Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Eşekle Gelen Aydınlık MUSTAFA GÜZELGÖZ


Feamer

Öne çıkan mesajlar

ekşide gezerken, ekşi şeyler reklamlarından bu yaşam hikayesine denk geldim,

açıkçası okurken, "bari bunun sonu bir türkiye klasiği olmasın laan" diye hikayenin her köşe başında içimden geçirdim ve açıkçası, bu güzel insanın her yeni icraatında umutlandım, çünkü ......... bürokrasisine yakalanmadan bir çok başarılı adım atmayı başarmıştı, ama heyhat 800 yıllık makus talihimiz yine tecelli etmiş olduğunu okuduğum zaman içime adeta fil oturdu...

şimdi ben direk alıntıyı, biraz oyun bozanlık yaparak hikayenin sonunu başa alıyorum ki, okuyucu, bu güzel insanın her icraatına denk geldiğinde, ağız dolusu küfürlerini eksik etmesin ve ülkenin hangi kafalar tarafından bu günlere özel itinası ve ilgisi ile taşındığına bir kere daha tanıklık etsin.

said:
...valilik mustafa amca'ya görev tanımının dışına çıkıyor diye soruşturma başlatır. kendisi hakkında teftişe gelen müfettiş çalışmalarını aksattığını yazar raporuna.kütüphanecilik faaliyetlerini ilerletemediği ve ödenekleri şahsi çıkarı için kullandığı yönünde karar veren müfettiş...


https://seyler.eksisozluk.com/esegine-yukledigi-kitaplarla-urgupteki-koylere-mutluluk-goturen-guzel-insan-mustafa-guzelgoz

Eşeğine Yüklediği Kitaplarla Ürgüp'teki Köylere Mutluluk Götüren Güzel İnsan: Mustafa Güzelgöz

Eşeğine Yüklediği Kitaplarla Ürgüp'teki Köylere Mutluluk Götüren Güzel İnsan: Mustafa Güzelgöz

Eşeklerine yüklediği sandıklar dolusu kitaplarla Ürgüp ve çevresindeki köylere kütüphane hizmeti götüren, halkının mutluluğu, huzuru ve refahı için çalışan dünyanın ve Türkiye'nin ilk eşekli kütüphanecisi Mustafa Güzelgöz'ün hikayesini ''retro sokagi mudavimi'' anlatmış.

1943 yılınına gidiyoruz. anadolu topraklarındayız.

hikayemizin baş kahramanı mustafa adında bir genç.askerliğini bitiren mustafa güzelgöz memleketine ürgüp'e döner. kafasında istanbul'a gidip çalışmak vardır.ancak ailesinin de isteğiyle memlekette kalmayı seçer. dönemin kaymakam'ı kendisine gençleri futbol çalıştırma şartıyla iş ayarlamayı teklif eder. artık mustafa için memuriyet başlamıştır. mustafa, ürgüp tahsin ağa kütüphanesinde çalışacaktır.bundan sonra o kütüphaneci mustafa'dır.

mustafa, kütüphanede oturmuş gelecek insanları beklemeye başlar. bir bekler, iki bekler ortada gelen giden yoktur. halkın kitap okumaya ilgisi yoktur.insanları özellikle davet eder ama durum değişmez. mustafa idealisttir. işini layığıyla yapma peşindedir.oturur ve düşünür daha faydalı ne yapsam da insanları buraya çeksem diye. ilk iş bir köşeye atılmış osmanlıca kitapları bulup kurtarmakla başlar. kütüphanecilikle ilgili kitapları okumaya başlayan mustafa, çevresindeki tüm kişilere de haber verip ellerinde ki kitapları kütüphaneye bağışlamalarına ikna eder. gerekli bürokratik engellerle de boğuşan ve kazanan mustafa kendisine bir eşek alır. marangoza gidip iki tane sandık yaptırır kendi çizimlerine göre. sonra içlerine de ödünç vereceği kitapların kaydı için defter bırakır.sandıkları eşeğe yüklediği gibi yola koyulur mustafa.

eşeğe kitapları yükleyen mustafa,köy köy dolaşmaya başlar.tam 36 köye hizmet eden mustafa'yı çocuklar şaşkınlıkla karşılar. ayaklarına gelen bu kütüphaneci idealist genç onlara okumaları için kitaplar verir, daha sonra geri geldiğinde okudukları kitapların yerine yeni kitaplar verir. kütüphanesinin kitap sayısını da civarda ki yardımlarla katlayan mustafa artık çocukların ilgi odağı eşekli kütüphaneci olur.

