Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Boşananlar kulübü


Aceace

Öne çıkan mesajlar

Ya yapıyorum ama sosyal çevremi genişletmiyorum. Yeni arkadaş olduğum insanlarla ayrıca plan yapıp görüşmüyorum. mahallede  takıldığım 2-3 mekan var. Oraya gidip onunla bununla konuşmak yetiyor. Zaten yeni arkadaşlar için zamanım da yok. İş yerinden adam ile iyi anlaşıyoruz hadi içelim edelim diyor. Tamam ulan sen evlisin, kaçış noktası arıyorsun da ben öyle değilim. Haftanın 2-3 günü yalnız kalmam lazım evde. E 1-2 akşam da date yapsan geriye kalan günler de eski arkadaşlara kalıyor ? Köpeği gezdiriyorum zaten bir sürü insanla yeteri kadar konuşuyorsun. İşim de sosyal o yüzden aslaaa yalnızlık hissetmiyorum. Aksine mutluyum da.
Fazla görüşmeye başladığım biri olunca darlanmaya başlıyorum o yüzden ilişkilerim pek ilerlemiyor. 

Benim problemim bir bekar olarak aşırı düzensiz yaşıyorum. Ev, yeme-içme her düzenim bombok. Bir ilişkiden daha çok bakıcı arıyormuşum gibi hissediyorum ? 

bLackcha0s tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

1 saat önce, bLackcha0s dedi ki:

Ya yapıyorum ama sosyal çevremi genişletmiyorum. Yeni arkadaş olduğum insanlarla ayrıca plan yapıp görüşmüyorum. mahallede  takıldığım 2-3 mekan var. Oraya gidip onunla bununla konuşmak yetiyor. Zaten yeni arkadaşlar için zamanım da yok. İş yerinden adam ile iyi anlaşıyoruz hadi içelim edelim diyor. Tamam ulan sen evlisin, kaçış noktası arıyorsun da ben öyle değilim. Haftanın 2-3 günü yalnız kalmam lazım evde. E 1-2 akşam da date yapsan geriye kalan günler de eski arkadaşlara kalıyor ? Köpeği gezdiriyorum zaten bir sürü insanla yeteri kadar konuşuyorsun. İşim de sosyal o yüzden aslaaa yalnızlık hissetmiyorum. Aksine mutluyum da.
Fazla görüşmeye başladığım biri olunca darlanmaya başlıyorum o yüzden ilişkilerim pek ilerlemiyor. 

Benim problemim bir bekar olarak aşırı düzensiz yaşıyorum. Ev, yeme-içme her düzenim bombok. Bir ilişkiden daha çok bakıcı arıyormuşum gibi hissediyorum ? 

bekar-düzensiz olayına takıldım. 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

2 saat önce, Narstil dedi ki:

Bekara ne zaman evleniyorsun , evliye hani çocuk yok mu diye sormak kadar patavatsız ve çirkin bir tavır yok. Net soğuyutor insanı kendinden böyle tipler ne kadar da yakın akraba olsa da.  Kendilerine Jehan Barbur'dan kusura bakmasınlar adlı şarkıyı armağan ediyorum.

35'ten sonra sen hala enerjikken arkadaşlarının çökmesi de sıkıntı ( çocuksuz ).  Birde evlenen bazı insanların bekar arkadaşlar ile görüşmeyi bırakması var @Masticore di mi ? Hanım baskısı mı var acaba ?

Ne bekarı , hiç  arkadaşım ile görüştürmüyor ?

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

3 saat önce, Aceace dedi ki:

Evlenince 10 saatin sallıyorum 4ünü eşinle, 3ünü eşinin arkadaşlarıyla 3ünü kendi arkadaşlarınla geçiriyorsun..

gerçekler:

hafta içi:

en iyi ihtimalle; 6 saat uyku, 9 saat iş, 1 saat yol, 2 saat yemek-dinleme, 1 saat duş vs.

geriye kalan 6 saat halin varsa doya doya harca

 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Eşimin arkadaşlariyla niye vakit geçireyim, o gitsin takilsin ben evde oyun oynarım

Kadin kadına eğlensin onlar, ben odamdayim.

Yanlarinda adamlarini getirdikleri olursa, o da gelebilir odama, kardes kardes otururuz, ama ideal degil tabi.

