Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türk kimliği


Feamer

Öne çıkan mesajlar

said:
poltava’da i. petro tarafından mağlubiyete uğratılan isveç ordusu subayı alman asıllı philip johan tabbert strahlenberg (1677-1747)’in eşlik ettiği ilk sibirya araştırmacı bilim adamı alman asıllı botanikçi ve tıp doktoru daniel gottlieb messerschmidt (1685-1735)’in rusya ve dünya bilim tarihinde ilk kez 1721 yılının ağustos ayında eski türk yazıtlarını hakas topraklarında keşfetmiş ve ilk bilimsel incelemelerde bulunmuş olduğu bilinmektedir . türklerin ilk yurdu olduğu bilimsel olarak kabul edilen sayan-altay dağları ve hakas-minusinsk (bengü su) vadisi topraklarında m.ö. iv.yy’a kadar indiği tespit edilen eski türk yazısının bütün türk boyları arasında ortak bir yazı sistemi olarak kullanılmış olması bir gerçektir. bu gerçek olmasaydı zaten türk dilinde yazmak, yazı ve buna benzer sözcüklerin bulunması beklenemezdi. öte yandan bu gerçek, kültürün sözlü edebiyat aşamasına geçtiği daha sonraki devirlerde de yitmeyerek günümüze kadar ulaşabilmiştir. işte bunun için hakas türklerine ait kahramanlık destanları örnek olarak alındığında destanların içinde yer alan kahramanların okur-yazar olmasından öte çok hızlı yazdığı ve hatta gizli yazı sistemine de vakıf olduğu anlatılmaktadır. bu ise, atalarımızın kültürün en yüksek göstergesi olan yazıya sahip olduğu gibi bu gerçeği yazıyı yitirdiği dönemlerde bile sözlü edebiyat örneklerinde koruyup sakladığını açıkça göstermektedir.


https://eksisozluk.com/huban-arig--2279555
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

türk mitolojisi var, gayette güzel. Hatta tanrıların adı Türkçe falan ( karaş han, kömür han vs. )

Tamamda şunu ırka bağlamak veya muhtemelen genetik olarak bile alakamızını bulunmadığı, bulunsa bile bişey farketmeyeceği adamların yaptıklarıyla övünmek bi garip.

Geçen budapeştedeyken biz şöyleyiz böyleyiz böyleydik bak süperiz diyen macarlarla içten içe dalga geçmiştim. Aynı kafa.

Gerçi aynı kafa,
sahada oynayan 11 adamın başarısını sırf takımı desteklio diye kendinde bulan adamdada var. Geçmiş hatalardan ders almadıkça, geçmişe bakmanın bir faydasının olmadığını düşünüyorum.
Yani araştırmak için bakılacaksa, biz siz olmadan "hmm adamlar bunu yapmış bak ne enteresan" şeklinde yaklaşmanın doğru olduğunu düşünüyorum.

Mesela adamlar kuyruklu yıldıza uzay aracı indirdi dimi? heh işte buna "X ler bunu yapmış abo" şeklinde yaklaşmak çok yanlış.
Çünkü zaten rosetta olayı insanların kolektif başarısı olmakla beraber, uydurmalarla destekli "ırkların" her bir ferdinin buna katkısının diğerlerinden fazla olması saçma.

Bu yüzden, Abi biz bunu yapmışız yerine o zamanlar orta asyada bulunan insanlar şunu şunu yapmış demek çok daha doğru.

Hayır yani bilmediğim bi genetik farklılık varsa, dna sampledan ırk çıkartabiliosak söleyin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"huban arığ" said:

onurlu halkının yöneticisi olarak huban arığ tarafından tıpkı atasında olduğu gibi sosyo-ekonomik siyasetinde en önemli vurgu toplumun içerisinde ekonomik açıdan zayıf düşen kesimlere devlet tarafından sosyal desteğin sağlanması üzerine konulmuştur.

