Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Hears of Iron 2: Modern Day Scenario - Türkiye


DoruK

Öne çıkan mesajlar

Evet, pek çok HOI oyunum oldu fakat kayıt altına aldığım tek oyunum bu oldu, sanırım en dandik gelişen oyunum da bu idi :p ama en ilginci de

bu sanırsam. Modern Day Scenario 2 #1.5 ile oynadım ve Türkiye'yi seçtim. Çok uzatmadan hikayemize başlayalım.

2004 yılında Irak topraklarının başında olan Amerika, Kürdistan adlı devleti ilan etmiş ve Türkiye'yi karşısına almıştı. Türk ordusu aynı gün

Kürdistan'a girdi ve Kerkük, Musul, Samarra'yı topraklarına katarak 4 gün boyunca hüküm süren bu devletin varlığına son verdi.

Yıl 2006, Suriye garip bir cesaretle Irak topraklarının şimdiki sahibi Amerika'ya savaş açma cesaretinde bulunuyor


Amerika'yı beklenmedik müdahalesiyle vuran Suriye, bundan aldığı gazla İsrail'e de savaş açıyor. Filistinli kardeşlerinin öcü alınacak!!



İsrail affetmiyor ve Amerika da bastırdığı vakit Suriye'nin önemli şehirlerini ele geçirip tüm ülkeyi topraklarına katıyor. Bu sırada Türkiye de

Suriye'den toprak kapma peşinde ancak izlediği politikalar sebebiyle savaş açamıyor (39 beligerence istiyor). Petrol sıkıntısı çeken Türkiye bu fırsatı kaçırdığına üzülecek.



Fakat aynı yıl güzel bir sürpriz gerçekleşiyor ve Türkiye'nin geleceğini parlak gören Kıbrıs halkı Türkiye'ye dahil olmaktan çok memnun olacaklarını belirtiyor gerçekleşen referandumda. Kıbrıs artık tamamıyla Türkiye topraklarına dahil oluyor.



2007'ye geldiğimizde dünyanın kaderini değiştirecek olaylar serisinin başlangıcını görüyoruz. Çin Halk Cumhuriyeti devrimlerini tamamlayıp can düşmanı Tayvan'a savaş ilan ediyor. Beklendiği üzre Amerika da bu duruma yanıtsız kalmayıp Çin'e savaş açıyor, Amerika ile beraber müttefikleri Avustralya, İngiltere ve Amerika'nın kuklası Afganistan da savaşa müdahil oluyor. Bir diğer tarafta Şangay Paktı üyeleri Rusya, Çin ve Kazakistan yer alıyor.



Çin, yanıbaşındaki güçsüz ve çaresiz Afganistan'ı kısa sürede ele geçiriyor. Afgan halkı, bundan böyle çekik gözlülerin idaresinde yaşayacak!



Aynı yıl, Avrupa ülkelerinden Almanya, dünyanın sessiz kalamayacağı bu çatışmaya dahil olmaları gerektiğini düşünüp Avrupa Birliği ülkelerini savaşa sürüklüyor. 11 Avrupa ülkesi Çin, Rusya ve Kazakistan'a savaş açıyor, ortalık fena halde karışıyor.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ve bir diğer askeri dev, Hindistan da tüm dünyanın şaşıracağı şekilde, "biz de ne kaparsak kârdır" diyerek Çin'e savaş açıyor. Fakat müttefik kuvvetler ve Avrupa Birliği ülkeleri kontrolü ele geçirmeden evvel Hindistan'ın bu coğrafyada çiçeği burnunda düşmanlarına boyun eğmesi de olası.



Bütün bu olayların faturası ilk olarak Estonya halkına patlıyor. Estonya hükümeti topraklarının anahtarını rus generallere teslim ederken çaresiz.



Bu vakte kadar tüm bu olanlar karşısında tam bir denge politikası izleyen Türkiye ise, stratejik konumu bakımından tüm devletler için önemli bir ülke haline geliyor. Bir yandan Amerika ve İngiltere Ankara ile arayı iyi tutup kendi saflarına dahil etmek için bu savaş ortamında para musluğunu açıyor, diğer tarafta ise Avrupa birliği, daha düne kadar yüzüne bakmadığı Türkiye'ye kapılarını sonuna dek açıyordu. Tüm Kopenhag kriterleri çöpe atılmıştı resmen.