Esimin akrabalari ile vakit geçirmek zorunda kaldığım oluyor, arada sirada, selamlarimi verip bi kenara çekilip telefona kitleniyorum, hatta uyukluyorum

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben arkadaşlarıyla görüşüyorum da aile işi gerçekten zor ya. kendi aileme bile zor katlanıyorum genel olarak, karşı tarafın ailesiyle bir de kültür - eğitim - gelir seviyesi vs olarak hiç bir ortak nokta olmayınca acayip zorlanıyorsun gerçekten. bu da evliliğin bir tantanası işte. saygı duyup idare ediyoruz öylece.

roket adam tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

On 15.09.2021 at 10:24, bLackcha0s dedi ki:

Artık insanlar çok hızlı evlenip, boşanıyor. 40'lı yaşlarda bekar yaşamak da normalleşti ama en kötüsü insanlar yalnızlığa çok alıştı. 

Geçen hafta bir yerde okudum, Türkiye'de 2016-2020 arası yapılan evliliklerin %60ı boşanma ile sonuçlanmış.

Boşanma elbette normal bir durum, herkesin başına gelebilir. Ama sanki gereklerinin dışında bir normalleştirilme içinde gibi son 10 yılda.

pati tayfa olarak ortalamanın dışında bakış açıları ve fikirlere sahibiz, en azından klasik bir a*p seçmeni değiliz. (di mi lan? değiliz di mi lan?). Buna rağmen aşağıda yazacaklarımı spoilera alıyorum ki aramızda kadın hakları vs. konularında olması gerekenden hassas olanlar varsa açıp "trigger"lanmasın. 

Spoiler

Kendi arkadaşlarımda bile gördüğüm bir profil var. Arkadaşlarımı elbette özel hayatları ile değerlendirmiyorum, bana dert anlatmadıkları ya da fikir sormadıkları sürece yorum yapmıyorum. Ama böyle bir profilin varlığından da haberdarım.

Profil şu, 20li yaşlarının sonuna kadar istediği gibi yaşayıp (bunda bir sorun kesinlikle yok, erkekler yaşıyorsa kadınlar da yaşayacak), 20 li yaşlar sona ererken bir evlilik patlatıp 1-3 sene sonra boşanıp sanki önceki hayatının "kefaretini" ödemiş gibi kendini baştan yaratıp hayatına devam eden bir profil.

Bu geçişin yaşanması için illa başka birinin daha hayatında büyük iki değişiklik mi yaşanmalı ki.

 

İnsanlar anlaşamaz, boşanır. Bir şeyler ters gider, boşanır bunlar gayet normal. Ama sanki bazı evlilikler "ya bakarız olmadı boşanırız" fikri cepte hazır şekilde başlıyor gibi. Pandemi dönemi artışlar falan ayrı, spoilerdaki profil pandemiden önce de vardı.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Insanlar evlilige hazir olmadan evlenmek zorunda kaliyor cevre baskisi nedeniyle. Hani baski dogrudan olmasa da dolayli olarak cok agir. Evli arkadaslarinizla rahat gorusemiyorsunuz, ekonomik olarak nefes alamiyorsunuz, iste falan bekarar evlilerden daha cok mobbinge ugruyor vs. ote yandan kadinlar sevismeyi falan gectim, bekarken tatile bile gidemeyebiliyorlar. O yuzden yanlis evlilikler yapiliyor.

Bir de tabii 2015’ten bu yana etkisini arttirarak devam eden bir ekonomik buhranin icerisindeyiz. Insanlar borc harc icerisinde surunuyor esek gibi calismalarina ragmen. Oyle olunca tahammul azaliyor, kavgalar basliyor ve ayrilik cozum oluyor.

Son olarak da evlilik muessesesinin toplumdaki yeri onemsizlesti modern toplumda. Eminim dunya genelinde pek cok cift neden evlendigini dahi bilmiyordur. Bu onemsizlesme de bosanma oranini arttiriyordur muhtemelen.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tr'de ekonomik nedenlerden ve aile yapisindan dolayi insanlar genelde evlenene kadar aileleri ile yasiyor (Gerci son yillarda bekar egitimli kesim bir sekilde aile evinden ayrilmayi becerebildi). Aileden gelen evlenme baskisi, en basit sosyal aktivitelerin bile sorgulanmasi, haliyle evlenmeyi aile evinden kacis olarak gorenlerin sayisi, ozellikle kadinlarda, cok fazla. Boyle olunca ilk bulduguna basiyor nikahi.

