Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Programcının Hayatı


SmithWesson

Öne çıkan mesajlar

Bazı şeyler, "yaptım oldu"dan öte. Yani programı yaptın, para kazanmaya başladın, "patron poposu yalamıyorsun" diyelim ama bunun küçük seviyelerdeyken sana zararı, yararından daha fazla olabilir. Şöyle ki ekonomik olarak düşünmeyin, tamamen zaman ve hayat anlamında.. Gecen gündüzün bu işleri geliştirmekle geçiyor. Bunun ötesinde firmanın yöneticisi konumundasın. Altına bir iki adam aldığın anda bir anda üzerine düşen kayıt kuyut işleri o kadar fazlalaşıyor ki içinden çıkmak için program yazmayı bir kenara bırakıyorsun. Zaten firma büyüdükçe bu işler daha da zorlaşıyor.

İş sadece ürün geliştirmek olsa belki kabul edilebilir bu yazdıkların ama bunun ötesinde satış, pazarlama, avukat, mali müşavir, insan kaynakları ıvır zıvır. Sen tek başına bir program yaptığın zaman bu kalemlerin sadece birini, ürünü çözmüş oluyorsun. Diğerleri seni çifte yemişten beter eder. Tüm bunları göğüslerken de ne hayat kalır, ne aile. Tek kişinin yapacağı iş değil bunlar.

Test ettim.

"roket adam" said:

Di'nin mesajları bu ülkeden neden girişimci çık(a)mayacağının bariz bir kanıtı. Sen yapamadın gece gündüz bi patrona çalışıyorsun diye başkaları da mı yapamayacak? Dünya çapında olmasa da, ülke çapında app falan yazıp gayet para kazanan insanlar tanıyorum, kimseye de çalışmıyorlar, gayet kebap bi durum yani.

Zaten 'amaan abi kim uğraşacak' modunda herkes, çıkıp 'oğlum sen kimsin leaan' modunda muhabbetlere girilince kıl oluyorum. Ümit lazım insanlara karamsarlık değil.

Overnight success arayanlar mesela direkt paticik'e bakabilirler, otobüs saatlerini gösteren uygulamayı yapan adam (kemal di sanırım ismi) güzel iş çıkardı bence, en son onları farklı belediyelere satmayı planlıyordu, ondan sonra bir daha adını dizimag'in uygulamasında gördüm ki haftalardır en çok satanlarda. Alın size başarı yani. Ha milyar dolar kazanmıyor belki ama patron poposu da yalamıyordur gibi geliyor bana bilemedim ona da sormak lazım.

Olmayacak iş değil. Olur yani, neden olmasın?

Ekleme: yazarlık yaptığım sıralarda aynen dediğin gibi bi hayatım vardı, bi öğrenci için meh denilebilecek bi para karşılığında yazı başına ücret alıp inceleme makale falan yazıyordum. Bodrum'da şezlongda yatarken para kazanıyordum yani, hani şu yapamazsın dediklerinizden. Ben bile yaptıysam hayli hayli yaparsınız yahu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Herkes app konusuna dalmış tabi ben programcının hayatı dediğim için :)

Ben örneğin dediğim gibi web sitesi üzerine çalışıyorum. psdleri alıp html'e çevirmek, js, php gerekenleri ekleyip siteleri hazırlamak. Yani app yapmak gibi bir durumum yok açıkçası ve istemem de app yapmak çok dertli iş geliyor bana.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

riglous said:

Bazı şeyler, "yaptım oldu"dan öte. Yani programı yaptın, para kazanmaya başladın, "patron poposu yalamıyorsun" diyelim ama bunun küçük seviyelerdeyken sana zararı, yararından daha fazla olabilir. Şöyle ki ekonomik olarak düşünmeyin, tamamen zaman ve hayat anlamında.. Gecen gündüzün bu işleri geliştirmekle geçiyor. Bunun ötesinde firmanın yöneticisi konumundasın. Altına bir iki adam aldığın anda bir anda üzerine düşen kayıt kuyut işleri o kadar fazlalaşıyor ki içinden çıkmak için program yazmayı bir kenara bırakıyorsun. Zaten firma büyüdükçe bu işler daha da zorlaşıyor.

İş sadece ürün geliştirmek olsa belki kabul edilebilir bu yazdıkların ama bunun ötesinde satış, pazarlama, avukat, mali müşavir, insan kaynakları ıvır zıvır. Sen tek başına bir program yaptığın zaman bu kalemlerin sadece birini, ürünü çözmüş oluyorsun. Diğerleri seni çifte yemişten beter eder. Tüm bunları göğüslerken de ne hayat kalır, ne aile. Tek kişinin yapacağı iş değil bunlar.