Türk yöneticiler ise stratejisini çoktan belirlemişti. Aslında geç kalmış bile sayılırlardı harekete geçmek için. Ağustos başında Bulgar topraklardan yola çıkan Türk ordusunun hedefi, Litvanya topraklarından doğruca Rusya topraklarına girip bu pastadan pay almaktı. Fakat orduyu savaş amaçlı yolladığını henüz belli etmemiş, barış gücü adıyla yola çıkmışlardı.

Aynı anda Irak'ın bütünü isyancılar tarafından işgale uğramıştı fakat Amerika'nın bunu düşünecek hali yoktu. Irak'taki ordusu büyük kayıplar verip etkisiz hale gelmiş ve Şii'ler yönetimi ele geçirmişti. Sanki İran'ın işiydi.



Türk ordusu Litvanya - Rusya sınırına vardığında, Avrupa Birliği ülkeleri, ilk olarak Yunanistan'ın çıkarma yaptığı Leningrad şehrinden Rus topraklarına yayılmaktaydı. Karar mekanizması tamamen Yunan generallere bırakılmıştı. Tarihçiler, bu senaryo için 1. Dünya Savaşı'nda

Yunanistan'a vaad edilen toprakları hatırlatmıştı ancak Yunanlar kararlıydı, Avrupa Birliği'nin tüm ülkeleri durmaksızın Rus toprakları Yunanistan için ele geçiriyordu.

O vakit Amerika ve İngiltere'nin baskılarıyla koalisyona katılan Türkiye ise ilk olarak Vyazma kentine ayak basacak ve buradan güneye doğru ilerleyecekti.



Bu sırada Uzak Doğu'da da savaş tüm hızıyla sürmekte idi. Tayvan mükemmel bir zamanlama ile Çin'in Shenzen kentine çıkarma yapmış ve düşmanını zor duruma sokmuştu. 2008 seçimlerinde başa gelen Hillary Clinton'un yönetimine geçen Amerika da hızla kıyı şeridine yayılıyordu.

En büyük sürprizi Hindistan yapmış, Kuzey Çin'in büyük kısmını ele geçirmişti. Çin için işler gerçekten zorlaşıyordu. Müttefikleri ise batıdaki savaştan başını kaldırıp destek veremiyordu. Rusya'nın önderleri, kendilerine sunulan atom bombası kullanma önerilerini elinin tersiyle bir kenara itmişti. Kendilerine güvendiklerini, Rus halkının cesur olmasını istediklerini, bu savaşı normal yollardan da kazanabileceklerini söylüyorlardı.



Ve tarih 20 Mayıs 2008, insanlık için en karanlık günlerden biri oluyor. Çin hükümeti iyice zora düştüğünü anlayınca, Rusya'nın yaptığını yapamayıp nükleer savaşı tetikliyordu. İlk bomba Hindistan'ın Dimapur şehrine düşüyor, yüzbinlerce zavallı insan can veriyordu.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Amerika da bu savaştan büyük zarar görecek gibi gözüküyordu, hemen hemen tüm önemli şehirlerine atılan Çin atom bombaları Amerikan halkını ortadan kaldırmaya yönelik bir girişim olarak değerlendiriliyordu. Bir zaman sonra çoğu şehir yok olurken, merkezden uzak yerleşim alanlarında tam bir Fallout ortamı oluşacaktı. Amerika'nın demokrat başkanı Hillary Clinton ise nükleer bombalarla karşı gelme fikrini reddetmiş, bunun insanlık için bir son olacağına kanaat getirmişti. Acaba bu fikri gerçekten insanlık yararına mı oalcaktı, yoksa Amerika'nın sonunu mu hazırlayacaktı göreceğiz.



İlk atom bombasının düşmesinden 4 gün sonra, İngilizler de bu bombalardan nasibini alıyor ve buna bir dur demek için harekete geçiyordu.

Elindeki çok sayıda atom bombasını Çin ile kalmayıp Rusya'ya da atan İngiltere, Türkiye'nin kucağında olan en önemli şehir Volgograd'ı (Leningrad) bombalayınca Türk yöneticiler ayaklandı. Fakat İngiliz hükümeti bunun yanlışlıkla yapıldığını Türkler'e kabul ettirdi.

