Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bir Başkadır (Ethos) 2020 Netflix.


ahmedinejad

Öne çıkan mesajlar

3 bölümü izledim, beğendim. Sonunu getiririm zevkle. Yalnız millet ne tribe girmiş bu Türkiye'yi anlatıyor diye, güzel kurgu yapılmış işte. Buradaki karakterler gerçek değil, steorotip de değil. Zaten Netflix'te dizi izliyorsun izle geç. Bu Türkiye deyince tabii hayır değil diyenler de çıkmış. Şurada bile zıtlaşma çıkmış ama şaşırtıcı değil bir yandan. Ana akımda o kadar sansür var ki, insanlar her bulduğu boşluğa kusuyor aklındakini.

 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bitirdim fena değildi. biraz daha rafine bi arabesklik var, plan plan güzel çalışmışlar yabancı işleri. dediğim gibi kişilerin tanışıklığı battı ama belki de anlatım için gerekiyordu. bazı kişilere closure verirken bazılarına vermedi bir de. arkları tamamlanmadı.

acaba fistanı kim sevmedi de böyle oldu mesela ?

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Güzel diziydi ya beğendim ben. Hatta gerçek dünyada olsa belli bi partiye oy verecek karakterleri sempatik ve insan olarak gösterebildiği için şaşırdım bile. Gerçi kürtlere yapılan zulüm dışında siyasi bi söylevi de yoktu dizinin, barış kardeşlik aslında birbirimize ne kadar benziyoruz vs üzerinden yürümüş.

İstanbul çekimleri iyiydi baya, bide sanırım iç daraltmasın falan diye sultanbeyli sarıgazi gibi gri ve basık gecekondu gettoları yerine beykozun üst taraflarını tercih etmiş ferah mahalle settingi olarak, ama o kadar olumsuzluk tabi dizinin asıl kitlesi AB grubunu baya iterdi heralde.

 

Bi villianların çözümlemelerini beğenmedim ben. Ya da beğenmedim demeyeyim de eksik kalmış heralde zaman yetmemiş. Sarı oğlana biraz girmişler ama gizem perdesi aralanmıyor, abla da öfkeli bi yalaka ama ötesi yok falan. Gerçi karakter bol tabi işle işle nereye kadar, diziyi de belli bi uzunlukta tutmak lazım kabak tadı vermemesi için. Karakterlerin birbirini tanıma olayına hiç takılmadım, bi nevi hikayeyi ortaya çıkaran tesadüf o. Hatta tam o düğüm çözülecekken terapide ortalığın karışması vs. direk senaryonun pivotlarından biri oluyor.

 

Bide güzel çekmişler ya diziyi. Teknik meknik hiiç anlamam ama o planlar zoomlar girişler çıkışlar falan hep hoşuma gitti benim. Helal yani iyi iş çıkarmış yapan ekip ?

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İlk 6 bölümü beğendim, son 2 bölüm vasattı, belki dizi bütçe yüzünden kısa kalmış olabilir. Çözüm kısmını yedirememişler.

Türk toplumunu yansıttığına katılmıyorum. Bir kere kimse para sıkıntısı çekmiyor. Öyle gecekondular 90'larda kaldı. Şu an İstanbul nüfusunun %1'i bile öyle bir köyde oturmuyor. Ormanlık köy fantezi olmuş. Ama amaca hizmet ediyor bunlar, senaryo karakterleri kültürel olarak konumlamış. O yüzden bu sorun değil, fakat bundan sosyolojik çözümleme gören yanılır.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

8 dakika önce, eldar dedi ki:

İlk 6 bölümü beğendim, son 2 bölüm vasattı, belki dizi bütçe yüzünden kısa kalmış olabilir. Çözüm kısmını yedirememişler.

Türk toplumunu yansıttığına katılmıyorum. Bir kere kimse para sıkıntısı çekmiyor. Öyle gecekondular 90'larda kaldı. Şu an İstanbul nüfusunun %1'i bile öyle bir köyde oturmuyor. Ormanlık köy fantezi olmuş. Ama amaca hizmet ediyor bunlar, senaryo karakterleri kültürel olarak konumlamış. O yüzden bu sorun değil, fakat bundan sosyolojik çözümleme gören yanılır.

