Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

hayat ne tuhaf vapurlar felan


Bone

Öne çıkan mesajlar

durum güncellemesi gibi bir şey yapmak istedim. yazdıklarımdan rahatsız olanlar varsa, direk bu konuyu pas geçebilirler.

birkaç ay önce ölüm korkusu kriziyle ilgili bir şeyler yazmıştım. o kriz sırasında çok kötü oldum. bayram nedeniyle psikiyatrist kapalı olduğu için bir hafta sonra gidebildim. o zamana kadar evde bulunan ilaçlardan annemin verdiği birkaç tanesiyle hayatta kalmaya çalıştım. psikiyatriste gittiğimde zaten kriz geçmiş durumdaydı. ama yine de bir tedavi sürecine ihtiyaç duyuyordum.

psikiyatrist birkaç ilaç yazdı, biri uzun süreli kullanım için, diğerleri kısa süreli kullanımlar için. kısa süreli kullanım ilaçları, tüm derdi tasayı atıyor, ölümü bile düşünmene gerek bırakmıyor. uzun süreli kullanım için verdiği ilaç o kadar etkili değil, ölümü düşünmemi engellemiyor, ama olayın kriz boyutuna dönüşmesini engelliyor. o açıdan biraz rahatlattı diyebilirim.

çok saçma hissediyorum. ilaçlar sürekli uyku getiriyor, gün içinde sık sık uyuma ihtiyacı hissediyorum. sanki ölüme hazırlık yapıyormuş gibi sürekli uyuyarak bir hayat geçiriyorum. insanın moralini bozuyor bu durum. aynı zamanda kendi içinde farklı kişilikler çatışıyor gibi oluyor. örneğin dışarıda yağmur yağıyor diyelim. bir yanın diyor ki "amaan ne olacak, çık dışarı ıslan, nasılsa öldüğün zaman bunun da bir anlamı olmayacak", diğer yanın diyor ki "sakın çıkma, yağmurda sırılsıklam olursun, hiç keyifli bir şey değil o durum". yani demek istediğim, nihilist bir ben ile normal olmaya çalışan bir ben arasında kalıyorum, ve bu iki benliğin arasını bulmaya çalışan bir yargıç gibi hissediyorum.

ruh halim bu kadar saçmayken, hayattan da keyif almamı engelliyor. yaşıtım olan eski arkadaşlara bakınca, belirli başarıları elde edememiş olmak, hayata karşı motivasyonu da baltalıyor. ancak şöyle bir şey var... şimdiye kadar tanımış olduğum en zeki insanın Laurelin olduğunu söyleyebilirim. ancak bu kadar zeki bir insanın bile nasıl sıkıntılı hayata sahip olduğunu, burada anlattıklarından biliyoruz. sırf günlüklerini okumak bile bana çok şey kattı diyebilirim. karşılaştığı sorunlarda yılmadan üstüne gidiyor olması, bende hayranlık yarattı ve ilham verdi. hayata karşı böyle cesur hareketlerde bulunuyor olması, "ben de yapmalıyım" düşüncesine itti. en azından öleceksem de, bir çözüm bulmaya çalışırken ölmeliyim isteği uyandırdı.

her şeyi kestirip atmak bana zor geliyor. Ankara'ya, özellikle çocukluğumun Ankara'sına çok fazla alışkın durumdayım. Melih Gökçek geldiğinden beri çok şey bozulmuş olsa da, Çankaya Belediyesi sınırları içinde kendimi mutlu hissediyorum. huzurlu değil, ama mutlu. uzun süredir yaşayacak bir başka şehir arayışındaydım, kolay adapte olabilen biri değilim, o yüzden gittiğim her yerde Ankara'ya benzerliğini sorguluyordum. huzur bulduğum yerler oldu, ama mutlu olduğumu hissedemedim.

