Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Celali isyanları ve bozulan Anadolu yerleşimleri


Murray

Öne çıkan mesajlar

Hiç Anadolu'daki köylerin neden ulaşılması güç, engebeli, sarp yerlere kurulduğunu merak ettiniz mi? Cevabı Celali isyanlarında saklı.

http://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2015/11/13/celaliler.jpg


16. yüzyılın sonlarına doğru ve 17. yüzyılda, Avrupa ülkeleri coğrafi keşifler sonucunda büyük zenginlik birikimlerine ulaşırlar. Avrupa'lı tüccarlar sadece ürünler değil aynı zamanda altın ve gümüş de getirirler Avrupa'ya. Bu durum Avrupa'da enflasyona yol açar. Fiyatlar yükselir.

Coğrafi keşifler aynı zamanda ticaret rotalarını da değiştirir. Eskiden Hindistan, Asya ve Arap yarımadasından gelen mallar, önce İstanbul'a ve Süveyş'e getirilir, oradan Avrupa'ya dağıtılırken, coğrafi keşiflerden sonra Osmanlı'nın elinde bulundurduğu ticaret rotaları değersizleşir. Devletin büyük ticari gelir kaynakları azalır. Osmanlı tüccarları da, zenginleşen Avrupa'lı tüccarlarla mücadele edemez hale gelir.

Bu durum Osmanlı yönetimince de farkedilir ve bazı önlemler alınmaya çalışılır.

Lütfi Paşa (resim Muhteşem Yüzıldan) 16. yüzyılda Kanuni'ye şöyle demektedir;

"İstanbul'un velinimeti denizdir. Gemiler gelmezse İstanbul batar. Kafirler deniz savaşlarında Osmanlı'dan ileriye gitmiştir. Bu durum düzeltilmelidir".

3. Murad döneminde bazı Osmanlı coğrafyacıları, Süveyş kanalı'nın acilen yapılması gerektiğini belirtmektedir. Bu sayede dünya ticaretinin hakimi yine Osmanlı olacaktır.

1625 yılında Ömer Talip şöyle demektedir:

"Artık Avrupa'lılar bütün dünyayı tanıyorlar. Gemilerini her yere gönderiyorlar, önemli limanları ele geçiriyorlar. Artık mallar bizim limanlarımıza değil, Portekiz, Hollanda ve İngiltere gemileriyle Fransa'ya taşınıyor, oradan dağıtılıyor, Osmanlı Yemen kıyılarını zapt etmeli ve bu ticareti hakimiyeti altına almalıdır".

Piri reis ve Seydi reis gibi ünlü Osmanlı donanmaları Hint Okyanusunda Portekiz gemileriyle mücadelelere girişir, ancak Portekiz donanmasının ateş gücü üstün gemileri yüzünden Osmanlı Hint okyanusundaki donanmasını kaybeder.

Bütün bu gelişmelerin sonucunda, Batı artık Doğu'ya bağımlı değildir, roller değişir. Osmanlı artık hammaddeyi ucuzdan satan, o hammaddeyle üretilmiş olan ürünü yüksek fiyata olan, ucuz bir hammadde piyasasına dönüşür Batı için.

Bunun üzerine Osmanlı yönetimi, fetihlerin durmaması, askerlerin beslenmesi ve mali yapının korunması için elindeki tek kaynağa toprağa yönelir. Bu dönemde yapılanlar:

- Tımar sistemi bozulur. Artık sipahi beyi devlet tarafından seçilmez, babadan oğula geçebilen bir saltanat sistemi haline gelir.
- Devlet memurlukları parayla satılan bir konum haline gelir.
- Bazı tımar arazileri sebepsiz hazineye aktarılır.
- Bazı arazilerin ise gelirleri iltizam usülüyle satılır.

Haliyle klasik Osmanlı tarım politikası çöker. Sipahi beylerin yerini almaya başlayan mültecimler yani o zamanın yatırımcıları, görev almadığı ve tek amacı daha çok para kazanmak olduğu için köylüler üzerinde baskılar kurar. Bu dönemde pek çok köylü, toprağını bırakmak zorunda kalır. Bu köylülerin pek çoğu sekban sınıfı asker veya medrese öğrencisi (suhte) olur çünkü tek olabilecekleri meslek budur.

Osmanlı'nın o zamanki demografik yapısına bakılırsa %40'lık bir nüfus artışı görülmektedir. Gittikçe artan nüfus yoğunluğu ve yukarıdaki gelişmeler huzursuzlukları arttırmaktadır. Osmanlı'nın seferlerine devam ettiği bu dönemde Anadolu'da var olan güç boşluğu celali isyanlarını başlatır.

