Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Yunan mitolojisi


eldar

Öne çıkan mesajlar

5 dakika önce, eldar dedi ki:

Çok güzel yazmışım, ellerim dert görmesin:

En ufak bir hakaret yok, karşılığında cevap: yok tükürürüm vs. Son yazdığın mesajı da okumaya değer bulmadım, şöyle bir göz gezdirdim.

bak gene safi yalan. tükürmem demişim sen tüküreceğimi iddia ediyorsun. okusan da anlamıyorsun zaten okuma da, yazdığın strawman onu da yazma. hiçbir kaybım olmaz.

hakaret yok zaten, buram buram kendini beğenmişlik, kibir, burnubüyüklük var.

Sam tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

1 saat önce, eldar dedi ki:

Türkiye'de Antik yunanla ilgilenen akademinin, yukarıda belirttiklerim ve bunun dışındaki birkaç şeyi Türkçe olarak nasıl ifade ettikleri

Benden daha iyi biliyor olamazlar. Esrik nida diye bişey uydurdum lan. Gelsin en has antikçisi bundan iyi çeviri yapsın da görelim. Yapamaz. Neden? Çünkü ben baya iyiyim. EN iyiyim. Asteroth doğrulayacaktır.

 

Varsa başka soruların onları da alayım. Kulağımı tırmalıyorsa kullanmazsın ben söylerim sana. Free of charge

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

21 saat önce, eldar dedi ki:

Akademisyen zaten çeviremez. Türkçeleştirme yapsaydım öküzbaş güzel olurdu. Akademik çevirisi minotaur onun. Benim amacım tam olarak; mesela işte thiasos nedir diyeceğim, karşımdakinin cevabını duyacağım, ben ona atıyorum Dionysos'un çetesi nasıl olur, maiyeti nasıl olur, tayfası nası olur diyeceğim tepkisine göre kendi sınırlarımı göreceğim.

Neden akademik arkaplana sahip birini arıyorum? Çünkü antik yunan ölü bir şey, günlük dilde yer almıyor, ama bununla ilgilenenlerin arasında bir dil vardır, ben belli şeyleri o dilde nasıl ifade ettiklerinden yola çıkıp çevirdiğim esere ve çevirime uygun olduğunu düşündüklerimi alıp, uygun bulmadıklarımı da uyarlayacağım.

böyle bir konudan faydalanmak için akademik birinin akademik kimliğinin yanında edebi düşünme kabiliyetinin ve sözlük bilgisinine aranması gerekiyor aslında ve aslında bilene sormak her zaman iyidir ama bu konuda ne kadar elzemdir bence tartışmalı çünkü dediğin gibi antik grekçe ve antik grek mitleri durağan bir alan ve en geç 18yy dan beri konu üzerinde çalışmalar yapılmaya başlanmış ve belirli bir akademik çevrede kapalı kalmış bir konu da değil. göbeklitepe veya hititler üzerine olsaydı mesela bu ihtiyaç o zaman güncel bilgi için bir bilene danışmak daha doğru olabilirdi.

x kelimenin nerede, ne zaman ve kimler arasında kullanıldığı bilgisinin araştırılması yeterli olacağı gibi, argo karşılığı ve bölgesel yüklenen anlamlarında önem kazanacağından ötürü daha derin bir bilgi ihtiyacın gerecek olması da ayrıca bir nokta.

şimdi tamamen salıyorum x diye bir kelime var, sözlük basitçe dionysos a tapanlar diye çevirmiş, ama biraz araştırma yapınca bunun erdemit bölgesinde kullanılan ve oduncuların baharın gelişinde ormanlara girmeden önce yaptıkları bir seremoniye katılanlara dendiği öğreniyoruz, biraz daha araştırınca bu ayinin bir orgy olduğunu ve x kelimesin uzun oduncu baltasının sapı manasına geldiği ve bölgesel olarak argo kullanımında penis olduğunu öğrendiğimizde tabi yapılan çeviri daha sağlıklı olur ama bu aşamalar için akademik bir kimliğe gerek yok biraz okuma ve araştırma yeterli olabilir çoğu zaman.

