Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

büyüklerimiz ve bilgisayar...


Sufi

Öne çıkan mesajlar

bugün bir vesileyle bu konudaki anılarımı hatırladım. aslında daha binlerce olan bu ilginç ve sevimli anılarımdan hatırlayabildiklerim:

yıl 1985. commodore64'ümü yeni almışım. tabi mahallede haber hemen yayıldı. bir abimiz vardı. önce hayırlı olsun dedi ve sordu: "bilgisayara ne gibi sorular soruyorsun?"

bundan bir ay kadar sonra apartmandaki komşularımızdan nermin teyze, benim yaşımdaki kızıyla birlikte bilgisayarıma hayırlı olsun'a gelecekler. ben de bir muziplik yapayım dedim, c64 basic'i ile ufak birşey hazırladım. neyse geldiler, ben çalıştırdım ufak programı ve "bu bilgisayar herşeyi bilir, bakın şimdi bir soru soralım" dedim ve "cevabını öğrenmek istediğiniz soruyu giriniz" deyip benden soru bekleyen bilgisayara "hülya kimdir?" diye sordum (hülya, nermin teyzenin kızı oluyor). bilgisayar bir-iki ekran parlaması efektinden sonra, kırmızı beyaz flaşörlü bir yazıyla "hülya bir delidir" yazdı. anne-kız kıpkırmızı oldular. "yahu bakın şaka, ben ayarladım bunu" desem de nafile... herhalde ömürleri boyunca bilgisayarımı hiç affetmemişlerdir :)

6 ay kadar sonraları... bakırköy'de osam bilgisayar vardı. ara sıra oraya giderdik. programlamayla ilgilenen tipler falan vardı. tabi basic çalışıyor hepsi. ama ağızlarında bir "meşin kod" lafı var. işte falanca meşin kodla yapılmış, filanca meşin kod onu kıramazsın... hmm dedim demek ki basic dışında başka bir dil var ve kırılamıyor. sağlam olduğu için de "meşin" diyorlar :) hani elastik, yırtılmaz falan :) (lisede yabancı dilim fransızcaydı ve o dönemlerde tek kelime ingilizcem yoktu)

1986, artık c64'te assembler'a girmişim. gece gündüz, sabah akşam, uykuyu falan boşvermiş assembler kasıyorum. babam baktı ve "bilgisayar programlarının sonunu mu arıyorsun?" dedi. ilerleyen seneler içinde düzenli aralıklarla bilgisayar programlarının sonunu bulup bulamadığımı kontrol etti. sonunda birgün bilgisayar programlarının sonu diye birşey olmadığını tartışmalı bir biçimde anlatmaya çalıştım. bir daha bu konunun bahsi açılmadı :)

1988-89, sandra kim'in eurovision parçası j'aime la vie commodore 64'te sample edilmiş. o zamanlar digitizing diyorduk bu işleme. sanıyorum ilk denemelerden biriydi. neyse bunu bulduk. çalıştırdık, j'aime la vie şarkısı olduğu gibi bilgisayarımızda. tabi hayran olduk. babaannem evdeydi, hemen seslendik: "bak babaanne bilgisayar şarkı söylüyor". babaannem hayretler içinde geldi yanımıza. faltaşı gibi açılmış gözlerle dinlerken c64'ün datasette denen teyp/kaset mekanizmasını gördü ve "ee kaset takılıymış" dedi. "ama babaanne öyle değil böyle" desek de ikna edemedik. kasetti çalan işte... hilekar biz :)

bazen eve misafirler gelirdi, bizden küçük çocukları olurdu kimilerinin. çocuklarına "hadi oğlum bak uğur abin sana ateri'sini oynatsın" diye emrivaki yaparlardı. emrivaki yapılması bir yana, bilgisayarıma "ateri" denmesine uyuz olurdum. "aa bunda oyun yok" derdim hemen ve elimdeki tek ciddi görünüşlü ve onların anlayabileceği şey olan kendi yazdığım borsa takibi programını çalıştırırdım. yalan söylediğimi bilirlerdi tabi ama "hadi canım olmaz mıymış oyun" diyen çıkmadı hiç :)

1991, devir amiga devri... bir komşumuz bilgisayar hakkında bilgi almak için gelmiş. ben de anlatıyorum, işte bunda 512k ram var, yaklaşık 8 mhz hızı var, grafik işlemcisi blitter şu kadar transfer yapar vs vs... komşumuz bahsettiğim rakam ve terimlerin ne anlama geldiği konusunda en ufak bir fikri olmamasına rağmen söylediğim her rakam karşısında "üffff, vaay bee" gibi tepkiler veriyor... uyuz olmuştum... ama bir pislik yapmadım :)

