Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İşyerinde Motivasyon Kaybı


boztu

Öne çıkan mesajlar

tambjk said:

patron; sömürsün, hakkını vermesin, mobing yapsın, ezsin, hor görsün, aşağılasın, posta koysun, rüşvet versin, rüşvet yesin, vergi kaçırsın, zam yapmasın, mesai yaptırıp ücretini vermesin, sigortanı asgariden yapsın vb...


Kardeş halk gerizekalı, din iman diyorsun her şartı kabul ediyor. Sana ne onun aşağılanmasından hor görülmesinden. Çalışsınlar işte asgariye sen de takır takır yap karını geç.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

elmayla armutu karıştırıp örnek vermişsin,

anlatamıyorum sanırım ya da anlamak istemiyorsun !

adam da para kazanmak istiyor, sınıf bilinci mlsf para kazandırmıyor keşke dediğin gibi herkes google'da çalışır gibi çalışsa ama günümüz şartlarında bu tür patronlar var ve sen bunun bilincinde olarak "mecburiyet" adı altında çalışmaya devam ediyorsan bu senin yetersizliğindir diyorum. kendini geliştir adamı basamak olarak kullan, daha iyi şartları bulunca çık git başka yere gir.

anneye anlatır gibi anlattım.

tambjk said:

İşte sınıf ve toplum bilinci olmayan tipik bir "göbeğini kaşıyan adam" örneği.

Benim çalıştığım işyerinin şartları çok iyi fakat benim bu kötü şartlarda çalışmıyor oluşum, çalışan ve çalışmak mecburiyetinde olanlar için tepkisiz kalmama neden olmamalı, aksi çok bencilce bir davranış olurdu.

Bu zihniyetin diğer örnekleri; gece yolda evine giderken tecavüze uğrayan kadına, "gece o vakitte ne işin vardı sokakta" şeklinde suçlamada bulunanlardır, yakın akrabalardır bu zihniyetler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

axedice said:

tambjk said:

patron; sömürsün, hakkını vermesin, mobing yapsın, ezsin, hor görsün, aşağılasın, posta koysun, rüşvet versin, rüşvet yesin, vergi kaçırsın, zam yapmasın, mesai yaptırıp ücretini vermesin, sigortanı asgariden yapsın vb...


Kardeş halk gerizekalı, din iman diyorsun her şartı kabul ediyor. Sana ne onun aşağılanmasından hor görülmesinden. Çalışsınlar işte asgariye sen de takır takır yap karını geç.


Toplumun büyük kesiminin aptal olduğu konusunda hem fikiriz, ama işte bu vahşi kapitalist sömürgecilerin de dayanağı da bu. biz onları aptallıkları ile başbaşa bırakır, amaaaan bane ne der isek, aydınlanma yolunda bir ışık tutmaz isek daha çok ağlaşırız bu toplum da çok aptal diye. Biz onları terk ettikçe, sınıf bilinci aşılamadıkça, onlar din iman sömürüsüne kurban gidip cellatlarının satırını yalamaya devam ederler. Ucu eninde sonunda bize de dokunuyor, bananesi yok bu işin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Zikko said:

elmayla armutu karıştırıp örnek vermişsin,

anlatamıyorum sanırım ya da anlamak istemiyorsun !

adam da para kazanmak istiyor, sınıf bilinci mlsf para kazandırmıyor keşke dediğin gibi herkes google'da çalışır gibi çalışsa ama günümüz şartlarında bu tür patronlar var ve sen bunun bilincinde olarak "mecburiyet" adı altında çalışmaya devam ediyorsan bu senin yetersizliğindir diyorum. kendini geliştir adamı basamak olarak kullan, daha iyi şartları bulunca çık git başka yere gir.

anneye anlatır gibi anlattım.

tambjk said:

İşte sınıf ve toplum bilinci olmayan tipik bir "göbeğini kaşıyan adam" örneği.

