Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türk kimliği


Feamer

Öne çıkan mesajlar

hala senin desteksiz iddian diyor, çok enteresan...

değişik bir kafa yapısı, her zaman aynı şey, ansiklopedik bilgi paylaşıyorsun, atıflı matıflı, dip notlu, senin iddian diyor, internet sitesinden haber alıntılıyorsun senin iddian diyor... 

Feamer tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

18 dakika önce, Feamer dedi ki:

hala senin desteksiz iddian diyor, çok enteresan...

değişik bir kafa yapısı, her zaman aynı şey, ansiklopedik bilgi paylaşıyorsun, atıflı matıflı, dip notlu, senin iddian diyor, internet sitesinden haber alıntılıyorsun senin iddian diyor... 

Bak ustune mesajlar atildiktan sonra gidiyor ninja editler sikistiriyor araya hala.

Ne ansiklopedik bilgi paylastin, ne atif yaptin, dipnot var diyorsun tartisma olgunlasana kadar kendin gormedigin bir dipnot var ortada yazida da adam gibi deginilmemis zaten. Sayfalarca savundun hatta neden kaynak vermek zorunda degil adam diye. Meselenin cikis noktasi burasi zaten, bunu sen de biliyorsun ama kendini kandiriyorsun burada iste. Neden senin iddian, boyle avukatlik yapiyorsun cunku. Arka cikiyorsun, onu savunmak adina karsidakine saldiriyorsun. Sen boyle kefil oluyorsan bunu sahipleniyorsun demektir.

Nigger_of_the_sand tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

senin tartışma tarafı olarak yükümlülüğün iddiayı çürütmek adına kanıt sunman. "bana ne, bana öyle gelmiyor, bence saçma, ispatla hadi!" diye bir tartışma kültürü yok, son 15 senede türeyen bir kafa yapısı bu...

  

neyse konuya dönerek son olarak şunları yazayım da, bir nigger klasiği olan "kendi kendini besleyen amaçsız döngüler" silsilesinden kurtulalım.

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/907425

buradan altını çizme babında bazı notlarda aldım okurken, öncelikle bu bulgu makaleyi yazanlar açısından neden önemli görülmüş

Alıntı

Anadolu’nun çeşitli yerlerinde insan şekilli taş heykel ya da balballara rastlanmasına rağmen; bunlar genelde taşa kazınarak yapılmışlardır. Ancak tespit ettiğimiz taş heykel form itibari ile Orta Asya örneklerine çok benzemektedir. Bunun yanında bulgumuzu istisnai hale getiren başka bir özellik de Kuzeybatı Anadolu’da bu konudaki ilk bulgu olmasıdır. 

her hangi bir açıklamaya gerek yok sanırım?

Alıntı

Türkler ölenin yerinin belli olması için kurgan inşa ederlerdi. Bunun yanında mezarların üzerine tümsek yapılması ve geniş daireler şeklinde taş yığılması da görülen uygulamalardandı. Yine mezarların üstüne balbal dikilerek mezarın yeri belirlenirdi. Balballar çok önemli dini mahiyette işaretler olup, bunlar kişinin savaşta öldürdüğü ya da öbür dünyada o kişiye hizmet edecek şahısları gösteren eserlerdi1. Ancak Balbal kişinin öldürdüğü düşmandan ziyade onu temsil eden anıt taşlar olarak ta belirtilmektedir2.

buluntu nasıl olursa nasıl adlandırılır diye açıklama yapıyor.

Alıntı

Ölü gömme adetleri ile ilgili yapılmış olan heykellerin isimlendirilmesi konusu, Erken Türk Sanatı’nın terminolojik problemlerinden biridir. Orta Asya halkları arasında bu taşlar “Baba” olarak adlandırılırken; Orhun Yazıtları ile birlikte literatüre giren “Balbal” kelimesi, biçimsel benzerlik nedeni ile iki kavramın karıştırılmasına neden olmuştur. Baba olarak adlandırılan taş heykeller ölüyü temsilen mezarın batı ya da doğu tarafına dikilen ve genellikle üç boyut etkisi gösteren iyi işlenmiş taşlardır. Bunların sağ eli göğüs hizasında bir kap tutarken, sol el ise beldeki hançeri kavramaktadır3. Buna mukabil balbalların ise kişinin öldürdüğü şahısları temsilen dikildiğine dair bir kanaat oluşmuştur.

açıklamasına devam ederek nasıl bulguların bu kategori içine gireceğinden bahsediyor.

