıcan var o yüzden eleyelim demem, en kotu patlicani yemezsin, ama o tabağın sana sunacağı başka şeyler de var ?

Hic star wars izlemeyen adam, oturdu izledi, jarjarli sahneleri atladı bu ne lan salak comic relief diye, ayipsar misiniz? Ben helal , you are ahead of the curve derim, neyi sevip neyi istediğini bilen insan kararlılığı , daha ne olsun? 

 

Ha star wars serisini %100 tecrübe etmemiş olur, nerdi değilse no big deal, zaten nerdlik sevdiğim bir konsept değil, ziyanı yok

 

 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

e kısıtlıyorsun işte ffleyince, gayet ortada doğrusu bu durum. ben şimdi nomadland açıp yarısını skiplesem filmi seyretmiş sayamam ki kendimi. o noktada synopsis okumaktan çok farklı değil. wikipediadan plot bölümünü açarım, herhangi bir kitabı on dakikada okuyabilirim herhalde öyle, etini bırakıp patlıcanı ayırma hesabı. lotr’da sayfa sayfa tasvir var, açarım john howe ne çizmiş sallarım kitapların yarısını, adam okuyup çizmiş zaten benim düşünüp kafamda canlandıracaklarımı. ya da filmleri izlerim, tom bombadil filan olmasa da olur, tolkien benden iyi mi bilecek. ya da obsidian oyunlarındaki tasfirleri geçebilirim, karakterin gözünün üstünde kaşı şöyle seğriyormuş filan, haticeye değil neticeye bakarım.

ffleyip geçtim deyip kendini izlemiş sayanı ben izlemiş saymam tabii ki. nasıl “me2’de finalde bütün yancılarım öldü niye acaba” diyen insanı me2 oynamış saymamam gibi. güler geçerim ama bahis konusu olan şey hakkında görüş belirtirse veya eleştiride bulunursa dikkate almam. neyi sevip neyi istediğini bilen insan bana göre zaten başlamaz izlemeye eğer içerik onun için dayanılmaz boyuttaysa. bana en beğenisi uyuşan insan bile birşey önerince usulen bir bakıyorum 3-5dk neymiş diye. şahsi görüşüm bu. sen senin yönteminden memnunsan ne mutlu sana ama yaptığın şey comfort zoneunu taşımak sağa sola anlattığından anladığım. o yüzden hala “her çeşit izleyin, kısıtlamayın” tavsiyen özünde tamam ama senin yaptığınla uyuşmuyor.

seni iman yoluna davet etmiyorum ama diğer insanların yazdıklarına da bakınca burada pek gereği yok tavsiyenin.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

5 saat önce, DoGMeaT dedi ki:

İzlenir. Gayette anlattım örneklerle, kendi keyfinizin kahyası olun abi, senarist yönetmen vs evliya değil kanlı canlı adam, aşçılar okulunda zıplaya zıplaya gectigim yerler, edebi bir eser değil, zerre eksikliğini hissetmem. Başka örnekler de bulurum

Abi bu yaklasim bana kibirli geliyor, onceden o eserin o kisminin ne icin konuldugunu bilmen ya da skipleyince ne kaciracagini bilmen %100 mumkun degil. Orada belki ufak bi nuans vardi ve kacirdin, ondan alacagin keyfi alamadin iste. Bilmen mumkun degil, buna yaklasimin biraz irite edici geliyor kusura bakma.

Patlican kebabi ornegi cok dogru degil bi de, cunku karisik kebap yerken patlicani biraktiginda diger kisimlar sana butuncul bi tecrube sunuyor, ama film, dizi izlerken skipledigin kisimlarin ana hikayeye bagli olma ihtimali var, orada gormeyecegin ufak bi konusma, bi sahne diger kisimlarla olan baglantisi yuzunden aldigin keyfi kazandigin zamanin kiymetinden daha buyuk olcude yaralayabilir. 

Kitap ornegi daha uygun sanirim o yuzden; bi kitabi okumak icin tamamini okuman gerekmez mi? Eger kitabin bolumleri birbirinden tamamen ayristirilmamissa ya da yazari 'bu kismi atlayabilirsiniz sorun degil' dememisse atladigin kisimlar okudugun kitabi eksik birakacaktir. 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Animeye karşı önyargısı olanlar en azından "önyargıyı" edinebilmek için bir miktar da olsa maruz kalmış oluyorlar herhangi içeriğe, ama ilk postta direk anime izleyenlere karşı önyargıdan bahsediliyor, bambaşka bir şey bu. Havalı, toksik vb. sınıflandırmalar da anime bazlı meme kültürüne tepki olarak geliyor, internet bu konuda bok çukuruna dönmüş durumda. Akuma_Blade değinmiş buna mesela: "özet: Anime önyargısından ziyade Anime izleyip de community'i tektipleştiren insanlar sıkıntı.".

İleri sarma, geçme mevzusu da sırf boşluk doldurmak, belli bi zaman çizelgesine uymak maksatlı materyali tekrar tekrar kullandıklarında yapılabilir, malum vaktimiz kıymetli, ama içeriğin sıktığı yerlerde bunu yapmaktansa kendini zorlayarak izlemekten/okumaktansa toptan bırakmak daha mantıklı geliyor bana.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

3 saat önce, neutrino dedi ki:

Abi bu yaklasim bana kibirli geliyor, onceden o eserin o kisminin ne icin konuldugunu bilmen ya da skipleyince ne kaciracagini bilmen %100 mumkun degil. Orada belki ufak bi nuans vardi ve kacirdin, ondan alacagin keyfi alamadin iste. Bilmen mumkun degil, buna yaklasimin biraz irite edici geliyor kusura bakma.

Niye irite oluyorsun abi söz konusu animeyi sen mi cizdin? 

Shokegi no samanın gizli bir edebi değeri var, ergen çekişmeleri ve memeli sahnelerin iç dünyama bir katkısı mi olacak? Abi oldukça yüzeysel,  izlesen derin muhabbetleri yakalardin denebilecek bir anime değil, 

Görece daha "edebi" , daha ciddi olan izlediğim diger animede(logh) bile, diyalogların mevzularin derinliği aşırı sığ, her animeyi izledim, her animede geçerli bu dediğim gibi bir iddaam yok, ama cidden aşçılar okulunun ff edilmeye değdigine katilmiyorsaniz, ne diyim, animeye karşı niye önyargı olabileceğinde anlasamamiz normal ?

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Zamanında İstanbul-Stuttgart uçağında önüme bir adam oturmuştu, adam 3 saatlik uçak yolculuğunda 8 tane falan film izlemişti. skip yapmıyo adam, filmi başlar başlamaz 8x'e veya 16x'e alıyor, başından sonuna kadar 16x'te izleyip bir sonraki filme geçiyordu. Var öyle değişik insanlar.

Başta heralde bi filmde yarıda kaldı da oraya sarıyor diye düşündüm ama yok, teker teker tüketti adam filmleri.

Rewendor tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...