Insan ne istedigini aile evinden ayrildiktan sonra fark ediyor. Bir bakmissin yanindaki adam/kadin esasinda senin istedigin kisi degil. Birde ustune ekonomik baski gelince, direk gg.

Son yillarda klasik Turk aile yapisi da bosanmayi kabul etmeye basladi. Eski zamanlarda yapilan, kocanizin ayagini yikayin, alttan alin, cocuk yapin duzelir mantalitesinin yerini "Olmuyorsa devam etmeyin" aldi.

Kaynak: Standard aile cevresi.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

1 saat önce, Aket-Atum dedi ki:

Geçen hafta bir yerde okudum, Türkiye'de 2016-2020 arası yapılan evliliklerin %60ı boşanma ile sonuçlanmış.

Nerede okuduysan yanlış, aklıma yatmadığı için baktım. Bahsi geçen yıllarda yılda ortalama 550 bin kişi evlenmiş, 130 bin kişi boşanmış. Boşananların hepsi bu yıllarda evlenenler olsaydı bile %25'in altında. Muhtemelen %10 civarında bir rakam daha doğru çünkü daha evliliğin başındalar.

eldar tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

1 saat önce, Gallant dedi ki:

Tr'de ekonomik nedenlerden ve aile yapisindan dolayi insanlar genelde evlenene kadar aileleri ile yasiyor

Problemin temeli bence de bu. Birey olamıyoruz. Birey olamayan insan bireysel olarak kendi özgürlüğünü keşfedemiyor, ancak arada bir kaçamak yapıp tadına bakabiliyor. Birey olamayan insanın kurduğu ilişkilerde ailenin ve çevrenin etkisi baskın oluyor. Dolayısıyla birey olamayan iki insanın aile ve çevre etkisi ile yuva kurması üstüne ekonomik problemler de eklenince çok bilinmeyenli bir denkleme yol açıyor. Aile yapımız, ilişki kültürümüz o kadar kötü, o kadar toksik ki... Gerçekten bu ülkenin insanı doğumdan ölüme hakikaten çok çile çekiyor yani. Başka kültürlerde çok kolay ve insani olan şeyler bile bizde büyük tabulara yol açıyor. En basitinden, sekssiz ilişkileri geçtim, seks hayatı bitmiş o kadar çok evlilik var ki, açıkçası bence insanın bir yerinin sakat olması kadar hayatını etkileyen bir yara aslında bu konu. "İki insanın birbirini sevip ortak bir hayat kurması" gibi aslında iki insanın kolayca çözeceği bir konu o kadar çok karışık ki bizde, bir çok şeyin dert ve stres olmasına şaşırmamalı.

Tüm bu kültürel saçmalıklar, ailesel çevresel baskılar, etkiler, birey olamama, 30-40 yaşına gelmesine rağmen hayatını kuramama, maddi manevi başkalarının yardımı olmadan sürdürememe, hayattan ne istediğini keşfedememe bunları alt alta yazınca bu ülkenin insanı iyi bile yaşıyor diyorsun gerçekten. Baştan sona toksik bir kültürümüz var ikili ilişkiler ve çocuk yetiştirme konusunda.

roket adam tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

en büyük sıkıntımız eski nesillerin evlilik tiplerinin günümüze uymaması sanırım. eskiden yaşı gelen gençler evlendirilirmiş hemen. dedem hep anlatırdı evlendikten sonra gördüm ben neneni diye... evlendiğin kişi ile de ömür boyu yaşaman gerekir mantığı yerleşmiş herkesin kafaya. burada yükü çekenler de genelde analarımız ablalarımız olmuş hep. onlar sesini çıkartamadıkları için evlilikler devam etmiş. türk kültürünün evlilik anlayışı böyle gelişmiş ve daha iyisini bilmediğimiz için de devam ettirmeye çalışıyoruz kültür olarak. ne zaman komple değişir bu kültür fikrim yok. 

evden kaçmak için evleniyoruz tespiti çok doğru bu arada. direk kendimden biliyorum üni sonrası senelerce kendi başıma yaşıyor olmama rağmen ne istediğimi bilmediğimi, karakterimin tam olarak oturmadığını baya sonradan farkettim. uzakta bile olsam aile içinde yaşıyordum bir nevi (ot gibi yaşamak) ve evlenince bir şekilde kozamızdan çıkıp, uçacağımızı filan hayal ediyoruz. ama sonra gerçekler kamyon gibi çarpıyor filan..