Alıntı

Taş heykel, Eskişehir’e bağlı İnönü ilçe merkezinde bulunan iki büyük mezarlıktan, şehrin doğusunda yer alan mezarlıkta, 20 cm’si toprağa gömülü şekilde bulunmuştur. Taş heykelin bulunduğu mezarlık, halk Taş heykelin bulunduğu mezarlık, halk tarafından5 Germiyan Mezarlığı olarak da adlandırılan eski kabristanın hemen karşısında yer almakta ve aralarında bir yol bulunmaktadır. İlk olarak bulguya dair isimlendirme yapılmıştır. Evvelen, “Balbal” olarak adlandırılsa da; terminolojik probleme yukarıda dikkat çekildiği üzere bulgunun bir “Taş Heykel” olduğu kanaati hâsıl olmuştur.

buluntu eski bir mezarlıkta bulunmuş ve ne olduğu tam anlaşılmadığı için "taş heykel" adlandırmışlar.

Alıntı

Yapılan incelemelerde, başta sorulan soru; bu taş heykel bulunduğu yere mi aittir, yoksa başka bir yerden mi getirilmiştir? Bu bakımdan ortaya çıkarılan buluntu, öncelikle malzeme açısından incelenmiştir. Taş heykel, volkanik bir cüruf türü olan “Bazaltik” malzemeden mamuldür. Malzemenin kaynağı, mezarlığın 2 km kadar güneyinde yer alan ve Kuzdağı eteklerinden akmış olan bazaltik lavlardır. Yani malzeme yerli bir malzemedir. Diğer taraftan taş heykelin bulunduğu mezarlık içinde çok sayıda mezar taşı ve mezarlığı çevreleyen duvarlar da aynı malzeme kullanılarak yapılmıştır. Bu durum taş heykelin buraya ait olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

bunun üzerine araştırmalara taşın doğası bakımından devam etmişler.

Alıntı

Saha araştırmalarımızın başlangıç evresinde, taş heykelin başka örneklerinin de bulunulabilmesi üzerine yoğunlaşılmış ancak bundan henüz bir sonuç alınamamıştır. Bir taraftan da araştırmamız taş heykelle ilişkilendirilebilecek başka deliller çerçevesinde yürütülmüştür.

yukarıda ve diğer linkte anlatığı gibi "balbalın" çevresinde de buluntuların çıkması lazım ama bulamamışlar. diğer yazıda değinildiği gibi bu balbaların çoğu kaba saba şekilli siluet şeklinde oldukları için ve zaman içinde iyice yıprandıkları için çevre yerleşimciler için taş kaynağı olarak kullanıldıkları oluyormuş, en eli yüzü düzgün olanı bırakıp diğerleri kullanıyorlarmış...

Alıntı

Aşağıda değinileceği üzere Erken Dönem Türk Kültürü ile ilgili bulgular, taş heykeli yapıp dikebilecek bir Türk topluluğunun bu bölgede yaşamış olduğunu açıkça ortaya koymaktadır

buradan da bir şey çıkmayınca, çevrede türk yerleşim var mı diye bakıyorlar ve yazının ilerleyen safhalarında bundan bahsediyor.