Benim çalıştığım işyerinin şartları çok iyi fakat benim bu kötü şartlarda çalışmıyor oluşum, çalışan ve çalışmak mecburiyetinde olanlar için tepkisiz kalmama neden olmamalı, aksi çok bencilce bir davranış olurdu.

Bu zihniyetin diğer örnekleri; gece yolda evine giderken tecavüze uğrayan kadına, "gece o vakitte ne işin vardı sokakta" şeklinde suçlamada bulunanlardır, yakın akrabalardır bu zihniyetler.


Anlıyorum seni ama senin anlamadığın şey söylediklerinin, bilinçsizliğinin dışa vurumu olduğu, senin için gerçekten üzülüyorum.

Ben bilmiyormuyum sanıyorsun basamak olarak kullanmayı, yükselmeyi, dereyi geçene kadar ayıya dayı demeyi vs. Ama bu düzen çarpık ve yozlaşmış bir düzen, benim patrona rest çekip, kafama estiğim gibi çalışıp yaşama gücüm var ama bu gücü ve yetkinliği olmayanları, patronların insafına terk etmek çok acımasızca.

Sorun bu insanların güçsüzlüğü yada yetkin olmayışı değil, bu sistemin özelliği elek misali sadece sınırlı sayıda kişiye bu gücü ve yetkinliği bahşetmesidir. Senin benim alametifarikamızla alakası yok yani. Sermaye sahiplerinin güçlerine güç katıp, toplumları yönetmeleri üzerine kurdukları bir sistem. Patron bir havuç koyar, yüzlerce kişi o havuç için mücadele eder, birbirlerini ezme uğruna, bu yolda herşeyi mübah göre göre yozlaşa yozlaşa, ahlaksızlıkta sınır tanımayarak, sonra aralarından biri havuzu kapar ve kazandığı imtiyaz ve güç ile diğerlerine başlar posta koymaya(kibar feyzo-ilyas salman), "çalış seninde olur, beğenmiyorsan git" vs. Bu imtiyazlı pozisyonun, birgün onların da o mertebeye yükselmeleri için umut olması beklenir ve bu şekilde bir motivasyon sağlanmaya çalışılır. Medya da buna hizmet eder, beyinler yıkanır, ilizyon pazarlanır toplumlara.

Sonrada işte birileri ağlaşır durur, ne bktan ülkeyiz biz kaçıp kanada ya mı yerleşsek yoksa kamboçyaya mı diye.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Black-ice said:

önüne gelene profosyonellik muhabbeti yapmak bana boş geliyor.

hayatı iş olmuş, iyi para kazanıp harcamaya haftada 3 saati falan olan insan lafları hep bunlar.

zaten bir hırsın varsa, profosyonel olmak istiyorsan bambaşka biri olur hayatını ona göre düzenler bu topiği açmaya ihtiyaç duymazdın.

kapitalizm cart curt geyiğine girmeyeceğim de dünyadaki herkese işinde muhteşem yerlere gelmesi gereken insan muamelesi yapılmasını anlamsız buluyorum.

üç ay diyorsun sanki üç yıl. nedir abi. takıl üç ay sonra fistanın dediği gibi bas git kafanı dinle. belki geçicek bile.


Konudan bağımsız olarak şu mesaj da dikkatimi çekti. Hayatın iş olması, öyle gezmeye anca haftada 3 saat vakit bulabilmek, sürekli mesaiye kalmak da profesyönellik değil yalnız. Profesyönellik işle özel hayatı ayırmakla oluyor. Yaptığın iş (tanımı gereği böyle olan çok spesifik bir iki iş dışında) kendine özel zamanına tecavüz ediyorsa o da profesyönellik değil. Türkiye'de bu ne kadar mümkün sanki diye soracak olursanız zaten o yüzden profesyönel şirket de bi elin parmaklarını geçmiyor diyoruz. Özel hayatını ve özel hayatındaki iniş çıkışları işe yansıtmayacan, aynı şekilde işin de özel hayatını esir almayacak. Ha yeri gelir az bi mesaiye kalırsın sıkışık durumda geçici süreli. Yeri gelir acil ararlar cevap verirsin. Ama bu durum düzenliyse ya çalıştığın yer profesyönel değil, ya sen değilsin.