aç olanların yemeklerin en lezzetlisiyle beslenmesi, giyeceği olmayanların giyeceğin en iyisiyle donatılması, at sahibi olmayanların ise atların en iyisine bindirilmesi vs. hep bu tutumun yansımalarıdır. burada aç, giyimsiz ve atsız olanların yalnızca gereksinimlerinin karşılanmadığı, aynı zamanda bu yapılırken de “en” iyi şekilde yerine getirilmeye çalışıldığı da göze çarpmaktadır.

bununla beraber bu destanda “yokluk içinde eşitlik” anlayışından bambaşka bir hayat felsefesi olan her ne kadar göreli de olsa “varlık içinde eşitlik” ya da diğer bir ifadeyle “sosyal adalet” kavramlarının işlendiğini açıkça görebilmek olanaklıdır. çünkü destandan da anlaşılacağı üzere, toplumun içinde ülke yöneticileri tarafından aslında gelirin yeniden dağılımının gerçekleştirildiği söylenebilir. bunun yanı sıra, öksüz ve yetim kalanların toplum tarafından sahiplenmesi, toplum içinde iç huzur ve uzlaşmanın sürdürülmesi gibi konularla da devlet yöneticileri hep ilgilenmektedir.

önemli olan bir başka nokta da, bu destanda kahramanların yalnızca siyah-beyaz ikilemi ve karşıtlığı üzerinden çizilmeyip, tam tersine her türlü kahramanın kendi halkını düşünen ve sorunlarını çözen, yardım ve destekte bulunan bir yönetici yönünden tasvir edilmesidir.


https://eksisozluk.com/huban-arig--2279555
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Feamer said:

sümerler efendim... 20~25:00

http://www.youtube.com/watch?v=3oWx6NUBDM8

la, sümer evlilik merasimler, görücü usulü falan aynı be hala :)


Sümerler konusu var ve Muazzez İlmiye Çığ gibi dünyanın en büyük Sümeroloğu varken böyle tipleri çıkartan adamlar, insanları bilgilendirmeyi değil kafa karıştırmayı amaçlamaktalar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yukarıda alıntı yaptığım adamın dediği gibi, bir üste destan nın ön sözünde değildiği üzere, çocukluk yaşlarda bununla büyüyen insanlar, ileri ki yaşlarında "bu tür" davranışlar sergilemeye daha yatkın olurlar...

ben ve bir çok aklı başında "türkçü" bu yüzden bunların üzerinde duruyor, sığ olanlar ve bu "anlatımlardan" nasibini alamamış olanlar ise bu işi basitçe "ırk" düzeyine indiriyor, haklısınız

yine çok yakın bir örnek, osmanlıya kadar olan evre ve sonrası

osmanlıya kadar belli bir kültür ile yaşayan halkın dünya üzerinde yaptıkları ve osmanlı ile kültürel olarak yozlaşan aynı halkın şu anki durumu

ve bu sadece anadolu için değil bütün asya için geçerli.

özetle, mustafa kemalin de farkına varıp harekete geçtiği gibi büyük işler yapmak için büyük ilhamların olması lazım, olmazsa ise işte bu anki durumda oluyoruz ve büyük ilhamı olan adamlar dünyayı işlerken biz figüran oluyoruz
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş


KuddusiMavra said:

Feamer said:

sümerler efendim... 20~25:00

http://www.youtube.com/watch?v=3oWx6NUBDM8

la, sümer evlilik merasimler, görücü usulü falan aynı be hala :)


Sümerler konusu var ve Muazzez İlmiye Çığ gibi dünyanın en büyük Sümeroloğu varken böyle tipleri çıkartan adamlar, insanları bilgilendirmeyi değil kafa karıştırmayı amaçlamaktalar.