bu yaşadığım kriz sonrası, biraz daha büyük değişiklikler yapmam gerektiğine karar verdim. hem huzuru hem mutluluğu aramaktansa, sorguladığım şeyleri öğrenmek zorunda olduğumu gördüm. bu konuda da Paramecium (Saygılar.) ilham oldu diyebilirim. onun verdiği gazla Elektrik-Elektronik Mühendisliği okuyarak vakit geçirmiş olmak istedim. bir yandan üniversite sınavına, bir yandan da İngiltere'deki birkaç üniversiteye başvurdum. üniversite sınavına yeterince çalışamadım, ama öte yandan İngiltere'deki başvurularımdan geri dönüşler oldu. Exeter Üniversitesini çok istiyordum ama onun yerine, Exeter gibi TEF Gold'a sahip Portsmouth Üniversitesi'ne kabul edildim. evime yakın olduğu için Bilkent Üniversitesi veya ODTÜ'ye girmek istiyordum. onları kazanamayacağımı görünce, ben de Portsmouth'a odaklandım. IELTS sınavı, gerekli belgeler, vize başvurusu felan filan...

bu sırada enteresan bir şey farkettim. Portsmouth Üniversitesi'nin Bilkent veya ODTÜ gibi çok güzel bir kampüsü yok, ayrı ayrı binalardan oluşuyor. İngiltere için ortalama üniversitelerden biri (Guardian'a göre 121 üniversiteden 25. sırada). ancak dünya sıralamasına baktığınızda, Bilkent ve ODTÜ'den de bir tık yukarıda kaldığını gördüm. ancak üniversite adaylarının ODTÜ'ye girme çabasına, işverenlerin ODTÜ mezunlarına yönelik bakışı, ve ODTÜ gibi üniversitelerin istediği sınav puanlarına baktığımda, sanırsın Harvard'a, Oxford'a felan gidiyor insanlar. her senenin en iyinin en iyisi öğrencileri alıyorlar, ama okulun dünya çapındaki başarısı bu iddianın karşılığını vermiyor. girebilmek için hem okul başarı puanın hem de üniversite sınavından mükemmele yakın başarı elde etmen gerekiyor. ODTÜ dışında bir üniversiteden mezun olduğunda da seni ciddiye dahi almıyorlar.

bu yüzden Portsmouth Üniversitesi'ni bir şans olarak gördüm kendi açımdan. İngiliz üniversite sistemi, Türkiye'deki sisteme göre biraz farklı. ama ders programlarına baktığımda, Elektronik Mühendisliği yönünden bir eksiklik yaşayacağımı sanmıyorum. TEF Gold etiketinin de hakkını vereceğe benziyor üniversite.

eğer psikolojik krizler yaşamazsam ilginç bir süreç olacak İngiltere. gerekli ilaçları da toplayıp geldim zaten.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ingiltere unileri ile burayı karşılaştırman biraz talihsiz olmuş arada bayağı fark var. İmkanın varsa düşünme git ama ruh hali önemli, homesick olmam ben yapabilirim diyorsan. Yoksa tanıdıklarına yakın olmanda fayda var, kötüye gittiğini düşünürsen destek al veya en kötü geri dön.

Darksun tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya yarınını en son düşünücek adamlardan biri olabilirsin şu forumda

hala daha bi yandanda işte okul dünyada 125inciymiş ODTÜ dışında bir üniversiteden mezun olduğunda da seni ciddiye dahi almıyorlar vs vs projeksiyon yapıp duruyorsun

gittiysen hayırlı olsun

takıl işte kafana göre 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

19 saat önce, Darksun dedi ki:

ingiltere unileri ile burayı karşılaştırman biraz talihsiz olmuş arada bayağı fark var. İmkanın varsa düşünme git ama ruh hali önemli, homesick olmam ben yapabilirim diyorsan. Yoksa tanıdıklarına yakın olmanda fayda var, kötüye gittiğini düşünürsen destek al veya en kötü geri dön.

oo  Londra İstanbul mu karşılaştırılıyor......

Aki buradaydı!

 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...