Yunan ordusu kendi toprakları üzerinden yapılan Türk lojistiğini kesmiş, Türk ordusunun yavaşlamasına neden olmuştu. Dost gibi görünen

Yunanlar yine yapacağını yapmış ve Türkiye'nin bir ayağını çukura sokmuştu. İstediği noktaları ele geçiremeyen Türk ordusu ise en azından

Kafkas topraklarını ele geçirmek niyetindeydi.



Kafkaslar Türk yönetimine geçtikten sonra, Türk ordusu Kazakistan topraklarına ilerlemeye başladı, en azından devam etmekte olan petrol sıkıntısını gidermek için ele geçirmeyi planladığı şehirler vardı.



24 Ağustos 2008 günü Türkiye için önemli bir gündü. Uzun süredir Amerika'ya yapılan baskılar sonuç vermiş, Gürcistan da koalisyona katılmıştı. Böylece Türkiye'nin kara lojistiği sorunları bir nebze çözülmüştü. Aslında Rostov Türkler'in yönetimindeydi ve deniz yoluyla taşıma yapılıyordu fakat savaş durumunda bu yeterli değildi. Gürcistan Türk ordusuna ilaç gibi gelmişti.



2009'un başı, Çin iyice çökmüştü. Hint ordusu ilerleyişini kesmemiş, Çin'e büyük darbe vurmuştu. Yine Çin topraklarının büyük kısmını ele geçiren Amerika ise, topraklarına düşen çok sayıda atom bombasının etkisiyle endüstriyel gücünü kaybetmişti ve ordusu da zayıf düşmeye başlamıştı. Eski endüstrisinin neredeyse 20'de 1'ine sahip olan Amerika artık dünyanın en büyük gücü sayılmazdı, zira askerlerine yeterli desteği bile ulaştıramaz hale gelmişti. Ele geçirdiği Çin topraklarının ise bir bölümü isyancılar tarafından basılmıştı. Uzmanlara göre Amerikan ordusu bu tariften sonra hızla geri çekilmeye başlayacaktı.



Avustralya da diğer ülkelere nazaran zayıf olan ordusuyla, boş kalan Çin topraklarına çıkarma yapıyor ve toprak kazanıyordu. Çin halkı ise gerçekten zor durumdaydı. Özellikle Hintliler tarafından tecavüze ve işkenceye maruz kalıyorlardı. Savaşın en acı yönleri yüzünü gösteriyordu.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

2009'un Mart ayı, Amerika topraklarının %90'ı işgal altında; isyancılar yönetimi ele geçirmiş ve organize biçimde hareket eden gruplar ortalığı yakıp yıkıyordu. Amerikan ordusu, başka bir kıtada savaşırken, kendi kıtasındaki gücünü tamamen yitirmiş, ülkesini kaybetmişti. Nükleer savaştan sonra tam bir kıyamet ortamı vardı Amerika Birleşik Devletleri topraklarında. İsyancılara silah sağlayanın ise Rusya ve Çin olduğu tahmin ediliyordu. Çin, yok olurken, düşmanını da yanında götürmek için kalan tüm gücünü kullanmış gibi gözüküyordu.




2009 Nisan'ında Kuzey Kore de fırsatı kaçırmadan Rusya'ya aslında dolaylı yoldan Çin'e savaş açacaktı. İngiltere de, Rusya'nın doğusunda toprak ele geçirip ilerlemeye devam ediyordu. Türkiye ise müttefiki İngiltere'nin yardımlarıyla petrol konusunda belini doğrultmuştu.



Ve beklenen oldu, Çin hükümeti ortadan kaldırıldı. Son darbeyi yapanın Avustralya ordusu olması dikkat çekiciydi. Tayvan, Amerika'nın isyancılara kaptırdığı Çin topraklarının çoğunluğunu ele geçirmişti. Hindistan bu sırada Kuzey Rusya'ya dayanmıştı ve hiç hız kesmiyordu.



Büyük çoğunluğunu İspanyol askerlerinin oluşturduğu Avrupa Birliği ordusu ise Yunanistan adına Sibirya'yı ele geçirmiş ve Rus topraklarını büyük ölçüde eritmişti. Türk ordusu ise yeteri kadar hızlı davranamayıp tek tük şehir ele geçirebilmişti.



21 Ağustos 2009 günü Amerika İran'a savaş açıyor, ordusu Kafkaslar'da bulunan Türkiye'yi bir kez daha zor duruma sokuyordu. Türk ordusu elinden geldiğince hızlı bir şekilde toparlanıp savunmaya geçecekti. Neyse ki bir kaç gün sonra Hindistan da İran'a savaş açacak ve İran'ın tüm dikkatinin Türkiye'nin üzerinden kaymasına neden oalcaktı. Bu sırada toparlanacak olan Türk ordusu karşı saldırıya geçecekti.