1997-98, artık internet ve pc dönemi... bir belediyenin basın danışmanlığı ofisinde çalışıyorum. belediyenin faaliyetleriyle ilgili web tasarımları ve uygun olan konularda sunular için 3d animasyonlar hazırlıyorum. ofisin müdürü de ayhan bey, yılların gazetecisi... bilgisayarla tanışmış, çarpılmış ve tüm işlerini bilgisayarla yapmaya çalışıyor. ama malesef bir türlü sistemin işleyişini tam olarak kavrayamamış, sürekli birşeyleri bozup bana iş çıkarıyor... birgün koltuğunda aniden dikleşti ve panik içinde "uğur koş internetin açılış sayfası kayboldu!" diye bağırdı. "ne kayboldu ayhan bey?" dedim. "açılış sayfası işte, hani internete oradan gireriz ya...". anladım ki gidip görmeden olmayacak. gittim baktım explorer açık ve bir web sitesindeyiz. biraz cebelleştikten sonra sorunu anladım. windows'un explorer çalıştırıldığında default ayar olarak verdiği microsoft türkiye adresini, ayhan bey bir biçimde değiştirmiş ve explorer'ı çalıştırdığı zaman artık microsoft türkiye çıkmıyor karşısına :) durumu izah etmeye çalıştım ve default adres olarak ofisin kendi web adresini ayarladım. büyük bir zaferdi, çok memnun oldu :)

kardeşimle birlikte eti beyaz show'un jeneriği işini almaya çalışıyoruz. görüşmeler yapıyoruz, ufak örnekler hazırlıyoruz vs. freelance çalıştığımız için işi evde yapıyoruz. evdekiler de olayla bizim kadar ilgili oluyor doğal olarak. anneannem o dönemde bizde. sürekli dua ediyor sağolsun :):) neyse işi aldık. hatırlayanı
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

nukem bütün yazıyı okudun ama ilk iki satırı okumadın? ;)

gerçekten çok hoş, abimle benim de ilginç anılarımız var ama böyle oturup toparlayabileceğimizi sanmıyorum.. :)

c64, amiga ahh ah.. (yaşlanınca kesin nefret edecek gençler benden, hep eskiyi anacağım)[hline]Police: You at the window! Drop your weapon and place your hands on top of your head!
Arnie: trrritotitaritotitaritotitaritotitaritotitaritotitaritotitaritotita!!!
Police: That's a minigun!!!
Star dublajli Police: Lanet olsun ne biçim silah bu böyle??!!!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

biz babamrle (babam annem eniştem teyzem kuzenim ablam) herhalde baya C64'te bilardo oynamışızdır.sabahlara kadar hadi bakalım kim yenecek diye oturur gözlerimiz kan çanağına dönünceye kadar oynarmışız.(tabi benim yaş itibariyle uykum gelirmiş). bi gece gene benim uykum gelmiş.koltukta oturuyomuşum(bi yandan eniştemle babam oynuyo).koltukta başım sallanıyomuş benim ensonunda (uyuyaraktan) koltuktan uçmuşum.Ama uyanmamışım.korkmuş bizimkiler öldüm falan diye ama uyuyomuşum.[hline]Nothing is stopless.....Except Levie.....
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ehe Sufi bende babam süper sanırdım. her gördüğümde babamda geliştiriyor kendini en başlarda 300 dü yavaş yavaş iniyor. Az önce baktım 197 saniye imiş rekoru. 100 ede gelicek bu gidişle. Ama en sonunda izlediğim kadarıyla iş şansa kalıyor, yani 3-4 kare kalıyor ama hepsinde olma ihtimali var. Sallıyor tutarsa rekor oluyor. Bazen çok iyi sonuölar elde edip sonda kaybediyor hehe :)[hline]Hick!Memur bey ben alkollüyüm, siz nerelisiniz ehi ehi

