Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Orta çağ Avrupası Savaş Sanatları...


Feamer

Öne çıkan mesajlar

şimdi efenim,

üzerinizde plate mail de olsa, ki zaten göğüse gelen darbeler için full plate olmasının bir esprisi yok, nihayetinde göğüs zırhı,

göğüse direk darbe alırsanız, savaş çekici, balta, mızrak, arbalet vb. gibi hiç bir eğim veya açı sızı kurtaramaz, anca seken veya iptidai saldırlar ile karşılaşınca, gardınızı aşacak o zaman koruma sağlar zaten amaçta o, bir kaç örnek,

http://www.youtube.com/watch?v=qhknaG9ifbs#t=97
http://www.youtube.com/watch?v=a_WwHFzJi70#t=64
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Smells like troll spirit

Zırh konusunda BBC Metalwork belgeselini önerebilirim.

Çok araştırmadığım bir konu ancak gözlemlerim ortaçağda kadınlar için zırh zaten abes birşeydi, onların görevi daha çok ev ve çocuklarla ilgilenmek. Zırhların özellikle Full Plate zırhların çok pahalı eşyalar olduğunu biliyoruz. Bunu karşılayabilecek bir kadın olduğunu varsayarsak ancak soylu olabilir o da göğüslü olarak üretildiğini pek düşünmüyorum. Örneğin I. Elizabeth'in Zırhı böyleydi:
http://24.media.tumblr.com/tumblr_lxrnriykAW1r9137ho1_r1_500.jpg

Konu ile ilgili araştırıp kaynakça paylaşırsanız iyi olur gerçekten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sorun anlatam ak, benim dedem atçı okluydu atçıı hey gidinin!! Bigün Cengizlen tavla atıyolar otakta, Cengiz de zar tutuyo yine, dedem yeter lan artık diyo dayanamıyo bi çakıyo bunun çemçük ağzına, bunu yediremeyen Cengiz ağlaya zırlaya gidiyo dedemin obadan. Gidiyo hırs yapıyo işte sonnacıma, sıfr dedeme inat her biyeri fethediyo öyle işte, sorun anlatam yani biliyoz da sölüyoz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 ay sonra ...
  • 3 ay sonra ...
  • 5 ay sonra ...
  • 3 hafta sonra ...
türk ve osmanlı okçuluğu:

said:
Okçulukta muazzam seviyede ilerleyen Türk okçularının çoğu için 500 metrelik mesafeye ok atmak çok da önemli bir meziyet değildi. Araştırmacı-Yazar Priscilla Mary Işın’ın, “Türk Okçuluk Araştırmaları ve Paul E. Klopsteg (1889-1991)” adlı makalesinde bahsettiği bir olay bunu açıkça gözler önüne sermiştir: “İngiltere’de ok atış rekoru 310 metre iken Londra’da yaşanan ilginç bir olay Türk okçuluğuna dikkat çekmişti. 1794 yılında Osmanlı büyükelçilik sekreteri Mahmud Efendi, İngiltere Okçuluk Derneği’nin üyeleri önünde 423 metrelik bir atış yapmıştı (bazı kaynaklara göre bu mesafe 440 metre idi). İngiliz okçular bu atışa şaşırdıkları hâlde Mahmud Efendi, kendisinin formda olmadığını, yayın kullanılmamaktan sertleştiğini, ayrıca da kendisinin çok iyi bir okçu olmadığı için bunun olağandışı bir atış olmadığını söylemişti. Mahmud Efendi’nin yayını çekmeye çalışan İngiliz okçulardan hiçbiri onun kadar çekemediler.” Başka bir kaynağa göre de Osmanlı’da bir okçu tekkesine kaydolmanın ölçütü, atılan okun 500 metreyi geçmesi gerektiğidir.

Ok atmada kırılan rekorlar hakkında muhtelif kişiler ve rakamlar telaffuz edilmektedir. P. Mary Işın, aynı makalede Ok Meydanı’ndaki nişan taşlarında kayıtlı, en uzak mesafeye atılan okun 888 metre ile III. Selim’e ait olduğunu ve bu rekorun modern oklarla ancak 1977 yılında kırılabildiğini söylerken kimisi bu rekoru Tozkoparan İskender adlı bir yeniçerinin 1281.5 gez, yani 846 metrelik atışı ile elinde tuttuğunu söylemektedir. Tozkoparan İskender’in atışı yaptığı yıl Hicrî 957, Miladî 1550’dir. Bu durumda Tozkoparan İskender’in yaptığı bu atış kendi devrinde bir rekordur ve III. Selim’in bunu geliştirmiş olması muhtemeldir.

Bunun yanı sıra, Işın’ın makalesinde şu ifadeler de dikkate şayandır: “Türk Kültüründe Av Sempozyumu sırasında, Romanya’dan Prof. Dr. Mihai Maxim, Kristof Kolomb’un seyir defterinde bir Türk ok ve yayından bahsettiğini söyledi. İnternette bulunan bu metnin 26 Aralık 1492 tarihli bölümünde, Kolomb’un o sırada bulunduğu Karaib adasındaki yerlilerin kralına Türk yayıyla atış gösterisi yaptırdığını kaydediyor. Avrupalıların hepsinin bu silaha karşı kayıtsız kalmadıkları anlaşılıyor.” Işın, makalesini şu cümleyle bitiriyor: “Türk yaylarının incelenmesi sonucunda öğrenilenlere dayanarak geliştirilen modern yaylar da eski atış rekorlarının efsane olmadığını gösteriyor.”


http://navgasin.blogspot.com.tr/2014/11/okculuk.html

said:
At sırtında ok atmada uzmanlaşan Türklerin atış stili alışılmışın dışındadır. Sol eliyle yayı tutan bir süvari sağ eliyle de sadağından çıkardığı oku yaya yerleştirip atarken nişan almak yerine hisleriyle hareket eder. Normal bir süvarinin atış yapmadan önce hedefi gözleyerek nişan alması, bunun için de elindeki oku yayın sol kısmına yerleştirmesi gerekirken hızlı atış yapma amacında olan bir Türk süvarisi ise elindeki oku yayın sağ kısmına yerleştirerek yani hedefe dikkatle nişan almak yerine hisleriyle hareket ederek atar. Bu da ona diğer okçu süvarilerine nazaran zaman kazandırarak aynı süre içinde daha fazla ok atmasını sağlar. Sultan Gazneli Mevdud'un savaşlarda hep altın ok kullandığı, yaraladığı kişinin tedâvi masrafları, öldürdüğü kişinin de cenaze masrafları için böyle yaptığı söylenir.


said:
Son olarak, dikkatimi çeken birkaç terimi paylaşmak istiyorum. Eskiden okçuların talim sırasında diktikleri hedefler arasında “şîşe”ler yani bardaklar da varmış. Esas marifet hedefteki şişeyi vurmak değil, şişeyi kırmadan oku içinden geçirebilmek, yani şişeyi delmekmiş. “Fındık” da, ok taliminde okçunun 40 tane fındığı vurarak kırmak idmanı anlamına geliyormuş. Birkaç tanesinin vurulamaması hâlinde okçunun idmana devam etmesi tavsiye olunurmuş.


http://farm6.static.flickr.com/5161/5331072981_ddd864ea11.jpg


http://farm6.static.flickr.com/5201/5331074211_6edcb1bf7a.jpg
http://farm6.static.flickr.com/5284/5331683270_51d330954e.jpg
http://farm6.static.flickr.com/5209/5331073903_1bb96bb654.jpg
http://farm6.static.flickr.com/5003/5331683674_87dac9404b.jpg
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...