Test ettim.

"roket adam" said:

Di'nin mesajları bu ülkeden neden girişimci çık(a)mayacağının bariz bir kanıtı. Sen yapamadın gece gündüz bi patrona çalışıyorsun diye başkaları da mı yapamayacak? Dünya çapında olmasa da, ülke çapında app falan yazıp gayet para kazanan insanlar tanıyorum, kimseye de çalışmıyorlar, gayet kebap bi durum yani.

Zaten 'amaan abi kim uğraşacak' modunda herkes, çıkıp 'oğlum sen kimsin leaan' modunda muhabbetlere girilince kıl oluyorum. Ümit lazım insanlara karamsarlık değil.

Overnight success arayanlar mesela direkt paticik'e bakabilirler, otobüs saatlerini gösteren uygulamayı yapan adam (kemal di sanırım ismi) güzel iş çıkardı bence, en son onları farklı belediyelere satmayı planlıyordu, ondan sonra bir daha adını dizimag'in uygulamasında gördüm ki haftalardır en çok satanlarda. Alın size başarı yani. Ha milyar dolar kazanmıyor belki ama patron poposu da yalamıyordur gibi geliyor bana bilemedim ona da sormak lazım.

Olmayacak iş değil. Olur yani, neden olmasın?

Ekleme: yazarlık yaptığım sıralarda aynen dediğin gibi bi hayatım vardı, bi öğrenci için meh denilebilecek bi para karşılığında yazı başına ücret alıp inceleme makale falan yazıyordum. Bodrum'da şezlongda yatarken para kazanıyordum yani, hani şu yapamazsın dediklerinizden. Ben bile yaptıysam hayli hayli yaparsınız yahu.


sonuç bir şeyler üretip başarılı olan proje geliştiren insanlar var.

sonuç 2 bu iş her yiğidin harcı değil, bunu deneyip başarısız olan ya da direk denemeyip başarısız olurum diyenler de bahanelerini sıralamışlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Başarılı olan 1 kişinin yanında başarısız olan 9 proje var ve siz gönül rahatlığıyla gelip girişimci olmaktan bahsediyorsanız, sizden korkulur. Üstüne bir de korkutmayın insanları diyorsunuz.

Sen de demişsin işte, her yiğidin harcı değil.

Her yiğidin harcı olmayan konuda insanlar çekingenlik gösteriyorsa, ki somut nedenler var ortada, bu çekincelere bahane denmez.

Belki sen başarılı bir iş çıkardın ve tüm bu sorunları aşabildin. Bu senin 10 kişiden 1'i olduğunu gösteriyor sadece. Yeni işe atılacak birisinin 9 kişiden biri olmayacağını değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cevap veriyorum: mumkundur.

cevabi aciyorum: turkiyede zor biraz.

ben genelde ofiste calisiyorum, ama masanin obur ucunda oturan adamla bile skype uzerinden gorusuyorum (sebep: o an mesgul olabilir, sonra okumak isteyebilir, yolladigim sey copy pastelenebilir olmalidir, millet gurultuden rahatsiz olabilir, vs.). bu yuzden zaten yuzyuze gorusmek is acisindan dezavantaj.

is acisindan bakarsak, her sey repositorylerde zaten, bilgisayara sahip olmam bile gerekmiyor, guvenilir bir yerde herhangi bir bilgisayarla calisabilirim.

istedigim zaman evden calisiyorum, sorun cikarmiyolar.
farkli sirketlerde calisan arkadaslarim da genelde benzer durumdalar. is goruldugu surece kimse kimsenin nerden calistigina bakmiyo. tabi bu soylediklerim yazilim ile ilgili... musteriyle gorusecek ya da paperworkle ugrasacak eleman bi zahmet geliyo ofise.

ama, benim gordugum kadariyla turkiyede hic sicak bakilmiyo buna. bunun sebepleri uzerine bisiler soyleyip tartisma cikarmak istemiyorum, ama hic bi zaman da turkiyede boyle bi anlayisin hos karsilanacagini sanmiyorum.

diger yandan, ofis disi calismak her zaman disardan goruldugu kadar hos olmuyor. bi kere eger cok disiplinli bi insan evladi degilseniz, saat 11den once biraz zor baslarsiniz islere, ve ofiste yaptiginizin yarisi performansla calisirsiniz. en azindan benim basima gelen budur, bu yuzden genelde ofiste calismayi tercih ediyorum.

yine de, gerektigi zaman "ben x sehrine/ulkesine gidiyorum, bi hafta ordan calisicam" diyebilmenin rahatligi o isyerine gozumde +4 CHA verir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...