yalın alpay bu bahsettiklerinden farklı şekilde bahsediyor ki bence potizif bir yan. hatta sanatsal bir film gibi görülebilmesindeki temel yapı taşının, dizinin kendi iklimini gerçekçi bir şekilde çizebilmesi olarak görmüş ki haklı bence. ben daha önceden yine benzer bi tartışmada yazmıştım burada. insanlar bir dizinin filmin aşırı derecede gerçekçi ve gerçek hayatla tutarlı olmasını ön koşul olarak görürken hataya düşüyorlar zira bu tutkuyu belgesel izleyerek tatmin edebilirler. sinema gibi üst perdeden bir işin kendisini bir miktar da olsa karikatürize edebiliyor olması önemli. misal bir tiyatro oyunu doğası gereği kısık sesli olamaz bu da onu doğallıktan bir tık öteye taşıyor. teatral kelimesi de böyle şeyleri tanımlamak için kullanılır zaten günlük hayatta. türkiyeyi yansıttığını söylemek basite kaçıyor ama toplumun bir kesiminin tecrübelerini gerçekçi bir biçimde aktarmayı başarıyor. bunu da berkun oyanın tiyatro geçmişine dayandırıyorum ben. ikisi arasındaki bağı güzel bir dengede yakalamış. 

o bahsettiğin köy evleri hala var. armutluda görebilirsin. her gün çarşaf gibi şehir kıyılarında arsalar satılan bir şehrin daima ona yakın köyü de oluyor. gerçi dizideki tam bir köy değil derme çatma romanize edilmiş bir gecekondu gibi o yüzden sinematografik olarak da desteklenebilecek uç görseller yakalanabiliyor ki yakalanmış.

görüntü yönetmeni ve focus puller arkadaşımdır. ikisi de senelerdir bu şeylere kafa yormuş ve ne yaptığını iyi bilen kişiler. Berkun Oya sanki tüm projeyi carrylemiş gibi konuşuyor, çok iyi çekmiş falan bile deniliyor mesela. sanki berkun oya kendisi çekmiş gibi.

halbuki bir çok yer bizim çocukların inisiyatifiyle çekilmiş ve gördüğüm kadarıyla görsel bazda konuşulan yerlerin büyük çoğunluğu da onların kişisel dokunuşları. bu beni sevindirdi mesela ne güzel lan arkadaşlarım bir şeyler başarıyor hissi güzel.

 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bence de sorun değil zaten öyle olması. Onu belirttim.

Benim itirazım buradan Türkiye resmi çıkarmaya çalışanlara, öyle evler var ama o profildeki ailelerin %99'u öyle evlerde oturmuyor. Çok katlı apartmanlarda oturuyor. Kurgu için çok doğal bir tercih ama sosyolojik çözümleme yapılamaz buradan. Dizi 90'larda geçiyor olsa normal, 2020 için istisnai öyle ev.

Kurgu tabii ki gerçekliğin bükülmüş hali olacak, gerçek olsa sıkıcı olur zaten. Mesela ben bakınca 90'lar setting'inde geçen 2020 hikayesi görüyorum. Hatta karakterlerin çoğunu da 90'lara koyabilirim. Bunda da yanlış bir şey yok, buna izleyiciyi ikna ettiğin sürece başarılı.

Her ne kadar dizide bu tarz sanatsallığı çok sevmesem de görüntü yönetmeni iyi iş çıkarmış. Hem uzak çekimlerin kullanımı, hem de mesela kadının öldüğü sahnede sanırım köprü ayakları mezar taşı gibi gösterilmiş, bu tür sinematografi başarılıydı.

Dizinin bütçe meselesini sorsana arkadaşına, daha fazla bölüm koymak istemişler mi merak ettim. 2 bölüm daha olsa bazı şeyler bu kadar göze sokulmadan olurmuş gibime geldi.

Realist hikâyede, mesela Balzac okursan, tüm karakterler sürekli para hesabı yapar. Çünkü bireyin, sırf 20. yüzyılda da değil, tarım sonrası tüm toplumlardaki bireylerin asıl meselesi bu. İstanbul'da yaşayanları tanımla deseler bana, direkt geçim derdi derim. Burada belki Yasin bir tek sattık falan diyor ama o da zaten romantik bir detay gibi arada, onun dışında para derdi olan kimse yok. Ben bunu hikâyeye eleştiri olarak söylemiyorum ama.Tam tersine hikâyede bu hoşuma gitti, insanları ekonomik durumuna göre değil kültürel tüketimine göre vermişler mesela. Dinlediği müzik, izlediği dizi, okudukları. Anlattığı hikâyeye de gitmiş, başarılı. 