o tip dediğin kadın harvard prof. u ve divan edebiyatı uzmanı,

kabaca değindiği konular ise, sümerlerin dini rituellerinin bu günlere yansıması ve edebiyat ta ki -divan- tasvirleri

muazzez ilmiye çığ den farklı ve onun tezine tezat olacak şeyler söylediğini düşünmüyorum,

artı, onun tezini destekleyecek bir çok belgede sunuyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

burada dikkate almamız gereken husus ise bu hanım ın yaptığı araştırmalar, teoriden ziyade, sümer tablet ve mühürlerinin harvard imkanları ile okunması ve bunların, özellikle yahudilik, hristiyanlık, tasavvuf ve anadolu ve asya edebiyatına yansımaları gibi konuları kendi uzmanlığı ve rahmetli kocasının uzmanlı ile ortaya konması

bunların ayrıca yorumlanması ve üzerine tekrar tekrar düşünülmesi gerekmekte, zira bunlar gibi daha birçok parça var yapboz da kayıp olan
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

binaenaleyh,

arabın dini, arabin dini demek bu bilgilerden sonra çok sığ bir argüman oluyor, gerçi ilmiye hanımı dinledikten sonra demekte aynı şekilde gaflet oluyor ama neyse :)

bütün bu dini uygulama ve tasvirler, sümerden samilere geçiyor ve oradan dünyaya yayılıyor ve sümerliler nereden gelmiş ise oradan geliyor bilgi...

bun ek olarak, iskandinav mitleri var yine benzer, hoca bunun için romadan geçtiğini söylüyor ama romanın iskandinavya mit ihraç edecek kadar onlarla haşır neşir olduğunu ben düşünmüyorum, zira biritanya ya bile tesirleri olamamış, ayrıca romalılar ihraç dan ziyade ithal eden bir millet

bundan ötürü, iskandinavya için erken dönem -dor istilası öncesi galiba veya o civarlar- yunanlıların gittiğine dair tezler ve ya kanıtlar vardı, ve/veya türki kavimleri ile ilişkileri veya bizatihi komşu veya onlardan olmaları gösterilebilir

belki...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Feamer said:


KuddusiMavra said:

Feamer said:

sümerler efendim... 20~25:00

http://www.youtube.com/watch?v=3oWx6NUBDM8

la, sümer evlilik merasimler, görücü usulü falan aynı be hala :)


Sümerler konusu var ve Muazzez İlmiye Çığ gibi dünyanın en büyük Sümeroloğu varken böyle tipleri çıkartan adamlar, insanları bilgilendirmeyi değil kafa karıştırmayı amaçlamaktalar.



o tip dediğin kadın harvard prof. u ve divan edebiyatı uzmanı,

kabaca değindiği konular ise, sümerlerin dini rituellerinin bu günlere yansıması ve edebiyat ta ki -divan- tasvirleri

muazzez ilmiye çığ den farklı ve onun tezine tezat olacak şeyler söylediğini düşünmüyorum,

artı, onun tezini destekleyecek bir çok belgede sunuyor


evet, yazdıklarım yanlış olmuş, tam olarak söylemek istediğimi değil de kastetmediğim bir şeyi yazmışım, aslında bu kadına tepkim haksız. kabul ediyorum. fakat bahsettiği çalışmaların mislini 60 seneyi aşkın zamandır bu topraklarda yapan Muazzez İlmiye Çığ var. Harvard etiketi mi gerekiyor haber türk ekranlarına çıkmak için? Yoksa senelerdir söylüyor Muazzez hanım, "İslamiyet, Musevilik, İsevilik; hepsinin ritüelleri Sümer kökenli" diye.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çeto, prof Tekin farklı bir noktada ve Harvarda kendi isteğiyle değil zamanında eşine ve kendisine komunist damgası vurulup dışlandığı için gidiyor, orada el üstünde tutulup değerini buluyorlar, dünya çapında hocalar oluyorlar.

Muazzez hnm prof değil ancak Sümer tabletllerinin okunmasında büyük pay sahibi, prof Tekin ve kocası bu tabletler ve pek çok veriyi birleştirerek ayrıca Harvardın kütüphane imkanlarıyla puzzlenin parçalarını yerine koyuyorlar adeta. Ortadoğu tarihini ve dinlerin peygamberlerin uluların hepsinin kaynaklarını çıkış noktalarını ortaya koyuyorlar, hatta bazı konuları tvde anlatmıyor tepki çekeceği için.