6 Aralık günü Rusya'nın son kalesi de düşüyor, Kremlin'de akşam çayı içen Yunan Başnakan Rus hükümetinin tarihe karıştığını açıklıyordu.

Yunanistan, Hindistan ve İngiltere kuşkusuz bu savaştan en büyük çıkar sağlayabilen üç devlet idi ve bu savaşın getirileri onlar için çok fazlaydı.

Yine de, kaynak bakımından çok sağlam şehirler ele geçiren Yunanlar endüstri bakımından pek çok ülkenin hala gerisinde olacaktı, zira nükleer savaş nedeniyle Rus topraklarındaki çoğu fabrika yok olmuştu.



Türk ve Hint ordusu ise İran'ı aylar sonra topraklarına katmıştı. Türkiye Abadan şehrini ele geçirerek petrol konusundaki müttefiklerine olan bağlılığını tamamen sonlandırmış, her konuda kendi ayaklarının üzerinde durabilen bir devlet olmuştu artık. Tahran gibi önemli bir şehir, ele geçirilmeden önce ise Hindistan'ın atom bombalarının hedefi olmuş ve büyük ölçüde yok olmuştu.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

20 Haziran, Bask-Katalan Koalisyonu adlı devletin kuruluş yıl dönümü olacaktı. İspanya sonunda baskılara direnememiş ve bu devletin varlığına izin vermişti.



Türkiye 10 Mayıs 2011 tarihinde, pek bir işine yaramayan Grozny kentinde Çeçenistan devletine özgürlüğünü verdi. Aynı zamanda Irak topraklarındaki Amerikan karşıtı isyancıları dağıtıp yönetimi geçici olarak sağlıyordu. Amerika'nın ne Irak'ı idare edecek gücü, ne de kendini kurtaracak hali kalmıştı, Türk ordusu da bu fırsattan yararlanıp Irak petrolü ve endüstrisini kullanmaya başladı.



Ertesi yıl, Türkler durmayacak ve gerek endüstri olarak gerekse petrol zenginliği olarak dünyanın sayılı şehirlerinden biri olan Kuveyt şehrini ele geçirmek için çalışmalara başlayacaktı. Ülkeye bol sayıda casus sokup devleti dünyaya karşı manipule ediyorlardı. Kuveyt dünyanın gözünde kötü bir yer edindiğinde ise Türkiye'nin Kuveyt'e savaş açması pek de anormal karşılanmayacaktı. Türkiye aynı çalışmaları Türkmenistan için de başlattı, zira zamanında ele geçirdiği Kazak topraklarından çıkardığı petrol orada hapis kalmıştı ve kullanılamıyordu. Kaynakları başkente ulaştırmanın tek yolu Türkmen topraklarını kullanıp bir yol açmaktı. Bunlar uzun vadeli planlar idi.



Türkiye, çalışmalarının ilk ayağını başarıyla tamamlamış ve Kuveyt'e savaş açmıştı. Her yıl yavaş yavaş kaydırılsa da, mevcut ideoloji nedeniyle savaş karşıtı olan halk tarafından ülkede büyük tepkiler de aynı gün boy gösteriyordu. Ancak Kuveyt'in Türkiye'ye katılması 1 gün bile almadı.



Bundan sonra endüstriyel atılımlar gerçekleştiren Türkler, bir çok şehrine fabrikalar kuruyor ve giderek güçleniyordu. Yıllar geçtikte daha iyi hale gelen ülke, dünyanın eski devlerinin önüne geçmiş, sayılı ülkelerden biri haline gelmişti. Endüstriyel alandaki bilimsel araştırmaları tamamlayan üniversiteler, ülkenin geleceğine ışık tutuyordu.




Yıllar geçtikçe güçlenen Türkiye, en sonunda isteksiz bir şekilde müttefikinin yardımına koştu. Plan, Boston Limanı'na yapılacak çıkarmayla, önce New York'un, sonra da Washington'un ele geçirilerek Amerika'nın belini doğrultmak idi. Bir tümen korkunç bir deniz kazasında şehit olduğunda tüm ülke haftalarca ağladı. 1 ay sonra yeni bir tümen başarılı bir şekilde Boston'a ayak basacaktı.