Çeşitli sipahiler, sekbanlar, suhteler, mültezimler ve devlet memurları Anadolu'da bu güç boşluğundan yararlanarak köyleri basmaya ve soymaya başlar. Öyle ki bu soygunlara bazı Sadrazamlar dahi katılmaya başlar. Eşkiyalık artar.

http://i1.imgiz.com/rshots/8987/celali-isyanlari_8987581-0686_640x360.jpg

Bu sırada bazı Türkmen(alevi) gruplarda, sünni devlet politikasına karşı olarak isyanlara katılır. İsyanlar öylesine büyür ki; devlet önlemleri yetersiz kalınca, köylülere silahlanma ve kendilerini koruma çağrısında bulunur. Köylüler de kendi silahlı gruplarını oluşturur. Ancak bu gruplar ve başlarından bulunan yiğitbaşıları da zamanla köyleri soymaya ve eşkiyalık yapmaya başlar. Bir kaos ortamı söz konusudur.

Sonuç olarak, köylüler büyük kasabaları terk ederek, eşkiyaların ve devletin (çünkü eşkiya gruplarının çoğu aynı zamanda devlet içinde yer alanlar) ulaşamayacağı, dağlık bölgelere, en fazla 10-15 hanelik köyler kurmaya başlar.

"Büyük kaçgun" olarak adlandırılan bu kaçış, Osmanlı'da sağlanmış düzgün yapılaşmayı yok etmiş, sosyal ve ekonomik yaşamı bozarak bizlere geri kalmış bir Anadolu Coğrafyası bırakmıştır. Pek çok masum köylü öldürülmüş, Anadolu'nun sosyal yapısı değişmiştir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Guzel yazi
fakat isin cok ilginc bir yani, avrupalilar 15. yuzyilda haril haril sagi solu kesfederken osmanlinin mal mal durmasi.

arkadas hic mi bi bakmazsin bu herifler ne yapiyor diye, o zamanlar zenginsin filon var gemin var denizin var acil sende.

kolomb'un bahamalari 3 gemicik ile kesfettigini varsayarsak osmanli haydi haydi kesfederdi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

senko said:

Guzel yazi
fakat isin cok ilginc bir yani, avrupalilar 15. yuzyilda haril haril sagi solu kesfederken osmanlinin mal mal durmasi.

arkadas hic mi bi bakmazsin bu herifler ne yapiyor diye, o zamanlar zenginsin filon var gemin var denizin var acil sende.

kolomb'un bahamalari 3 gemicik ile kesfettigini varsayarsak osmanli haydi haydi kesfederdi.


Ben de bu konuyu çok merak ediyorum. Bilen varsa yazabilirse sevinirim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben tamamen sallamasyon yazıyorum tabi de, portekiz avrupa'nın bir ucu, hakeza ispanya. Osmanlı dediğin hadi en ucu hırvatska olsun yani korsanlarla dolu, düşman donanmalarla dolu akdenizi geçecek ve üstüne sefere açılacak. sıkıntılardan en büyüğü budur sanırsam.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

o zamanlar denizlerin o taraflari da sakin degilki
avrupa da butun bir baris vardi da herkes kesiflere yonelmisti gibi bir durum yok.

benim gorusum, (hicbi akademik dayanagi yok tabii) kafalardaki mindset'te bitiyor.

bazi tarihciler ronesans tek bir cumle ile basladi derler "ego non cognosco" yani bilmiyorum.
ama 15.yuzyilin osmanlisinda bu mindset yoktu, bilim bir sekilde vardi, gorece sinirli olarak, ama o zamanlarin avrupa meraki yoktu adamlarda. Belki de herseyi biliyoruz kafasindalardi, bilmiyorsakta allah bilmemize gerek duymamistir zihni...

zaten 15.yuzyil 16,yy haritalarina bakin, cincilerin, osmanlilarin dunya haritalarinda hic bos yer yok, tum dunyani kesfettik kafasi var, ispanyollarda, hollandalilarda da tam tersi, bos bos haritalar, bu kafa yapisi ister istemez meraki da o da kesifleri de beraberinde getirdi bence.

ha ama kesifler basladiktan sonra osmanlinin bu duruma direnmesi o konuda benim de cevabim yok. Kesifler sende start vermeyebilir ama her devlet saga sola gemi gonderirken sen de gonder,
hayvan gibi imparatorluk o donemde zaten, sistemli bir somurgecilik yapilcaksa on numara yapardi bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sebebi aslında hep coğrafya.