Ha, "bana ne lan, ben profesyönel olmak istemiyom ki zaten, hem böyle daha hızlı yükselirim" dersen ona da eyvallah, o da bi yöntem.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gelişme olayı çok tatava yalnız, baya baya fishbait. Yeni mezun kandırıyorlar öyle sdsfs.
SEN GİR 3 AY SORA ZAM YAPARIZ

Gelişme falan değil hocam, karın doyurmak ve gelecegı garantı altına almak için çalışıyoruz. ( böle hayatını adayıp tek bir amaca yönelmişleri tenzih ediyorum, black iceın kastettiğini yani )
çalışansan eğer, extreme maaşlar almıyorsan yapman gereken şey
- zihnen egonu ve kendini tatmin edeceke bir iş seçmen.
- iş arkadaşlarınla iyi vakit geçirmen çünkü çoluugndan cocugundan fazla görücen
- iş olmadığında hiç , iş yerinde asgari stres.

bunlar zaten çalışan olmanın benefitleri. Bunlar yoksa, patron olmanın eksilerini taşıyorsan gaçıcan ordna hemen.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rewendor said:

Black-ice said:

önüne gelene profosyonellik muhabbeti yapmak bana boş geliyor.

hayatı iş olmuş, iyi para kazanıp harcamaya haftada 3 saati falan olan insan lafları hep bunlar.

zaten bir hırsın varsa, profosyonel olmak istiyorsan bambaşka biri olur hayatını ona göre düzenler bu topiği açmaya ihtiyaç duymazdın.

kapitalizm cart curt geyiğine girmeyeceğim de dünyadaki herkese işinde muhteşem yerlere gelmesi gereken insan muamelesi yapılmasını anlamsız buluyorum.

üç ay diyorsun sanki üç yıl. nedir abi. takıl üç ay sonra fistanın dediği gibi bas git kafanı dinle. belki geçicek bile.


Konudan bağımsız olarak şu mesaj da dikkatimi çekti. Hayatın iş olması, öyle gezmeye anca haftada 3 saat vakit bulabilmek, sürekli mesaiye kalmak da profesyönellik değil yalnız. Profesyönellik işle özel hayatı ayırmakla oluyor. Yaptığın iş (tanımı gereği böyle olan çok spesifik bir iki iş dışında) kendine özel zamanına tecavüz ediyorsa o da profesyönellik değil. Türkiye'de bu ne kadar mümkün sanki diye soracak olursanız zaten o yüzden profesyönel şirket de bi elin parmaklarını geçmiyor diyoruz. Özel hayatını ve özel hayatındaki iniş çıkışları işe yansıtmayacan, aynı şekilde işin de özel hayatını esir almayacak. Ha yeri gelir az bi mesaiye kalırsın sıkışık durumda geçici süreli. Yeri gelir acil ararlar cevap verirsin. Ama bu durum düzenliyse ya çalıştığın yer profesyönel değil, ya sen değilsin.

Ha, "bana ne lan, ben profesyönel olmak istemiyom ki zaten, hem böyle daha hızlı yükselirim" dersen ona da eyvallah, o da bi yöntem.


Benim de şu dikkatimi çekti; ikiniz de profesyonel yazmasını bilmiyorsunuz :).
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Telefon klavyesi yanılttı yazarken, çok da dikkat etmedim.

Öte yandan gelişme olayı aslında tatava değil, yeni mezunla üç senelik adamın mail yazışı bile çok farkediyor. Gelişim sadece teknik altyapı değil, toplantıda oturuş, özgüvenli duruş, konuşma, iletişim, hepsi farkediyor. Kimisi daha girişken olup bunu üniversitede bir şekilde almış oluyor ama çoğunluk için bu durum geçerli.

Ha, eğitimmiş, gelişmeymiş bunlar yine büyük oranda işverene yarayacak şeyler tabii. Sopanın ucundaki havuç olarak kullanılmasına karşıyım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...