Alıntı

İnönü mezarlığında tespit ettiğimiz taş heykel 53 cm boyunda ve 31 cm enindedir. İki kolunu göğsünde birleştirmiş şekilde yontulmuştur. Ancak bu kollar taşın yıpranması sebebiyle çok zor seçilebilmektedir. Heykelin gövde boyu 34 cm ve başı ise 19 cm uzunluğundadır. Heykelin kalınlığı başta 13 cm, omuzda 17 cm ve tabanda 14 cm’dir. Toprağa gömülebilmesi için taban kısmı inceltilmiştir.

heykelin özellikleri, kolların göğüste birleşmesi önemli, ayrıca görselde yazının içinde mevcut

Alıntı

Yukarıda belirtildiği üzere yapılan saha araştırmalarında taş heykelin başka örnekleri aranmış ancak bulunamamıştır. Bunun üzerine araştırma taş heykel ve onu yapan toplumla ilişkilendirilebilecek başka veriler üzerinde yoğunlaştırılmıştır. Bölgede erken Türk varlığına işaret eden delillerden bir tanesi de Göktepe Kurgan alanıdır27. Kurgan, yığın veya tepe gibi anlamlar

çevrede bir kurgan alanı varmış. yazının devamında kurgan hakkında bilgiler var.

Alıntı

Göktepe’de bulunan mezar alanı “Bozkır” tipi mezar olarak da değerlendirilebilir. Nitekim Türklerde mezarlar Tümsekli ve Bozkır mezarlar olarak ikiye ayrılmaktaydı. Tümsekli mezarlar yüksek tepelerden ziyade vadilere yapılmıştır. Bozkır mezarlar ise Tümsekli mezarlara göre daha yüksek tepelerde yer almaktadır31. Bu bilgiden hareketle Göktepe’nin zirve kesimindeki kurgan alanının, tipik bir Bozkır mezarı olduğu iddia edilebilir.

ilgili mezar alanın, bozkır tipi bir mezar olduğu hakkında görüşleri varmış.

diye gidiyor

şimdi özetle, eski bir mezarlık alanında, taştan bir heykel buluyorlar. araştırma yapıyorlar, taşın ve çevresindeki yapının yerli olduğunu, eksikleri fazla olduğu için balbal olarak adlandırma yapacak kadar veri bulamadıklarını ama diğer çevresel faktörler ile bunun balbal olarak adlandırma yapılabileceğinden bahsediyorlar.

hangi zaman aralığı olduğundan bahsetmiyorlar ama osmanlı/selçuk gibi müslüman etkisi ile şekillenmiş mezar taşlarından ayrı bir kategoride olduğu gibi, erken dönem göçebe müslüman türklerin yaptıklarında benzemediğini vurguluyorlar.

yani zamana olarak bu aralıktan önce yapılmış olması lazım. taşa oyularak değilde asya tipine yakın olması babında belki uzmanları bir çıkarım yapabilir ama yazıda gördüğüm kadarı ile bir çıkarım yapılmış, sadece üsküp cıvarlarında buluna bir heykele gönderme yaparak:

Alıntı

Üsküp’te ve Üsküp yakınlarındaki Kumanova’da bulunan insan şekilli taş heykeller buna dair ilginç örneklerdendir ve bunlar Avrupa Türk varlığının en eski kayıtlarından birisi olup muhtemelen İskitlere aittirler45

diye belirtmişler.

sonuç olarak:

ben balbal olabileceği düşüncesindeyim, mezar ve kurgan bölgesinde çıkması ve çevre yerleşimlerin durumu ve taşın yontulma şekli gibi konulara bakıldığında bana olabilir gibi geliyor. heykel şekli diğer balbalardan, göz bölgesi bakımından, farklı gözüküyor ama yuvarlak surat, vücut ve kollar benzer gibi geliyor bana.

bunun yanında bölgenin, devamlı hareketlerin yaşandığı bir bölge olması da önemli "Malagina’nın Bizans’a ait askeri üs olarak kullanılması" diye bir bilgi var yazıda. bulgar ve iskitlere yakın olmakla birlikte, doğu romanın paralı asker olarak kullandığı göçebe topluluklardan birinden kalmış olabilir

illa tarih aralığı istenirse, benim fikrim bu yönde,

 

Feamer tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anadolu'ya antik caglarda bozkir tarzi olu gomme adetlerini tasima ihtimali olan Iskit ve Kimmerler'in geldigi biliniyor. Ozellikle Kimmerler'in Frigya'yi yikip oraya yerlestigini dusunursek oradan bir baglanti olabilir. Ciplak gozle baktigimda bu tas o tarihlerden daha eski orneklere benzese de gercekte belki o kadar eski degildir.