köylerdeki çocuklar mustafa amcalarını alkışlarla karşılar.ürgüp'te yalnızca iki gün geçiren mustafa, geri kalan günlerini eşeğiyle köy köy dolaşıp çocuklara kitap dağıtmakla geçiriyordur. artık civarda namı, ünü yayılmıştır eşekli kütüphaneci'nin. insanlar daha çok gelmeye başlamış ve daha çok okumaya başlamıştır.

mustafa amca artık köy kahvesinin alternatifi olarak kütüphanesini oluşturmuştur.hatta daha çok ilgilerini çeksin diye kütüphaneye bir radyo da koymuş daha çok insanı teşvik etmiştir. ancak mustafa amca hala kadınları kütüphaneye çekmeyi başaramamıştır. kadınlar o günün şartlarında evlerinde , yalnızca ev işleri ve çocuk büyütmeyle ilgileniyordur. mustafa amca, zenith ve singer'e mektup yazar.

- bana dikiş makinesi yollayın, ben de isimlerinizi kütüphaneye kocaman yazayım.

diye reklamlarını yapmayı teklif eder. bu zeki adamın sponsorluk anlaşması başarıyla sonuçlanır. iki firma da toplamda on tane dikiş makinesi yollar mustafa amcaya. kütüphanede salı günleri kadınlar günü olur. kumaşını alan kadın soluğu kütüphane de almaya başlar. kadınların büyük ilgisini çeken bu olay kütüphaneyi doldurur. sırada bekleyen kadınlara okumaları için kitaplar dağıtılır. ilgilerini çekebilecek dikiş-nakış,moda,yemek yapımı, çocuk bakımı kitapları kadınlar arasında popüler olur. okuma yazma bilmeyene okuma-yazma kursları verilir, dikiş bilen kadınlar dikiş kursları verir.

bununla sınırlı kalmayan mustafa amca, köylülerin spora ilgisi olsun diye spor faaliyetlerine girişir. gençlerin futbola olduğu kadar diğer sporlara da ilgisi olsun diye voleybol alanları yaptırır. bando ve folklor çalışmalarının öncüsü olur ürgüp'te. köylünün elinde ki ürünü yok pahasına sattığını gören mustafa amca, kooperatifçilik çalışmaları yürütür. 1963 yılına gelindiğinde dünya çapında düzenlenen ''halkına hizmet götüren gönüllüler yarışması''nda finale kalarak birinci olur. the lane bryant uluslararası insanlık hizmetinde gönüllü takdirnamesi ödülünü güçlü adaylar arasından sıyrılıp kazanır mustafa amca. daha sonra amerikalı büyükelçinin ziyareti sırasında, büyükelçi bu çalışmalarının ödülü olarak kendisine bir araba hediye eder.

ancak ''bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz'' derler ya, aynen öyle olur. valilik mustafa amca'ya görev tanımının dışına çıkıyor diye soruşturma başlatır. kendisi hakkında teftişe gelen müfettiş çalışmalarını aksattığını yazar raporuna.kütüphanecilik faaliyetlerini ilerletemediği ve ödenekleri şahsi çıkarı için kullandığı yönünde karar veren müfettiş bu ülkede muhteşem bir başarıyı cezalandırır.ve ne yazık ki sadece mustafa amcayı değil bir zihniyeti cezalandırır. soruşturma sürecinde yalnız kalan mustafa amca baskılar sonucunda 50 yaşındayken emekli olmak zorunda kalır.

mustafa amca 2005 yılında aramızdan ayrılır. mustafa güzelgöz bir kahramandır, genç cumhuriyetin örnek alınması gereken erken yaşta önü kesilen bir kahramanı. ölümünden sonra ürgüp'e onun ve eşeğinin bir heykelini diktirir yöre halkı.



https://www.youtube.com/watch?v=imwMfcWm-Qc

bir ek:
http://www.siirzamani.org/oku/3038/esekle_gelen_aydinlik_mustafa_guzelgoz


Genç Mustafa’nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’ne çıkar. Devlet memurluğu o dönemde süper bir şey, çünkü özel sektör falan yok. Bizimki kütüphanede heyecanla okurları bekler; bir gün olur, beş gün olur, gelen giden yok.

Etraftakilerle konuşur, herkese anlatır:

“Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin kitap okuyun.” Gelen giden olmaz. Amirlerine durumu bildirir.

– Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyon mu, almıyon mu?
– Alıyorum.
– Eee, o zaman ne karıştırıyon ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak? Başına daha fazla bela alacan, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten…

23 yaşındaki genç memur “Ne yapayım, ne yapayım?” diye düşünür durur. Sonunda aklına bir fikir gelir, eşine söyler. Eşi önce “Deli misin bey?” der, ama kocasının bir şeyler üretme, işe yarama çabasını yakından görünce fikri kabullenir.