mesela sorceress kelimesi sözlükte büyücü kadın diye çevrilir, bana hiç bir zaman doğru bir çeviri olarak gelmezdi. bir zaman önce türkçe karşılığı için yapılan bir tartışmaya denk gelmiştim. o zaman basitçe internet araması sonucu kelimenin "efsunlama" yapan kadınlar için kullanıldığı, iffetli şövalyeleri baştan çıkartıp kendilerine köle yaptıkları falan gibi bilgiler ışığında bunun doğru çevirisin büyücü kadın olamayacağını söylemiştim tamamen mantık olarak. tabi kabul görmedi, çünkü sunum yaptığın kişinde benzer bir kavrama kabiliyeti olması ve türkçe edebiyat bilmesi gerekiyor neticede büyücü, sihirbaz, efsuncu vb. bunların hepsinin farklı anlamları var. aklıma geldi witcherların ilk çevirileri sorceress için çeviri sahire olarak kullanılıyordu. gayet güzel bir tercih bence, anlamı "geceleri uyumayan, büyüleyici güzellikte büyücü kadın." tabi kısaca büyücü kadın diye geçiştiren sözlüklerde var, yukarıda dediğim gibi sözlük yazarında olsa böyle basitleştirme doğru değil. ama sonra vazgeçtiler bu işten niyeyse, tabi lehçe ne olarak yazılmış onuda bilmek lazım...

ama bazen türkçe karşılığı veya ikamesi kulağa çok irite edeci gelebiliyor bizim gibi ecnebi jargonu ile konuya giriş yapanlar için. mesela bilgisayar oyunlarında birimlerinin isimlerini değiştirme imkanımız olduğunda türk mitoloji veya terminoloji koymak istiyorum ama misal "eris" diye bir isim destroyer sınıfı bir gemi için çok uygun olmasına rağmen türkçe ikamesinin atıyorum "tonguç" olması kulağa o kadar hoş gelmiyor. veya apollo sınıfı dersin allah allah bir etkisi olur sende ama türk mitolojinde karşılı atıyorum abugannuş gibi bir şeye denk gelir veya bazen karşılamaz bile ve o zaman hiç uygun olmuyor koyacağın isim. ama bazen çok güzel örneklere denk gelinebiliyor, mesela tulpar, mesela altay bunlar gerçekten söylenmesi, yazılması ve anlamları güzel kelimeler.

ve bazen çeviri yapılan dilde o kelimenin karşılığı olmayabilir, öyle bir kelime ile anılacak bir iş veya bir oluş hiç var olmamış da olabilir veya çeviri yapılacak dilde "unique" bir anlamı olabilir o kelimenin veya kavramın. bunun en güzel örneği sanırım "marine" kelimesi, -burada da geçenlerde konusu olmuştu- belki kelime anlamı mar=deniz dersin oradan denizciye geçersin sonra bahriyeli der geçersin kendi içinde tutarlı da olur belki ama kelimenin kimleri tanımlamak için kullanıldığını araştırdığın zaman bizim jargon içinde öyle bir sınıfın olmadığı gibi "bahriyeli" diye tabir ettiğimiz kişilerinde aslında onlar olmadığını sonucuna varıyoruz. Ayrıca çevirinin diğer bir boyutu olarak "marine" tabirinden türetilen diğer kelimeleri de anlamlandırmada sorun çıkartır, misal "space marine" nitekim bu türetme "marine" kelimesinin yüklendiği güncel elit askeri sınıfın warhammer 40k evrenine uyarlaması olarak kullanılmıştır... 

başka bir örnek humvee. humvee, hummer marka araçların amerikanca adından başka bir şey değil ve özünde bla bla bla diye açıklaması olan amerikalıların türettiği bir isim. orjinan adı olan hummer ise almanca ıstakoz anlamına geliyor ve buda aracın "devrilemez" olmasına gönderme yapıyor. şimdi aradan zaman geçtikten sonra bu nasıl çevrilir uzunca bir dip not olmadan? veya havacılıkla ilgili bir metinde "damatlık görevine başladı..." diye bir tabiri kola girme açıklamasını bilmeden nasıl anlatılır veya nasıl anlaşılır... 