Kurgan ve balbal kulturu bize direk etnik bilgi vermeyen, arac kullanim teknikleri gibi farkli kulturler tarafindan benimsebilecek ve benimsendigi saptanmis kulturler. Erken Hint-Avrupa olarak siniflandirilan kulturlerde gozlemlenmis, sonrasinda Iskit, Kimmerler, Turkler, Mogollar tarafindan da kullanilmis. Anadolu uygarliklarinda tumulus olarak kurgana benzer olu gomme ornekleri var. Soz konusu bu heykel yahut balbal ise, ait oldugu tarihe bagli olarak herhangi bir kulture ait olabilir. Bize oraya Kimmer yahut baska bir kultur degil de On-Turkler'in gittigine dair sasmaz bir ip ucu sunmamis.

Nigger_of_the_sand tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

keltler de benzer şekilde eserler bırakabiliyor ve batı ilginç (aslında değil) bir şekilde keltleri görmezden geliyor ve bizde öyle. anadoluda türk göçleri öncesi, orta anadolu başta olmak üzere yoğun nüfusları olmasına rağmen, incilde bile geçmelerine rağmen, etnik haritalarda isimleri bile geçmiyor. benzer şekilde bizimde yok saydığımız etnik romalılar da öyle, ermenistan ve part sınırında bir çok garnizon şehri var mesela, buranın ahalisinin büyük ölçüde romalı olması gerekiyor, veya güney marmara sahilleri, zamanında emekli roma askeri için cazip bir yerleşim yeriymiş...

 

 

Feamer tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mezarlık meselesi de önemli. taşın bulunduğu mekan eski bir mezarlık bölgesi olarak bu gün bile kullanılan bir yermiş. farklı etnik ve dini kimliklerin birbirlerinin mezar bölgelerinin üstüne mezar yapma gibi bir uygulamaları olmaz diye düşünürsek, bölgeye son gelen türklerin o bölgeyi ortak bir mezar alanı olarak gördüklerini de iddia edebiliriz gibi.

 

böyle bir araştırma var mı acaba, nekropoller sonraki halklar tarafından kullanılmış mı mesela?

Feamer tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Oraya son gelen Turkler'in arada bir benzerlik sezmesi icin Kurgan, Balbal gibi seyleri biliyor olmalari gerekir. Yoksa oraya goc olmus mu olmamis mi, bilemezler. Mezar alanini gormedigim icin birsey diyemiyorum, ne kadar ortak kullaniliyor ya da oraya goc eden Turkler geldiklerinde ne gormustur.

Nigger_of_the_sand tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ilk islam olmuş türkler de, hatta osmanlı zamanı bile babal benzeri mezar taşlarını kullananlar varmış diyordu yazı, görselleri arama sonucu çıkıyordu. şu şekil bir arama ile:

"soyutlaşmış şahideli mezar taşı"

https://www.google.com/search?q=soyutlaşmış+şahideli+mezar+taşı&safe=active&rlz=1C1SQJL_trTR862TR862&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwjSibestq7qAhULCZoKHVkgDOoQ_AUoAXoECAwQAw&biw=1920&bih=898

bunun dışında yerel halk eski ören yerlerini, kutsal alanları falan biliyor ve nesilden nesile aktarım devam ediyor, ama aslında ne olduğu bilgisi zamanla unutulmuş. mesela göbekli tepe, kazılmadan önce halkın gittiği, hamile kalmak için kadınların ziyaret etiği yerlermiş. ilk hristiyanların, pagan tapınaklarını, kutsal alanları, falanca aziz adı altında manastır ve kiliseleştirdiği bilinen bir şey, anadoluda bir çok kilise var ki, yerel halk ziyaret yeri olarak oraya gidip kurban kesip, dilek falan diliyor.