Merkantilizm döneminde avrupalılar değerli madenleri sınırları içerisine toplayarak zenginleşildiğini düşünüp, dışardan maden/değerli şeyleri nasıl getiririz ona kafa yormuş. Eh Bi tarafta açık deniz diğer tarafta güçlü komşular. Gemi icat edip uzaklara gitme yarışı başlatmışlar.

Osmanlı coğrafyasında ise sınırlarından itibaren adamlar genişleyerek (aka fetih) yeni toprakları vergiye bağlayıp hükümdarlığına hükümdarlık katıyor. Akdeniz, karadeniz hep iç deniz zaten. Öyle okyanus aşam da yeni toprak bulup sömüreyim kafalarına gereksinim hissetmemişler.


Elin ingilizi, hollandalısı üçyüz beşyüz km atlı toplu geçip mısırı alayım keyfime bakayım diyemiyor, ikinci adımında denize batıyor adamlar

İspanya portekiz tarafı desen az kıpırdasalar koskoca fransa ve diğer kıta avrupası var zaten

Birbirleriyle savaşmayıp uzağa işeme yarışına başlıyorlar.

Bu tarafta fetih/vergi keyfinden sıra gelmiyor her şey kaçıyo sonra
Ha iberyadakilerde biriktirdikleri değerli madenleri kullanamayınca onlar da kaçırıyor yeni dünya düzenini
Ada ile kıta avrupası o arada kısıtlarından ötürü ticarete keşiflere kafa yorup en son turnayı gözünden vuruyor falan.

Daha kabaca özet geçilemezdi sanırım
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Osmanli gemi gonderiyor zaten ama su sekilde gonderiyor: Okyanusu asabilecek Avrupali denizciler ve gemiler satin alip, bunlari rakiplerinin var olan kolonilerini yagmalamasi icin kullaniyor. Girisimciligin var olmamasi sebebiyle cografi kesif, tekonolojik atilim baslatamadiklari gibi bunlar basladiktan sonra da yine insiyatifin Avrupalilar'da olmasina musade edip, bunun artik degerlerinden nemalanmayi secmisler. Yoksa Osmanli'ya bagli korsanlarin Karayipler'i, Amerika'nin dogu sahillerini, Izlanda'yi yagmalamisligi var.

Osmanli'nin sorunu; Osmanli'nin cografi kesif yapabilmesi icin padisahin boyle bir projeyle cikip, sectigi gemici ve askerleri kendi dusundugu bolgeye gondermesi ve devaminda da bu isi surekli yonetmesi gerekiyor. O zamana kadar ticaret kendi elinde oldugu icin zaten yeni bir cozum aramasi gerekmemis, normalde de kendi projesiyle cikip gelebilecek, kendi sermayesiyle gemi, parali asker tutacak bir tuccar da yok zaten ulkede zira sermaye sadece padisahta toplaniyor, padisahtan daha zengin bir kurum yok. Kurum diye birsey de yok zaten; sirketcilik yok, bankacilik yok. Insanlar zenginlesemedikleri gibi zengin olduklarinda yaratabilecekleri bir fark da yok zaten.

Tum guc, tum insiyatif hukumdarda toplandigi icin ve bir dogu toplumu olarak bugun bile biz de bunu kaniksadigimiz icin "Osmanli niye cografi kesif yapmamis" diye soruyoruz, padisahlar neden bunun kararini vermemis diye soruyoruz. Halbuki sikintinin en buyugu; padisahin ulkedeki tek karar alici olmasi ve iscileri mouse ile secip odun toplamaya ormana, tas toplamaya ocaga gondermek suretiyle ulkeyi RTS gibi yonetmesi ve atilimi kendisi yapmadigi muddet hicbir atilim gerceklesmeyecegi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

senko said:

Guzel yazi
fakat isin cok ilginc bir yani, avrupalilar 15. yuzyilda haril haril sagi solu kesfederken osmanlinin mal mal durmasi.

arkadas hic mi bi bakmazsin bu herifler ne yapiyor diye, o zamanlar zenginsin filon var gemin var denizin var acil sende.

kolomb'un bahamalari 3 gemicik ile kesfettigini varsayarsak osmanli haydi haydi kesfederdi.


cunku padisahlar aptal ve musluman =<
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu arada Murray'in de emegine saglik.