Eleştirmeden izle derim hiç değilse o videoyu, ufkunu açacaktır emin ol.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ayrıca kadının amerikaya gitmesi ise tc üniversitelerinin vahametini gösteriyor, kadını resmen iftira atıp kovmuşlar komünist diye, daha neler neler kadın tam olarak anlatmıyor ama, bölüm de bir adam kızın birini taciz etmiş, kızın psikolojisi bozulmuş, annesi bunlara mektup yazmış biz kızlarımızı okusunlar diye gönderiyoruz böylemi olacak diye, bunlarda bu adamın üstüne gitmişler, ama adamın arkası sağlamış, millet vekilleri falan varmış, yetememişler sonuç olarak o adam okulun başında kalmış bunlar amerikaya sürülmüş...

sonuç olarak iyi ki gitmiş, yoksa bu tabletleri falan okuma imkanın olamazdı, branşı değil zaten...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"huban arığ:" said:

birçok savaşın ve kahramanlığın yaşandığı bu destanda ulusunun koruyucu güçleri seferdeyken halk tutsak edilip malları ile birlikte düşmanlar tarafından yabancı ülkelere sürüldüğünde ülke yönetimi derhâl buna karşı eyleme geçmekte, sefere çıkmaktadır. yani, barış ve savaşın esasında yan yana yaşadığı bu destan dünyasında devlet refleksi son derece gelişmiştir. burada şunun da altının önemle çizilmesi gereklidir, düşman ülkesine gidip özgürlüğüne kavuşturulan halk ve mal yurtlarına geri döndürülmekte, yalnız düşmanın mal varlığına ve halkına dokunulmamaktadır. bu ise mal ile ilgili haklar bağlamında mülkiyet konusunun da bu halk eserinde işlendiğini gözler önüne sermektedir.


"huban arığ:" said:

çok sayıda savaş ve dövüş taktiklerinin verilmesinin yanı sıra destanda asıl vurgunun barış ve halkın huzurlu bir yaşama yönelik özlemi üzerine yapılması da çok önemlidir. nitekim destanın sonunda barış kurulmakta, ırak ve yakın çevre halklarıyla dostane ilişkiler çerçevesinde yaşama geçilmektedir, ancak, bu barışın kurulmasında yine en önemli unsurun güç olduğu açıkça belirtilmektedir. nitekim destanın sonunda bütün düşmanları yenen, halklarını özgürlüğe kavuşturan ve ülkelerini bağımsız kılan kahraman kardeşler (huban arığ’ın ana tarafından dedesinin oğulları ah öleñ ile kök öleñ) güçlü oldukları için bu durum düşmanlarını kendilerine karşı savaşa girişmekten caydırmakta, dolayısıyla da barış yerleşmektedir. bu durum tespitinden hareketle kültür ve barış etkileşimi bağlamında barışın sonunda tesis edilmesine ve kaçınılmaz olmasına ilişkin olarak verilen önemli mesaj günümüzdeki dünyada da güncelliğini yitirmemektedir. kısaca, şiddet, barış ve uzlaşma kültürlerinin çok etkili bir biçimde anlatıldığı bu destanda insanların geleneksel bir ortamda belirli davranış örüntüleri tasvir edilmektedir.


https://eksisozluk.com/huban-arig--2279555
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
her toplumun kökü, tarihi, o toplum insanının özgüllük alanıdır. yaratıcı yaşamın, “evrensel olana” katılıma niteliği, diğerleri gibi olmayan, kendine özge değerler üretmesine dayanmaktadır. kendi özgüllük alanından kopuk birisinin, “evrensel yaratıcılık dünyasına,” kendine özge olan, özgün değerler katabilmesi, asla olası değildir. o ancak “diğeri kadar” olabilir. ötekileşmek, yabancılaşmak ile ancak, öykünülen (taklit edilen) “gibi olunur.” 16 bin dizgeye yakın bir kadın kahramanlı destan, köklü ve yetkin bir kültürün kanıtıdır. “türk mitolojisi mi? birkaç masal, uyarlama destan” diye, adeta kendi geçmişinden utanan, kendi tarihine, insanına çamur atarak, kendini yücelten sapıklıklara, cemaat kültürünün aforozlarına, sorosçuların, turuva atlarının, yarı aydınların, bilgi mastürbatörü münevverlerin, osmanlı atığı mütefekkir çakalların karalamalarına karşın; türk mitolojisi yanı başımızda durup, savaşımcılarını beklemektedir.