Türkiye, 26 Kasım 2018 günü yönetimini sürdürdüğü Irak topraklarından çıkmaya ve yönetimi yeni Irak devletine bırakmaya karar vermişti. Irak,

Türkiye'nin kukla devleti olacaktı ve tüm kaynakları Türkiye'ye aktarılacaktı. Savunma bakanının bu karardan geç haberi olmuş olacak, karşısında Irak bayrağı görünce düşman sanmış bizi uyarıyor.



Ordumuz bir sonraki aşamada Washington'u gözlüyor, karşısında 22 tümen büyüklüğünde bir isyancı ordusuyla karşılaşıyor ve Washington'a çıkarma yapmaktan vazgeçiyor. Herhalde Amerikan halkını kendi kaderine terk etmek en iyisi..



Fakat Türk amiral ısrarcı, bu kez Amerika'nın endüstriyel bakımdan ayakta kalabilen nadir şehirlerinden Seattle'ı isyancılardan kurtarmayı planlıyor. Bunun için zorlu bir görev bekliyordu Mehmetçik'i.



Seattle ele geçiriliyor, fakat Eren Gürseli komutasındaki tümen, erzaksızlıktan dolayı zayıf düşüyordu. Korkunç gerçek gemiye döndüklerinde ortaya çıktı. Amerika uğruna iki tümen şehit veren Türk ordusu, bir daha Amerika'ya yardım etmemeye söz verdi.



2019'da Türkmenistan'ı dünya karşısında karalama kampanyalarında küçük düşürüp savaş açan Türkiye, kısa süre sonra Fort Shevchenko'daki

isyanı bastıracak ve buradaki petrolü başkente ulaştırabilecekti. Aynı kampanyaları Ukrayna için de sürdüren Türkiye'nin amacı Kuzeyde ele geçirmiş olduğu eski Rus topraklarını da Kafkaslar'daki topraklarına Ukrayna aracılığı ile bağlama peşindeydi.



Uzun yıllar sonra Ukrayna'ya savaş açan Türkler, akın akın ordunun peşinden bu topraklara girerek Ukraynalı kızları güvenli bir şekilde kendi kanatları altına almak için yola çıkacaktı.



General Ethem Erdağı komutasındaki birlik denizden yapacağı Sivastopol çıkarması ile doğu cephesindeki birliklerin işini kolaylaştıracaktı.



Kısa süre sonra Ukrayna ordusunu telef eden Türkler, düşmanı hızla püskürttü.



Savaş sona erdiğinde Türkiye, topraklarının çoğunluğunu kara yoluyla bağlamıştı. Bir kaç ay sonra Ukrayna'daki fabrikalar da çalışmaya başlayınca endüstriyel olarak çok büyük bir güce sahip olacak ve dünyada korkulan bir güç olacaktı.



Dünya'nın son hali



----
Evet burada oynamayı bıraktım, zaten senaryonun haddinden fazla oynamıştım, burada da artık karşıma çıkacak bir güç kalmadığı için bir amacım kalmadı. Oyunda en çok şehir puanı Hindistan'da, sonra bende fakat bir Arabistan'ı alsam geçiyorum. Halihazırda en büyük sanayii de bende. Dünyanın pek çok ülkesinde bol casusum var, Avrupa ülkelerinde toplasan benimki kadar asker yok falan yani. Sıkmamak için ara yazıları kısa tuttum. Tayyip iyi money production sağlıyor ama dissenti artırıyor ilginç bir adam (: teknoloji bakımından da dünyanın en iyisiyim şu anda. evet ilk kez bir hoi oyunumda böyle garip bir durum oluştu hehe. Yunanistan coştu ama base IC'si 15 hala. bunu mdscilerin kafasına atmam lazım herhalde (:

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yorumlarınız için teşekkürler arkadaşlar

Efrasiyab said:
Muhteşem.
1-Kerkükü nasıl araplara verirsin, silme Türk var orda!
2- HoS kim? Tayyip mi:D?
3-ABDyi nie kurtarıyorsun ki? Savaş ilan edip puppet devletler kursaydın keşke:D
Ve tebrikler hakikatten:)!