son olarak Azra Erhat ve A. Kadir çevirilerinden özellikle İlyada ve Odysseia destanlarından yararlanılabilir ki daha önce dediğim gibi bu çevirilerin kalitesi oldukça yüksek. illa çeviri olmasına gerek yok zira bazı kavramların ve tanrıların ve davranışların anlaşılması ve yorumlanması için başvurulan kaynakların başında İlyada ve Odysseia öncelikli olarak geliyor.

yazdım ve tekrar okumadan ve düzeltme yapmadan yolluyorum şimdi

 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Evet, doğru dediklerin ama çeviriyi akademisyen, paticikteki biri veya herhangi biri yapmayacak, sadece ben yapacağım. Dolayısıyla ben yapacağım için nasıl olacağına da ben karar vereceğim, kararımı daha sağlıklı vermek için etkileşim yapacak akademisyen veya akademiyle ilintili birine bakıyordum. Azra Erhat'ın sözlüğünden faydalanıyorum bu arada.

Bunun haricinde kurgudışı eserler hariç çeviride okuyucuyu veya izleyiciyi ikna etmenin önemi büyük. Filmlerdeki gibi, mesela dönem filminde kostümler illa o döneme göre değil, ama izleyicinin zihnindeki o dönem algısına göre tasarlanıyor. Sonuçta kurgunun başarılı olması için olmazsa olmaz şey hitap ettiği kitleyi ikna etmek. Yoksa gerçekçi olmasının aslında bir önemi yok.

Kelimelerin asıl çevirisi de buna göre olmalı, işte sen destroyer vs örnekler vermişsin. Sahireyi beğendim demişsin, ama bu tamamen kitleye göre değişir. Atıyorum çizgi film için sorceress'ı çevirirken sahire demen olmaz. Witcher romanlarında bunu yedirebildiyse çevirmen olabilir. Misal vampirin Türkçesi cadu, obur, uyuz. Bu kelimeler bayağı bram stoker dracula'yı yazmadan kullanılmış hortlayıp kan emen varlıklar için. Hatta vampirin slav dillerindeki upir'den, onun da "obur"dan geldiği iddiası var. Şimdi kalkıp zart diye obur Kont Dracula yazarsan saçma olur, ama imkan vardır, çevirmen de yeteneklidir; doldurursun altını kitapta vampir yerine oburu oturtursun. Bana göre anahtar eserin hitap ettiği kitleyi ikna etmek.

Kurgudışı eserlerde kriter tamamen farklı, onlardan bahsetmiyorum.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

işte bende onu diyorum. özetle, çeviriyi sen yapacağın için araştırmayı da sen yapabilirsin, üstelik nokta atışı bir araştırma olacağı için x öğretim görevlisi veye y doçentin bilgisinden bile daha iyi olabilir eline geçen sonuç ki kafayı bu konuya kırmış birine veya çok donanımlı bir prof.a denk gelmediğin sürece tureng çevirisinden daha iyi bir sonuç elde edebilmen zor gibi geliyor bana.

 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kişiden ziyade konu ile ilgili ingilizce çok güzel kaynaklar bulunabilir gibi geliyor ve yeterli olur gibi. tabi çıkan sonucu yine birilerine gösterebilir.

 

bu arada Derebeyi kont u pek karşılamıyor. yine bizim kültürde feodal kontratlar olmadığı için bizim düşünce mantığımıza ters bir kavram

Alıntı

 

Kont, Avrupa'da bir soyluluk unvanı. Kontun eşine veya kont konumundaki kadına kontes denir.[1] Birleşik Krallık'taki muadili earl'dür.[2] Günümüzde, soyluluk sırasında markiden sonra, markinin olmadığı ülkelerde dükten sonra gelir.[2] Sözcüğün kökeni Latince comes (refakatçi, gözetmen) sözcüğüdür.[1]