kültürümüzü araplaştırılmaya dayandıranlara, uygarlığı yunan-roma kültürlerine zorla ve ırkçılıkla dayandırmış batıya bağlayıp, “uygar olmak batılılaşmaktır” diyen ötekileşmişlere saygılarımla(!)

biliyor musunuz? içine canınızın, öz beninizin, gönlünüzün girip, özdeşleşmediği bir evrene sahip olamadan, özgür ve özgün biri olamazsınız..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
http://www.youtube.com/watch?v=OTMhskaZ0k0

0:20 civarından itibaren türklerde haritacılık ve orhun kitableri üzerine bilgiler

0:25 moğollar, cengiz hanın dünya haritası

0:38 osmanlıların direk teması bizansla gelenekler oradan alınıyor, "devlet"

ve osmanlı ve batıda haritacılık
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şimdi kabaca,

daha önceleri türk halkından ziyade "türk" yönetici zümreden ve faziletlerinden bahsetmişliğimiz vardı, timurun, cengizin nasıl onlara dayandırdıklarını kendilerini ve osmanlıların nasıl bunlardan bir haber olduklarını...

bazılarımızda bunların yaşanmış bitmiş şeyler olduğunu kime ne faydası olduğunu yakınıp durdu

bu celal şengör lü programdan çıkarım yaparak söylüyorum

-hunlarda haritacılık olduğunu biliyoruz,
-cengizin haritaları ve haritacılık vasıtası ile nasıl başarılı olduğunu biliyoruz
-timurun coğrafya bilmesinin kendisine nasıl fayda sağladığını biliyoruz...

ve bunların "türk" devlet geleneği ile örgütlediğini biliyoruz

ayrıca biliyoruz ki, osmanlının bu geleneği takip etmeyip bizans etkisi ile örgütlediğini ve bu haritacılık geleneğini devam etmediğini de biliyoruz

şimdi bunun bize ne faydası ve etkisi var?

programda celal hoca osmanlıyı "haritacılık bilmemek ve bu yüzden coğrafi keşiflerden geri kalmak" konusunda tenkit edince, program sahiplerinden osmanlıları savunan açıklamalar geliyor ki bakarsan doğru

ama, işte "türk" devlet geleneğinden gelmiş olsalardı bunu devam etirmiş olsalardı, kendinden önce yapıldığı gibi bu keşiflerden geri kalırlarmıydı

dönemin osmanlısı gibi sınırsız kaynakları olan bir devlet neler yapardı?

işte tarihini ve töreni bilmek böyle birşey. sen, seni oraya getiren güçten bir haber olup, yıkmaya kudret etiğin kültürün özentisi olursan sonun böyle olur, selçuklar içinde bu böyle
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

haritacılığa devam etseydi de osmanlı nın coğrafi olarak bir amerika yı keşfetme, hindistan a gitme şansı avrupadakilerden daha azdı. önce koca akdenizi geçip ardından ispanya kıyısından aşağı inmesi gerekecekti ki dost topraklar değildi onlar.

coğrafi keşiflerde önemli olan pusulanın keşfidir. yoksa uzun yolculuklarda ne tarafa gittiğinden kolay kolay emin olamazdı denizciler açık denizlerde. osmanlı nın da açık denizlere çıkması yukarıda bahsettiğim nedenden dolayı zordu ve en başta gereksizdi.

bir çok şey ihtiyaçtan doğuyor biliyorsunuz. biraz hayalperestlik biraz alternatif ticari yol bulma umudu, zengin topraklar bulma umudu yön gösterdi avrupalıya. osmanlı zaten memnundu ticari yoldan değişmesini istemiyordu, yeterince ileri görüşlü olmadığı için de öyle bir şeyin mümkün olabileceğini öngörememiş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...