1- oralar amerikaya aitti ve neredeyse her ay 2-3 şehirde isyan çıkıyordu sürekli ordu bulundurmak zorundaydım ve askerler bana lazım olduğu için bu işime gelmiyordu. ayrıca ırak puppet ım olduktan sonra benim kontrolümdeyken kazandığım petrolün neredeyse 2 katı gelmeye başladı doğal olarak.
2- HoS nerde anlamadım :)
3- abd yi kurtarma sebebim şu; sonuçta koalisyondayım ve oyunun asıl amaçlarından biri bulunduğun ittifakın en güçlü ittifak olması. amerika yok olma eşiğine gelince doğal olarak bizim ittifak çöktü.

Breedan said:
çok güzel olmuş
ama arada bi kaç 10 yıl güme mi gitmiş
oraları hızlı mı geçtin ? :)

hızlı geçmedim aslında ama kayda değer bir gelişme görmediğim yerler için görüntü almadım. aksi takdirde bir 100-150 resim koymak zorunda kalırdım herhalde :p bir de production, diplomacy ve intelligence ile ilgili konulara pek değinmedim, aslında oyunun kaderini belirleyenler bu noktalar ama okuyacak olan herkes hoi fanatiği değildir ve sıkılabilirler diye düşündüm
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anlamadığım konular şu:

1- Rusya ve Çin nasıl oldu da çöktü? Onlar çökse bile savaş sonrası biyolojik yaşamın bitmesi gerekmez miydi?

2- ABD'ye bile nükleer bombalar düşerken Japonya ve İsrail'e hiçbir şey olmadı mı? Ben Pakistan yada İran olsam bu karambol ortamında nükleer silah kullanırdım, öyle ortamda değilse ne zaman atacaksın ki o silahı? Benzer şekilde Çin Japonya'ya saldırmadı mı "dedelerimizin intikamı ulen hurra" diye

3- Son olarak Kuzey Kore'nin neden Çin'e daldığını anlamadım? Bunlar öz be öz kanqa değiller mi?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throne_eins_meister said:
Anlamadığım konular şu:

1- Rusya ve Çin nasıl oldu da çöktü? Onlar çökse bile savaş sonrası biyolojik yaşamın bitmesi gerekmez miydi?

2- ABD'ye bile nükleer bombalar düşerken Japonya ve İsrail'e hiçbir şey olmadı mı? Ben Pakistan yada İran olsam bu karambol ortamında nükleer silah kullanırdım, öyle ortamda değilse ne zaman atacaksın ki o silahı? Benzer şekilde Çin Japonya'ya saldırmadı mı "dedelerimizin intikamı ulen hurra" diye

3- Son olarak Kuzey Kore'nin neden Çin'e daldığını anlamadım? Bunlar öz be öz kanqa değiller mi?

1- Avrupa ülkeleri + amerika + ingiltere + hindistan + tayvan (küçümsememek gerek) karşısında iken sanırım hiç bir birlik dayanamaz şu vakitte, rusya ve çin'in dayanamaması da gayet doğal. nükleer savaşı da her ülke tercih etmedi zaten rusya en başta reddetti, amerika da kullanmadı. kullanan ülkeler çin ve ingiltere, çin zaten çoğu bombasını amerikaya harcadı, ingilterenin stoğu daha bol olduğu için rusya ve çinin neredeyse tüm önemli kentlerine salladı. sonuç olarak rusya, çin ve amerikada önemli şehirlerin büyük bölümü yok olup gitti, ingilterenin de bir kaç şehrine bomba düştü zaten IC si 30 mu ne kalmıştı en son.

2- japonya ve israil savaşa girmedi hiç. pakistan ve iran da girmedi savaşa, iran şangay paktına sonradan dahil oldu zaten asıl savaşta yer almadı. çin de kendi derdine düşmüştü yani nefes bile aldırmadı düşmanları.

3- kuzey kore çin'e değil rusyaya savaş açtı aslında. fakat şangay paktının tüm ülkelerine birden savaş açmış oldu bu sayede.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 hafta sonra ...
  • 2 hafta sonra ...
feci özledim oyunu şimdi... böyle özel haritalarda oynamadım hiç. resi sitenin forumlarında vardı bir sürü. euehue ben almanya ile dünyayı aldıydım bir kere :X sonra bir japonya maceram var ki efsane euhe cdside uçtu ay başında torrentten indiriyim bari. bu hikayede türkiye iyide. normal oyunda böyle gelişme şansı yok anasını satayım. direkt işgal var iyi ki girmemişiz 2. dünya savaşına
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...