O dönem devletteki amirlerinin çıkardığı tüm engellerin tek tek, binbir güçlükle üstesinden gelir.

Çünkü o zaman da şimdiki gibi, “Aman bir şey yapmayalım da başımıza bir iş gelmesin. Çalışsan da aynı maaş, çalışmasan da“ zihniyeti aynen var.

O bıyıklı, kravatlı, asık yüzlü, sigara kokan, arkalarındaki Atatürk resminden utanmayan, ama ülkesine gram faydası da olmayan bürokratları zorlukla ikna eder ve bir eşek alır.

İki tane de sandık yaptırır. İki sandığa, kalınlığına göre 180-200 kitap sığar. Sandıkların üstüne “Kitap İare (Ödünç) Sandığı” yazar. Kitapları eşeğe yükler ve köy köy gezmeye başlar.

Kütüphaneye de bir yazı asar:

“Sadece Pazartesi ve Cuma günleri açıyoruz.”

Köydeki çocuklar şaşırır.
Eşeğe bir sürü kitap yüklemiş bir amca, o gariban çocukların küçücük ellerine kitapları verir. Düşünün, Noel Baba gibi. Noel Baba yalan, Mustafa Amca ise gerçek. Geyikler yerine eşeği var.

Eşek de daha gerçek, Mustafa Amca da.

“Çocuklar bunları okuyun, aranızda da değişin. On beş gün sonra aynı gün gelip alacağım. Aman yıpratmayın, diğer köylerdeki arkadaşlarınız da okuyacak” der.

Mustafa artık Ürgüp’teki kütüphanede bir iki gün durmakta, diğer günler eşeği Yüksel’le köy köy gezmektedir.

Köylerdeki çocuklar Eşekli Kütüphaneciyi her seferinde alkışlarla karşılarlar. Kalpleri küt küt atar heyecandan, sevinç içinde yeni kitapları beklerler. Mustafa Amca‘nın ünü etrafa yayılır. Diğer devlet memurları makam odalarında sıcak sıcak oturup iş yapmazken, Mustafa’nın eşeği Yüksel yediği otu hepsinden fazla hak etmektedir.

Zamanla insanlar kütüphaneye de gelmeye başlar.

Mustafa bakar ki kütüphaneye kadınlar hiç gelmiyor.

Zenith ve Singer’e mektup yazar:

“Bana dikiş makinesi yollayın, firmanızın adını kütüphanenin girişine kocaman yazayım“ der. Zenith dokuz tane, Singer bir tane dikiş makinesi yollar (ilk sponsorluk faaliyeti). Salı günlerini kadınlar günü yapar. Kumaşı alan kadın kütüphaneye koşar. On makine yetmediği için sıra oluşur. Sırada bekleyen kadınların eline birer kitap verir, beklerken okusunlar diye. Okuma-yazma oranının düşüklüğünü görünce halkevlerine okuma yazma kursları vermeye gider. Halıcılık kursları başlatır, bölgede halıcılığı canlandırır. Bu arada valilik Mustafa hakkında dava açar, “kendi görev tanımı dışında davranıyor” diye. 50 yaşına gelen Mustafa Amca baskıyla emekli edilir.

Mustafa Amca köylüler arasında efsane olur, yıllar geçtikçe köylerdeki çocuklarda okuma aşkı yerleşir. 2005 yılında Mustafa Amca vefat eder. Tüm Kapadokya çok üzülür, aralarında toplanırlar. Ürgüp’e Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykelini dikerler.

Girişimcilik ne biliyor musun?

Bulunduğun yere yenilik katmalısın.

Mutlaka adım atmalısın.

Yaptığın iş olduğu yerde durup duruyorsa, sende bir uyuzluk vardır arkadaş. İnsan var, dokunduğu yere değer katar; insan var, dokunduğu yere değer kaybettirir.

Bakın Nevşehir’den ve bu ülkeden nice müdür, amir, vali, bürokrat, milletvekili, politikacı geçti; binlercesinin adını kimse hatırlamaz ama Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykeli var.

"Merkepli kütüphaneci" olarak anılmaya başlayan Güzelgöz, merkezi ABD'de bulunan The Lane Eryant Internatıonal Volunteer Citation tarafından 1963 yılında düzenlenen ve 77 ülkeden adayların bulunduğu yarışmada, eğitime yaptığı katkılardan dolayı dünya birinciliğine layık görüldü ve köylere kitap ulaştırılmasını kolaylaştırmak için bir cip hediye edildi.

Mustafa Güzelgöz 84 yaşında (17 Şubat 2005 ) solunum yetmezliğine bağlı kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat etti.

Derlemedir

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...