yani demem o ki, bu gün bizim için iz kalmamış olabilir veya gerekli bilgi zaman içinde kaybolmuş olabilir ama ilk göçebeler veya yerleşik halk bu ayrımı yapacak durumdaydı büyük ihtimal.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

son konuya ek olarak bir alıntı:

http://www.yolgosterici.com/incil/incil12.htm

Alıntı

 

Pavlus'tan KOLOSELİLER'E MEKTUP

Kol.3: 10 eksiksiz bilgiye erişmek için Yaratıcısı'na benzer olmak üzere yenilenen yeni yaradılışı giyindiniz.

Kol.3: 11 Bu yenilikte Grek* ve Yahudi, sünnetli ve sünnetsiz, barbar*fx*, İskit*fx*, köle ve özgür ayrımı yoktur. Mesih her şeydir ve her şeydedir.

Kol.3: 12 Öyleyse, Tanrı'nın kutsal ve sevgili seçilmişleri olarak yürekten sevecenliği, iyiliği, alçakgönüllülüğü, sabrı, yumuşaklığı giyinin.

 

kabaca koloselilere mektup nedir?

Pavlus'un Koloseliler Mektubu, Yeni Ahit'in on ikinci kitabı. Metne göre, Havari Pavlus ve Timothy tarafından Laodicea yakınlarındaki küçük bir Frig kenti ve Küçük Asya'daki Efes'e yaklaşık 100 mil uzaklıktaki Colossae Kilisesi'ne yazıldı.

kolose:

https://www.google.com/search?safe=active&rlz=1C1SQJL_trTR862TR862&ei=yaYGX-baBcfz6QSLiYbABQ&q=kolose&oq=kolose&gs_lcp=CgZwc3ktYWIQAzICCAAyAggAMgIIADICCAAyAggAMgQIABAKMgQIABAKMgQIABAeMgQIABAeMgQIABAeOgYIABAFEB46BggAEAoQHjoICAAQBRAKEB5Q2fQCWNCJA2DSjANoAHAAeACAAW6IAbsGkgEDMS43mAEAoAEBqgEHZ3dzLXdpeg&sclient=psy-ab&ved=0ahUKEwim48fzs7_qAhXHeZoKHYuEAVgQ4dUDCAw&uact=5

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Son dönemde akademik sol bu konulara da el atmaya başladı. Aryan göçü diye bir şey yok. Türkler Anadolu'ya gelmedi. Firavunlar zenciydi vb.

Ben bu konularda dilin belirleyici unsur olduğunu düşünüyorum. Türkler dedikleri gibi Orta Asya'dan gelmediyse yani bugün Anadolu'daki insanlar aslında İran-Yunan karışımıysa ve farkında değillerse o zaman neden dilimiz Türkistan'dakilerle benziyor? Keza Azerilerin de Orta Asya ile bağlantısı kopmuşken ve uzun yıllar İran yönetimi altında yaşamışken dilleri Türkistan lehçesi. Pers kültürü baskın bir kültür olmasına rağmen bu bağ kopmamışsa Anadolu'daki insanların Orta Asya'dan gelmesi bence en kuvvetli ihtimal.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

https://www.haberturk.com/polemik/haber/47097-turkler-orta-asyadan-gelmedi

Bu meşhur %10 olayı buradan çıkma işte. Göçebe bir millet nasıl oluyorsa nüfustaki %10'luk oranla bütün yerleşikleri asimile etmiş. Tam tersi olması gerekirken.

Bir de Yasin Aktay'ın bir konuşması vardı Türk diye bir ırk yok demişti. Uğraşıp link paylaşmaya değmez ve bu adam prof. O dönemler böyle kafalar vardı gerçekten. Kurtuluş Savaşı yaşanmadı, Türklüğü Kemalistler uydurdu falan...

