Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Tekrar kullanılabilir roketler Spacex


akirafes

Öne çıkan mesajlar

Uzaya gönderilen roketlerin yeniden kullanılabilmesi için dünyaya geri indirme çalışmalarını uzun süredir geliştiren Space X ilk uzay dışından gelen roketi başarılı bir şekilde dünyaya indirdi. Adeta uzay yolculuklarında bir devrim diyebileceğimiz bu gelişmede artık yenilenebilir roketler kullanılarak daha düşük maliyetlerde yolculuklar yapılabilecek.

Falcon 9, taşıdığı 11 küçük uyduyu yörüngeye yerleştirdikten sonra Dünya'ya başarıyla döndü.

Kaynak
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

daha yolcu tasıcmak icin baya erken, cok daha düşük tonajlı seyler tasıyabiliyolar. Uzaya insan cıkarmak hala baya bi ağırlık.
bide low orbitten recovery yaptılar bu sefer (en azından plan öleydi en son okduğumda deiştimi bilmiyom)

recovery olmasa bile su anda ISS'ı malzeme tasıyan en verimli roket bu zaten.

yapsınlar yapsınalar öle böle işe yarar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

daha önce bilmem kaç kilometre yükselip tekrar inen roketler vardı ama burada fark uzaya çıkmış olması.

zira kalkış ve inişler inanılmaz fazla yakıt istiyor. e yörüngede kalmak için de yüksek bi hızla giderek yakıt kullanması gerekiyor. o yüzden yörüngeye çıkan roketler için inişte yakıt kullanma olayı sıkıntıydı bunu aşmış oldular.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ekşiyi okurken şuna denk geldim, resmen sosyal deney gibi ibretlik bir durum olmuş, tipik köylü kafası...

said:
başarısını çoşkuyla karşılayan bilim adamlarını görünce duygulandığım roket. bunu beraber çalıştığım bir iş arkadaşımla da paylaşmak istedim. o da izledi iniş anını falan, sonra ee ne oldu, niye seviniyor bu insanlar falan dedi.

normal bir soru haliyle. ben de fizik uzmanı falan değilim, sadece çok zor bir işin başarıldığını ve insanlığın ilerisi için belki de bir adım olduğunun biliyorum. karşımdaki bunun farkında olmayabilir ilgisi olmadığı için. bu düşüncelerimi aynen aktardım, karşılığında aldığım cevap ortadoğuda yaşadığımı hatırlatan bir tokat oldu adeta:

"ya ne olacak işte roketin arkasını ayarlamışlar, yere yaklaştığında yavaşlatıyor kendini."

bunu o kadar normal bir şeymiş gibi söyledi ki kanım dondu şerefsizim. arkasından da bir sürü uçak inip-kalkıyor her gün diye de ekledi. itiraz eder gibi oldum. amerikalılar her şeyin reklamını yaparlar böyle, sana 1'i 5 gösterirler şeklinde aldım yanıtımı bu sefer.

hayır tamam ben de atom parçalayan bir insan olmayabilirim, zaten işim değil ama bu düşünce yapısı nasıl oluşur bir insanın beyninde aklım almıyor kesinlikle. bulabildiğim tek cevap ise şuhttps://www.youtube.com/watch?v=Sn7pNTsY5iY

https://eksisozluk.com/entry/57152597
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ağzına bi cisimle vurup sonra da ilişiğini kes. gerçi onun da suçu değil anasını satim, ülke olarak uzay çağına o kadar uzağız ki, baya cahillikten kırılıyoruz yani. herkesin düşünecek fazlasıyla derdi var, bi de oturup yıldızları mı düşünecekler. anca işte kız tavlama muhabbetine 3-5 yukarı bakar bizim millet o kadar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anhora said:

Feamer said:

ekşiyi okurken şuna denk geldim, resmen sosyal deney gibi ibretlik bir durum olmuş, tipik köylü kafası...