 

 

 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dizi tamam iyi hoşta sanki Türk sinema tarihinde bir ilkmiş gibi yansıtılması fazla abartı. Dizinin ilk çıktığı gece sanki ağız birliği vermişcesine bir sürü sanatçıdan ağır övgüler aldı. Mesela ben dizinin ilk 20-30 dakikasında ki psikolog sahnesinde hadi artık diye durdurup sonra tekrar izlerim diye çıkmıştım.

İnsanları özellikle 70 80’ler gibi olan çekim teknikleri avladı. Sonrasında her bölümün sonuna eklenen ferdi Özbeğen falan değişik geldi ben Twitter’da 2000 sonrası doğan slxlerin helal olsun Berkun Oya ya bizi Ferdi Özbeğen gibi bir sanatçıyla tanıştırdığı için diye yorumlar okudum sdfdd

yani ilk başlarda gelen Twitter fenomenlerinden Hype yürüdü gitti.

Yoksa hani Ön yargılı lâik ve cahil kesimi temsil eden taşralı kapalı kadın çatışması hiç işlenmedik konular değil. 

Son olarak Psikoloğa psikologluk yapan kadının olayı nedir hiç anlaşılmadı herhalde ikinci sezonu düşünüp havada bıraktılar.

Havada kalan tabi daha çok şey var ama şimdi Spoiler falan uğraşamayacağım.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi bir şeyi belirtirken en uç noktadaki fikirlere bakıp herkes böyle düşünüyormuş gibi bi izlenim bırakıyor bu dediğin.

öyle demediğine eminim ama 2 yukarda da fistan gibi birinin yorumu var mesela internette. şimdi fistanın dediğine baksak böyle düşünenler de var mı diyeceğiz yoksa kekw diyip devam mı edicez ona karar vermek lazım.

ben öyle türk sinema tarihinde bir ilk diyen bi yorum görmedim mesela bir şey diyemeyeceğim ama görsem yav he der geçerim.

benzer bir sürü yapım var, dizinin esinlendiği bir sürü isim de var iki kırık sinema bilen adam zaten 1-2 bölümde yakalayacaktır. amerikayı keşfetmemişler ama amerikanlar gibi de özenmişler işte. kalite buralara yakın olduğu sürece farklı türlerde daha güzel işler görürüz. hep dedim zaten forumda, önyargılı olmayalım ben dijitale güveniyorum vs vs. yavaş yavaş kıvama geliyor işte. 

bir de gayriihtiyari midir yoksa doğal akışımı böyle oldu bilmiyorum ama bir türk sineması metodunu görüyoruz ufaktan. şöyle dışardan bir gözle bakınca bir kore sinemasını nasıl ayırt ediyorsak türk sinemasının da tarzı oturuyor gibi.

 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben Twitter’da yüksek takipçili olupta bu diziyi Netflix’te az bulunan bir değerli bir taş misali yabancı arkadaşlarını Öneren insanlar gördüm. Eğer ben Türk sineması önerecek olsam bir eşkiya filmini öneririm mesela. Baktığın zaman oda az çok kuşaklar arası veya kültürler arası farklılığı ve çatışmayı çok iyi anlatıyor.

Senin benim için çok şey ifade edebilir ama bu diziyi ben bir Amerikalının veya Kanadalinin vay arkadaş türklerde ne film veya işte dizi yapmış diyebilecek kalibrede olduğunu düşünmüyorum. eğer Türk sinemasını dünyada temsil edecekse bir eşkiya gibi hatta Susuz yaz gibi filmlerin temsil etmesini tercih ederim . bana kalırsa Türk sineması odur. Bu nuri bilge ceylan, zeki demirkubuz tarzı yapımlar ile Tanınacaksa bence yanlış olur.

Bu adamlar belli ki sinemayı Türk seyircisi izlesin Türk kültürünü derinden bilen insanlar zevk alsın diye yapıyorlar yoksa bunlar dünya arenasında çıktığı zaman bahsettiğin kore filmlerinin etkisini bırakmaz.

masum dizisi bana kalırsa bundan iki gömlek daha iyi hatta Berkun Oya’nın yine son dizisi de dünyaya pazarlanabilecek bir dizi ancak bu bana kalırsa sadece iç pazarda is yapar.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Masumun  Seren Yüce farkı var, Oya Berkun yine bir yönetmen ile çalışsa daha iyi bir iş çıkabilirdi. Teknik çok hata var Masumla kıyasladığın zaman. Gerçekleri eleştiren yapımlarda, karakterlerin dialoglara oturmasi çok önemli, onu kaçırdığın zaman o gerçeklik hissini yitiriyor dizi, eleştirdiği herşeyi tersten bile anlayabilir insan o zaman.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...