Turk milliyetciliginin ortaya cikisindan once Anadolu halki gozunde Osmanli'nin, devletin ne ifade ettiginin anlasilmasi icin Celali Isyanlari'nin buyuk onem tasidigini dusunuyorum. Bugun Osmanli torunu oldugunu soyleyen pleblerin o gunku atalari kuvvetle muhtemel Osmanli hakkinda bambaski seyler soyluyordu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Giovanni said:

senko said:

Guzel yazi
fakat isin cok ilginc bir yani, avrupalilar 15. yuzyilda haril haril sagi solu kesfederken osmanlinin mal mal durmasi.

arkadas hic mi bi bakmazsin bu herifler ne yapiyor diye, o zamanlar zenginsin filon var gemin var denizin var acil sende.

kolomb'un bahamalari 3 gemicik ile kesfettigini varsayarsak osmanli haydi haydi kesfederdi.


Ben de bu konuyu çok merak ediyorum. Bilen varsa yazabilirse sevinirim.


açık denizlere ulaşımı olmadan nereyi keşfetsin adamlar?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Giovanni said:

senko said:

Guzel yazi
fakat isin cok ilginc bir yani, avrupalilar 15. yuzyilda haril haril sagi solu kesfederken osmanlinin mal mal durmasi.

arkadas hic mi bi bakmazsin bu herifler ne yapiyor diye, o zamanlar zenginsin filon var gemin var denizin var acil sende.

kolomb'un bahamalari 3 gemicik ile kesfettigini varsayarsak osmanli haydi haydi kesfederdi.


Ben de bu konuyu çok merak ediyorum. Bilen varsa yazabilirse sevinirim.


Biraz piramit olacak ama ben açıklamaya çalışayım. Bizim yaptığımız en büyük hata geriye tarih okuması yapmak. Yani 2016'dan geriye 15.yy'ı okumak kolay bir hadise değil. Avrupalılar coğrafi keşiflerle meşgul, zenginleşiyorlar, yüksek rönesans yaşanıyor, Osmanlı niye yerinde sayıyor ? Çünkü Osmanlı hanedanlık ailesi ve osmanlı toplumu böyle bir ihtiyaç hissetmiyor. Avrupa'nın bu konuda gelişim göstermesinin sebebi sıkışmışlık.

Osmanlı'nın toprak genişliği, egemenlik sahası, gücü ve kudreti ortada. Ayrıca mutlak monarşi'nin getirdiği yozlaşma ve dinin (gazaliciliğin) getirdiği nihilist anlayış (merakı yok eden) üstüne tuz biber ekiyor. O dönem müslümanların yaşayışlarını seyyahlardan okuyorum, ağlarsınız hallerine. Yoğun bir kadercilik, meraksızlık, kabullenmişlik. Avrupa'dan sürekli seyyahlar geliyor, merak ediyor herifler. Nasıl yaşıyorlar, ne yapıyorlar, ne yiyip-ne içiyorlar. Bizimkiler her zamanki gibi rahat ve gevşekler. Şehirlerde Hanımlar çarşaflı, beyler cami-ev-iş arası gidip geliyor, günün çoğunu uyuyarak geçiriyorlar namaz vakitlerini mutlaka kaçırmıyorlar.

Sonuç olarak Büyük mülkler ve ticaret hayatının kontrolü tamamen gayri müslimlerin elinde. En güzel evler ve konaklar bu insanlarda, bizimkiler derme-çatma evlerde sersefil yaşıyorlar.

Bürokraside yükselen, iyi mevkilere gelenlerde öncelikle bir cami,imarethane, külliye, hamam gibi yapılar yaptırarak toplum içinde prestijli bir konum yakalamayı hedefliyor.

Mesela Osmanlı kara ordusu ile ilerliyor, bu sırada venedikliler, cenevizliler Osmanlı kıyılarına saldırıyor, Osmanlı çaresiz, Padişah emir salıyor, böyle bir yiğit denizci varmış, çağırın, Hızır paşa'nın canına minnet, hem Osmanlı Padişah'ın emri altında olacak (legal denizcilik) hem elinin altına devasa bir filo ve kaynak verilecek hemde Kaptan-ı Derya olacak. Yemede yanında yat. Korsanlığın zorlu koşullarından sonra böylesi. Bu adam keşif yapar mı ? yapmaz.

Gelelim Avrupa'da kaşiflere örneğin Christopher Columbus, 1. dünya'ya geldiği yer Ceneviz, yani tüccarlık ve denizcilik kültürünün egemen olduğu bir yer. 2. Rönesans'ın başladığı merkezlere çok yakın ve bu yeni bilgi akışından etkileniyor, ufku genişliyor. 3. Bu adamlar asgari ölçüde bankacılık ve sigortacılık biliyor, gidiyor İspanya tacından sponsorluk istiyor ve veriliyor. Eh haliyle macerayı göze alıyor çünkü biliyor ve inanıyor.