Roma İmparatorluğu'nda comeslar imparatorun refakatçilerinden biri idi. Frenklerde ise kontlar yerel komutan ve yargıçtı.[2] Kontlar zamanla feodal yapıya daha fazla entegre oldular ve dükün astı konumuna yükseldiler. Flanders, Toulouse ve Barcelona gibi bazı ülke ve kontluklarda ise dük konumuna eşit hale geldiler.[2] Kralların feodal beyler üzerindeki otoritelerini artırmaya çalıştıkları sonraki dönemlerde yönetimler gitgide merkezîleşti ve kontlar siyasî yetkilerini kaybettiler. Ancak soylular sınıfının ayrıcalıklarından istifade etmeye devam ettiler

 

 

Alıntı

Derebeyi, Anadolu'da XVIII. asırdan itibaren kendi başlarına buyruk olan ve hükümetin memuru iken zamanla bu bağları kopan nüfuz ve kudret sahibi kişiler hakkında kullanılan bir tâbirdir. Hükûmet tarafından müsamaha gören fakat asayişi bozdukları zaman da üzerilerine kuvvet gönderilen derebeyleri zamanla güçlenip hanedanlık kurmuşlardır. XIX. asrın başlarında ülkenin nüfuzu bunların eline geçmiş, hükümetin nüfuzu ise neredeyse sıfıra düşmüştü. II. Mahmut'un ciddi uğraşları sayesinde derebeylerin nüfuzu kırılmış ve ülkede merkezi idare yeniden tesis edilmiştir.

belirli bir toprak parçalarını yönetmeleri dışında aralarında bir benzerlik yok ama dediğim gibi feodal sınıfların bizde bir anlamı olmadığı için bizim için anlam olarak bir önemi de yok nihayetinde bizim kültürde bir "bey"

 

Feamer tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@Feamer Aralarında başka benzerlikler de var. Topraklarının vergisi hakkında söz sahibi olmaları, devletle ilişkilerde paralellikler, ve kendilerine ait orduları olması, savaşlarda devletin ordusunu özerk ordularla desteklemeler, devlet yöneticisini yer yer kontrol edebilmeleri vb gibi. 

Farklı kültürel gelişim ve medeniyette farklı aristokraside %100 karşılaması zor tabii.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

26 dakika önce, Rewendor dedi ki:

Olur tabii. "Kont"u da türkçeleştirmek lazım.

Obur Derebeyi Drakula.

İyice Türkçe istersen:

Obur Derebeyi Durakoğlu

dracula ne, draculun oglu, dracul ne ejderha, ejderhanin arapcasi osman, kont osmanoglunun 40. yili kutlu olsun.

osmanoglu ismiyle osmanliya karsi savasmis koca yurekli kazikci vampir.

aquila tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Alıntı

ambrosia(ing.) ἀμβροσία Bunun Türkçesi literatürde ne olarak geçiyor? Bu bir besin mi, yiyecek mi, içecek mi, nektar mı?

bildiğim kadar azra erhat nektar olarak çevirmiş, eğer onu otorite olarak alırsak üzerine söz söylemeye gerek yok. nektar da zaten nektar demek. ama ben bundan gayri başka yorum katmak istiyorum diyorsan şu örnekteki gibi bir yol izlemek lazım.

Alıntı

 

kelime Yunanca a- ("olmayan") and mbrotos ("zorunluluk"); bir şeylere muhtaç bırakmayan gıda.

Klasik araştırmacı Arthur Woollgar Verrall, kelimenin ambrosios (zorunluluk) ile ilişkilendirilemeyeceğini savunur. Ona göre bu "keyfiyet" anlamındadır. O bu kelimenin Yahudi dillerindeki MBR ("amber", bal renginde bir tür madde) "ambergris" şeklinde türetildiğini iddia eder. Avrupa'da, bal rengindeki amber, doğal olmamakla beraber bu madde kullanılarak yapılan giysiler Neolitik zamanlardan 7.yüzyıla kadar giyilmişti.

W. H. Roscher bunun bir tür bal olduğunu ve "cinsel gücü arttırma" gibi etkileri olduğuna inanıldığını ileri sürer.

Bunların aksine modern araştırmacılardan Danny Staples, Amborsia'nın Amanita muscaria adında bir mantar olduğunu iddia etmektedir.

 

tabi bunun için araştırma ve bilene sorma şart

 

ayrıca işbankası yayınları Hesiodos - Theogonia - işler ve Günler belki yardımcı olur,

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...