"Köylü milletin efendisidir."
Mustafa Kemâl ATATÜRK

Kasabalı kafasıdır o.


daha ziyade gelecek için heyecan duymayan insan kafası ve/veya gündelik yaşayan tip insan...

misal toprağı olmayan köylü(tam tanım olmuyor bu, daha doğru olarak serf, maraba falan) gündelik yaşar, umutları, planları, hayalleri ona göredir.

bizim ülkede şehirlerde "köylü" diye sınıflandırdığımız, insanların %70-80 bu tarza fikir ve yaşayış yapısına sahip insanlar.

toprak sahibi köylü ise sezonluk yaşar, tarlasının, ekinin peşinden...

ama insanları doğup büyüdükleri toplulukların yaşayış tarzlarına göre genellemek de doğru olmaz, tarihte örnekleri bulunabileceği gibi, doğru imkanlar ve ortam oluştuğunda bir serfin çocuğu bile büyük girişimcilik faaliyetlerine imza atabilmiştir.

yani, içinde bulunan topluluğun yapısının bizatihi bireylerin genelinin düşünce yapısını oluşturduğunu söyleyemeyiz ama bireyler üzerinde kısıtlayıcı olduğunu iddia edebiliriz.

hal böyle olunca bizim "serf"lerimizin bu gibi kısıtlayıcı ortamdan kurtulma fırsatı yakaladıkları zamanlar cumhuriyet ile geldi, 40 yıllar ile gelişme sağladı diyebiliriz.

şimdi yeri değil ama bu pencereden bakınca bazı "özgürlük -dinde dahil-" hareketlerinin bazı nedenlerinde ulaşılabilir.

serflerin dışında kalan köylüler ise gerekli iktisadi ve fikri yapıları oluştuğunda zaten önlerinde bir engelde olmadığı için kasabalı olabilmişlerdir, bu da orta vade bir gelecek planlaması yapılması demek oluyor ama burada konuştuğumuz işler için ne kadar vizyon sağlar, bence sağlamaz.

şehirleşme ise bildiğiniz gibi sanayi ve ticaret ile gelişmeye başlamış bir kavram olarak bizim topraklarda ivme kazanması daha doğrusu başlatılması 1930 lara denk geliyor, ki buda günümüze kadar 2-3 nesil demek oluyor...

ama burada bir handikap oluşuyor, kağıt üzerinde şehirleşmiş "serf" ve "kasabalı" özünde şehirleşmeden fikir yapısını koruya biliyor. özelikle bizim gibi gerekli her türlü alt yapısı oluşmamış şehirle de, hiçbir kısıtlamaya dahil edilmeden "şehirleşen" kitlelerde. kıyafet olarak şehirleşmiş olsa bile fikren içinden çıktığı kitlenin özeliklerini taşımaya devam ediyor, içine girdiği şehir ve toplumda bunu kıracak bir kültür oluşturamadığından veya ulaştıramadığından önüne de geçilemiyor.

bu bağlamda köylü milletin efendisidir, çünkü millet köylünün içinden çıkar, burada köylü kavramın, serf kavramından ayrı değerlendirilmesi gerektiği düşünüyorum.

özetle anlatmak istediklerimin anlaşıldığını umarak, ilk alıntıdaki hikayeye dönersek, iki iş(?) arkadaşından duyarsız olanı için türlü bahaneler üretilebilir lakin, diğer heyecanlı arkadaşı ile aynı ortamı paylaşıyor olmalarından yola çıkarak iddia edebiliriz ki, ikisi de benzer yaşam standardına sahiptir. hal böyle olunca duyarsız arkadaşın, kendince bir çok bahane ile sergilediği vizyonsuz duyarsızlığın temelinde gündelik genel geçer dürtüler yatıyor olduğunu düşünüyor ve iddia ediyorum, ve iddia ediyorum ki, bu arkadaş, roketleri geri yere indirme hayali ile para harcayan(ve daha fazla para kazanmayı hedefleyen) kişinin yerinde olsa, yani bütün gündelik bahanelerinden sıyrılmış olasa dahi, bırakın bu vizyonu göstermeyi, aynı tepkileri verecektir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Köylü dersen, amerikada makineli tarım yapan adam da bir bakıma köylü kavramının içine giriyor. Çiftçi olsa da. Kasaba/Kıraathane kültürü aslında kastedilen. Atatürk; Köylü milletin efendisidir derken çalışmadan yan gelip yatanları kastetmemiştir eminim ki.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...