Gelelim Portekizli kaşiflere. Neden Portekiz ? Arkasında İspanya gibi bir dev var, bu ülke ile mi savaşacak ? Portekiz monarşisinin tek çıkar yolu deniz ve ticaret.

https://en.wikipedia.org/wiki/Henry_the_Navigator

Mesela buyrun bir Portekiz prensi, yaptığı işlere bakın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sanssizsansli said:

sanki okyanusa açılcaz biz elleşmeyin dese herkes karşı mı çıkacaktı o zamanki süper güce.
işlerine gelmemiş işte açık denize kıyı mıyı hikaye.


kim "he gel geç" diyecekti ki? denizlerde olağan bir sefer süresi o yıllarda ancak 4 ay, 5 ay bile büyük risk. o riski alıp fırtınada ortadan yok olan filolar var. 4 aylık sürenin yarısında anadolu'dan açılan bir filo ancak ispanya kıyılarına varabiliyor. ya orada müstahkem bir mevki tutacak ya da geri dönecek kalan sürede. donanma ile mevki tutsan bile düşmanla çevrilisin ve karadan gelecek müdahalelere açıksın her türlü. bu şartlarda cebelitarık boğazından gel geç demiyor haliyle kimse.

kızıldeniz üzerinden açık denizlere çıkma çabası oluyor osmanlı'nın; ama yemen civarları etrafı çöllerle çevrili, sosyal ve siyasi açıdan çok dengesiz yerler. donanma için ahşap suriye'den gelecek, portekizlilerle ve destekçisi yerel halkla mücadele ederken donanma yapacaksın, denize açılacaksın, bu donanmanın ikmal sorunlarını halledeceksin vs yemiyor haliyle. zaten suark'ın dediği gibi açık denizlere uygun gemi dizaynları ve gemicilik teknikleri konusunda doğal olarak portekize, ispanyaya, ingiltereye göre geride osmanlı. kültür mü dersin, bilgi birikimi mi dersin yani venedik, ceneviz gibi denizci milletler bile artık bu dönemde denizcilikteki gelişmelere ayak uyduramıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yok lan öyle bişe sdfsd

baya baya kapışıyorlar portekizlilerle işte 100 sene. öyle donanmayı gönderdik okyanusa 10 dakika sonra battılar gibi bir durum yok ama dezavantajlı osmanlı tabii.

bir de bugün bile denizde fırtınaya yakalanmak çok korkunç birşey. meteoroloji gelişmiş diye ya rota değiştiriyor gemiler ya yakında bir limana çekiyorlar gemiyi vs. öyle " benim gemim yüksek alaşımlı çeliktendir, fırtınaya dalarım" yok. o yılların teknolojisiyle bir noktada aslında kumar denizcilik.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bak vikidede kyomuslar
adi tufani filmis

https://tr.wikipedia.org/wiki/Hint_deniz_seferleri
abi hic harita know how almamis ki herifler

dlei petro bile gidio hollandada 4 sene kalio tersanaede gemi yapmayi ogrenio manyak

https://en.wikipedia.org/wiki/Seydi_Ali_Reis
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

osmanlı niye coğrafi keşif yapmadı denmişte niye yapsın anlamadım ben? coğrafi keşiflerin amacı hindistana osmanlıyı bypass edip yol açmak ve osmanlının ticaret hegemonyasını kırmak en başta zaten.

gidip aztekleri,inkaları kesip altınlarını gümüşünü alıp kolonileşen ülke 50 yılda 3 kere mi ne iflas ediyor enflasyon yüzünden.asıl turnayı gözünden vuran hindistana çöken ingilizler ile baharat adalarına çöken hollandalılar oluyor.çünkü ticaret geliri en yüksek ürünler ve zenginlik orda.

hem babürlerle hemde aceh(endonezya)sultanlığı ile temasta bu sırada osmanlı.ancak hint okyanusunda portekiz ile mücadele edebilicek bir donanma kurulamaması büyük bi sorun.iç denize uygun donanması osmanlının.100 yıllardır okyanusta gemi yüzdüren bir ülke değil batı avrupa ülkeleri gibi.denizcilik kültürü yok ne bi portekiz nede bi ingiltere gibi.

hint okyanusunun kontrolü gidince o çok önemli blok gibi duran coğrafi konumu,avrupa-asya arasındaki ticaret hegemonyası kaybolunca fakirleşiyor ülke.her imparatorlukta olduğu gibide fakirleşen imparatorluk yozlaşıyor ayakta durabilmek için.osmanlının çöküşünü tamamen ticarete bağlamak nekadar doğru bilmem ama büyük bi payı olduğunu düşünüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...