Bu arada Aryan miti konusunda doğrudan akademik kaynak veremem ama reddit tarzı yerlerde sıkı şekilde yalanlanıyor. Bilimsel değil falan deniyor. Bambaşka bir konu. Bir dönem savaş arabalı bir kültür Orta Asya'dan çıkıp Britanya'dan Uzak Doğu'nun en ücra köşesine kadar gidiyor. Avrupalılar 1800'lerde bunlar bizim atalarımız deyip Hindistan'ı sömürmelerini bilimsel temele oturtmaya çalışıyor. Son dönemde baya bir tartışılmaya başlandı bu konu.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Resmi devlet politikası olunca insanlar içselleştiriyor tabi asd yapacak bişey yok ona.

Hatta bak geçenlerde Yalın Alpay bahsetti flutvdeki programında, Atatürk'ün bu Afet İnan'a kafatası ölçtürme mevzu da yine dönemsel politikalardan. O zamanlarda (batı) bilim dünyasında ve literatüründe ırççılık daha baskın, politik doğruculuğun P'si yok falan ve Türkiye türkleri de diğer türki ırklar gibi mongloid (doğu asya kökenli) ırk kabul edildiğinden baya untermensch muamelesi görüyorlar. Atatürk sırf bu önyargıyı kırmak için "bilimsel" araştırma yaptırtıyor, anadolu halkının genetik kökeni de çoğunlukla türki değil çeşitli anadolu medeniyetlerinin karışımı olduğundan untermensch olmadığımız "crainology bilimi" tarafından ispatlanmış oluyor.

Güneş dil teorisiydi kayıp mu kıtasını aramaydı crainology araştırmalarıydı falan atatürkün de içinde olduğu bu tür psuedoscience saçmalıklarının temelinde hep 20. yy uluslararası siyaset arenasında politika üretme ve manevra yapma ihtiyacı var, keza bunlar o dönemlerde direk bilim kabul ediliyor ve itibar görüyor. Hani bugünkü aklımız ve algımızla bu aptallığa ne ihtiyaç duymuşlar diyip geçmemek lazım.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

19 saat önce, Max Damage dedi ki:

Son dönemde akademik sol bu konulara da el atmaya başladı. Aryan göçü diye bir şey yok. Türkler Anadolu'ya gelmedi. Firavunlar zenciydi vb.

Ben bu konularda dilin belirleyici unsur olduğunu düşünüyorum. Türkler dedikleri gibi Orta Asya'dan gelmediyse yani bugün Anadolu'daki insanlar aslında İran-Yunan karışımıysa ve farkında değillerse o zaman neden dilimiz Türkistan'dakilerle benziyor? Keza Azerilerin de Orta Asya ile bağlantısı kopmuşken ve uzun yıllar İran yönetimi altında yaşamışken dilleri Türkistan lehçesi. Pers kültürü baskın bir kültür olmasına rağmen bu bağ kopmamışsa Anadolu'daki insanların Orta Asya'dan gelmesi bence en kuvvetli ihtimal.

atlanan veya yanlış anlatılan bir husus var.

anadoluya malzgirt sonarsı gelen türklerin büyük çoğunluğu orta asya, moğolistan civarlarından değil, hazar denizi, maveraunnehir, kuzey iran vb. gibi bölgelerden gelenler. genetik ve kültürel olarak buralarda arama yapmak lazım. cengiz sonrası moğolistanı civarına değil.

malazgirt öncesi geldiği söylenenler ise iskit, bulgar yani büyük ölçüde kuman/kıpçaklardan oluşan bir kitle.

galatlar ile karşılaşan malazgirt savaşı için tutulan bir fransız şövalyenin hikayesi var. -aslında adam baya bir işlerde çevirmiş.-  adam galatları görünce "aaa hemşerilerim varmış burada" diye kanka oluyor onlarla... yani roma gibi bir asimileci imparatorlukta bile belirli bir kültürlerini uzun süre korumuş halklar varmış

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...