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

zaten atman gerekmeyen yerlerde bile atmazsan 140'ın altına inemiyorsun. uzun süre 140 cıvarında takıldım kaldım. sonra yöntem değiştirdim ve çalıştığım bölgede ipuçları bitince, ipucu bulunan başka bölgeye sıçramak yerine hemen orada bir atış yapıp tutarsa devam ederek 100'lere indim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sene 1989 mu ne. berlin duvari yikiliyor almanya kayniyor filan. aslinda yaz olmasi gerek berlin duvari yikilmis halihazirda gecisler baslamis. pink floyd da konsere gidiyor acele oraya, sembolik bi duvar yikacaklar konserde kutlayacaklar olayi. aha buyuk olay tabi butun tvler abaniyo olaya. simdi dedem de dinlemis haberlerde bunu, zannetmis ki torenle esas duvar yikilacak. emekli ilkokul muduru ogretmendi anlamaz cakmaz da degildi ama haberlerde nasi veriyolar mevzulari abartip biliyosunuz. neyse bana dedi aman konser basladiginda haber et sakin ha kacirma. neyse cmt mi pazar mi bi gun konser basliyo dede kos kos basliyo dedim hobi olarak ugrastigi elektronik alet tamiratindan kalkip kultablasini kapti kostu. oturdu koltuga seyrediyoz. cikti pink floyd aheuha yer gok inliyo konserde. bi sure izledik. zirt pirt konseri anlatanlar pink floyd soyle etti pink floyd boyle etti diyor. dedem durdu durdu "ne bu simdi bunlar pin pin miymis dedi". bi muddet yuvarlandim yerde gulerken. neyse sira geldi duvarin yikimina. tabi konserde kopukten bloklarla bi duvar insa etmisler yuksek ama dar, onu yikicaklar. konserin climax noktasinda aldi birileri balyoz ellerine, solist mi kim hatirlamiyorum abandi duvara. e tabi kopukten bloklar uflesen iniyor. hoeaa millet deliriyo konserde. dedem bakti olaya, "eeee ben de duvari yikacaklar sanmistim bu sahteymis yahu" dedi gitti. izah ettik duvarin onceden yikildigini bunun sembolik oldugunu. napiyim ben sahtesini dedi.[hline]www.mizzah.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hey gidi gençlik dimi suficim.

Eskiden bi cabir market vardı aksarayda. Spectrum 48k dönemleri o zamanlar. İki tür oyun satılırdı, normal oyunlar ve süper oyunlar diye. :) süper oyun alamazdık tabi biz. Normal oyun alırdık.

Yine o dönemlerde, tabi spectrum da kasetten okuyo, Knight Rider vardı. Namı diğer karaşimşek. Allahım iki kere aldık oyunu çalışmıyo. Sonra nası olduysa birinin ilk iki dakikasının (bilmeyenler için evet o zamanlar oyunlar böyle zort diye yüklenmiyodu) öbürünün de son bi dakkasının bozuk olduunu farkettik. Ee şimdi bunları bir kasede yerleştirmeye gelmişti sıra. Dubbing yapan teyp de kolay bulunmadığı için komşunun teybini alıp bizim teyple aynı odaya yerleştirdik. Sesi sonuna kadar açıp birinin başını öbürünün sonunu aynı kasete çektik. Annem de her zamanki gibi gelip "müzik mi bu şimdi" demişti :) Ha sonra hiçbiyerde düzgün olmadığı için satmıştık bi de oyunu.

Dahaa... Şimdiki pingden eskidenki dir den ondan önceki poke lerden önce print vardı artislik yapmak için arkadaşlara. Hey gidi hey.

O zamanlar bilgisayar dergilerinde(ingilizceydiler)oyun cd si vermezlerdi de oyunun programını verirlerdi. Bigün yine oturmuş oyunun programını yazıyoruz ama bu sefer basic ile diil. Assembly yani (maşin kod) ile. Neyse saaatlerce yazdık. Babam karşımıza geçip "ulan bacak kadar çocuklar geçtiler bilgisayarın karşısına neler yapıyolar vay be yaşlandın mustafa sen. Bu arada zeki çocuklarmış maşallah. Sağol mustafa be biz yapamadık onlar yapsın dimi mustafa. Valla öyle" şeklinde manalara gelen -ki o manalara geldiini şimdi anlıyorum- bakışlarla bakardı. Neyse yazdık yazdık bi baktık ana. Reset atın diyo. Şimdi hani bi kasada reset var bi de ctrlaltdel var ya reset yapan (gerçi artık o da taskmanager çaarıyo ya) onun gibi bi soft reset. Ulan dedik naapcaz filan. Baktık yapcak bişe yok gitti gitti. Attırk resetimizi sonra ilk pokemizi yapıp oyunu oynadık. Süperdi.

Sırada commodore var devam etçem. İyi muhabbetmiş.[hline]Hani Oruçluyken Ramazan Ayında Commodorla Evde Güzelce Oynardık. Evveldense Sinclair Spectrum48K Kullanırdık İnanamıyorum İçimiz Nasıl Geçmiş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hehehe süper oyunlar'ın çekimi 1500 TL idi, normal oyunlar 400 TL :) 400bin falan değil direk dörtyüz lira :)

bir hafta boyunca tüm harçlığımızı biriktirip impossible mission'ı almıştık. ne gündü ama :)

ve poke olayı :) herşey onunla başladı zaten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...