  

4 saat önce, spompas dedi ki:

topluma gore degil kendine gore yasam kurmayi basarabilirseniz

bunlarin hicbiri olmuyor.

ülkeden kaçmak oluyor bu dediğin. Tüm ilişkilerin kesilmesi gerekiyor. "milleti dinlemem ben" gibi bir tabir malesef mümkün değil. dinlememek ile duymamak arasında fark var, sivrisinek gibi vız vız vız sürekli aynı şeyler duyulduğunda insan ister istemez sinirleniyor. sivrisinek benim uykumu, düzenimi bölemez diyemiyoruz sonuçta.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

4 saat önce, eldar dedi ki:

Nerede okuduysan yanlış, aklıma yatmadığı için baktım. Bahsi geçen yıllarda yılda ortalama 550 bin kişi evlenmiş, 130 bin kişi boşanmış. Boşananların hepsi bu yıllarda evlenenler olsaydı bile %25'in altında. Muhtemelen %10 civarında bir rakam daha doğru çünkü daha evliliğin başındalar.

Açıkçası yanlış olmasına sevindim 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

12 saat önce, Gallant dedi ki:

Tr'de ekonomik nedenlerden ve aile yapisindan dolayi insanlar genelde evlenene kadar aileleri ile yasiyor (Gerci son yillarda bekar egitimli kesim bir sekilde aile evinden ayrilmayi becerebildi).

dc'de de anlatmıştım ama yeri gelmiş. 

Abi ekonomik nedenlerle ya da aile yapısından dolayı evlenene kadar ailesiyle yaşayan hatunlar hele de beyaz yakalıysalar ciddi sorunlu...

Eski işyerimde konu nereden gelmişti hatırlamıyorum ama bizimle çalışan bir hatun bir erkekten maddi olarak hiçbir beklentisinin olmadığını, kendisi ile aynı yaşam standardına sahip olmasının yeterli olduğunu, sadece "bu yaşına kadar gelmiş olup hala ailesi ile yaşayan biri" ile sevgili olup olmayacağını bilemediğini söylemişti.

O kadar iki yüzlü bir bakış açısı ki bu... Bu lafı söyleyen hatunla aynı yaşam standardına sahip olmak için, hatunun kazandığı maaşın üzerine;
+ev kirası (öyle bağcılar/tarlabaşı/esencılıs olmaz ama. Ailesi sallıyorum Maltepe'de oturuyorsa Maltepe fiyatı geçerli. Hadi tüm rakamlarda insaflı davranalım. Mesela kira 2000 diyelim. Az oldu ama olsun.)
+elektrik su gaz internet (500 diyelim)
+Yiyecek - içecek - mutfak masrafı (günlük 50 liradan 1500 uygundur)
+Öngörülemeyen masraflar (Ne biliyim... Evde bişey bozulur, kapıda kalırsın çilingir çağırırsın vsvs. gibi)

Yani yaklaşık 4.5-5k fazladan kazanıyor olman lazım. Bu aynı hayat standardının olması falan değil. Bu bayaa bayaa kendine ailenin vefatından sonrası için "sponsor" aramak. Başka bir şey olamaz. Bunu bu şekilde söyleyince de kötü adam oluyosun? Ortamda buzzz gibi bir hava esiyor. İşin komik tarafı kızın aldığı maaş 4750. Kendisinden 2 kat fazla para kazanan birini aradığının farkında bile değil.

12 saat önce, Gallant dedi ki:

Insan ne istedigini aile evinden ayrildiktan sonra fark ediyor. Bir bakmissin yanindaki adam/kadin esasinda senin istedigin kisi degil. Birde ustune ekonomik baski gelince, direk gg.

Aileden ayrılana kadar erkeklere "Bu yaşına geldin, hala ananla babanla yaşıyorsun" baskısı gelirken, aileden ayrılan kadınlar ekonomik baskının nasıl olduğunu tadıyorlar.

Aceace tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...